loading
close
SON DAKİKALAR

Hrant Dink katledilişinin 15. yılında öldürüldüğü yerde anıldı

Hrant Dink katledilişinin 15. yılında öldürüldüğü yerde anıldı
Tarih: 19.01.2022 - 18:17
Kategori: Gündem

Hrant Dink, bugün, 19 Ocak'ta saat 15:00'te, 15 yıl önce öldürüldüğü yer olan Agos Gazetesi’nin eski çalışma ofisinin bulunduğu Sebat Apartmanı’nın önünde anıldı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, her yıl olduğu gibi katledilişinin 15. yıldönümünde de anıldı. Adres Agos’un eski ofisinin bulunduğu İstanbul Şişli’de Halaskargazi Caddesi üzerindeki Sebat Apartmanı önüydü.

Hrant Dink Vakfı tarafından düzenlenen anma etkinliğine soğuk havaya rağmen yüzlerce insan katıldı. 

 
Öldürülüşünün 15. yılında arkadaşları Hrant Dink için Agos önündeydi
 
Bülent Aydın balkondan yaptığı konuşmada, “Gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar, bu alçak cinayetin hesabı sorulana kadar, biz bitti demeden bu dava bitmez” dedi.

Bu seneki anmanın temasına paralel olarak Sebat Apartmanına üzerine '15 eksik yıl' yazılı dev bir Hrant Dink portresi asıldı. Hrant Dink'in öldürüldüğü noktaya da karanfiller bırakıldı ve mumlar yakıldı. Tören öncesi Türkçe ve Ermenice şarkılar çalındı.

Anmada Hrant’ın Arkadaşları’ndan Bülent Aydın balkondan yaptığı konuşmada, “Gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar, bu alçak cinayetin hesabı sorulana kadar, biz bitti demeden bu dava bitmez” dedi.

Hrant'ın cezaevindeki arkadaşları anıldı

Aydın, “Bugün bizimle burada olamayan arkadaşlarımız var” diyerek Bircan Yorulmaz ve Osman Kavala’yı işaret etti. Aydın Hrant'ın Arkadaşları’ndan Osman Kavala’nın beş yıldır anmaya katılamadığını belirterek, “Biliyoruz, Kavala bizi izliyor. Adaletsizce tutulduğu Silivri'den yüreğiyle bizimle” diye konuştu.

Aydın, Bircan Yorulmaz içinse “Bircan 15 yıldır size bu balkondan seslenen arkadaşlarımızdan. 15 yıldır ilk kez bu alanda bizimle değil. Onun yeri yanımız ve Türkiye’nin demokrasi mücadelesidir” dedi. Daha sonra da Emel Kurma, Bircan Yorulmaz Sincan Cezaevi’nden yazdığı mektubu okudu:

"Eşitçe yaşam için çabalayacağız"

Hrant’ın sevgili arkadaşları, bugün Hrant Dink’in bizlerden alınışının 15. yıldönümü.

15 yıldır süren adalet ve hakikat arayışımızda ilk kez bu yıl, bu alanda sizlerle birlikte olamıyorum. Ancak biliyorum ki Hrant’ın Arkadaşları sadece bu alanda değil, sadece dünyanın çeşitli ülkelerinde değil, aynı zamanda Edirne’de, Silivri’de, Kayseri’de, Diyarbakır’da, burada Sincan’da ve Türkiye’nin pek çok yerindeki cezaevlerinde onu düşünüyorlar, onu anıyorlar.

Adalet hakikat ve vicdan bugün onun adıyla anılıyor. Hrant’sız geçen 15 yılda ülkemizde demokrasi, barış, özgürlük, insan hakları, hukuk, adalet, basın özgürlüğü hiç olmadığı kadar geriledi. Cezaevleri bu idealler uğruna mücadele eden aydınlar, yazarlar, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve seçiliş siyasetçilerle doldu. Bu mücadeleyi dışarıda yürütmeye çalışanlarsa sürekli özgürlüklerinden mahrum edilme tehlikesiyle yüz yüze. Ama bizler Hrant’ın Arkadaşları olarak her nerede olursak olalım onun bıraktığı yerden demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi vermeye devam edeceğiz. Halkların eşitçe yaşaması için çabalayacağız.

Ermeni, Rum, Kürt, Laz, Boşnak, Alevi, Sünni, Yahudi, LGBTİ+, Arap, her ne milletten, dinden, mezhepten, cinsel yönelimden olursa olsun hep birlikte özgürce, insanca yaşayacağımız bir memleket özlemiyle sevgi ve selamlarını iletiyorum.

Buradayız ahparig!

"Bu meydan acımızı seslendirdiğimiz yer olmanın ötesinde"

Bülent Aydın, Yorulmaz'ın mektubunun ardından yaptığı konuşmada bu sefer Selahattin Demirtaş'ı andı.

Aydın "Bu medyadan sadece acımızı ve adalet talebimizi seslendiğimiz yer olmanın ötesinde bu ülkenin vicdan ve adalet mücadelesinin dile getirildiği yerdir. Evet biz buradayız. Özgürlüğünden mahrum edilmiş, siyasi nedenlerle tutuklanmış milletvekili, belediye başkanı, yazar ve gazeteci arkadaşlarımızı da bir kez daha bu meydandan da selamlıyoruz. Bu meydanın insanlarından Selahattin Demirtaş’a da selam olsun." dedi.

Özgün: Söz verdim; unutmam, vazgeçmem

Aydın daha sonra mikrofonu Hrant Dink öldürüldüğüne 5 yaşında olan Nazım Özgün'e bıraktı.

Şimdi, 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Özgün, "Bu çocuktan asla vazgeçme, kumaşı başka, ruhu farklı' demiş anneme otizm tanısı aldığımda. Keşke Hrant Amcam Hacettepe'yi kazandığımı görebilseydi... Bazı taşların dili vardır, duymasını bilene konuşur, Hrant Amcamın taşı gibi. Benim için Agos'un önündeki o taş, Hrant amcamın vurulup düştüğü taştan çok daha fazlası. 15. yılda, 15. kez buradayım, söz verdim: Unutmam, vazgeçmem" diye konuştu.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinin üzerinden 15 yıl geçti. Dink için Sebat Apartmanı önünde anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, "İstiyorlar ki silahlar konuşsun, insanlar konuşmasın, yine kendi dillerini dayatıyorlar ama umudu söndüren olmayalım" dedi.

"Şu geçmişin kilidini açalım da özgür kalsın acı dolu ruhlar"

Rakel Dink, "15 yıl oldu. Sesin hâlâ kulağımızda.  Şu geçmişin kilidini açalım da özgür kalsın acı dolu ruhlar. Evimizi inşa edeceğimiz, sağlam kayadır gençlik. Hakikat sağlam kayadır. Gelecek korkuları ve hayalleriyle büyüklerinin acı dolu mirası arasında sıkışıyor çocuklar. Ya kendilerine ya başkalarına zarar veriyorlar. Oysa bir araya gelip su gibi aksalar karşılarında hiçbir şey duramaz. Bu dünya ne zorbalar ne zulümler gördü, gün geldi hepsi yıkıldı. Devirler değişti, ne sultanlar ne padişahlar, ne krallar yıkıldı, yine yıkılacaklar. Köyde köprünün başında silahlıyla durup gelenden geçenden haraç alana eşkıya derlerdi, sonra silahları kâğıt parçalarının ardında sakladılar, adlarına devlet dediler. Kâğıtlarda kendi koydukları kanunlar yazılıydı. Biz inandık, siz inanmayın çocuklar. Herkesin olana benim diyenlere inanmayın. Bu topraklarda yükselen her itiraza ‘dış güçler’ dediler. Doğru sizin içiniz onların dışıdır. Sizin içiniz yandığında onlar hep dışarıda duman var dediler, pencerelerini kapattılar." diye konuştu.

"Şimdi kendi yazdıkları kâğıt parçalarıyla sözüm ona yargılayorlar, mümkün mü?"

Rakel Dink şu ifadeleri kullandı:

Gezi direnişinde gençler önce yaşadıkları şehri korumaya çalıştılar, sonra zulme uğrayan dostlarını korumak için çoğaldılar, ona da dış mihrak, terör dediler, şu dediler, bu dediler. Çocuklarımızın gözleri çıkarıldı, çocuklar öldürüldü.

"Ey yöneticiler gerçekten adil mi karar verirsiniz?"

Bu kadar çok gencin bu kadar az kırıp döktüğüne de az rastlanılırdı üstelik. Şimdi kendi yazdıkları kâğıt parçalarıyla sözüm ona yargılayorlar, mümkün mü? Ey yöneticiler gerçekten adil mi karar verirsiniz?  Doğru mu yargılarsınız insanları, hayır. Hep haksızlık tasarılarınız içinizde. Zorbalık saçar elleriniz yeryüzünde. Sana terörü her sorduklarında lanetledin.

Dünyada çok terör estirildi, estirilmeye devam ediliyor. Gücü ele geçiren zulme çıkıyor, hangisi birbirini suçlayabilir, olan halklara oluyor. Her 19 Ocak’ta başka zulümleri de anmaya, hatırlatmaya çalıştık. Resimler yan yana konulduğunda o acı albüme birlikte bakıldığında belki asıl katil ayan beyan ortaya çıkar diye. Kıbrıs’ta bir başka gazetecinin Kutlu Adalı’nın nasıl peşine düşmüşler gördün mü? Bu topraklarda estirilen terörün asıl kaynağını söylerken yanlış mı söylüyormuşuz? Kutsal Kitap der ki karanlığın meyvesiz işlerine ortak olmayın, tersine onları açığa çıkarın.

"Saçma sapan gerekçelerle, yalanlarla artık gerekçe bile uydurmuyorlar"

Dostlarımızı yıllarca hapislerde bekletiyorlar, birini salıp birini alıyorlar. Saçma sapan gerekçelerle, yalanlarla artık gerekçe bile uydurmuyorlar. Öyle işte deyip alıyorlar. Ülkenin her derdine koşan genç avukatları aldılar, gazetecileri aldılar; Osman’ı da Bircan’ı da aldıkları gibi. Kürdüm diyen her siyasetçiyi aldılar.

İstiyorlar ki silahlar konuşsun, insanlar konuşmasın. Yine kendi dillerini dayatıyorlar ama umudu söndüren olmayalım. Seni toprağa verirken buradan yükselen isyan ve itiraz sesi susmadı, susmayacak. Bir gün yine birleşip sel olup akacaklar. Kiminin gönlü kırık, bize olurken neredeydiniz diye soruyorlar. Biz öyle olmak istemedik, gücümüz yettiğince seslerine ses katmaya gayret edeceğiz. Sesin kulağımızda, sözümüz söz."

Aydın: Adalet mücadelemiz devam edecek

Rakel Dink'in ardından tekrar mikrofonu alan Bülent Aydın cinayet davasıyla ilgili bir hatırlatma yaptı.

Aydın “Hrant Dink davası, adalet davamız devam ediyor. Davaya, karara itiraz edildi. Elbette birinci karar olduğu gibi 15 yıl sonra gelen ikinci karar da bozulacak. Bu cinayet tüm yönleriyle aydınlanana kadar, gerçek sorumluları yargılanana kadar adalet mücadelemiz devam edecek. Bir kez daha vurguluyoruz. Vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Aydın’ın konuşmasının ardından anma programı sona erdi.

HAFIZA YETERSİZ FİLMİ GÖSTERİMDE

Ümit Kıvanç’ın tasarlayıp kurguladığı Hrant Dink’in sözünü renge, şekle ve sese büründürerek aktaran ‘Hafıza Yetersiz’ filmi, Hrant Dink’e ve onun sözüne yaşam alanı tanımayan ‘sistem’in nerelerde ‘hata verdiğini’ gözler önüne seriyor. Hrant Dink’i hedef haline getiren tutkusuna tanık olurken şu zor günlerde onun kendi sesinden dinleyeceğimiz Türkiye ve dünya hayalini bu filmde izleyebilirsiniz. #HafızaYetersiz

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com-bianet-t24

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları