İstanbul Gençlik Örgütü Kongresi Son mu Başlangıç mı?
Tek isteğimiz söyleyeceğimiz taleplerimize cevap vermeleridir...
Bildiğiniz gibi 10.06.12 tarihli CHP İl Gençlik Kongresi gerçekleştirildi.
Kongre öncesinde ve sonrasında yaşananları tek kelimeyle özetlemek gerekirse, parti içinde ki parti oligarşisinin seçimlere müdahil olduklarının iddiası ile iki aday etrafında örgütlenen gençlik örgütlerinin, üyelerinin, delegelerinin: genel olarak birbirlerini adamcılık (örn: M.Zeki Gündüz ile Gürsel Tekinci ve/veya İl başkanlığı ile SODEV'ci olmakla) suçladılar. Bununla birlikte parti etik ve değerlerine sahip olamamak (mezhepçilik yap(tır)mak ve/veya sol(cu) değerlerden uzak olmakla yaftala(n)dılar. Kongreyi yürüten ekipler, bu etiketleme üzerinden tezlerini ileri sürdüler ve bunlar nezdinde savunma mekanizmalarını oluşturdular. Aynı zamanda bu karşıtlık üzerinden yürüyen kongremiz, ulusal/yerel ve en önemlisi gençlik politikaları üzerinde farklılaşan tezler yerine, ilçe delegelerinin imzalarının peşinde koşulan, delegelerin kelle olarak sayılmasıyla noktalanan bir seçim propagandası olarak noktalandı.
Özetle büyük umutlarla beklediğimiz kongremiz, baştan bozuk düzen
içerisinde olduğunu ispatladı. Kanaatimce bu sürecin bu şekilde yürümesinde
Eser ve Ali arkadaşlarımızın en az kusuru görülmektedir. Öyleyse bu sürecin bu
şekilde yürütülmesinde kimlerin ve/veya hangi kurumsal mekanizmaların etkisi
vardır? Sorusu bütün genç arkadaşlarımızla, partinin organlarınca
cevaplandırılmayı beklemektedir.
Yapılan gözlem ve görüşmeler sonucunda bu sorunun cevabı:
Genel ortam itibariyle; seçim dönemlerinin parti-içi ve dışında ki
çıkar çatışmalarının (gençlik, il ve ana kademe siyasetçileri ile partiye yakın
olan STK ve Derneklerin çıkarları peşinde koşan aktörleri kastedilmektedir) aleni
bir şekilde ortaya çıktığı görülmektedir. Somut olarak söylemek gerekirse,
partinin üst-kademe yöneticileri(MYK) ile il yöneticileri, ilçe
yöneticilerinin, çift yanlı olarak her iki adayın arkasında saf tutarak, kendi
çıkarlarına uygun gençlik kadrolarını şekillendirmek istedikleri herkesin
dilindedir. Ancak facebook ya da kongre salonu ile kongre çalışmalarında dillendirilen
bu makamların ilgili aktörleri bilinmelerine rağmen, yaptıkları usulsüzlük ya
da uygunsuzluklar örgüt nezdinde bir bildiri ile ifşa edilememiştir. Sonuç
itibariyle, gölge oyunu eşliğinde birileri işlerine geldiği ölçüsünde,
birilerini etiketleyip, dedikodu ve karalama sürecinde kongrenin geçmesine
neden olmuştur.
Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, İstanbul CHP Gençliği, bu çıkar
çatışmaları yüzünden en fazla zararı ve mağduriyeti yaşamıştır.
Aynı zamanda, kongre salonunda genel olarak, dillendirilen iki
esas başlık göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki, hükümetin anti-demokratik
uygulamaları, adaletsiz, gerici ve kamplaştırıcı, bölücü, özgürlüğün ve
demokrasinin kısıtlandığı politikalarına tepki olarak somutlaşmıştır. Buradaki
ortak düşmanın adı, AKP olarak bilinen, herkesin kabul ettiği mevcut
iktidardır. Diğer başlık ise yukarıda belirtilen üst yöneticiler ve
otoritelerin, yaptıkları davranışlar ile gençliğin karar alma süreçlerine
haksız ve kişisel çıkarları uğruna müdahil olduklarıdır. Ancak bunun adı
konulamamıştır. En başından konulamadığı gibi büyük kurultaya giderken dahi
konulamamıştır. Bizce belirsiz olan bu otoritelerin adı sadece ve sadece
kişisel çıkarları uğruna hareket eden, PARTİ OLİGARŞİSİNİN DEV AKTÖRLERİ YANİ
PARTİ OLİGARKLARIDIR. İstanbul gençliği sürekli kızdığı, kürsüden yer yer
hakaret ettiği bu gölge karakterlerin adını koyamadığı gibi, onların gölgeleri
üzerinden siyasetini yürütmekle yetinmiştir. Oysa asıl soru, parti içinde ki
OLİGARK’ların ifşa edilemeyip, gereken dersleri alamamalarıdır.
Şimdi asıl soru, iddia ettiğimiz Parti Oligarşisinin bizlere olan
yansımaları nelerdir ve bunlara nasıl tepki verilmeli olmalıdır?
Öyleyse ilk yansıması,
gençlik uzun bir aradan sonra yaptığı kongreyi bütün İstanbul’a duyurmakta
zorlanmıştır. Halka ve İstanbul gençliğine duyuruda eksik kalmamızın nedeni maddi yetersizlikler midir yoksa ihmal
midir? Çünkü, seçimden yaklaşık 5 gün önce, il başkanlığı ile MYK
temsilcilerinin katıldığı toplantıda tarafsızlık ilan ettiklerini akla
getirirlerken, aslında gençlerin dilinde taraf oldukları açıkça
bilinmekteydi.(yukarıda nasıl olduğunu açıklamış bulunuyorum) fakat kongremizin
hazırlık aşaması, kim vurduya gitmiştir. Bu soruların ilgili kişilerce
yanıtlanması gerekmektedir. Maddi yetersizliklerden ötürü ise, 2014 seçimlerine
giderken 2000TL bulamıyorsak bir an önce mali çözümler üretmek hepimizin
görevidir. Şayet ihmal söz konusu ise, ihmalcilerin örgüt nazarında deklare
edilip görevlerinde ayrılmaları siyasi etik gereği onlardan beklenendir. (Örn:
39 ilçeye üçer pankart tanesi 15TL’den toplam da 1800TL bir bütçe ayırmayan il
başkanlığımızdır. Hakkını yememek lazım, uzak ilçelere ulaşım imkânı
sağlanmıştır.)
Aynı zamanda, kongre gününden birkaç güç önce, her iki aday ile ilçe
başkanlarının katılacağı bir toplantının yapıl(a)maması, kongre günü ortak dil
ve taleplerde bütünleşmek yerine(kazanan kim olursa olsun) delege pazarlığı
üzerinden yürüyen bir seçime bizleri sürüklemiştir.( Bu talebimiz, ilgili
kişilere şifahen iletilmiş ancak sonuç alınamamıştır.) Sonuç itibariyle kongre
günü Eser ile Ali’nin arkadaşlarının bir arada olamadığı, tek ses içeren
taleplerimiz somut halde gençliğin tapusu olarak gençliğimize ve parti
organlarına duyurulamamıştır. (Taleplere aşağıda değinilecektir)
Bu şekilde gelişen kongremiz, netice itibariyle seçim günü politik
söylem olarak AKP iktidarına tepkinin üst seviyede olduğu- PARTİ OLİGARKLARINA
öfke ve tepkinin hat safhada görüldüğü demeçlerle başladı. Aynı zamanda devrimci ruh ve sözlerin sıkça kullanıldığı
yer yer Mahir, Hüseyin, Deniz hatta İbrahim Kaypakkaya gibi ülkemizde farklı
partilerin gençlik hareketlerinin önderleri, CHP kürsüsünden yükselmiştir.
Bununla birlikte Sosyalizm (Yeni Sosyalizm,Çaykara Örn.?)- Sosyal
Demokrasi-Devrimcilik- Atatürkçülük-Kemalizm olarak vurgulanan, farklı siyasal
söylemlere gerek partinin üst yöneticileri- il yöneticileri-ilçe
yöneticileri-gençlik organları ve üyeleri değinmiştir. Geldiğimiz bu an itibariyle
geriye dönüp baktığımızda, düzensizlik içerisinde ilerleyen, söz ve eylemde
birliği bulamayan bir seçimi geride bırakmış olduk. Endişemiz o dur ki, Büyük
Gençlik Kurultay’ına giderken, İstanbul Örneğinde yaşananlar gençlik genel
merkezinin seçim sürecinde de yaşanacağını göstermektedir. Parti Oligarklarının müdahale etme girişimleri, örgütsüz gençlik
yapıları ile söylemde kalan ya da kalacak bir gençlik örgütlenmesine doğru
ilerlemekteyiz.
Bu gidişin
önüne geçmek amacıyla, üst-yönetimden-il başkanlıklarından-ilçe yönetimlerinden
hiçbir isteğimiz yoktur. Tek isteğimiz söyleyeceğimiz taleplerimize
cevap vermeleridir. Bu talepler ile gençlerin karşısına parti oligarkları; kuracağımız gençlik demokratik, uzlaşma
masamıza oturmalarıdır. Taleplerimiz özellikle üst siyasal
söylemlerden(SOSYALİST-SOSYALDEMOKRAT-ATATÜRKÇÜ-KEMALİST-DEVRİMCİ VS) uzak
olup, gençliğin mevcut sorunları üzerinde yükselmektedir. Bilinmelidir ki somut
sorunlar üzerinden uzlaşacağımız politikalar ve ortaya koyacağımız
politik-ekonomik bölüşüm stratejileri ideolojik olarak bizleri bir şemsiyede
toplayacağı gibi söz ve eylemde birliği de sağlayacaktır.
Bunun için, seçimlerin başlatıldığı, artık kongrelerle yürüyecek
olan partimizin, gelecek 10 yılını şekillendirecek politikaların oluşturulması
amacıyla; “Gençler Tarafından, Gençler İçin” DEMOKRATİK ÖZGÜR GENÇLİK
HAREKETİNİN TEMELLERİNİN atılacağını bütün kamuoyuna duyuruyoruz.
Bu temellerin atılabilmesi için en önemli unsur, bütün gençlerin
gençlik politikalarında, karar alma mekanizmalarına dâhil edilmeleri
gerekmektedir.
Karar alma süreçlerine katılım tabandan-tavana olmalıdır.
Katılımcı demokrasinin sağlanabilmesi için, aşağıdaki yollar izlenmelidir.
1-Mevcut kongrelerini kazanan yönetimlerin bir daha ki seçime
kadar, keyfi olarak görevden alınmalarının önüne geçebilmek amacıyla,
ilçelerinde ki üye sayılarının 1/3’ünün
imzası ve gerekçeli nedenleri ile bir üst kurula başvurması ve kabul
edilmesi seçimli yapıların düşürülmesi
sağlanmalıdır.(ilgili yönetmeliklerde
bu düzenleme yoktur. En azından mevcut başkanlar bu kurual temayülen
uyabilirler) (Örn:
İST-Fatih İlçesinde 450 üye vardır. Mevcut seçimde sadece 30 oy ile başkan ve
yönetimi seçilmiştir. Feodal üyelerin olduğu yapıya rağmen, en az 150 üyenin
imzası ile gerekçeli nedenler, partide etkinliklerin olmaması, yapılan
çalışmaların parti ilkeleriyle uygun olmaması(illegal yapılara destek gibi),
maddi kazanç gözetilerek çalışmaların yapılması ya da il gençlik çalışmalarına
katılımın engellenmesi gibi somut nedenler ile yapılacak demokratik talepler
neticesinde mevcut yönetimlerin düşürülmesi)
2-Yukarıda değinildiği gibi, gençlik kongresinin maddi
yetersizlikten mi yoksa ihmalden ötürü duyurul(a)mamasının nedenleri örgütlere açıklanmalıdır. İl Gençlik
Kongresinde neden birlik ve bütünlük dolu bir metnin yazılamadığı izah edilmelidir.
3-Eser ve Ali arkadaşlarımızı desteklemeleri yönünde mevcut
delegelere usulsüz baskı yapan, telkinde bulunanlar( Milletvekillerinin- MYK
üyelerinin-İl Yöneticileri-İlçe Yöneticilerinin vs.)ispatları ile örgüt nezdinde ifşa edilmelidir. Neden
bu tavrı aldıklarını açıklayıp, yaptıklarının gençlik üzerinde olumsuz bir
havaya, kamplaştırmaya neden olduğu gerekçesiyle, gençlik örgütlerinde siyasal etik ve erdem sahibi insanlar olarak özür
dilemeli gerekirse istifa etmelidirler.
4-Ayrıca kongre salonunda kavgaya neden olan GOP ilçesinin pankartını asan ve indirmeye yeltenen
arkadaşların, kimler olduğu ve hangi gerekçeler ile bu davranışları
yaptıkları il gençlik örgütü başkanı- il başkanı ve ilçe gençlik başkanlarının
katılacağı toplantı sonucunda
açıklanmalıdır. Arkadaşlarımızın şiddete kadar vardıkları sorunu
açıklamaları ve her iki taraf olarak örgütten
özür dilemeleri sağlanmalıdır.
5-Bir daha ki senelerde bu tür olayların yaşanmaması için (kişiler
üzerinden siyaset-imza toplama yarışı, hatta kavganın önüne geçilmesi için ilk
olarak, GENÇLİK POLİTİKALARININ en az bir yıl öncesinde belirlemek amacıyla, 2 günlük GENÇLİK ÇALIŞTAYLARI-YAZ KAMPLARI
DÜZENLENMELİDİR. (Örn: Adalar-Sarıyer-Çatalca vs. kamp alanlarının olduğu
ilçelerimizde, kamplar düzenlenmelidir. Bunun için ilçe gençlik kollarından
gelecek talep doğrultusunda ideolojik eğitim- propaganda ve halkla ilişkiler
çalışmaları ile sokak çalışmaları-örgütlenme üzerine öğretim programları
hazırlanmalıdır. Gerekirse bu programlar için örneğin SODEV-SDD gibi sivil
kuruluşlar ile çeşitli dernek ve sendikalardan uzmanlar yurtiçi ve dışından
gençler vs. davet edilmelidir. O kamplarda gençlik meclisleri kurularak,
gençlere politik ortam yaratılıp, parti oligarşisinde bağımsız bir yapı
kurulmalıdır. Ayrıca gençler kamp yerlerine kendi imkânlarıyla gideceklerdir.
Sadece kampta kullanacakları araç ve gereçler partimiz bünyesince
sağlanmalıdır) Buradan çıkacak bildiri
ve manifestolar ile politik anlamda söz ve eylemde birlik içerisinde
yerelimizde-üniversitelerimizde propaganda çalışmalarına
geçilebilmelidir.
6-Üniversite örgütlenmesi amacıyla, gençlerin ortak bir dil ve çatı altında toplanmaları için somut gençlik
sorunları üzerinden politikalar bütün örgütlerin tecrübelerinden ve bilgisinden
faydalanarak bir bildirge
hazırlanmalıdır. Bu bildirge ışığında gençlik kendi örgütlü mekanizmasını kurmalıdır.( Örn: belli süre içerisinde
bütün ilçe gençlik örgütleri mevcut üniversitelerin sorunlarını bir üst
kademeye yollamalıdır. Üniversitelerde polisin işgali-harç ücretlerinin
yüksekliği- öğrenci konseylerinin ve öğrenci temsilciliklerinin anti-demokratik
yapıları-kulüplerin maddi kaygılarla yürüttükleri popülist politikaları-
öğrencilerin fakülte ve senatoda oy hakkının olmaması- ulaşım ve barınma
sorunları vs. ortak ses üzerinde bütün üniversitelerde CHP GENÇLİĞİ OLARAK AYNI DİLİN KULLANILMASI SAĞLANMALIDIR.)
7-Üniversite öğrencileri için sorun olan bütçelerinin yaklaşık
%50’sine neden olan barınma sorunun parti içerisinde çözülmesidir. Örn:
İstanbul’da 12 belediyesinin öğrenci yurtlarından İstanbul İl Gençlik Örgütüne
ve ilçelerine kontenjan ayrılmalıdır. (Örneğin, x belediyesinin 400 yataklı
yurdunun %33’ü il gençlik örgütüne ayrılmalıdır. Bu oran üniversite yoğunluğu
göz önüne alınacak şekilde ilçelere paylaştırılmalıdır. İlgili ilçeler
kontenjanları dâhilinde üniversite kayıt zamanlarında öğrenci stantları açarak
aydın gençleri bünyesine katmanın imkânı doğacaktır. Böylece cemaat ve tarikat
üçgenine sıkışan, devlet yurtlarında faşistlerin arasında yaşamak zorunda olan
arkadaşlarımızı örgütümüze dâhil etmiş oluruz. Bu arkadaşlarımız mevcut
ücretler karşılığında( parti üyesi olmaları dâhilinde öğrenci indiriminden
yararlanarak) partimizin imkânlarından
yararlanmaları sağlanmalıdır.
8-Gençlik Genel Merkezi düzeyinde günün koşullarına uygun öğrenci
birliği-sendikası kurulmasının fikri ve ekonomik alt yapısı hazırlanmalı ve en kısa sürede hayata geçirilmelidir.
9-Devlet politikası olarak belirlenen genel sağlık sigortası
kapsamında belirlenen gelir beyanları doğrultusunda, kira da kalan ya da yurtta
kalan öğrencilere belli oranda devlet tarafından karşılıksız kira yardımı verilmesi için partimizin üst yetkili
organlarının kanun tasarısı vermeleri
zorlanmalıdır. (Örn: Fransız CAF yardımı, kira kontratı-kalınan kişi
sayısı-gelir durumuna göre, belli oranda kira yardımı yapılmalıdır)
10-Gençlik Çalıştayı olarak vurgulanan kamp programı bölgeler arası olarak düzenlenmesinin alt
yapısı hazırlanmalıdır. Bu şekilde Güneydoğu-Doğu
Anadolu-Karadeniz-Ege-Marmara-İç Anadolu-Akdeniz bölgelerinde arkadaşların
buluşması sağlanmalıdır. Katılımcılar yol ücretlerini kendileri karşılayacak ancak kamp iaşeleri partimiz tarafından temin edilecektir.
Bu
talepler “ Gençler Tarafından, Gençler İçin” olup, Demokratik ve Özgür Gençlik
Hareketinin Temelleri için kısa-orta ve uzun vadeli programlara ihtiyaç
duymaktadır. Bu
taleplerin eksikliği ve yanlışlığı genç arkadaşlarımızla oturulup
konuşulmalıdır. Ancak yukarıda belirlenen taleplere katılan arkadaşlarımızın
ortak imzaları ile talepler ilgili
partili organlarına bildirilmelidir. Belirlenecek süre dâhilinde ilgili taleplere,
GENÇLİK DEMOKRATİK UZLAŞMA MASASINDA
cevap ver(E)meyen parti organları ve yetkililerine karşı (örn x belediyesinin
yurt durumu gibi, il ya da gençlik genel merkezi gibi …) gençlik örgütü olarak,
örgütlü eylemselliğimizi kamu nezdinde
duyuracağımızı, hatta kayıtsızlık ve parti oligarşisi tarafından gelecek
baskıların anti-demokratik ve hukuksuzluğunun tespiti durumunda parti
organlarımızın gençler tarafından yönetilmesi için işgal dahil her yol
deneneceği kamuoyuna duyurulur.
Saygılarımla,
Ahmet Yaman
CHP Fatih Gençlik Örgütü Başkanı
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları