loading
close
SON DAKİKALAR

Kadın işçiler su tüketmekten dahi korkuyor

Kadın işçiler su tüketmekten dahi korkuyor
Tarih: 16.09.2016 - 11:30
Kategori: Kadın

Bir araştırmaya göre kadınlar mobbinge uğruyor, fazla mesainin yarattığı sorunlarla boğuşuyor, işyerlerindeki tuvaletler dahil steril olmayan çalışma koşulları çeşitli hastalıklara sebebiyet veriyor.

Bir araştırmaya göre kadınlar mobbinge uğruyor, fazla mesainin yarattığı sorunlarla boğuşuyor, işyerlerindeki tuvaletler dahil steril olmayan çalışma koşulları çeşitli hastalıklara sebebiyet veriyor.

Kadın işçilerin çalışırken yaşadığı sorunların araştırıldığı rapor ortaya sarsıcı sonuçlar çıkardı. DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Sinem Derya Çetinkaya'nın yaptığı araştırmaya göre kadınlar mobbinge uğruyor, fazla mesainin yarattığı hastalıklarla boğuşuyor, işyerlerindeki tuvaletler çeşitli hastalıklara sebebiyet veriyor.

Kadın işçilerin çalışmaya bağlı risklerini değerlendirirken erkeklerden farklı ruhsal, sosyal ve bedensel bütünlüklerini riske atabilecek unsurların çok fazla dikkate alınmadığını belirten Çetinkaya, pek çok Avrupa ülkesinde dahi iş yerlerinde cinsiyet körlüğü konusunun, kadınların yoğun çabaları ve ısrarlı itirazları ile sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin gündemlerine geldiğini kaydetti. “İş Kanunu tüm çalışanlara cinsiyet farkını gözetmeksizin eşit davranılması zorunluluğuna vurgu yapmaktadır. Ancak söz, kadınların çalışmaya bağlı sağlık ve güvenliğine geldiğinde meseleye biraz daha ayrıntılı bakmak gerekiyor” diyen Çetinkaya, DİSK için yaptığı çalışmada, kadınların iş yerlerinde yaşadığı problemlerin giderilmesi için kapsamlı bir mücadelenin verilmesi gerektiğini kaydetti.

Sorunların başında fazla mesaiye kalmak var. Buna göre, “Kayıt dışı, esnek ve düzensiz işleri ağırlıkla kadınlar yapıyorlar. Bu işler düşük ücretleri ve en kötü koşulları da beraberinde getiriyor. Ev eksenli çalışma ve ücretsiz ev işçiliği özellikle genç kadınlarda yaygın görülüyor. Kadınların mesaileri işten eve geldikten sonra bitmiyor, ikinci mesaileri başlıyor. En ‘kariyerli kadın’ın dahi; çocuk bakımı, evin temizliği, yaşlı ve engelli aile bireyinin bakımı gibi ‘ev ödevleri' bulunuyor.''

Kanser riski çok fazla

Bedensel, ruhsal ve sosyal farklılıklardan dolayı kadın ve erkek çalışanların her gün farklı riskler ile işe başladıklarını belirten Çetinkaya, gece vardiyalarına dikkati çekti. “Kadın ve erkek için de sağlıksız olan gece vardiyaları, söz konusu kadınlar olunca meme kanserine yakalanma riskini, düşükle sonlanan gebelik riskini artırıyor ve menopoz döneminin daha ağır geçmesine neden olabiliyor” dedi. Ayrıca kötü iklimlendirilmiş, kötü havalandırma şartlarına sahip, kötü ışıklandırmalı bir çalışma ortamında, regl dönemlerinin ve menopoz döneminin daha ağır geçirildiğini de belirtti.

Çetinkaya, kadın çalışanların erkeklere oranla çok daha fazla mobbinge maruz kaldıklarını da aktardı. Çetinkaya, 25 yaş altı genç kadınlar ile iş hayatında daha tecrübesiz kadınların daha fazla mobbinge yani iş yerinde psikolojik tacize maruz kaldığını, uzun süren psikolojik baskılardan dolayı da kronik hastalıklara ve kaza risklerine daha açık hale geldiklerini vurguladı.

Su tüketmiyorlar çünkü...

Gebelik ve emzirme dönemlerinde hem annenin hem de bebeğin korunması adına iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını da vurgulayan Çetinkaya, çalışmasında ''Hijyenik olmayan tuvalet, duş ve soyunma odaları kadınların erkeklere göre daha çabuk mikrop kapmasına neden oluyor. Bu nedenle kadınlar tuvaleti daha az kullanmak için gün içerisinde daha az su tüketmeye çalışıyor'' tespitine yer verdi.

Sinem Derya Çetinkaya, kadınların çalışma biçimleri ve alanları göz önünde bulundurularak risklerin analiz edilmesi gerektiğine dikkat çekerek şu önerilerde bulundu:

“İşverenlere iş yerlerinde düzenlemeleri cinsiyet körlüğünden arındırarak yaptırmaya çalışmalı, meslek hastalıkları tanı ve teşhisinde kadınların özgün koşullarının göz ardı edilmemesini sağlamalı, psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet biçimlerini önce kendimize yani kurumlarımıza, sonra işverenlere risk unsurları olarak kabul ettirmeliyiz. Çalışma sürelerinin günde en fazla 7 saat haftada 35 saat olmasında, çocuk bakım izinleri hak kaybı olmaksızın erkeklerle eşit hak ve sorumluluklarla düzenlenmesinde ısrar etmeli, aile sorumlulukları çocuk, yaşlı, engelli bakım yükümlülükleri bahanesi ile esnek çalışmanın kadınlara dayatılmasına karşı durmalıyız.''

Deniz Ayhan - BirGün

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları