loading
close
SON DAKİKALAR

HDP'li Buldan: Hiçbir vaatleri yok bizi izletiyorlar

HDP'li Buldan: Hiçbir vaatleri yok bizi izletiyorlar
Tarih: 13.03.2019 - 16:34
Kategori: Gündem

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Tayyip Bey yaptığı bütün mitinglerde, bizim sinevizyonlarımızı gösteriyor çünkü ellerinde hiçbir malzeme yok. Konuşacak, Türkiye’nin geleceğine dair vaat edecek hiçbir şey yok" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin seçim çalışmaları kapsamında Erzurum'un Karaçoban ilçesindeydi.

HDP'nin ittifak yaptığı PDK’den Sertaç Bucak ve Bora Balin'in eşlik ettiği halk buluşmasında konuşan Buldan, şunları söyledi:

"İki gündür Erzurum’un ilçelerinde halk buluşmaları yapıyoruz. Dün Hınıs ve Tekman’daydık. Bugün Karaçoban ve Karayazı’da olacağız. Her gittiğimiz yerde aynı manzarayla karşılaşıyoruz. İnsanlar ayakta, coşkulu ve insanlar moralli. Her yerde aynı coşku var. Her yerde aynı moral var. Her yerde kadınlar en önde. Her yerde gençler var. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız! Hepinize binlerce kez teşekkür ediyoruz. İşte bizi yerel iktidara götürecek olan bu kararlılıktır. Sizlerin kararlılığı, sizlerin bu coşkusu, sizlerin bize verdiğiniz moral HDP'yi 31 Mart’ta yerellerde iktidar yapacak.

Sandıkta yenemeyince kayyım atıyorlar

Biz her seçimde yerellerde iktidara geliyoruz. Yerel seçimlerde her dönem iktidar oluyoruz ama bu ülkeyi yöneten iktidar bunu hazmedemiyor. Sandıkta oylarıyla bizi yenemeyenler, bu başarımızı hazmedemeyenler, kayyım atayarak belediyelerimizi gasp ederek, hile yaparak, hırsızlık yaprak elde etmeye çalışıyor. Belediyelerimizi zorla alıyorlar, kayyım atıyorlar. Belediye eşbaşkanlarımızı cezaevine gönderdiler. Yüzlerce belediye eşbaşkanımız görevden alındı, yerlerine kayyım atandı ve bir kısmı cezaevinde.

Öyle yüksek oranlarla kazanalım ki bunlar ne çalabilsinler ne kayyım atayabilsinler!

Şimdi 31 Mart tarihinde öyle güçlü, öyle yüksek oranlarla kazanalım ki bunlar ne çalabilsinler ne kayyım atayabilsinler! Çünkü hırsızlığa alışmışlar biliyorsunuz. Her şeyleri yalan, her şeyleri gasp, iftira, hakaret. HDP’ye terörist diyerek bizleri kriminalize etmeye çalışıyorlar. Bu ülkeyi nasıl yönettiklerini biliyoruz. 17 yıldır Türkiye’yi nasıl yönettiklerini biliyoruz. Çaldılar, çırptılar, yalan söylediler, hırsızlık yaptılar.

AKP’ye öyle bir ders vereceğiz ki artık tabela partisi olduklarını anlayacaklar

Ama ne oldu? Şimdi halk her şeyin farkına vardı, artık onu iktidardan düşürmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Halkımız kararlı. Bugün bu manzara yalnızca burada yok! Gittiğimiz her yerde; Şırnak’’ta, Hakkari’de, Van’da, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de her yerde. AKP’ye öyle bir ders vereceğiz ki artık tabela partisi olduklarını anlayacaklar. Bir ülkenin yalanla yönetilemeyeceğini, hırsızlıkla yönetilemeyeceğini, bir halka terörist denilemeyeceğini artık anlayacaklar, bilecekler.

Hiçbir vaatleri yok bizi izletiyorlar

Şimdi artık ellerinde hiçbir malzeme kalmamış. Yaptıkları mitinglerde konuşacak bir şey bulamıyorlar. O yüzden sürekli HDP’den bahsediyorlar. Yatıyorlar kalkıyorlar HDP diyorlar. HDP’nin milletvekillerini ve cezaevindeki eş genel başkanlarını, belediye eşbaşkanlarını her gittikleri yerde sinevizyonlarla gösteriyorlar. Tayyip Bey yaptığı bütün mitinglerde, bizim sinevizyonlarımızı gösteriyor çünkü ellerinde hiçbir malzeme yok. Konuşacak, Türkiye’nin geleceğine dair vaat edecek hiçbir şey yok.

Taşıma mitingler yapıyorlar

İnsanlar biliyor. İnsanlar her şeyin farkında ve gittikleri yerlerde miting alanlarını dolduramadıkları için dışarıdan otobüslerle insanları taşıyorlar. Taşıma mitingler yapıyorlar, taşıma seçmen yaratıyorlar.

Sinevizyonda kendisi varken “En büyük terörist bu” dedi, Allah söyletti

Dün İstanbul’da Tayyip Bey, yine bir sinevizyon gösterisinde Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksedağ’ı, Sezai Temelli’yi, beni, birçok arkadaşımızı gösteriyor. Tam sonuna gelmiş, sonunda Sezai Temelli’nin ardından kendi görüntüsü çıkmış ekrana. O zannediyor ki ekranda Sezai Temelli var. Diyor ki;  En büyük terörist bu! O anda da ekranda Tayyip’in resmi var, ama o farkında değil. Zannediyor ki Sezai Bey’in görüntüsü var. Halbuki o anda kendi görüntüsü var. Diyor ki; “En büyük terörist bu!”. Allah söyletiyor yahu, Allah söyletiyor! Sen bu partiyi her gün hedef haline getirirsen, her gün bir siyasi partinin eş genel başkanlarına, milletvekillerine, belediye eşbaşkanlarına bu kadar iftira atarsan, işte o zaman Allah da ne yapacağını biliyor, sana da böyle bir şey yapıyor!

Demirtaş kabusu olmuş farkında değil

Selocan’dan öyle kokuyor öyle korkuyor ki, rüyalarına giriyor Selocan. Selahattin Demirtaş 24 Haziran seçimlerine cumhurbaşkanı adayıydı ya, işte o zaman Recep Bey o zaman sürekli Demirtaş’tan bahsediyordu. Çünkü Edirne’de de olsa sürekli rüyalarına giriyor, kabusu olmuş farkında değil.

Biz gittikçe büyüyoruz, çoğalıyoruz ve güçleniyoruz

Cumhurbaşkanlığı hileli ile de olsa, hırsızlıkla da olsa alındı. Demirtaş cezaevinde ama burada binlerce Selahattin Demirtaş, binlerce Figen Yüksekdağ var. Hepiniz Demirtaş’sınız, hepiniz Yüksekdağ’sınız. Onlar zannediyor ki, bizi tutuklarlarsa, cezaevine koyarlarsa millet HDP'yi yalnız bırakır. Biz gittikçe büyüyoruz, çoğalıyoruz ve güçleniyoruz hala haberiniz yok. Şimdi yapacağımız tek bir şey var: 31 Mart tarihinde iradenizi gasp eden, teslim alan ve hiçe sayan, sizin seçtiğiniz eşbaşkanların yerine kayyımları atayan zihniyete karşı 31 Mart tarihinde büyük bir ders vereceğiz, hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Vallahi gidiyorsunuz, tepetaklak gidiyorsunuz

Karaçoban da bizimdir, Karayazı da bizimdir, Tekman da bizimdir, Hınıs da bizimdir. İşte bunu da görüyorlar. Çünkü anketler AKP’de düşüş olduğunu kendilerine iletiyor. Biliyorlar ve bu yüzden bu kadar saldırganlaştılar. Baskıyı, şiddeti, gözaltını tutuklamayı o kadar yoğunlaştırdılar ki zannediyorlar ki anketler bunları yaptıklarında onları yüksek gösterecek. Vallahi gidiyorsunuz, tepetaklak gidiyorsunuz!

Karaçoban halkı 31 Mart’ta büyük bir tarih yazacak

Halkımız kararını vermiş, iradesine sahip çıkacak. Belediye eşbaşkanlarımız burada. Bu arkadaşlarımızı önce Allah’a sonra sizlere emanet ediyoruz. Biliyorum, size inanıyorum. Karaçoban halkı 31 Mart’ta büyük bir tarih yazacak, yüksek oranlarla belediye eşbaşkanlarımızı kentinizin hizmetine gönderecek. O belediyeler sizin belediyeniz olacak. Halkımızın belediyesi, kadınların, ezilenlerin belediyesi, gençlerin belediyesi olacak. Bunun için de çalışacağız kazanacağız, başaracağız arkadaşlar.

Türkiye’nin geleceği için 31 Mart’ta güçlü bir şekilde kazanmalıyız

Biz seçimleri sadece belediye koltuğu alma meselesi olarak görmüyoruz. Biz o belediyelerde halkımızın sorunları çözülsün, halkımıza hizmet gitsin diye seçimleri bu kadar önemsiyoruz. Biliyorsunuz iktidar, Erzurum halkını düşünmez. İktidar, Karaçoban halkını asla düşünmez. Karaçoban halkının derdi mi var, bir sorunu mu var, bu halk bu ekonomik krizden nasıl etkilenmiş; esnafı, çiftçisi, işçisi ne yapıyor, nasıl yaşıyor? Bunu bilmez, bunu düşünmez. Karaçoban halkının ekonomik krizden nasıl etkilendiğini biz biliriz. Tarımla, hayvancılıkla uğraşanların, esnafın evine ekmek götüremediği, erkenden kapısını kilitlediğini biliyoruz. Tarımın ve hayvancılığın bittiğini biliyoruz. AKP’nin sadece kendi çıkarlarını, kendi yandaşlarını, kendi müteahhitlerini düşündüğünü biliyoruz. Burada da herkes buna tanıktır. Karaçoban halkı da buna tanıklık etmiştir. Ama biz Türkiye’nin bütün sorunlarını; ekonomik, sosyal, siyasi sorununu, adalet sorununu çözebilmek ve bu anlamda bir gelişme kaydedebilmek için Türkiye’nin geleceği için, Türkiye’nin barışı, adaleti ve demokrasisi için 31 Mart’ta güçlü bir şekilde kazanmalıyız. Onun için de Karaçoban’dan güçlü bir destek istiyoruz.

Adalet ve barış gelsin diye bedenlerini açlığa yatırdılar

Bu ülkede artık kimse demokrasiden bahsedemiyor. Hiç kimse adaletten ve hukuktan bahsedemiyor. Çünkü hukukun da adaletin de demokrasinin de askıya alındığını biliyoruz. Buna tanıklık ediyoruz. Ağzını açan herkesi cezaevine koyan bir anlayış var. Türkiye'de barış isteyen akademisyenler, yazarlar, aydınlar sadece barış istedikleri için bugün cezaevindeler. Türkiye’ye demokratik siyaset alanında, siyaset yapanlar; Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar, İdris Balukenler, Sebahat Tunceller, Selma Irmaklar bugün cezaevinde. Cezaevinde olan bazı arkadaşlarımız aynı zamanda bugün açlık grevindeler. Dışarıda milletvekillerimiz, Hakkari milletvekilimiz Leyla Güven, 126 gündür bedenini açlığa yatırdı. Neden? Çünkü tecrit kalksın diye. Bu ülkeye adalet ve barış gelsin diye. Bu ülkeye demokrasi gelsin diye yapıyor. Sadece Leyla Güven de değil, cezaevlerinde ve dışarıda 300’ün üzerinde birçok arkadaşımız açlık grevinde.

Hiçbir şey tek bir arkadaşımızın yaşamından kıymetli değildir

Türkiye’de insan yaşamı, insanların geleceği bu iktidar tarafından hiçe sayılıyor olsa bile, biz her zaman şunu söylüyoruz: hiçbir şey tek bir arkadaşımızın yaşamından kıymetli değildir. En kıymetlisi, en önemlisi insan yaşamıdır. O yüzden biz tecridin kalkması için Adalet Bakanlığı’nın kendi çıkarmış olduğu yasaları yerine getirmesi gerektiğini dile getiriyoruz. Cezaevindeki her insanın ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı vardır. Sayın Öcalan’ın da ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı vardır. Bunu engellemek, kendi yasalarını uygulamamak anlamına geliyor. O yüzden hiçbir arkadaşımızın açlık grevinden olumsuz bir haber almak istemiyoruz. Kritik bir aşamada olduklarını biliyoruz. O yüzden buradan Adalet Bakanlığı’na bir kez daha çağrı yapmak istiyorum. Kendi yasalarınızı uygulayın ve tecride son verin.

Sandıklarımıza sahip çıkarsak çalamazlar

31 Mart'ta bir kez daha tarih yazacaksınız. Ancak bu tarihi yazmak için özellikle sandıklarımıza sahip çıkmamız lazım. Hayali seçmenleri var. Dışarıdan taşıma seçmenleri var, hileleri, hırsızlıkları var. Her şeyleri var biliyorsunuz. O yüzden sandıklarımıza biz sahip çıkıyoruz. Kadınlar sahip çıkıyor. Karaçoban halkı sahip çıkıyor. Eğer sandıklarımıza sahip çıkarsak, bunlar ne çalabilir ne yolsuzluk yapabilir ne de hırsızlık yapabilir."

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları