loading
close
SON DAKİKALAR

HDP'li Temelli: Bütün Afrika'yı doyuracak Konya Ovası kendine yetemiyor

HDP'li Temelli: Bütün Afrika'yı doyuracak Konya Ovası kendine yetemiyor
Tarih: 14.03.2019 - 16:46
Kategori: Siyaset

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin seçim çalışmaları kapsamında Cihanbeyli halkı ile buluştu.

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporu kabul etmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Temelli, "Avrupa Parlamentosu kararını kınıyorlarmış, biz de sizi kınıyoruz ülkeyi bu hale getirdiğiniz için" dedi. Temelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinin soy ismiyle ilgili söylemine de cevap verdi ve "Sıra ailelere mi geldi, biraz edep" ifadesini kullandı. Temelli'nin gündeminde Erdoğan'ın doğalgazın gitmediği Şırnak'a doğalgaz gittiğini iddia etmesi de vardı. 

Temelli, şöyle konuştu: 

Bugün Cihanbeyli'de yan yana gelerek bu tekçi anlayışa, bu ayrımcılığa, bu düşmanlığa en güzel yanıtı yine siz verdiniz. İşte buradayız. Kürdüyle, Türküyle 72 millet bir aradayız; hiçbir yere gitmiyoruz 31 Mart’ta hep birlikte sandıklara gidiyoruz. 

Ayrımcılığı, nefret söylemini asla kabul etmiyoruz

Coğrafya kaderimizdir, biz bu kaderi hep birlikte paylaşıyoruz. Yüzlerce yıldır bir arada yaşamış halklarız. Biz acılarımızla akraba olduk. Acıyı bal eyledik. Kim bizi birbirimizden ayırabilir? Bu ayrımcı dille, bu nefret söylemiyle insanlar birbirine düşman olacak sanıyorlar. Hayır, asla kabul etmiyoruz. Ayrımcılığı, nefret söylemini asla kabul etmiyoruz. Biz ortak vatanımızda bir arada demokratik cumhuriyeti inşa etme kararlılığındayız. Bunu da mutlaka başaracağız. 

Bizi bölmeye çalışan bu tekçi zihniyete en güçlü cevabı vermekten vazgeçmeyiz

Kürtlere defol diyor. İnsanlara, HDP’lilere terörist diyor. Her gün bir başka nefret söylemiyle ayrımcılığı derinleştirmeye çalışıyor. Buna itirazımız var, bunu kabul etmiyoruz. Herkes itiraz etmeli. Bu ülkede yaşayan herkes itiraz etmeli. Türkler, Kürtler, Ermeniler, Aleviler, Sünniler. İnancımız ve kimliğimiz ne olursa olsun bu kimlikler bizim onurumuzdur, ne olursa olsun asla taviz vermeyiz. Ne kimliğimizden ne inancımızdan vazgeçeriz. Ama bizi ayırmaya, bizi bölmeye çalışan bu tekçi zihniyete de en güçlü cevabı vermekten asla vazgeçmeyiz. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu kararlılığımızı göstereceğiz. 

Leyla Güven bedeniyle direniyor

İşte Leyla Güven, 127 gündür açlık grevinde. Buradan ona sevgilerimizi ve saygılarımızı yollayalım. Tam 127 gündür bir hukuk ve adalet mücadelesi veriyor. Bu ülkede hukuksuzluk ve adaletsizlik son bulsun diye bedeniyle direniyor, mücadelesini yükseltiyor. Leyla Güven ile birlikte bugün cezaevlerinde binlerce tutsak aynı mücadeleyi yükseltiyor. Bu hukuksuzluk, adaletsizlik bitsin diyorlar. 335 tutsak artık kritik aşamadadır. Leyla Güven kritik aşamadadır. Nasır Yağız Hewler’de, Strazburg’daki arkadaşlarımız, Kandıra’daki Sebahat Tuncel, Selma Irmak ve dünyanın birçok yerinde arkadaşlarımız açlık grevinde. 

Adalet Bakanı ısrarla kulaklarını tıkıyor

Ne istiyorlar? Hukuk ve adalet istiyorlar. Hukuk ve adalet herkese lazım diyorlar. Eğer bir yerde bir adaletsizlik varsa, gelin hep birlikte o adaletsizlik karşısında dikilelim diyorlar. Tıpkı Leyla Güven gibi Nasır Yağız gibi dikilelim diyorlar. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorlar. Bugün Amed’de, 3 vekilimizle birlikte açlık grevi yapan yedi arkadaşımızın önce dördü, şimdi de üçü gözaltına alındı. Dördü tutuklandı. Açlık grevleri en barışçıl eylemlerdir. Bu barışçıl eylemlerle tüm ülkeye adalet çağrısı yapıyorlar. Ama Adalet Bakanı ısrarla duymuyor; ısrarla bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe kulaklarını tıkıyor, gözlerini yumuyor. En büyük adaletsizliğe kulaklarınızı tıkıyor, gözlerinizi yumuyorsanız bütün bir ülkeyi tecritle yönetiyorsunuz demektir. O yüzden de diyoruz ki; tecrit son bulsun, adaletsizlik bitsin! 

Çöktürme planları yapanlar, ülkeyi çökerttiler 

Bakın mutlak tecrit dört yıldır devam ediyor. Dört yıldır diyoruz ki; bu tecrit devam ettikçe bu ülkede hukuksuzluğa hukuksuzluk eklenir, bu ülkede insan hakları ihlalleri artar. Bu ülkede adaletsizlik artar. Bizi dinlemeyenler ülkeyi bugün içinden çıkılmaz bir yere sürükledi. Çöktürme planları yapanlar, ülkeyi çökerttiler. 

Kürt meselesi çözümsüz kalırsa hiçbir meseleyi çözemezsiniz

Eğer bu ülkede, İmralı'da tecride izin verirseniz, tecridi görmezden gelirseniz tecride devam ederseniz, Kürt meselesini çözümsüz kılarsınız. Kürt meselesinin çözümsüz kaldığı bu ülkede, hiçbir meseleyi çözemezsiniz. Hiçbir meseleyi çözemediğiniz için ülkeyi bu hale sürüklediniz. 

Küçük ortak büyük ortağa sorsun; 17 yıldır iktidardasın beka sorununun müsebbibi sen değil misin? 

Şimdi 17 yıldır iktidarda olan bu hükümet çıkmış diyor ki beka sorunu var. Sen hiçbir sorunu çözemedin tam tersine bu ülkeyi bir sorunlar yumağı içine hapsettin, şimdi kalkmış beka sorunu var diyor. Sizin beka sorununuz var mı? Yok, ben hiç rastlamadım. Bütün ülkeyi dolaşıyorum. Biri de çıksın desin ki ‘Beka sorunumuz var”. Ama soruyorum şimdi, sizin işsizlik, geçim, yoksulluk sorununuz var mı? Var. Bu sorunu görmezden gelenler, yok sayanlar çıkmışlar beka sorunu var diyorlar. Küçük ortağı büyük ortağına sürekli diyor ki “Beka sorununu ihmal etmeyin”. O zaman önce sen büyük ortağına sor bakalım, "17 yıldır bu ülkeyi yönettin, 17 yıl sonunda beka sorunu var diyorsan bunun müsebbibi sen değil misin?" Niye bu soruyu ona sormuyorsun da bize soruyorsun? Biz mi iktidardaydık? Biz mi 17 yıldır bu ülkeyi yönettik? 

Sinevizyonlarda 5 yıl önce birbirinize söylediklerinizi göster

Biz mi bu sorunları devasa hale getirdik? Siz büyüttünüz. Hani mitinglerde sinevizyonla habire bizi gösteriyor, bizi suçluyor, bize hakaret ediyor ya, bir de dön 5 yıl önce birbirinize ne demişsiniz onu göster. Bu beka sorunu dediğiniz meseleye nasıl yaklaşmışsınız ve sonra hiçbir şey olmamış gibi nasıl ortak olmuşsunuz, bir de onu anlat bakalım meydanlara, bir de onların sinevizyonlarını göster. Rahmetli Demirel'den ala ala miras olarak “Dün dündür bugün bugündür” lafını mı aldınız. 17 yıl sonunda bu beka sorununu bu iktidar yarattıysa, yarın ne yapar hiç düşünmüyor musunuz? O yüzden de diyoruz ki bu ülkenin bir beka sorunu yok. Bu ülkenin bir iktidar sorunu var. Bu iktidarın yaratmış olduğu sorunlar var; onlardan hep birlikte 31 Mart’ta kurtulacağız. 

Hazine Bakanı 4 aydır en kötüsünü geride bıraktık diyor

Bu ülkenin işsizlik sorunu var. Bakın Türkiye’de işsizlik resmi rakamlara göre bile yüzde 12,4. Bağımsız kuruluşların yaptığı araştırmalarda yüzde 19. Kadın işsizliği yüzde 30, genç işsizliği yüzde 30’u geçmiş, bazı yerlerde yüzde 40. Bu sorunu görmeyeceksiniz, sabah akşam halkı aldatmaya devam edeceksiniz. Yoksulluk her yerde, gelir adaletsizliğinde ülke şampiyon olmuş. Ülke küçülüyor, Hazine Bakanı çıkmış en kötüsünü geride bıraktık diyor. Yahu dört aydır en kötüsünü geride bırakıyorsun. Ekonomiden bihaber Hazine Bakanı. 

AP kararını kınıyorlarmış, biz de sizi kınıyoruz ülkeyi bu hale getirdiğiniz için 

Ülke böyle bir yere sürüklenmiş Avrupa Parlamentosu’nun raporu dün kabul edildi. İçinde bulunduğumuz durumun tahlilini yapıyor. Bunlar Avrupa Birliği diye diye iktidara geldiler, şimdi geldiğimiz nokta AB’den kopma noktası. Çünkü hukuka dair, adalete dair, haklara dair, hem çalışan hem işçi, emekçi haklarına dair ne varsa yok saydılar. Bu ülkede hukuku adaleti bitirdiler ve Avrupa Parlamentosu raporu şimdi gelmiş, diyorlar ki bunu kınıyoruz. Biz de sizi kınıyoruz, bu ülkeyi bu hale getirdiğiniz için. Avrupa’yla sadece iktisadi ilişkileri olsun, hak hukuk meseleleri olmasın. İşte gelinen nokta bu. 

Avrupa da Türkiye'ye şaşı baktı 

Avrupa'ya da iki çift lafımız var. Yıllardır size bu durumu anlatıyoruz. Siz de Türkiye’ye şaşı baktınız. Türkiye’de bunca hak ihlali yapılırken, bunca hukuksuzluk varken, dönüp bu meseleye samimi olarak bakmadınız. Mülteci pazarlığında bu iktidarla kol kola girdiniz. Hak, hukuk meselelerinde gözünüzü kapattınız, iktisadi çıkarlarda bu iktidara destek oldunuz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kendine mahkeme oldu, Cizre söz konusu olduğunda mahkeme olduğunu unuttu. Siz de bu ülkeye şaşı baktınız!

AP kararı düzeltilmeli, Türkiye - Avrupa ilişkileri güçlü şekilde kurulmalıdır

O yüzden diyoruz ki bu karar düzeltilmelidir. Hem Türkiye hem Avrupa, Türkiye-Avrupa ilişkilerini hukuk ve adalet temelinde, insan hakları zemininde yeniden var etmelidir. Bu iktidar seçimle geldi seçimle gidecek. Bu iktidara göre Türkiye-Avrupa ilişkileri biçimlenemez. Türkiye-Avrupa ilişkileri emeğin hakları, insan hakları, hukuk ve demokrasi zemininde muhakkak güçlü bir şekilde kurulmalıdır. İşte HDP’nin Orta Doğu’dan Avrupa’ya kadar küresel zeminde ortaya koyduğu siyaset budur. O yüzden diyoruz ki HDP sadece Türkiye için değil, Orta Doğu için de Avrupa için de bir seçenektir, gelecektir. 

Bütün Afrika'yı doyuracak Konya Ovası kendine yetemiyor

Ekonomi küçülüyor dedik. Ekonomi küçülürken bundan en çok emekçiler, çiftçiler, esnaflar mağdur oluyor. Çiftçinin hali ortada. İşte Cihanbeyli, Konya ortada. Şu Konya Ovası’nın dili olsa da anlatsa. Bütün Afrika'yı doyuracak bu ova kendine yetemiyor. Bütün tarımsal alanları, ekilebilir arazileri mahvettiler. Yanlış tarım politikalarıyla ekilebilir arazileri kuruttular. Tarım alanlarını yok ettiler. Çiftçileri mağdur ettiler, yoksullaştırdılar. Hayvancılığı bitirdiler. 

Seçim yatırımlarını kaşıkla verip seçimden sonra sapıyla alma peşinde

Tüm bu sorunlar bütün çıplaklığıyla ortadayken çiftçinin hakkını gasp edip medya kuruluşlarına verdiler. Ziraat Bankası’nın görevi bu mudur? Çiftçinin hakkını alıp medya kuruluşlarına vermek midir? Oysa bu, çiftçinin anayasal hakkıdır. Geçen yıl bütçeden 64 milyon lirayı hak ediyor ama 64 milyon lira alamıyor. Şimdi çiftçiyi, esnafı yeniden borçlandırıyor. Seçim yatırımlarını kaşıkla verip seçimden sonra sapıyla alma peşinde. 

Terörist değiliz HDP'liyiz 

Buna izin vermeyeceğiz. Biz bunları söyledikçe bize saldırmaya devam ediyor, HDP’ye saldırmaya devam ediyor. Bizi topyekun terörist ilan etmiş. Biz de diyoruz ki terörist değiliz HDP’liyiz. 

Önce bütün Kürtleri ülkeden kovdu. Sonra herhalde uyardılar ki vazgeçti. Sonra terörist olduk. Sonra herkes terörist oldu. Manavlar, hal esnafı, çiftçiler herkes terörist oldu. Peki bu patates üretimini yasaklayan, bu ülkeyi mağdur eden, patates ithaline izin veren, o ithalatı yapacak şirketin danışmanı olan Tarım Bakanı, bu çiftçilerin yanında ne oluyor? Biz kimseye kötü söz kullanmıyoruz, her şeyi biliyoruz, peşinizdeyiz. Soğan da, buğday da… Bu ülke buğday, saman ithal ediyor. Bunları söyledikçe halkı ve bizi suçlamaya devam ediyor. 

Bu ülkenin ortak değerlerine bugüne kadar kimse laf etmemiş. 3-5 oy için halkı birbirine düşürüyor. Bu ülkenin ezanına da, bayrağına da, marşına da bugüne kadar kimse laf etmedi, etmezdi. Ama burada siyaset yapanlar bu ülkeye en büyük kötülüğü yapıyor. 

Artık sıra ailelere mi geldi; biraz edep!

Bunlar yetmedi şimdi çıkmış benim soyadım ile alay ediyor. Bu soyadı benim onurumdur, soyumdur. Artık sıra ailelere mi geldi. Haddinizi bilin. Edep biraz edep. Bu ülkeye ayrımcılığı getirmeyin. Bunu içinize sindirin, seçimle geldiniz, seçimle gideceksiniz. İnsanların değerleri ile soyadları ile alay etmeyiniz. Bu halk size sandıkta en güzel cevabı verecek. Bu halkın nasıl erdemli olduğunu o gün anlayacaksınız. 

Taşımalı eğitim, taşımalı sandık, taşımalı miting

Umutsuzluğa yer yok. Bütün gazeteler, televizyonlar onlarda. Biz burada bir aradayız. Adana'dan, Zonguldak’tan gelmiyorsunuz. Siz taşımalı miting yapmıyorsunuz. Bunlar önce taşımalı eğitim dediler, eğitimi mahvettiler. Sonra taşımalı sandık dediler, sandık güvenliğini yok ettiler. Şimdi de taşımalı miting yaptılar, mitingin tadı tuzu kalmadı. 

Şırnak'ta doğalgaz yok, kayyımın enkazı var 

Şırnak'ta doğalgaz yok. İnsanların senden talepleri var, insanların dertlerine cevap vermelisin ama o azarlıyor! Sen Cumhurbaşkanı mısın, parti başkanı mısın? Biz dedik bu olmaz. Bir enkaz var. Kayyım enkazı var, kayyımın olmadığı yerlerde AKP'li belediye enkazı var. Süpürgeleriniz hazır mı? Hazır olmayanlar hazırlasın. 31 Mart'ta bu kayyımları ve kötülükleri faşizmin çöplüğüne atacağız. 

Bu ülke bu iktidara mahkum değildir 

Bugün artık demokrasiye, barışa oy verme zamanıdır. Bugün demokrasi güçlerini AKP-MHP karşısında iktidara taşıma zamanıdır. Bu ülke bu iktidara mahkum değildir. Kayyım olan tüm belediyeleri geri alacağız. Cihanbeyli'de iktidara geleceğiz. Tek başına iktidara gelemiyorsak Türkiye halkları çözümsüz mü kalsın? Bize düşen seçenek yaratmaktır. İktidara geleni biz belirliyorsak, seçenek yaratmak da bizim elimizdedir. 

Sandıklara gittiğimizde HDP logosu varsa HDP'ye basacağız. Eğer HDP aday çıkarmamışsa orada demokrasi güçlerine güç katacağız. Yerellerde iktidara gelmek herkesin beklentisi olan değişimin başlangıcıdır.

 

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları