loading
close
SON DAKİKALAR

28 Şubat ve 12 Eylül Ruhu

Hakan Tahmaz
Tarih: 13.04.2012

28 Şubat ürünü ve patenti Çevik Bir’e ait olan Batı Çalışma Grubu’nun masaya yatırıldı...

Beklenen oldu. 28 Şubat muhtırası soruşturmaya başladı. 28 Şubat ürünü ve patenti Çevik Bir’e ait olan Batı Çalışma Grubu’nun masaya yatırıldı.

Bu soruşturma, yargısal sonuçlarından bağımsız olarak Türkiye için bir dönemin kapanmakta olduğunu gösteriyor.

Artık askerin, canı sıkıldığında aklına estiği gibi siyasete, ekonomiye ve sosyal yaşama ayarçekmesi eski kadar ucuz olamayacak.

Dokunulmaz olanlara dokunuluyor olunması, toplumun önemli bir kesiminin kendisini iyi hissetmesine yol açıyorsa şayet yapılan işin hayırlı olduğunu düşünmeliyiz.

Önemli olan dokunanlarının, dokunma anında nasıl bir duygu hissettikleri değil, dokunurken hukuktan ve adalette güç almalarıdır.

Veli Küçük ile başlayan Ergenekon soruşturmasının aldı hal, 28 Şubat’ın kudretlilerinin gözaltına alınıp soruşturmaya tabi tutuluşlarını görmenin tadının da ağızlarda yarım kalma olasılığı hatırlatıyor.

Soruşturmanın darbe soruşturması olmaktan çıkaracak olası davranışlar ve 28 Nisan e-bildirisini kaleme alan Yaşar Büyükanıt’a hala dokunulmamış olunması, güvensizliği canlı tutmaya yetiyor.

Ama esas olarak yasama ve yürütmenin darbelerle hesaplaşmayı yargı erkinin ardına gizlenerek yapmaya çalışması bu sürecin en çarpık halini oluşturuyor.

Yargı eliyle darbelerle hesaplaşırken, darbe anayasasının ruhunu kıskaçlıkla korumaya çalışmak ve ülkeyi 12 Eylül ruhuyla yönetmek bunların başında geliyor.

28 Şubat ile hesaplaşırken ülkeyi 12 Eylül ruhuyla yönetmeye çalışmak büyük bir çelişkiyi, büyük bir travmatik durumu ve toplumsal çatışmanın zemini oluşturuyor.

Askeri vesayete karşı dururken, toplumsal sorunların çözümünde askeri yöntemleri çare olarak görmeye devam etmek.

Darbelerle hesaplaşmaya çalışırken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin İç Hizmetler Kanunu’nun konuşmaya tartışmayı ağza almamak; 35. maddeyi kaldırmamak, kuşkuyu derinleştiriyor.

Askerin siyaseti belirlemesine son vermenin 12 Eylül darbesini ve 28 Şubat sürecini soruşturmanı yolu, 28 Aralık Uludere katliamının sorumluların yargılanmasından ve devletin Uludere’lilerden özür dilenmesinden ve Büyükanıt, Erdoğan ikilisinin Dolmabahçe mutabakatının da soruşturulmasında geçiyor.

Uludere’nin üzeri örtülerek, 28 Şubat dönemi bütün yönleriyle açığa çıkarılamaz. Soruşturmanın bir tarafının eksik kalmasının önüne geçilemez.

28 Şubat soruşturmasının toplumda yaratması muhtemel dönüşüm sağlanamaz. Beklenen fayda gerçekleşmez.

Hükümetin ve yargının benzer konulardaki izlediği siyasetin, toplumda küçümsenmesi mümkün olmayan bir kesimde kaygıya yol açtığı dikkate alınarak 28 Şubat soruşturması yürütülmek zorundadır.

Aksi tutum, bu soruşturmadan toplumsal fayda umanların bir kısmının nazarında, 28 Şubat’ın aklanmasının bahanesi yaratılmış olur. Bu riskin boyutlarını son yılların pratiği gösteriyor.

Gücü elinde bulunduranların ve erk sahibi olanların akıl, yasa ve hukukla kendilerini sınırlamaları, sürecin mevcut yasalar çerçevesinde sağlıklı yürümesine kapı aralayacaktır.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları