loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'McKinsey'e ilişkin 10 soru

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'McKinsey'e ilişkin 10 soru
Tarih: 02.10.2018 - 13:30
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Enis Berberoğlu haksız bir esaret yaşadı. Dün parlamentoda yemin etti. Bu ayıba Anayasa Mahkemesi'nin son vermesi lazım. Sorun Enis Berberoğlu sorunu değil, milletvekillerine verilen hakkın ihlal edilmesi sorunudur. Hapiste çok arkadaşımız var. 

Ece Sevim Öztürk 4 aydır hapiste, hiçbir suçu yok. 

İnsanlar şiddete başvurmamak kaydıyla anayasal haklarını kullanabilirler. Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve aynı şekilde çok sayıda gazeteci var. Eren Erdem neden hapiste? FETÖ'cü diyorlar. Siz FETÖ ile kolkola gezerken o eleştiriyordu. İşçiler hapiste.

Sendika kurmak istiyorlar diye hapisteler. 132 işçinin işine son verildi. İçerideki işçilerle konuşmasınlar diye tel örgüler örüldü. Değerli işçiler, sendikaların size sahip çıktığından fazla CHP size sahip çıkacaktır. Sonuna kadar sizi destekleyeceğiz.

3. havalimanında şu anda hapiste olan 24 işçi var. Habersiz atılanlar var, geri alınsın, temizlik yok, tahtakurusunu yok edin, maaşların tamamını elden vermeyin, banka hesabına yatırın, diyorlar. Elden verilince sigortalı gösterilmiyorlar. İş cinayetlerini engelleyin, işçi kıyafeti verin, dediler. Bunu dediler diye 24 işçi hapiste. Hapisteki işçilere CHP grubundan saygı ve selamlarımızı gönderiyoruz. 

Cumartesi Anneleri, 1996'dan beri Galatasaray Meydanı'nda oturuyorlar. Niye toplanıyorsunuz, diye baskı var. Haksızlıktır, böyle bir şeyi annelere reva görmek doğru değildir. 

Dış politikada bir kural var. İçeride neyseniz dışarıda da onu söyleyeceksiniz. Kudüs başkent ilan edildi İsrail'de. Hep beraber itiraz ettik. Ülkeyi tek başına yöneten Erdoğan miting yaptı, hesabını soracağız, Kudüs'te büyükelçilik açacağız' dedi. Aradan süre geçti ne oldu, gitti BM'ye konuştu. Filistin'le ilgili bir cümle çıkmadı ağzından. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime seleniyorum. Filistin meselesi böyle kalsın diyorsan oyunu AK Parti'ye ver, sorun çözülsün diyorsan yönünü Halk Partisi'ne dön. Filistin topraklarında bu ülkenin çocukları yatıyor. 

Eknomik krizin henüz başındayız. Esnafa, çiftçiye henüz yansımış değil. 2001'de ekonomik krizden sonra iktidar oldular. 16 yıldır tek başlarına yönetiyorlar, istedikleri kanunu çıkarıp istedikleri bütçeyi yapıyorlar. 16 yılın sonunda yeni bir kriz yaşıyoruz. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. İnsan gibi akılcı yönetilseydi Türkiye, böyle ekonomik krizle karşı karşıya kalmazdı. Aşırı borçlandılar, dünya kadar vergi topladılar, yetmedi. Faiz yükü aldı başını gidiyor. Tefecinin faizini ödemek için de borçlanıyorlar. Londra'ya, Waashington'a, Berlin'e gidiyorlar, borç para içinn. Tefeci 'şartlarımı yerine getirirsen vererim' diyor. Her şeyi dolara bağladılar. Şimdi TL'ye döneceğiz, diyorlar. Dolarla yaptıkları ihaleleri TL'ye çevirin, çeviremezler. İğneden ipliğe her şeye yağmur gibi zam geliyor. Beyefendi öfkeleniyor, nasıl zam yapıyorsun, diyor. Sana esnaf, sanayici, çiftçi sorabiliyor mu, soramıyor. Biz soruyoruz. 

Sorunca dış güçler yapıyor, diyor. Karamsar bir kış geçireceğiz, martta baharı getireceğiz. YEP açıkladılar 16 yılın sonunda. Ekonomiyi 16 yılda bozdular 3 yılda düzeltecekler. Yüksek enflasyona alışacağız, işsizlik, özelleştirmeler artacak. Ekonomide durgunluk olacak. Türkiye'nin yıl sonuna kadar 26 milyar dolar ödemesi lazım. Cari açık da 12 milyar dolar. Toplam 38 milyar dolar para bulunması lazım. MB'nin net rezervi 28 milyar dolar. 

2018'de 81 milyar 420 milyar lira, 2019'da 124 milyar 700 milyon lira, 2020'de 156 milyar 200 milyon lira faiz ödeyecekler. Sarayda oturan zat değil, işçisi, çiftçisi, yeni doğan çocuğu tefecilerin faizi için çalışacak. 

2018'de 8 milyar lira, 2020'de 22 milyar liralık özelleştirme yapacağız, diyorlar. Krizin faturası kime çıkacak? Türkiye'de 3 grup var. Saray, sarayın çevresi ve halk. Sarayda kriz yok. Sarayda badem sütü var, kira doğalgaz parası yok, her şey bedava. İsrafı itibar olarak görüyor. 

Sarayın çevresi var. Her ihaleyi dolar bazında alırlar. Dolar ne kadar artarsa karları artar. Havuz medyası var. Talimat gelir, yazarlar. Saraya koşulsuz itaat eden beslemeler, müteahhitler krizden etkilenmezler. 

Halka gelince bu krizin yükünü çekecek. Önümüzdeki süreçte hissedecek krizin yükünü. Yükü sizin sırtınıza yıkacaklar. Ve senin sorumluluğunu paylaşan CHP'ye daha fazla kulak ver kardeşim, senden bunu bekliyorum.

-Vatandaşı ihbar etmeye davet ediyor, stokçuluk yapanlar için. Köşeyi dönenler senin adamların, dolar baronlarını korumuyor musun, 5 saatte 84 bin dolar para kazandırmadın mı? Esnafı suçlayacak çünkü gücü ona yetiyor.

Her tarafa koşturuyorlar, 'bize para verin' diyorlar. Tefeciler 'sana güvenmiyoruz' diyor. Amerikan danışmanlık firması tut, o 3 ayda bir denetlesin, ona güvenirim, dediler. Gittiler Amerika'da açıklama yaptılar, McKinsey ile anlaşmaya karar verdik, bu ofis 16 bakanlıkta her çalışmamızı 3 ayda bir kontrol edecek' diyorlar. 

Erdoğan'a 10 McKinsey sorusu

10 soru soracağım: 

-Erdoğan'a göre yaşadığımız ekonomik sounun sorumlusu 'dış güçler'di. Dış güçlerin başında da Amerika ve Trump geliyordu. Krizi aşmak için kimden liderlik istiyorsunuz? Bir Amerikan danışmanlık şirketinden. Bizi batırıyorlar dediğiniz ülkenin şirketinden hangi akılla sizi kurtarmasını bekliyorsunuz?

-Erdoğan'a göre bunlar 'Ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar'dı. 'Ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar'dan para karşılığında yardım istemeyi bu millete nasıl anlatacaksınız? Hangi yüzle bu anlaşmayı yaptınız? Bu tutumunuz, 'Ben yönetemiyorum, gelin siz yönetin' anlamına gelmiyor mu?

-Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde 'Kamu Maliyesi Değişim ve Dönüşüm Ofisi' olacak ve bu ofiste 16 bakanlıktan temsilci olacak. Bunların aldıkları her karar, yaptıkları her uygulama, düzenledikleri her rapor 3 ayda bir McKinsey tarafından kontrol edilecek. Türkiye'de bunu yapacak kurum, kuruluş ya da şirket yok mu, bunu içinize nasıl sindirdiniz?

-Devletin kozmik odasını FETÖ'ye teslim ettiniz. Şimdi de devletin tüm mali bilgilerini 'ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar'a teslime deceksiniz. Bunu hangi ahlaki temele dayanarak yapacaksınız?

-McKinsey'e bu işi ihaleyle mi yoksa birilerinin tavsiyesiyle mi verdiniz? Tavsiyeyle ise şirketi kim mnerdi?

-Anlaşmanın tutarı, kapsamı, süresi nedir, açıklayacak mısınız? 

-'Söz konusu danışmanlığın hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacak' dediniz. Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirkete hangi vicdanla milyonlarca dolar para ödeyeceksiniz? Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şeirketse neden 3 ayda bir 16 bakanlığı denetlesin?

-Neyin, nasıl tasarruf edileceğini Türkiye'de kimse bilmediği milyonlarca dolar ödeyip McKinsey'den görüş alacaksınız?

-(Erdoğan) 15 Mart 2015'te Balıkesir'de yaptığı konuşmada 'Benim derdim bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir' diyordu. Bu anlaşma devleti bir şirket gibi yönetme arzusundan mı kaynaklanıyor? Bu anlayış, hanedan devlet anlayışı değil mi?

-McKinsey'in 3 ayda bir düzenleyeceği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız?

Kendi devletine güvenmeyip Amerikan şirketine güvenen bir hükümetin Türkiye toprakları üzerinde yeri yoktur. Düşün millletin yakasından.

6 Mart 1922 TBMM'de gizli bir toplantı yapılır. Gazi Mustafa Kemal kürsüye çıkar ve 'hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatlarıyla, planlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir başarı kaydetmemiştir" demiştir. 21. yy'da Türkiye'yi getirdikleri nokta... Kendi kendimizi yönetemiyoruz, diyorlar. 

Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomi yönetimini Amerikan şirketine teslim edeceksin, yüzün kızarmadan yerli ve milliyim, diyeceksin. Saraydaki zata söylüyorum; onur, gurur ve haysiyet sahibiysen anlaşmayı iptal et, uçağı da iade et. 

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları