loading
close
SON DAKİKALAR

İzlenmiştir: Son rapor 3 ay önce

İzlenmiştir: Son rapor 3 ay önce
Tarih: 19.06.2012 - 11:13
Kategori: Gündem

Şanlıurfa Cezaevi İzleme Kurulu, ölümcül koşulları defalarca Adalet Bakanlığı'na bildirirken son rapor mart ayında yazılmıştı...

Şanlıurfa E Tipi Cezaevi’nde 13 mahkûmun ölümüyle sonuçlanan cezaevi koşullarının sadece mahkûmların dilekçeleri ve baronun raporunda kalmadığı, Adalet Bakanlığı’na bağlı Şanlıurfa Cezaevi İzleme Kurulu’nun da defalarca bakanlığa cezaevindeki olumsuz koşulları bildirdiği ortaya çıktı.

 

Radikal, son raporlarını mart ayında bakanlığa ulaştıran izleme kurulu üyeleriyle konuştu.


Şanlıurfa’da 13 mahkûmun ölümüyle sonuçlanan yangından sonra, 275 kişilik cezaevinde 1057 kişinin kaldığı, olumsuz koşulları mahkûmların ve Şanlıurfa Barosu’nun Adalet Bakanlığı’na bildirdiği ortaya çıkmıştı.

 

Felaketin göz göre göre gelmesinin ardından gözler cezaevlerini izlemekle yükümlü Adalet Bakanlığı’na bağlı ‘İzleme Kurulu’na çevrildi.

 

Radikal, Şanlıurfa E Tipi Cezaevi’nin izleme kurulu üyelerine ulaştı. İzleme Kurulu, cezaevinin kapasitenin üzerindeki mahpus sayısının pek çok olumsuzluğa neden olduğunu defalarca Adalet Bakanlığı’na bildirmiş. Beş yıl önce izleme kurulu cezaevine girdiğinde nüfus 750 iken zamanla 1100’ü aşmış. Beş yılda ortalama dört rapor hazırlanmış. Her dönem kapasitesi üzerindeki kalabalığa ve pek çok soruna değinilmiş. Kurul en son ziyaretini ise nisan ayında yapmış.

 

 
Şanlıurfa Cezaevi İzleme Kurulu’nda avukat, sosyal hizmet uzmanı ve öğretim üyesi beş kişi görev yapıyor.

 

Gönüllü olarak çalışan bu kişilerin iki-üç ayda bir koşulları denetlemek için habersiz olarak gittiklerini söyleyen üyelerin anlattıkları cezaevindeki şartları gözler önüne seriyor:

 


“Cezaevinin kapasitenin üzerindeki sayıyla devam ettirildiği takdirde tehlikeli olduğunu, insanların ihtiyaçlarının giderilemediğini defalarca yazdık. Kışın ısınma, yazın sıcak, uyumak için yer problemi oduğunu, havasız olduğunu, sağlık koşullarına uymadığını ayrıntılı bir şekilde raporlarımızda sunduk. Bazı sıkıntıları bakanlık giderdi. Yemek, görüş yeri sıkıntısı, kışın sıcak su, görüş yerinin dar olması gibi. Fakat kalabalığa çözüm bulamadılar.

 

Genellikle koğuşlar 20-25 kişilik. 40 santimetreye 50 santimetre bir cam var sadece. Ranzaların üç kata çıktığı oluyor. Geceleri cam kapanıyor, insanlar havasız. 15 sene kaşık sorunuyla uğraştık. Kalın metale izin yok ama ince metal olabilir. Plastik, kanserojen kaşıklarla yemek yeniliyor. Müdür ince metale izin vermedi. Viranşenir, Halfeti, Birecik ilçelerindeki cezaevlerinde kapasitenin üstünde kişi var. Çok acil bir şekilde düzenleme yapılması, yeni bir cezaevi gerekiyor. Bunun için yer belirlendi. Cezaevi 45 yıl önce yapılmış, çok eski. Hekim var ama bir tek psikolog yok. Kütüphane ve spor salonu kalabalıktan kullanılamıyor.”

 

 
Üyelerin anlattıkları, aynı zamanda yönetmeliklerin yarattığı sıkıntıları da gözler önüne seriyor:

 

 
“Yemekte tuz kullanılmıyor. Kullanabileceğin belirli sigaralar var. Ya da mahkûmlar ‘Kendi paramızla klima alalım’ diyor. Urfa’da yazın hava 50 derece. Hatta ‘Sayaç da koyun, elektrik parasını da biz ödeyelim’ diyor. Yönetmelik engel.”


100 bin yatak 128 bin mahpus var



Ceza İnfaz Sistemi’nde Sivil Toplum Derneği Başkanı Zafer Kıraç ise cezaevlerinin doluluk oranına dikkat çekerken “Cezaevleri dinamit gibi” dedi: “Cezaevlerinde Türkiye genelinde toplam yatak kapasitesi 100 bin civarı, mahpus sayısı ise yaklaşık 128 bin. Bu insanlar nerde yatıyorlar? Şimdi yola çıksam 40 cezaevi gösterebilirim ki yüzde 40 fazlası var. Koridorlarda yatılan cezaevleri var. Mahkûmlar için önemli atölyeler koğuşa dönüştürülmüş, vardiyayla uyunuyor. Üçüncü katı çıkılan ranzalar var. Adam 50 derece sıcakta tavana kafası değiyor. Ümraniye, Bursa, Mersin, Diyarbakır, Gaziantep çok berbat durumda. Cezaevleri şeffaflaştırılmalı, sivil denetime açılmalı. Bize randevu versin cezaevleri gerçeğini bakana anlatalım. Cezaevlerine psikolog bulamıyor devlet. Orada çok iyi psikolog olsaydı mahpusların seslerini başka türlü duyurmaları sağlanabilirdi.”

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları