loading
close
SON DAKİKALAR

Biz Aysel Hanım’a ‘askere taş atması’ için mi maaş veriyoruz?

Mustafa Mutlu
Tarih: 24.09.2014

Mustafa Mutlu; Sınırdan Suriye tarafına geçmek isteyen PKK taraftarları, askerlere taşla saldırmış...

Suriye’den gelen onbinlerce kişiye ilk olarak Mehmetçik yardım elini uzattı. Van Miletvekili Aysel Tuğluk ise aynı bölgedeydi ve sınır kontrolü yapan Türk askerine taş attı...

Türk askeri sınırdan geçen sığınmacılara su ve gıda yardımında bulunurken... Suriyelilerin eşyalarını taşıyıp bitkin düşenlere destek olurken...

Sınırdan Suriye tarafına geçmek isteyen PKK taraftarları, askerlere taşla saldırmış...

Van Milletvekili Aysel Tuğluk da bu grubun içinde yer almış...

Tuğluk’un eline aldığı taşı askerlerimize atarken çekilmiş bu fotoğrafı, sosyal medyada paylaşılmış...

O da bunun üzerine bir açıklama yapmış ve taş attığını doğrulamış, “Kendimi savundum” demiş...

***

Bu Aysel Hanım, defalarca Türk askerine hakaret etti; dokunulamadı!

Ülkeyi bölmek için elinden geleni ardına koymadı; dokunulamadı!

Şimdi yine milletvekili ve yine dokunulmazlığı var:

Aldı eline taşı, askerimize fırlattı; göreceksiniz, yine dokunulamayacak!

***

İsteyenin terörist olma hakkı vardır...

Ama bu hak; bir tek devlet memurlarıyla, milletvekillerinde yoktur!

Çünkü biz onları, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni ayakta tutsunlar diye besliyoruz; yıksınlar diye değil...

Ettikleri yemine sadık kalacaklarına inanıp sırf o yüzden maaş veriyoruz.

***

Aysel Tuğluk da PKK’nın ateşli bir militanı olmaya devam edebilir!

Onlarla birlikte askerimize, polisimize taş da atabilir; kurşun da sıkabilir...

Ama tek bir şey yapamaz:

Milletvekili unvanını taşıyamaz; bizim dişimizden tırnağımızdan artırarak verdiğimiz vergilerden aldığı maaşı alamaz!

Yani; hem bizim kapımızdan beslenip hem de bize saldıramaz!

***

Sadece Aysel Tuğluk değil; bizdeki BDP ve HDP’lilerin hepsi devletin tüm kurumlarıyla kavgalı; bir tek Ziraat Bankası’nı çok seviyorlar!

Çünkü astronomik maaşlarını bu devlet bankasından çekip, devletin diğer kurumlarını taşlamaya koşuyorlar.

***

Meclis’in yeni yasama yılının açılmasında birkaç hata kaldı:

Eğer bu bozuk düzen; yukarıdaki fotoğrafa rağmen sürerse...

Yani bu arkadaşın vekilliği düşürülmezse...

Bugüne kadar devlete ödediğim vergilerin her bir kuruşunu haram edeceğim!

BİR YIL!

Aydınlık’taki birinci yılımı dün doldurdum. Bir yıl önce yayınlanan ilk yazımda kendimi size şöyle anlatmıştım:

“Kimileri ticaret yapar, kimileri hasta iyileştirir, kimileri makine üretir; benim işim ise ‘soru sormak’tır! Sorunun hasını, zorunu, hatta yanıtsız olanını bulup sormaktır en büyük zevkim!

‘Karar’ beyan etmem, ahkâm kesmem... Hem buna ihtiyacınız mı var? Soru sorarım sadece... Herkesin aklına gelen ama sorulmayan ya da kimsenin aklına gelmeyen soruları!

Bazılarının sandığı gibi ‘biraz soluklanmaya’ gelmedim buraya, niyetim kalıcı olmak; tabii siz de isterseniz...”

***

O günden bu yana geçen 365 günün 344’ünde, bin 700’e yakın yazıyla çıkmışım karşınıza...

Benimle geçirdiğiniz bir yıl için siz değerli okurlarıma ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.

GÜNÜN SORUSU

Cumhuriyet Gazetesi de modaya uydu ve Y-CHP’ye uyum sağlamak için olsa gerek “gizli tanık” ifadelerine sarılarak yurtseverleri suçlamaya başladı. Sorum bu gazeteyi yöneten meslektaşlarıma:

Nadir Nadi, Uğur Mumcu ya da İlhan Selçuk mezarlarından çıkıp “Bizim gazetemizde nasıl olur da bölücülerle, dincilerle işbirliği yaparsınız?” diye yakanıza yapışacak olsa... Kaçacağınız delik hazır mı?

SİYAH GÖMLEKTEN KURTULMAK!

Anayasa Mahkemesi, tam sekiz aydır İstanbul Casusluk ve Fuhuş Davası’nı bekletiyor.

İşin ilginci ortada ne casus var ne de fahişe...

Cemaatin TSK’ya kurduğu kumpaslardan biri bu dava... Ergenekon’dan Balyoz’a, Poyrazköy’den Odatv’ye kadar tüm davalarda sanıklar tahliye edildi ama bu davaların “ilk adımı” olan İstanbul Casusluk ve Fuhuş Davası sanıklarının mağduriyeti sürüyor.

Anayasa Mahkemesi, sekiz aydır İstanbul Casusluk ve Fuhuş Davası’yla ilgili itirazları karara bağlamıyor.

43 subay ve TÜBİTAK çalışanının mağduriyeti de devam ediyor.

Ergenekon ve Balyoz’da alınan “emsal” nitelikteki kararlar ortadayken Anayasa Mahkemesi’nin hâlâ karar vermemiş olması gerçekten anlaşılır gibi değil...

Umarım Anayasa Mahkemesi, zaten gecikmiş adaleti daha da geciktirmez ve kararını bir an önce açıklar.

Böylece içerideki son vatanseverler de serbest kalır ve ben de beş yıldır çıkaramadığım kara gömleğimden nihayet kurtulurum.

GÜNÜN İSYANI

İsyanım, türbanı ortaokula sokma kararı alan iktidar mensuplarına:

Attığınız o imzanın çok uzak olmayan bir zamanda, “laik devleti yıkmaya kalkışmak” suçundan yargılanmanıza neden olacağını biliyor musunuz?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları