loading
close
SON DAKİKALAR

Gar’garaya gelmesin

Yılmaz Özdil
Tarih: 20.10.2019
Kaynak: Yılmaz Özdil-Sözcü

Yılmaz Özdil: Kültür sanat, sinema, edebiyat, resim, müzik, fotoğraf, mimaridir, sosyolojidir, felsefedir, tarihtir… Etnografya müzesidir.

Haydarpaşa garında

1941 baharında

saat on beş

merdivenlerin üstünde güneş

yorgunluk

ve telaş

Nazım Hikmet'in sekiz yılda yazdığı, 17 bin mısradan oluşan, Memleketimden İnsan Manzaraları, Haydarpaşa garı'nda başlar.

İnsanımıza dair tüm bakış açılarının sıfır noktasıdır, Haydarpaşa garı.

“Ay düşünce denize, seni hatırlarım / ince ince yağan yağmur, iskeleye yanaşan vapur, Haydarpaşa garı / seni hatırlarım” der mesela, Behçet Aysan.

“Ver elini Haydarpaşa demişiz, vapur rıhtımdadır pırıl pırıl, hava hafiften soğuk, deniz katran ve balık kokulu” der, Turgut Uyar.

“Eski kahvemde oturmaktayım, cebimde iki paket sigara, karşıda Haydarpaşa garı, gri bir ev ödevi gibi, adamlar geçiyor, yüzsüz, gözsüz, gülüşsüz adamlar” diye anlatır, Cemal Süreya.

“Merdivenleri indim. Arkama dönüp Haydarpaşa istasyonuna bir daha baktım. Kocaman kapılarında, düdüklü, trenli, meraklı, düşünceli, perişan, aceleci, birbirini bulmaya çalışan bir alem vardı. Her gün yüzlerce tren, binlerce insan getiriyor, binlerce insan alıp gidiyordu. İstasyon kapıları, durmadan insan alıp, insan veriyordu” diye tasvir eder, Sait Faik.

Selim İleri, tren seslerinden hatırladığını söyler… “İlk hatırlayış, belki de gar'ı görmeden yaşandı, dedemlerin Şifa'daki evlerinde, arka balkona çıktığımda, o zamanın, bundan elli yıl öncesinin tenha ve handiyse kırlık İstanbul'unda, tren sesleri Haydarpaşa'dan Şifa'ya kadar yankırdı.”

Yaşar Kemal ise, karakışta kaleme almıştır… “Kadıköy'ün denizine kar yağıyor, insanlar üst üste, insanlar birbirlerine abanmış, vapurdan çıkıp vapura biniyorlar, paltolarına, gocuklarına, kürklerine sarılmışlar, trenden inip trene biniyorlar, Kadıköy iskelesi, Haydarpaşa garı binbir ayak, insanların üstüne kar yağıyor.”

Ateşten Gömlek'te anlatır Haydarpaşa'yı Halide Edip Adıvar.

Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı'da anlatır.

Ömer Seyfettin'in Ahmet Hamdi Tanpınar'ın öykülerindedir.

Attila İlhan'ın Haydar Ergülen'in şiirlerindedir.

Orhan Kemal'in Reşat Nuri Güntekin'in Yakup Kadri'nin romanlarındadır.

Devrim Erbil tablosudur, Haydarpaşa garı.

Ara Güler fotoğrafıdır.

Cüneyt Arkın, Pervin Par, Tanju Gürsu, Sevda Ferda, Önder Somer… Gurbet Kuşları'dır Haydarpaşa garı.

Ezbere bildiğimiz repliktir, yeneceğim seni İstanbul'dur, tahta bavuldur, umuttur.

Tarık Akan, Fikret Hakan, Kamran Usluer… Demiryol'dur.

Filiz Akın, Ediz Hun, Aliye Rona… Ankara Ekspresi'dir.

Değerli hocam Turgut Özakman yazdı, Mustafa Kemal Atatürk'ü Rutkay Aziz canlandırdı, Savaş Dinçel, Hülya Aksular, Macide Tanır, Dinçer Sümer, Kenan Işık… Cumhuriyet'tir, Haydarpaşa garı.

Hayat denilen kavram, hiçbir yere giden oyuncak trendir.

Dön dolaş, başladığın yer de, bitirdiğin yer de, aslında aynı yerdir.

Hayat treninin hem merhaba'sı hem elveda'sıdır, Haydarpaşa garı.

Sirkeci'ye başlarsak, bir bu kadar daha yazmak gerekir.

Kültür sanat, sinema, edebiyat, resim, müzik, fotoğraf, mimaridir, sosyolojidir, felsefedir, tarihtir… Etnografya müzesidir.

İstanbul'un değildir.

Bizatihi İstanbul'dur.

Kimsenin babasının malı değildir.

Türkiye'nindir.

Kendisini Türkiye'ye ait hisseden herkes, bu mücadeleye destek vermelidir.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları