Halep üzerindeki muharebe sona ermiş olabilir ancak Suriye’nin geleceği için mücadele devam edecek. Hatta durum bundan sonra daha da kaotik ve kanlı bile olabilir.
Halep üzerindeki muharebe sona ermiş olabilir ancak Suriye’nin geleceği için mücadele devam edecek. Hatta durum bundan sonra daha da kaotik ve kanlı bile olabilir. Halep’in doğusunda, kuşatma altındaki bölgenin artık ele geçirilmiş olması, şu anda ülkenin neredeyse tüm merkezlerini kontrol altında tutan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hükümeti için büyük bir zaferi temsil ediyor.
Muhalif savaşçıların çoğu Halep’ten kaçıp, kentin güneybatısındaki İdlib’e sığınmış olabilir. Ve eğer Esad hükümeti ve Rus destekçileri şu anda yakalanan hızı devam ettirmek istiyorlarsa, bir sonraki büyük muharebe alanı İdlib olabilir.
Rusya’nın görüşleri kritik önem taşımaya devam edecektir. Rusya, Sayın Esad’a ne yapacağı yönünde direktif veremez tabii. Ancak elinde tuttuğu silah ve hava gücünü etkili bir unsur olarak devrede tutabilir.
Peki, Moskova bir sonraki adım olarak ne yapmak isteyecektir? Bölgede sürekli bir savaş olması Rusya’nın çıkarına mıdır? Ya da Halep’in kuşatmacıların elinden düşürülmesinin ardınan bölgedeki rolüne bir çizgi çizip, Washington’da Trump yönetimi ile bir tür karşılıklı düzenleme ya da ayarlama peşine mi düşecektir?
Tabii, böylesi bir durumda bu, ABD’nin İran’ın Suriye’deki genişleyen etkisini de kabul etmesi anlamına gelecektir.
Göreve yeni gelecek olan ABD yönetimi içerisindeki bazı Rusya eğilimli görüşler, Sayın Trump’ın kilit güvenlik görevler için tercih ettiği birçok isim tarafından da sergilendiği gibi yüksek sesli bir İran düşmanlığı karşısında doğrudan muhalif kulvarlara itilecektir.
Ancak Washington’un seçenekleri de azalıyor. Halep’in isyancıların elinden düşürülmüş olması, Obama yönetiminin sözümona ılımlı muhaliflere verdiği desteği de tamamen ortadan kaldırmış oldu.
Tabii, Washington bu ‘ılımlı muhaliflerin’ İslam Devleti’ne karşı savaşmasını istiyor ancak bu gruplar artık Esad hükümeti tarafından muhtemelen çok daha fazla baskı altına alınacaklar.
Esad karşıtı savaşçıları artık çok daha zorlu bir dönem bekliyor. Kaybettikleri şey sadece bir muharebe değil. Savaşı – henüz - tamamen kaybetmiş olmasalar da artık kazanma olasılığından çok daha uzaktalar.
Diğer taraftan, yeni ABD yönetimi ile nasıl bir ilişkileri olacağı da muallak. Trump’ın ne yapacağını hiç kimse bilmiyor. Birçok uzman, bu sözde ılımlı muhaliflerin çok daha uç noktadalarda İslam gruplarına dönüşmesinden endişe duyuyor.
Ancak jeopolitik durmlar ve askeri operasyonların da ötesinde, bu kentin (Halep) düşüşünün ardında oldukça yıkıcı bir trajedi söz konusu.
Durumun vahametinin asıl boyutu, çatışmalar bittiğinde ortaya çıkacaktır. Suriye’deki birçok diğer kent gibi, Halep’in çok ciddi ve hızlı bir desteğe ihtiyacı var.
Uzun vadede ise yeniden inşa etmek için tam anlamıyla cetin bir çaba gerekiyor.
Ancak diğer bölgelerde devam eden çatışmalar ve öldürülen, yaralanan ve yurtlarından çıkarılan insanların olması nedeniyle Suriye ağır bir ambargo altında ve bu yüzden de ne finansal anlamda ne de insan gücü açısından böylesi bir girişimde bulunabilecek konumda değil.
Halep’in isyancıların elinden düşüşünün ardından tüm aktörlerin – gerek yerli gerek dış güçler – stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekecek. Ancak bu acımasız ve çok cepheli savaşın karmaşıklığında herhangi bir eksilme olmayacak.
http://www.bbc.com/news/correspondents/jonathanmarcus‘den çeviren Burcu Gündoğan - BirGün