loading
close
SON DAKİKALAR

Ordinaryüs yüzyılından Suriyeli/Afgan yüzyılına

Yılmaz Özdil
Tarih: 30.10.2022
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Yılmaz Özdil; Maddi manevi bütün yıkım illa ki yeniden inşa edilir. Ama Akp gidici. Bunlar kalıcı. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının en en en en önemli meselesi, demografik bomba olarak ülkeye yerleştirilen mülteci meselesidir.

Ordinaryüs Profesör Erich Frank, Türk vatandaşı oldu, İstanbul Üniversitesi tıp fakültesinde ders verdi, tabutuna Türk bayrağı sarıldı, devlet töreniyle Aşiyan'da toprağa verildi.
Profesör Fritz Arndt, İstanbul Üniversitesi kimya enstitüsü'nün kurucularından oldu, müdürlüğünü yaptı.
Rudolf Belling, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümü başkanı oldu.
Profesör Clemens Emin Bosch, Türk vatandaşı oldu, müslüman oldu, Emin adını aldı, arkeoloji müzelerimizin antik sikke koleksiyonlarını düzenledi.
Profesör Friedrich Dessauer, İstanbul Üniversitesi tıp fakültesi radyoloji enstitüsü'nün başkanlığını yaptı, biyofizik enstitüsü'nü kurdu, Türkiye'de modern radyoterapinin kurucusu oldu.
Carl Ebert, Ankara Devlet Konservatuvarı ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nun kurucularından oldu, operamıza çağ atlattı.
Profesör Hans Gustav Güterbock, Boğazköy kazılarının başkanlığını yaptı, Hitit
hiyeroglifinin çözülmesine öncülük etti, Türk Tarih Kurumu onur üyesi oldu.
Paul Hindemith, Ankara Devlet Konservatuvarı'nın kurucularından oldu.
Profesör Clemens Holzmeister, mimar, Türkiye Büyük Millet Meclisi binamızı yaptı.
Profesör Curt Kosswigg, İstanbul Üniversitesi fen fakültesi zooloji kürsüsü başkanlığı yaptı, Manyas Kuş Cenneti'nin kurulmasına öncülük etti, Türk Biyoloji Derneği'ni kurdu, Hidrobiyoloji Enstitüsü'yle bugünkü Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün temelini attı, devlet töreniyle Aşiyan'da toprağa verildi.
Profesör Walther Kranz, İstanbul Üniversitesi Alman dili ve edebiyatı bölümünü yönetti, Efes ve Bergama'nın tanınmasına büyük katkı sağladı.
Ordinaryüs Profesör Fritz Neumark, İstanbul Üniversitesi'nde maliye ve iktisat dersleri verdi, vergi kanunlarımızın hazırlanmasına katkı sağladı.
Eduard Zuckmayer, Gazi Eğitim Enstitüsü müzik bölümü başkanlığı yaptı.
Profesör Ernst Eduard Hirsch, Türk ticaret kanunu'nun hazırlanmasını sağladı.
Ordinaryüs Profesör Wilhelm Peters, İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümünü kurdu, Türkiye'nin ilk deneysel psikoloji laboratuvarını kurdu.
Ordinaryüs Profesör Alfred Isaac, İstanbul Üniversitesi ekonomi bölümünü kurdu.
Profesör Hans Winterstein, İstanbul Üniversitesi fizyoloji bölümü başkanlığı yaptı.
Profesör Felix Michael Haurowitz, İstanbul Üniversitesi biyokimya enstitüsü başkanlığı yaptı.
Ordinaryüs Profesör Erwin Freundlich, İstanbul Üniversitesi astronomi enstitüsü'nü kurdu.
Ordinaryüs Profesör Albert Eckstein, Ankara Üniversitesi tıp fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümünü kurdu.
Profesör Maz Sgalitzer, İstanbul Üniversitesi radyoloji bölümü başkanlığı yaptı.
Profesör Hans Wilbrandt, Türkiye'de tarım kooperatifi sisteminin kurucusu oldu.
Ordinaryüs Profesör Leo Brauner, İstanbul Üniversitesi fen fakültesi botanik bölümünün kurucularından oldu, üniversitenin botanik bahçesini kurdu.
Ordinaryüs Profesör Hugo Braun, İstanbul Üniversitesi mikrobiyoloji enstitüsü başkanlığı yaptı.
Ernst Reuter, Ankara Üniversitesi siyasal bilgiler fakültesinde şehircilik dersleri verdi, sonra Berlin belediye başkanı oldu.
Edzard Reuter… Ernst Reuter'in oğlu, çocukluğunun 11 yılı Ankara'da geçti, Mercedes'in yönetim kurulu başkanı oldu, “ikinci vatanım” dediği Türkiye'ye vefa borcunu ödedi, Otomarsan'ın kurulmasını sağladı.
Bruno Taut, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde yöneticilik yaptı, Milli Eğitim Bakanlığı'nda mimarlık bölümü başkanlığı yaptı, Atatürk'ün naaşının konulduğu katafalkı o çizdi, o yaptı, kendisine bu iş için verilen bin lirayı kabul etmedi, sadece hatıra için teşekkür mektubu istedi, bu topraklarda kalmayı vasiyet etti, Türkiye Cumhuriyeti onu vasiyetine uygun şekilde onurlandırdı, İstanbul Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verilen tek gayrimüslim oldu.

Kim bu insanlar?

1933'te İngiltere veya Kanada'ya gitmek yerine, gencecik Türkiye Cumhuriyeti'ne sığınan mültecilerin bazıları… Tamamı bilim insanıydı.

1000 kadar Alman akademisyen göçmen geldi, bakteriyolog, botanikçi, kimyager, zoolog, fizikçi, tarihçi, hukukçu, filolog, müzisyen, ressam, matematikçi, ekonomist, sosyolog, farmakolog, radyologtular; üniversitelerimizin omurgasını oluşturdular.

Türkiye'yi 100 yıl ileriye sıçratan bir kariyer birikimiydi.

Milli eğitim bakanımız Reşit Galip'ti.
Biliminsanı göçmenlere hitaben şu tarihi konuşmayı yapmıştı.
“500 yıl önce İstanbul'u aldığımızda, Bizans'ın bilimadamları ve sanatçıları ülkeyi terkettiler. Bir çoğu İtalya'ya gittiler. Orada Rönesans başladı. Şimdi, Avrupa'nın bizden aldıklarını bize geri vermesinin zamanı geldi. Vatanımıza yenilikler getirmenizi umuyor, yeni neslimize çağdaş bilimde ilerleme yolunu göstermenizi umuyor ve sizlere milletçe teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu vizyonu, işte buydu.

Peki ya şunlar kim?

Hobaraa diye Türkiye'ye sokulan milyonlarca Suriyeli okuma yazma bilmiyor, Türkçe değil, Arapça okuyup yazamıyorlar, mesleksizler.
Yürüye yürüye İran sınırımızdan giren Afgan taburları, kamyon kasalarına yükleniyor, şehirlerimize boşaltılıyor.
İstanbul'da silahla insan kaçırıp fidye isteyen Pakistanlı çetesi var.
Tüm dünyada aranan Afgan uyuşturucu baronunun İstanbul'da yaşadığı ortaya çıktı.
Sırp tetikçiler Sırp mafya babasını İstanbul'da öldürdü.
Libyalıları çarpan yankesici Suriyeli çıktı.
Kolombiyalılar Şişli'de banka soydu birader…
Suriyeliler Bangladeşli'yi kaçırıp, işkence videosuyla fidye istedi.
Ürdünlü bir erkek Fatih'te bir otomobilde elleri kolları bağlı halde bulundu,
Suriyeli çetenin kaçırdığı ortaya çıktı.
Kağıthane'de Pakistanlıları kaçırıp fidye isteyen Hintli çete yakalandı.
Beyoğlu'nda Ürdünlüleri Faslılar kaçırdı.
Esenler'de kaçak Pakistanlılar tarafından rehin alınan kaçak Nepalliler kurtarıldı.
Arnavutköy'de kaçak Suriyeliler tarafından rehin alınan kaçak Filistinliler kurtarıldı.
Pakistanlı çete, fidye ödenmeyince, Afganlıyı öldürüp, Pendik'te bahçeye gömdü.
Sarıyer'de Lübnanlılarla Gürcüler alışveriş merkezinde çatıştı.
Esenyurt'ta iki Suriyeli grup çatıştı.
Fatih'te Suriyelilerle polis çatıştı.
Beşiktaş'ta kadınların gizlice görüntülerini çekip sosyal medyada yayınlayan Pakistanlı dövüldü.
Sultangazi'de kadınlara laf atan Afgan ve Suriyelilerle, mahalleli arasında kavga çıktı.
Afganlarla Pakistanlılar Taksim meydanı'nda taşlı sopalı kavga etti.
Bayrampaşa'da Suriyelilerin düğününde çatışma çıktı.
Antalya'da Suriyeli iki grup, kamyon kasaları üzerinde uzun namlulu silahlarla çatıştı.
Diyarbakır'da kaçak Afganlar kaçak Afrikalı saat satıcılarına saldırdı, kavgayı Suriyeliler ayırdı.
Devletin resmi raporlarına göre –yani, makyajlanmış haliyle bile- Türkiye'ye her yıl 300 binden fazla kaçak göçmen giriyor.
Genelkurmay'ın resmi internet sitesinden “yasadışı sınır geçişleri”ni takip edin…
Çanakkale'de Myanmarlıların, Mersin'de Moritanyalıların, Karabük'te Bangladeşlilerin, Edirne'de Gabonluların, Sivas'ta Burkina Fasoluların, Erzincan'da Eritrelilerin, Kırşehir'de Kongoluların olduğunu görürsünüz.
İstanbul'da Somali sokağı var, Somalilerin yanısıra Ganalı, Nijeryalı, Etiyopyalı, Fildişi Sahili, Ugandalı kaçaklar burada yaşıyor, tek kelime öğrenmeden beş yıldır burada oturan var.
Zeytinburnu'da Sultanbeyli'de Fatih'te Suriyeli çarşıları oluştu.
Kiralık ev ilanını “Türk müşteri uygun değil” ibaresiyle veren Suriyeli evsahipleri var.
Altılı masa'da oturan Demokrat Parti genel başkanının İstanbul'daki evsahibi Afgan çıktı, kirada anlaşamadılar, taşınmak zorunda kaldı.
e-devlet üzerinden ikametgah adreslerini kontrol edenler, evlerine Suriyelilerin Afganların kaydedildiğini görüyor.

Bunlar da Türkiye Yüzyılı denilen vizyonun Türkiye'ye getirdiği mültecilerin bazıları!

Bugünden itibaren artık gün gün, Cumhuriyet'in 100'üncü yılına gidiyoruz, herkesin aklını başına almasının vaktidir.
Kaybedilen para, yeniden kazanılır.
Satılan mal mülk, yeniden geri alınır.
Maddi manevi bütün yıkım illa ki yeniden inşa edilir.
Ama…
Akp gidici.
Bunlar kalıcı.
Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının en en en en önemli meselesi, demografik bomba olarak ülkeye yerleştirilen mülteci meselesidir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları