loading
close
SON DAKİKALAR

İnsanlık Suçunda Zaman Aşımı Olmaz

İnsanlık Suçunda Zaman Aşımı Olmaz
Tarih: 17.04.2012 - 12:59
Kategori: Yerel

Suçlular kadar, suça teşvik edenler de katliamın olmasına göz yumanlar da katliama ortaktırlar...

Sevgili Çınartepe halkı ve Çınartepe halkının yanında olan İzmirli hemşerilerimiz, kardeşlerimiz. Hepiniz hoş geldiniz.

Bizler Alevisi Sünnisi, Kürdü Türkü, Doğulu Güneydoğulu, kadınları erkekleriyle Çınartepe mahallesi sakinleri olarak ülke genelinde yaşanan olaylardan rahatsızlık duyuyoruz. Biz bu mahallede hep kardeşçe, arkadaşça, dostça yaşadık, komşu olduk… 

Düğünlerde, cenazelerde, bayramlarda hem birlikte güldük hem birlikte üzüldük. Ancak dünyada ve ülkemizde yaşanan gerginlikler, alınan ekonomik ve politik kararlar, yargı kararları, bizi endişelendirmektedir. Emekçiler, işçiler, işsizler, mülksüzler, ücretsiz aile işçileri, emekliler olarak biz bu yaşananlara hep birlikte karşı çıktığımızı belirtiyoruz.

Yaşasın Halkların Kardeşliği 

1992’de meydana gelen Sivas Katliamı’nı gerçekleştiren caniler, yobazlar, insan müsvetteleri, bugüne kadar ortaya çıkarılmadı. Suçlular kadar, suça teşvik edenler de katliamın olmasına göz yumanlar da katliama ortaktırlar. Soruyoruz: Türkiye ne zaman hukuk devleti olmanın gereğini yerine getirecek? Soruyoruz: Bu ülkede Uğur Mumcu’nun, Ahmet Taner Kışlalı’nın, Musa Anter’in, Abdi İpekçi’nin, Hrant Dink’in yüzlerce Türkiye’nin aydınlık yüzü olan insanların katilleri ne zaman açığa çıkarılacak? 

Sivas Davası’nı zaman aşımına uğratan, bir hukuk, 1980 Darbesi’yle hesaplaşabilir mi? Sembolik olarak Kenan Evren’in yargılanmasını değil, 12 Eylül rejiminin devamı olan bu hukuksuzluğun yargılanmasını istiyoruz. 12 Eylül Karanlığından çıkan siyasiler, bugün de hala iktidardalar. O günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Bizleri kandıramazsınız. “Sivas Davası” biz bitti diyene kadar bitemeyecek… Davamız mahşere de kalmayacak… Anadolu halkları elbet bu coğrafyada insanlık suçu işleyen suç örgütlerini bulacak ve halkın adaletinin önüne çıkaracaktır. 

Dostlar, hepimiz biliyoruz ki, AKP bugün halkın nabzını tutuyor. Bizim acılarımızı, tarihimizi, kimliğimizi, inancımızı unutup, kendilerine benzememizi istiyorlar. İstiyorlar ki, düşünmeyen, sorgulamayan, hakkını talep etmeyen kul olalım. Korku imparatorluklarına el etek pençe divan duralım. Memleketi kendi bostanları, vatandaşı koyun sürüsü sanan siyasi iktidar sanıyor ki gocuklu celep gibi sopasını kaldırınca sürüye katılacağız hemen. Öyle mi olacak? Elbette Hayır.

Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek 

Buradan sesleniyoruz. Biz monarşiyi yıkalı 90 yıl oldu. Biz inancı hür, düşüncesi özgür vatandaşlar olarak, eşit yurttaşlık hakkıyla yaşama bilincini kendi ellerimizle-emeğimizle kazanan yurttaşlar olarak kimliğimize, inancımıza, düşüncemize, geleceğimize el uzattığınız her zaman karşınızda bizi bulacaksınız. Talebimiz Evrenseldir, talebimiz meşrudur: Sivas Katliamı’nın gerçek katilleri bulunup yargılansın. Bir daha ne Sivas, ne Çorum ne Maraş ne de Uludere katliamları yaşansın. İnsanlık suçunda zaman aşımı olmaz. İnsanlık suçları halkların hafızasına kazılı dururken, hiçbir hukuk bu katliamları görmezden gelemez. Sivas’ı yakanların avukatlığını yapanlar AKP’den milletvekili oldular. Bu ayıp, acılarımızı iyice katmerleştirdi…  

   

Sivası Yakanlar Akp’li Bakanlar 

Bu da yetmezmiş gibi Tayyip Erdoğan, Sivas Davasının zaman aşımını “Hayırlı Olsun” diyerek değerlendirdi… Alevi yurttaşlarının yaralarına mehlem süreceğine tuz basarak iyice acıttı… Gerçek yüzü Alevi Köyleri’ne cami yapmak olan, gerçek yüzü Alevi köylerine öğretmen değil imam atamak olan, gerçek yüzü farklı din ve mezhepten olan çocuklara zorunlu Sünni din dersi vermek olan AKP, sandı ki Alevi açılımıyla, yapacağı Anayasa’yla, İleri demokrasisiyle bizleri kandırabilecek. Bizler bunları tarihten tanıyoruz. Bu muaviye oyununu bir daha yutmayacağız, bunların oyunlarını her fırsatta boşa çıkaracağız…
Tayyip Erdoğan’ın “hayırlı olsun” sözleri ve Sivas Davası’nın zaman aşımına uğraması ayrımcı, faşist zihniyeti tetikledi. Önce Adıyaman’da Alevi ailelerin yaşadıkları evler işaretlendi. Çocuk yapmıştır denildi. Arkasından Antep’te, Erzincan ve İzmir Harmandalı’da Alevi ailelerin kapılarına notlar bırakıldı. Devletin aymazlığından, hükümetin vurdumduymaz açıklamalarından güç bulan faşist zihniyet, Alevi-Sünni geriliminin yaşanacağına dair hiç ihtimal verilmeyecek İzmir’de açığa çıktı. Kafir, dinsiz gibi ifadeler kullanılarak, Aleviler dine davet edildi… kendisi gibi olmayanı dinsiz, kafir, inançsız gören bu faşist, bu ayrımcı bu despot bu teokratik kafayı biz tarihten tanıyoruz. Pirsultan’ı darağacına asan, Hallacı Mansur’un derisini yüzen, Bedrettin’i katleden bu Osmanlı zihniyetini, bu yezid bu Muaviye zihniyetini tanıyoruz. Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de katliamcıların adı hep lanetle beddua ile anıldı. Hak yolunu halkın yolu bilenler ezene karşı ezilenin yanında mücadele verenler, gerçeği nimet, yalanı haramdan sayanlar her çağda sevgiyle anıldı… Pir Sultan Abdal’dan 68 Öğrenci Hareketleri’ne uzanan bir mücadele geleneğimiz var. Kadılar müftüler fetva yazarsa, işte hançer işte kılıç boynum keserse, dönen dönsün ben dönmem yolumdan diyen Pirsultan’dan, Yaşasın Halkların Kardeşliği, Yaşasın Türkiye İşçi Sınıfının Mücadelesi diyen Deniz Gezmişlere selam olsun….

Örgütlü Halkı Kimse Yenemez 

Tayyip Erdoğan Erdal Eren için gözyaşı akıtmıştı. Kenan Evren de Erdal Eren’in resmini yaparsa hiç şaşırmayın dostlar. Sivas’ta canları yananlar, adliyenin önünde oturarak hak-hukuk beklerken, üzerlerine helikopterle gaz bombası yağdırılıp, üzerlerine panzerler sürüldü. Polis şiddetini tekeline alan ve her defasında orantısız güç kullanımını gözünü kırpmaksızın arttıran hükümet, kimi zaman köylerine termik santral yapılmasını istemeyen köylülere, kimi zaman parasız sağlık parasız eğitim isteyen sivil toplum örgütlerine, öğrencilere karşı bu orantısız gücü kullandı… 4 artı 4 eğitim sistemini protesto etmek analarının ak sütü gibi helal olan öğretmenlere yapılmadık eziyet kalmadı. Bu ülkenin en çok ihtiyacı olan düşünen, sorgulayan, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkan öğretmenlere boyalı sularla, gazlarla, coplarla müdahale edildiği gibi, bu ülkenin yoksul emekçi çocuklarının ihtiyacı olan eşit, parasız bilimsel, laik ve demokratik eğitim ihtiyacını bu 4 artı 4 yasasıyla iyice imkânsız hale getiriyorlar. Bizler hem mahallemizde, hem semtimizde hem de Türkiye’nin her yerinde, çürümüş eğitim sistemleriyle işlevsiz hale getirilen devlet okullarında, çocuklarımızın eşit, parasız bilimsel, laik ve demokratik bir eğitim almalarını istiyoruz. Mahallemizdeki okulda kuran okuma yarışı yapılarak inanç simsarlığı yapılmaktadır. Biz inancın okulda değil herkesin kendi vicdanında, evinde öğrenilmesi gerektiğini, okullarda bilimsel düşüncenin, evrensel insan haklarının, temel haklar ve özgürlüklerin kazandırılmasını istiyoruz. Bizim inancımızı bize öğretmeye kalkışacak meşruluğunuz yok. Neye nasıl inanacağımız siyasi malzeme yapılamaz. Ya dinci olursunuz ya da tinerci diyen Başbakan, gemicik alan babaları olmadığı için sokağa düşen çocukları, bu ülkenin vatandaşı-evladı değilmiş gibi ötekileştireceğine, dönüp bir de şu sözlerimize kulak versin: Sivas’ta yakanlar, evleri işaretleyenler, faili meçhul cinayetleri işleyenler tinerciler değil kendilerine dinci diyen bir grup insan müsvettesiydi. 

   

Bizlere verdiğiniz asgari ücretlerle, emekli maaşlarıyla yaşamaya çalıştığımız gibi, meclisten geçirdiğiniz yeni eğitim sistemiyle eğitimin özelleştirilmesinin yolunu açarak cebimizdeki üç kuruşa da göz koydunuz. Aynı şekilde Genel Sağlık Sigortası adı altında öğrencileri, işsizleri, sigortasız çalışanları aylık en az 35 TL’ye haraca bağlayarak sağlığı özelleştirme yolları aradınız. Bütün Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ni özelleştirerek, zengini koruyan yasalarınızla, devletin bütün yükünü vergilerle omuzlarımıza yıktınız. Vergiden vergi doğurdunuz. Bütün neo liberal politikalarınızla, yatırım teşviki adı altında halkın malını yandaş sermayenize sattınız.. .Halkın malını talan ettiniz. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: örgütlü halktan daha güçlüsü yok… Bir avuç yukarıda zevk sefa sürenlere sesleniyoruz: Halkın yaraları daha doğurgan…. Biz bu mahallede Alevisi Sünnisi, Kürdü Türküyle yaşayan mahalle sakinleri olarak, sömürüye, talana, yalana, zora-zorbaya, faşizme, tefeciye, gaspçıya, asimilasyona, yok saymaya, inkara karşı birlik olacağız. Halklar acılarını, umutlarını, türkülerini, halaylarını ortaklaştırıyor. Bu dünya yobaz dincilerin, gerici faşistlerin, sömürgeci patronların boynuzlarında değil, bu dünya emekçilerin ellerinin üstünde dönüyor kardeşlerimiz. Ellerinizden başka herkes yalan söylüyorsa, televizyon kanalları yalan söylüyorsa, hükümet yalan söylüyorsa, patronlar yalan söylüyorsa, siyasetçiler yalan söylüyorsa bu bezirgan saltanatı bitmesin diyedir… Herkese katılımlarından dolayı teşekkür ederiz. Gündüzlerinde sömürülmediğimiz ve katledilmediğimiz, gecelerinde aç yatmadığımız bir dünyada yaşamanın umuduyla kalın diyoruz…

Çınartepe Gençlik Platformu

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları