loading
close
SON DAKİKALAR

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Akşener Kanal İstanbul Çalıştayı'nda konuştu

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Akşener Kanal İstanbul Çalıştayı'nda konuştu
Tarih: 10.01.2020 - 10:00
Kategori: Gündem

İBB'nin düzenlediği Kanal İstanbul Çalıştayı başladı.

Uzmanların gün boyu projenin etkilerini anlatacağı çalıştayda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de konuşma yaptı. 
Çalıştayda ilk olarak İBB, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün söz aldı. Akgün, kanalla ve çalıştayla ilgili bilgiler verdi. Akgün'ün ardından İmamoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu kürsüye çıkarak konuştu. 
 
İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"İstanbul öyle eşsiz bir şehir ki ona bir kazma vuranın bile bunu çıkıp İstanbul halkına anlatma mecburiyeti var. Kanal İstanbul, İstanbul'un haritasını değiştirecek. Toplumu ikna etme zorunlulukları vardır. Kanal İstanbul mecbur olmadıkça kimsenin yapmayacağı bir ameliyat. 16 milyon vatandaşımızla ikna olmak zorundayız. Önce öğrenmeliyiz. Ondan sonra hep birlikte kararımızı verebiliriz. Bu çalıştay İstanbul'un bağrına batırılacak bıçağın bütün risklerini ortaya koymayı amaçlıyor. Bazı riskler çok düşük bazıları çok yüksek. Bilim insanları ne söylüyorsa ona kulak vereceğiz. Kanal İstanbul'un yaratabileeği riskleri bileceğiz. Sonra kendimize 'bu riskleri almaya değer mi' diye soracağız. 'Kanal İstanbul'a mecbur muyuz, bize anlatılanlar doğru mu?'
Bizim Kanal İstanbul'la ilgili tavrımız siyasi değil hayatidir. 
İki argümanları var. Biri boğazdaki gemilerin riskleri. Geçilerin güvenli geçişini sağlamak adına hükümetimiz uluslararası anlamda hangi adımı atacaksa arkasında oluruz. Ama gemilerin geçiş güzergahını bir yerden alıp başka yere taşıyınca güvenlik sorununu çözmek olmazsınız. Kanal İstanbul büyük gemiler için alternatif olamayacağını, gemilerin Kanal'dan geçmeye zorlanamayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Risk oluşturan gemiler Türkiye'nin yüksek güvenlik standartlarına uymak zorundadır, bunu sağlamak zorunda.
Boğaz'daki petrol tankeri geçişini azaltmak gerekçesi var. Samsun-Ceyhan boru hattını hayata geçirmek gerekir. Boğaz güvenliğini tehlikeye atıp Kanal İstanbulşarttır demel bahane üretmektir.
Kanal İstanbul bunun Türkiye'ye gelir getireceğini ileri söylüyorlar. Projenin hangi parayla kimin tarafından nasıl bir finansman modeliyle yapıalcağı belli değil. 2 gündür İstanbul'un su problemini konuşuyoruz. Bilim insanları çok kıymetli sunumlar yaptılar. 
Kanal İstanbul'un sahipleri konuya ciddi yaklaşmıyorlar. Kanal açarım, gelenden geçenden para alırım, etrafına koca koca binalar dikerim diyorlar. Bu akılcı yaklaşım değil. Milletlerarası hukuka dayanan bir yaklaşım da değil. 
Sadece betona, ranta dayalı bir model. Bu modelle bugünün dünyasında para kazanamazsınız. İstihdam da yaratamazsınız. Türkiye son yıllarda bunu denedi. İşsizliğin yoksulluğun düzeyini acı bir şekilde hissedioruz. 9 yıldır Kanal İstanbul'u gündeme getirip zaman  zaman da gündemden düşürenlerin elle tutulur bir gerekçesi yok.
2015 ve 2019 seçimlerinde konuyu sessizce geçiştirdiler. Bizi oldu bittiye karşı karşıya bırakma gayretindeler. Buradan siyasi kampanya üretiyorlar. Siyasi ve rant ilişkisine dayalı projeye, ülkenin yanar döner isyasete kaybedecek anı yoktur. 
İstanbul su kaynaklarını korumaya ve geliştirmeye, yeni yeşil alanlar yaratmaya mecburdur. İstanbul beselenemyen çocuklarına yiyecek yemek bulmaya, gençlerine burs sunmaya, iş imkanı yaratmaya mecburdur. İstanbul kadınları hayata katmaya mecburdur. İstanbul'un bu mecburiyetlerini yerine getirmeyi, deprem sorununu, kentsel dönüşümü çözmeyi öncelik olarak görüyor bunun için çalışıyoruz. Bu merkezi idarenin sorumluluğundadır. Biz merkezi hükümetle çalışmaya hazırız. Tek şartımız var. Bu şehirde ülkede hiçkimse 'ben bilirim, ben yaparım' demesin. Hiçkimse halka sesini yükseltmesin. Mevlana 'sözünü yükselt sesini değil, yağmurdur çiçekleri büyüten gök gürültüsü değil' demiş. Hepimiz bilim insanlarının sözlerine gönülden kulak verelim. Ortak aklı hakim kılma konusunda istekli, samimi olalım. 
Çalıştaydan çıkacak tüm sonuçları millete ve tüm makamlara göndereceğiz. Biz 16 milyon İstanbulluya ve aziz şehre sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Hiçkimse konuşmazken, her şey yangından mal kaçırırcasına oldu bittiye getirilmek isteinrken İBB olarak sorumluluk aldık. Önce su sempozyumunu ardından bu çalıştayı organize ettik. Tüm hukuki alanlarda mücadelemizi vereceğiz. Tüm vatandaşlarımza seslenmek istiyorum. Çocuklarınızın karşısına geçip gözlerine bakın. Sizce onların bu projeye ihtiyacı var mı, onların geleceği için yapılacabilecek en akıllı iş bu mu? Onlar bu şehri, ülkeyi yönetenlerden daha yeşil daha güvenli bir şehir mi istiyor yoksa riskli bir ameliyatı mı istiyor. Bu hayati bir meseledir. 
İmamoğlu'nun ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener söz aldı.
 
Akşener'in konuşması şöyle:
"Bunlar niye oluyor biliyor musunuz? 31 Mart’ta Ekrem Başkanı seçtiğiniz için. Beyefendinin sinirini bozdunuz. 23 Haziran'da, bütün İstanbullu, 804 bin oy farklıya Ekrem İmamoğlu'nu yeniden seçti. Beyefendinin sinirini iki kere bozdunuz. Bu, İstanbullulara ders verme eylemidir. Buraya harcanacak parayla GAP bitirilebilir, gençlere istihdam yaratılabilir, teknokentler, fabrikalar yapılabilinir. Dünya endüstri 4.0'ı konuşurken biz rantı, yandaşların cebine konacak parayı tartışıyoruz. Sebebi Ekrem başkan. Kazanmasaydı olmayacaktı. Bu bir yönetim anlayışıdır. Üzgünüm ama sayın Erdoğan ülkenin babası sanıyor kendisini. Seçimli monarşinin hüküm sürdüğü, saray anlayışının hüküm sürdüğü... Saraylar paralel evren yaratır hayattan koparsınız. Sayın Erdoğan ülkenin babası bizler de herhalde onun sinirini bozan insanlarız. Kanal İstanbul 'ben istersem olur' diyen bakış açısının tezahürüdür. İstanbullu 'ben istedim oalcak' tavrına hayır diyecek. Demorasiyle diyecek, kaya gibi duracak. Ben İstanbul'da imza vermeye gittim. O sıradaki insanların sakin, olgun tavrı İstanbullu bu projeye geçit vermeyecek buna inanıyorum. İstanbullu ne olduğu belli olmayan, ucube, kendimizi 1938'lerin dünyasında hissettiren cumhurbaşkanlığı hükmet sisteminin olmadığını, parlamenter sisteme geçilmesi için bugünden ders çıkarmış bir Türkiye'nin oluşması için Kanal İstanbul'a hayır diyerek ucube sistemi değiştirecek yolu açacak.
23 Haziran gecesi İstanbullunun iradesiyle 804 bin oy farkıyla o geceyi kapattıysa İstanbul, bu kanalın yapılmasına müsaade etmeyecek.
Sayın Erdoğan'a demokrasi diyoruz, o otur yerine diyor. Biz bilim diyoruz, o hadi işine bak, diyor. 
Atatürk Havalimanı... Beyefendinin canı istedi İstanbul'da bir havalimanı yaptı. 2 milyar dolarlık metro yapılacak. Putin inemedi yeni havalimanına, Atatürk Havalimanı'na indi. O havaalanı için bilim insanlarıyla görüşmedi, İstanbullunun fikrini almadı, 5 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Atatürk Havalimanı'nı çöpe attı, buna karşılık diğer havaalanına 5 milyar dolar yapıldı. Her defasında sultanlığını test eden bir yapı. Gencin, kadının, üniversitelin işsiz. Çılgın projeye geçit vermeyeceğiz. Bu kafa yapısını da inşalla hep birlikte değiştireceğiz. İstanbulluyu cezalandırıyor arkadaş, İstanbullu oyuyla, her platformda hayır diyerek gereğini yerine getirecek."
 
 
Akşener'in ardıından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu söz aldı.
 
Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"(Erdoğan) Ben yapacağım, diyor.  Biz de bunu kim yaparsa biz bir kuruş para vermeyeceğiz Millet İttifakı iktidarında, diyoruz. Ekrem bey 'Bu ameliyat yapıalcak' diyor. Bu ameliyatı yapacak olan doktor değil. Bu işi bilmiyor. 21. yy'da gelişmenin tanımı da değişti. Ölçü şu: Küçük ayrıntılarda iş bölümüne giden ülke gelişmiştir. Her şeyi ben bilirim mantığıyla yola çıkılan ülkede az gelişmişlik konuşulur. Bu şehrin, ülkenin bir sürü önceliği varken bu projenin önceliği ne: Rant. 
21. yy Türkiye'sinde kişi başına aylık geliri 673 TL'nin altında gelir olan kişi sayısı 8 milyon. 2019'un ilk 9 ayında borcunu ödeyemediği için elektrikleri kesilen hane sayısı 3 milyon 765 784 hane. 710 bin 364 kişi doğalgaz parasını ödeyemiyor. İşsiz sayımız 8 milyonu aştı. Aklı vicdanı olan biri düşünsün Türkiye'nin öncelikleri ne? Bu ülkenin öncelikleri insan mı, birilerine rant sağlamak mı?
 Çöplerden geçinenleri düşünün. 
İstedikleri yasayı, tebliği çıkaranlar, istedikleri gibi yönetenler, istedikleri bürokratı atayanlar, istedikleri gibi bütçe yapanlar... Bu tabloyu iyi düşünmek lazım. Bu tabloyu ortaya koyan iktidarı 80 milyonun düşünmesi lazım.
Üniversite öğrencilerine verilen yemeğe zam yapıyorlar ama Kanal İstanbul'u yapacağım, diyor. 15 Temmuz Şehitlerinin yakınlarına verilen paralara göz diktiler. Kanal İstanbul'u yapacağım, diyor.
İstanbul ciddi bir deprem riskiyle karşı karşıya. Bu kadim kentin sorunlarıyla ilgileneceksen önce o insanlara değer var. Kentsel dönüşüme öncelik verelim. Neden önceliği insan hayatına vermiyoruz. 
Erdoğan 'Kanal İstanbul'a karşı çıkıyorsanız bizi ikna edeceksiniz' dedi. Büyükşehir belediye başkanımız kendisini davet etti ama gelmedi. Libya olayı dolayısıyla asker gönderme kararı alırken dedik ki niye asker gönderiyoruz. BM'ye çağrıda bulunalım, BM barış gücü göndersin. Erdoğan'a sorulduğunda 'Bu adam uluslararası hukuku bilmiyor. Meşru hükümetle darbeci arasında arabulucu olunur mu' diyor. Putin geldi, görüştüler. Beni dinlemiyorsun, Putin deyince arabulucu oluyorsun. Kanal İstanbul'a Putin mi yanlıştır diyecek. 
TÜBİTAK'ın Marmara Araştırma Merkezi Başkanlığı 14 madde halinde projenin yanlışlığını sayıyor raporda. Altında 6 bilim insanının imzası var. Bize inanmayabilirsin. Bu sana bağlı bir kurum. Tavsiyem, raporu bulamzsan ben göndereceğim. Diyorsan ki sana inanmıyorum, Putin'e ya da Trump'a göndereyim o sana versin. ÇED raporunu yerden yere vuruyor rapor.
Bu ülkeye bütün güzellikleri getireceğiz, asla umutsuz değiliz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyeti görkemli bir demokrasiyle taçlandıracağız."
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları