loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'tanzim kuyruğu' tepkisi: Yokluk değil, varlık kuyruğuymuş. Milyarları götüren sensin, niye bu kuyrukta yoksun?

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'tanzim kuyruğu' tepkisi: Yokluk değil, varlık kuyruğuymuş. Milyarları götüren sensin, niye bu kuyrukta yoksun?
Tarih: 19.02.2019 - 13:35
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"Bu sabah iki acı haber geldi. Parlamentoda birlikte görev yaptığımız Halil Akyüz Antalya'da hayatını kaybetti. Allah'tan rahmet diliyoruz. 
Fikret Ünlü, siyasetimizin önemli aktörlerinden birisiydi. Spor dünyasına hizmetleri unutulamaz. Hayatını kaybetti. Fikret Ünlü'ye rahmet, ailesine, camiasına sabır diliyoruz.
Mevlana ölümü farklı değerlendirir. Bizim Anadolu kültüründe ozanlar, aşıklar vardır. Halkın sesini sazlarıyla dile getirirler. Zulme başeğmezler. En büyük silahları sazlarıdır. Haksızlığa karşı direnmeyi sözleriyle dile getirirler. Ozan Arif hayatını kaybetti. Diğer ozanlardan farkı yok. 
Suriye'de şehidimiz var. Suriye bataklığına girmeyin, içişlerine karışmayın dedik. Sözde 24 saatte gidip, işgal edeceklerdi. Bugün tam bir açmazla karşı karşıyayız, şehitlerimiz geliyor.
Aydınlarımıza yeni bir tehdit... Cumhuriyet yazarları yeniden hapse girecek. Musa Kart bunların başında. Aydınları, gazetecileri hapse atıp ne yapacaksınız? Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu kimse söyleyemez. Talimatla karar veriliyor.
Geçen hafta Adalet Komisyonu'nda alınacak hakimlerle ilgili barajı 70'e çıkardılar. Gazetecilerin hapse atıldığı, aylarca iddianamesinin yazılmadığı pek çok kişi Türkiye'de demokrasinin kan kaybetmesini dünyaya anlatıyor. Olması gereken adaletin bir an önce tecelli etmesidir.
Eren Erdem'i serbest bırakan mahkeme tutukluluğuna devam dedi. Adalete en büyük zararı adalet mensupları veriyor. 
Şu anda görev yapan sözleşmeli er ve erbaşların sorunları var. Sözleşmeli astsubay mesai sonrası evine döner. Orduda 7 yıl görev yapan sözleşmeli er ve erbaşlar evlerine gidemiyor. Yılda 30 gün izni var, mazeret izni, doğum, ölüm izni, evlilik izni var sadece. Erler gibi. 7 yıl süreyle kışlada er koğuşunda kalmak zorunda. Ocak2018'de uzman çavuş, astsubay ve üst kademeye iyileştirme zammı yapıldı. Sözleşmeli er ve erbaşlara bu zam verilmedi. Sözleşmel er ve erbaşlara aile ve çocuk yardımı yapılmıyor.  
Sözleşmeli er ve erbaşlar şehit olduklarında yakınlarına 4200 TL veriliyor. Sözleşmeliler dışında şehit olursa 5600 TL veriliyor. Şehitler arasında ayrım olur mu?
Toplanan milyonlar nereye gitti, şu ana kadar haber yok. Şehit yakınları ve gazilere kira yardımı da yapılıyor. Sözleşmeli er ve erbaşlara yapılmıyor. AGİ dediğimiz asgari geçim indirimi var. Uzman er ve onbaşılara verilen haklar sözleşmelilere de verilsin.
Sokak ekonomisi çalıştayı yaptık. Devlet kime hizmet eder? Devlet baskıcı mı olacak, vatandaşına hizmet mi götürecek? Kimlere hizmet etmesi gerektiğini anayasa baştan koymuş. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir, demiş. Sosyal devlet, fakirin yanında olan devlet demektir.  Milli gelirin adalete uygun dağıtılması için gerekli önlemleri alır, deniyor. Kişi başına milli gelir 10 bin dolarmış. 7 kişilik ailede 70 bin dolar geliri olan aile mi var? Hangi önlemleri aldılar? 
Sokakta kağıt toplayanlara SGK, ayda 754 TL yatıracaksın, diyor. Milyarlar kazanan da 754 TL yatırıyor. Bu mu adalet?
Açım, evime ekmek götüremiyorum, diyen bir annenin sesini duyuyorlar mı? Sarayda oturan biri işsizliğin acısını, işsiz birinin evine nasıl gittiğini bilir mi? Bir de sosyete damat var. Hayatında yoksulluk nedir bilir mi? Fakirin sofrasına oturmuşluğu var mı? AK Parti milletvekilleri işsizlik nedir biilir mi? Hortumcu piyasa ekonomisinin aktöreleri AK Parti milletvekilleri açlığı bilir mi? Çift dikiş alanlar var.. Çift dikiş maaş alıp EYT'lere türedi, diyor. Bu adam işsizliği bilir mi? Son 1 yılda 706 bin kişi işinden oldu. Bu evlerde çocuklar, kadınlar var, ne olacak halleri. İşsizliği çözeceğim, demekle işsizlik çözülmez. Her işveren bir işçi alsın işsizlik çözülür dedi, Erdoğan, çözüldü mü? 
Devlette liyakati bitirmezsen işsizliği çözemezsin. 3,5 milyon Suriyeliyi Türkiye'ye getirirsen işsizliği büyütürsün. Damadı ekonominin başına getitirsen, devletin arslalarını, limanlarını, fabrikalarını satarsan işsizliği çözemezsin. Londra'daki tefecilerin her dediğini yaparsan işsziliği çözemezsin. Terörist ilan ettikleri çiftçinin, bakkalın fiyatlarına bakın. Gübreye 1 yılda yüzde 60-80 zam gelmiş, ithal tohumda yüzde 55, naylon yüzde 80, mazotta yüzde 23 zamlanmış. Çiftçi borç batağında. İşsizlik programla, akılla çözülür. 
13 madde ile krizden çıkışı tarif ettik. Liyakat dedik. Erdoğan 'her şeyi biliyorum' dedi. Türkiye'yi bu hale getirdi. İşsizlikle mücadelenin temel anahtarı üretmektir. 
Üretimi önceledim, diyen iktidara vergi politikan nedir, diye sorulur. Vergiyi tabana yayacağız, diyorlar. Vergiyi yukarıya, geliri tabana yayacaksın. Asgari ücreti vergi dışı tutacaksın. Sanayi politikan ne, diye sorarlar. Fabrikaları satmak mı yeni fabrikalar kurmak mı? Babalar gibi sattın, şimdi babalar gibi kuru soğan satıyorsun. Adamı bu hale getirirler. 
Tarım politikan ne derler? Tarım kanunu niye uygulamıyorsun? KOBİ politikan ne, diye sorarlar, para politikanı sorarlar. Bunların hiçbiri yapılmıyor. Tıkandılar tanzim satış mağazaları kurdular. Gariban insan evinin yakınında alışveriş yapar. İstanbul'un varoşunda yaşayan kadın otobüs parası verecek gidecek alışveriş yapacak, var mı parası?
Haftasonu İzmir'deydim. Aziz Kocaoğlu hangi ailelerin fakir olduğunu biliyoruz, dedi. 35 bin eve 10 kilo soğan, 10 kilo patates teslim edeceğiz, dedi. Bu yeni yapılmıyor. Süt projesi var. Fakir, zengin ayrımı yapılmıyor. Bir evde çocuk doğduysa belediye gider kapısına sütü bırakır. 
Erdoğan, 'Bu kuyruk yokluk değil, varlık kuyruğu dedi. En varlıklı adam, milyarları götüren, cebini dolduran sensin. Kendisine bir de ABD'de saray yaptırıyor. Sen niye bu kuyrukta yoksun. Al damadını da, milletvekillerini de kuyruğa gir. Yalan söyleyen de cumhurbaşkanı, parti genel başkanı olmaz. 
Diyorlar ki bu yüksek binaları kim yaptı? Sanki Güney Kore'den gelip yaptılar. 10 Ocak 2019 tarihli karar yayınlamışlar. Mükerrerde yayınlamışar ki çok kişi görmesin diye muhtemelen. Çayyolu'na giderken bizim genel merkezin hemen ön tarafında cadde üzerinde 34 bin 754 metre karelik arsa var. Bu arsaya sınırsız kat yapılması imkanı verilmiş. Hani kültürümüzle bağdaşmıyor, diyordun , bu yüksek binalara kim izin verdi diye bağırıp çağırıyordun. Erdoğan'ın da haberi yok mu acaba, iptal et kararı. Büyük ihtimalle alıcısı belli, kupon arazi. Sonra vatandaşın önüne çıkıp kim yaptı bu yüksek binaları, diyor. Kim izin verdi? İzin verenin Allah belasını versin.
Bütün bu sorunların hepsi çözülebilir. Yerel yönetimlerde de çözeceğiz. İstanbul'u Ankara'yı kazanınca göreceksiniz, kimseyi kuyruya dizmeyeceğiz, evinde vereceğiz patatsei, soğanı. Kimseyi muhtaç etmeyeceğiz."
 
Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları