loading
close
SON DAKİKALAR

Halep’in yeniden alınışının ardından Suriye’yi ne bekliyor?

Halep’in yeniden alınışının ardından Suriye’yi ne bekliyor?
Tarih: 19.12.2016 - 11:31
Kategori: Gündem

Halep üzerindeki muharebe sona ermiş olabilir ancak Suriye’nin geleceği için mücadele devam edecek. Hatta durum bundan sonra daha da kaotik ve kanlı bile olabilir.

Halep üzerindeki muharebe sona ermiş olabilir ancak Suriye’nin geleceği için mücadele devam edecek. Hatta durum bundan sonra daha da kaotik ve kanlı bile olabilir. Halep’in doğusunda, kuşatma altındaki bölgenin artık ele geçirilmiş olması, şu anda ülkenin neredeyse tüm merkezlerini kontrol altında tutan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hükümeti için büyük bir zaferi temsil ediyor.

Ancak asıl büyük ödül, savaştan önce ülkenin en yoğun nüfuslu kenti ve aynı zamanda da finans merkezi olan Halep’in tamamında saklı. Halep’in kontrol altına alınması sadece Esad için değil, İran ve Rusyalı destekçileri için de bir zafer anlamını taşıyor.

Halep’in kendisi Moskova için satranç tahtasında çok önemli olmayabilir. Ancak buradaki muhalif isyancıların yenilmiş olması, Başkan Esad’ın talihinin olağanüstü bir şekilde iyiye gittiğinin altnı çizmiş oluyor.

Rusya’nın müdahalesinden önce Esad düşüşün eşiğindeydi ve askeri gücü parçalanmıştı. Dış güçler Esad’ın hükümetini, daha çok kendi stratejik amaçları için desteklediler ve yine bu aynı amaçlar ülkenin geleceği için verilecek kararlarda önemli rol oynayacaktır. Eğer Esad hükümeti Halep’teki gücünü sağlamlaştırabilirse, ‘en esas Suriye’ olarak adlandırabileceğimiz bir bölgeyi – yani ülkenin batısını, en büyük kentlerini ve Akdeniz kıyılarını – elinde tutmuş olacak.

Yani Esad hükümetinin önünde, bu bölgelere tekrardan tamamen yerleşip gücünü mümkün olduğunca yoğunlaştırma şansı var. Tabii, cihatçılar tarafından istila edilen tüm ülke topraklarının tamamı yeniden ele geçirilene kadar askerlerinin mücadeleye devam edeceği konusunda Esad daima ısrarcı oldu.

Ancak bu yaklaşım biraz meydan okuma amaçlı olabilir. Çünkü Esad’ın ordusu şu anda oldukça dağılmış durumda ve çatışmaların başladığı dönemki gücünden geriye çok fazla bir şey kalmadı. Öyle ki Esad’ın Palmira’daki birliklerinin ‘İslam Devleti adı altındaki’ güçlerin geri dönmesiyle beraber geri çekilmiş olması, Esad hükümetinin elde ettiği birçok kazanıma tutunma konusunda zorlanacağının göstergesidir. Çünkü Esad’ın ordusu gerçek anlamda zayıflamış durumda. Ve Halep’teki zafer, bu gerçeğin önüne geçmemeli.

Suriye ordusunun çok büyük bir bölümü, ağırlıklı olarak yerel ya da bölgesel amaçlar güden ‘sadık militanlar’ gruplarına dönüştü. Ve bunların çoğunun muharebeleri, Lübnan çıkışlı ve İran destekli Hizbullah ve diğer Şii militanlar tarafından yönlendirildi.

Sırada İdlib var

Muhalif savaşçıların çoğu Halep’ten kaçıp, kentin güneybatısındaki İdlib’e sığınmış olabilir. Ve eğer Esad hükümeti ve Rus destekçileri şu anda yakalanan hızı devam ettirmek istiyorlarsa, bir sonraki büyük muharebe alanı İdlib olabilir.

Rusya’nın görüşleri kritik önem taşımaya devam edecektir. Rusya, Sayın Esad’a ne yapacağı yönünde direktif veremez tabii. Ancak elinde tuttuğu silah ve hava gücünü etkili bir unsur olarak devrede tutabilir.

Peki, Moskova bir sonraki adım olarak ne yapmak isteyecektir? Bölgede sürekli bir savaş olması Rusya’nın çıkarına mıdır? Ya da Halep’in kuşatmacıların elinden düşürülmesinin ardınan bölgedeki rolüne bir çizgi çizip, Washington’da Trump yönetimi ile bir tür karşılıklı düzenleme ya da ayarlama peşine mi düşecektir?

Tabii, böylesi bir durumda bu, ABD’nin İran’ın Suriye’deki genişleyen etkisini de kabul etmesi anlamına gelecektir.

Göreve yeni gelecek olan ABD yönetimi içerisindeki bazı Rusya eğilimli görüşler, Sayın Trump’ın kilit güvenlik görevler için tercih ettiği birçok isim tarafından da sergilendiği gibi yüksek sesli bir İran düşmanlığı karşısında doğrudan muhalif kulvarlara itilecektir.

Ancak Washington’un seçenekleri de azalıyor. Halep’in isyancıların elinden düşürülmüş olması, Obama yönetiminin sözümona ılımlı muhaliflere verdiği desteği de tamamen ortadan kaldırmış oldu.

Tabii, Washington bu ‘ılımlı muhaliflerin’ İslam Devleti’ne karşı savaşmasını istiyor ancak bu gruplar artık Esad hükümeti tarafından muhtemelen çok daha fazla baskı altına alınacaklar.

Esad karşıtı savaşçıları artık çok daha zorlu bir dönem bekliyor. Kaybettikleri şey sadece bir muharebe değil. Savaşı – henüz - tamamen kaybetmiş olmasalar da artık kazanma olasılığından çok daha uzaktalar.

Diğer taraftan, yeni ABD yönetimi ile nasıl bir ilişkileri olacağı da muallak. Trump’ın ne yapacağını hiç kimse bilmiyor. Birçok uzman, bu sözde ılımlı muhaliflerin çok daha uç noktadalarda İslam gruplarına dönüşmesinden endişe duyuyor.

Ancak jeopolitik durmlar ve askeri operasyonların da ötesinde, bu kentin (Halep) düşüşünün ardında oldukça yıkıcı bir trajedi söz konusu.

Durumun vahametinin asıl boyutu, çatışmalar bittiğinde ortaya çıkacaktır. Suriye’deki birçok diğer kent gibi, Halep’in çok ciddi ve hızlı bir desteğe ihtiyacı var.

Uzun vadede ise yeniden inşa etmek için tam anlamıyla cetin bir çaba gerekiyor.

Ancak diğer bölgelerde devam eden çatışmalar ve öldürülen, yaralanan ve yurtlarından çıkarılan insanların olması nedeniyle Suriye ağır bir ambargo altında ve bu yüzden de ne finansal anlamda ne de insan gücü açısından böylesi bir girişimde bulunabilecek konumda değil.

Halep’in isyancıların elinden düşüşünün ardından tüm aktörlerin – gerek yerli gerek dış güçler – stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekecek. Ancak bu acımasız ve çok cepheli savaşın karmaşıklığında herhangi bir eksilme olmayacak.

http://www.bbc.com/news/correspondents/jonathanmarcus‘den çeviren Burcu Gündoğan - BirGün

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları