loading
close
SON DAKİKALAR

İzmir'e önseçim mesajı: Delegeye küsmem

İzmir'e önseçim mesajı: Delegeye küsmem
Tarih: 20.03.2015 - 09:10
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; CHP’de daha çok şey değişecek. Elbetteki bütün arkadaşların kararına saygı gösteriyoruz. Bazı arkadaşlarımız kontenjan tercihlerinden vazgeçerler mi vazgeçmezler mi, bilmiyorum.

2015 seçimleri için İzmir’den önseçime girme kararı alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İzmir’de bir tesisin açılışı sırasında, Büyükşehir Belediye Başkanımızın önseçime girmem konusunda bir önerisi olmuştu. Benim için de sürprizdi, değerlendireceğimi söyledim ve bir kentin çağrısına uyarak kararımı verdim. Takdir üyelerin, sıram ne olursa olsun küsmek, darılmak yok” dedi. Kılıçdaroğlu, uçakla Elazığ’a giderken şunları söyledi:

SİYASETİN ESKİLERİNE MESAJ

(Önseçime girme kararınız merkez yoklaması konusunda tercihte bulunan bazı genel başkan yardımcılarınız ile milletvekillerine de mesaj mı?) CHP’de daha çok şey değişecek. Elbetteki bütün arkadaşların kararına saygı gösteriyoruz. Ama nasıl ki ‘Önseçime gireceksin’ diye dayatma yapmak yanlışsa, kontenjan dayatması da yanlış. Her siyasi partinin elbette belli sayıda kontenjan hakkı olabilmeli. Siyasete yeni girenlere de önseçim yoluyla fırsat vermek gerekir. Siyasete yeni girmemiş olanların ise önseçime girmelerini her zaman tercih ediyoruz. Doğru ve demokratik olanı budur, buna inanıyordum. Bazı arkadaşlarımız kontenjan tercihlerinden vazgeçerler mi vazgeçmezler mi, bilmiyorum.

ÇIKAR ÜZERİNE İNŞA EDİLEMEZ

(Öyleyse merkez yoklaması tercihleriniz nedeniyle bir yol ayrımı söz konusu olabilir?) Hayır, bir yol ayrılığı olmaz. Sosyal demokraside yol arkadaşlığının çok önemli olduğuna inanıyorum. Kişiler listede olur, olmaz; seçilir, seçilmez ama bir davaya inanmışsan o davanın kişisel çıkarlar üzerine inşa edilmemesi lazım. Önseçim sonuçlarını görmeden kontenjanı bugünden düşünmek doğru değil.

HDP BARAJI GEÇSİN İSTERİZ

(Demirtaş’ın ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ çıkışı) Ben HDP’nin samimiyetini yüzde 10 seçim barajıyla ölçüyorum. Demokrasiden, temsilden söz edeceksiniz ama yüzde 10 barajında AKP ile aynı pozisyonu takınacaksınız. Bu samimi bir davranış değil. AKP ve HDP arasındaki çatışma söylemi iki partinin de işine geliyor. Oysa siz barış sürecini sağlıklı bir şekilde sonuçlandırmak istiyorsanız birinci maddeye yüzde 10 barajını koyarsınız. Bu kadar açık. CHP tabanının HDP’ye oy vereceğini düşünmüyorum. Bütün kamuoyu yoklamaları HDP’nin AKP tabanından oy alacağını gösteriyor. Çünkü bize oy veren kitle demokrasiye inanmış bir kitle. Türkiye’de demokrasinin nasıl totaliter bir yapıya dönüşmek üzere olduğunu gören bir kitle. Aynı totaliter yapının, Doğu ve Güneydoğu’da olduğunu gören bir kitle. Demokrasiye, Cumhuriyet’in değerlerine, Atatürk ve devrimlerine inanmış bir seçmen kitlesinin onlara oy vereceğine inanmıyorum. HDP’nin barajı geçmesini isteriz. Diğer siyasi partilerin de parlamentoda temsil edilmeleri demokrasinin güçlenmesi açısından çok önemli. Sadece HDP değil, Saadet, Vatan, Büyük Birlik Partisi de girebilmeli. Benim düşüncem yüzde 1 oy alan bir siyasi partinin en azından genel başkanının parlamentoda olması gerektiği yönünde. Şu da unutulmasın, HDP barajı aşsa da aşmasa da AKP, başkanlık sistemini getirme şansına sahip değil, gerekli sayısal çoğunluğa asla ulaşamaz. Erdoğan da bunu gayet iyi biliyor.

MİT BAŞKA ÇABALAR İÇİNDE

MİT içinden partiye dönük tezgâh girişimleri şimdilik kesildi. Eğer devam etselerdi isimlerini açıklayacaktım. Şimdi CHP’ye yönelik başka çalışmaların içinde olduklarını biliyoruz, dikkatle izliyoruz. İtibarsızlaştırma, oy kaybına yol açacak girişimlerde bulunma gibi çabalar.

AKP DÜŞÜŞ SÜRECİNDE

AKP şu anda bir parti devleti, valisi, polisi, kaymakamıyla... AKP’nin iktidardan gidişi, valinin, kaymakamın, bütün o bürokrasinin de gidişi anlamına geliyor. AKP ve bürokrasi de gitmemek için çaba harcıyor. Bütün baskılar uygulanıyor. CHP’nin oyunun yükselmesi AKP’nin memurundan Başbakan’a kadar herkesi rahatsız ediyor. Ama ne yaparsa yapsınlar dünyanın hiçbir yerinde baskıcı yönetimi sürekliliğini koruyamamıştır. AKP düşüş sürecine girmiştir. Biz ise seçimleri yüzde 35 üstünde bitiririz.

BU DÖNEMİN PATRONA HALİL’İ

AKP’nin elit kadrosu, Cumhurbaşkanı dahil Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyor. Devletin bütün imkanları kendileri ve aileleri, çocukları için kullanılıyor. Saraylarda oturmayı, lüks hayat sürdürmeyi, pahalı eşyalar kullanmayı, altını gümüşü seviyorlar. Yani dünya malını seviyorlar ama halka da öbür dünyayı anlatıyorlar. Bir elleri yağda, bir elleri balda. Fatura ise Ermenek’teki yırtık lastik ayakkabılı Recep amcaya kesiliyor. Bu dönemin ‘Patrona Halil’i demokrasiye inananlar olacak. Sandıklarda vereceğiz dersini.

SARAY’DAN TÜNEL

Evinde ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kasa olduğu kesin de sayısını açıklasa güzel olur. Adı bu kadar yolsuzluğa bulaşmış birinin korkuyla yatıp kalkması olağandır. Belki kaçış yollarını düşünüyordur.

Birikmiş param yok

Belli aralıklarla malvarlığımız açıklanıyor. Sorduğunuz gibi birikmiş paramız yok. Burs verdiğimiz çocuklar var, gelenimiz gidenimiz de fazla. Burslu okuyor olsa da Güney Kore’deki oğlum için bazı harcamalarımız oluyor. Geçinip gidiyoruz kimseye muhtaç olmadan. Aldığımız maaşı harcıyoruz.

Türbeli kahveli Elazığ ziyareti

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Elazığ Havalimanı’nda çok sayıda partili tarafından halaylarla karşılandı. Karayolu ile Palu ilçesine hareket eden Kılıçdaroğlu, Şeyh Ali Septi’nin türbesini ziyaret edip dua okudu. Türbe ziyareti sırasında Kılıçdaroğlu’nun yanında Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu da yer aldı. İlçe meydanında halka hitap eden Kılıçdaroğlu, “Palu’da oylarımız çok düşük, kabahat Palu’da değil, kabahat bizde. Biz gelmedik, oturmadık, çayınızı kahvenizi içmedik” dedi. Daha sonra Kovancılar ilçesinde ise bir kahvede vatandaşlarla çay içip sohbet eden Kılıçdaroğlu, “Hakkınızı helal edin, çayınızı içtim” diyerek Elazığ il merkezine hareket etti.

Okan Konuralp - Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları