loading
close
SON DAKİKALAR

Kurşun atan polis iyi halden yararlandı!

Kurşun atan polis iyi halden yararlandı!
Tarih: 04.06.2012 - 12:31
Kategori: Sağlık, Yaşam

Hrant Dink'in birinci anma etkinliğine katılıp, polis kurşunuyla vurulan Yalın'ın davasında mahkeme sanık polise iyi hal indirimi uyguladı...

Hrant Dink’in ölümünün birinci yıldönümüydü. Devlet memuru Kemallettin Rıdvan Yalın da anmaya katıldı. Agos’un önündeki törenden sonra grup Tünel Meydanı’nda yürüdü. Burada bir grup gösterici polisle çatıştı. Yalın, kendisini birden bire uçuşan taşların arasında buldu. Meydana hızlıca bir polis aracı girdi. Araçtan inen resmi giyimli polis Muhammet Gişi ateş etti. Kurşun, Yalın’ın dizine saplandı.

 

Bomba ihbarıyla baskın



Ayağı kırılan Yalın, Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne kaldırılırken, “Beni polis vurdu” diyordu. Üç gün üç vardiya halinde ikişer polis yanında bekletildi. Yalın’a göre polisler, “Ermeni p.. misin”, “Ne işin var Hrant’ın yanında” diyordu.

 

İhtiyaçlarını gidermesine izin verilmedi ve ailesiyle görüştürülmedi. Daha sonra Yalın için gözaltı kararı olmadığı, polislerin yasa dışı yaptırım uyguladığı ortaya çıktı. Yalın, taburcu edildikten sonra, nereden geldiği belli olmayan ‘bomba ihbarı’ ile Üsküdar’daki evi basıldı. Hiçbir şey bulunamadı. Polisler beraat etti.


Birbirini tanımayan 14 genç ve Yalın hakkında İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve mala zarar verme’ iddiasıyla dava açıldı. Yalın’ın yanındaki, üzerinde Dink’in resminin olduğu Birgün gazetesi kanıt sayıldı. Duruşmaya giderken de kaza sonucunda ayağını kıran Yalın’ın suçsuzluğu 4 yıl sonra ortaya çıkarken, beş gence ‘polise mukavemet’ten 5’er ay hapis cezası verildi.


Hiçbir duruşmaya gelmediği halde...


Öte yandan, Yalın’ı vuran polis Muhammet Gişi hakkında İstanbul 18. Asliye Ceza’da ‘kasten yaralama’dan dava açıldı. Kameraman Göktan Bedük, 7 Kasım 2008’de verdiği ifadesinde Gişi için, “Silahı çekerek taşın geldiği tarafa, göstericilere göğüs hizasında bir el ateş etti” dedi. Fakat Gişi bulunamadı. Bir ara cezaevine girip çıktığı, Suruç’a atandığı ortaya çıktı. İfadesi 2 yıl 10 ay sonra alınabildi. Gişi, 1 Kasım 2010’da Suruç Asliye Ceza’daki ifadesinde, “Araçtan inip havaya uyarı ateşi açmak istediğim esnada göstericilerden atılan taşlardan dolayı istem dışı hareket ettim. İstemeyerek eğildim. Silahım ateş aldı. Silahın ateş alması, taştan dolayı kaza sonucu olmuştur” dedi.



Son duruşma önceki gün görüldü. Hakim Mustafa Karayıldız, Gişi’yi ‘kasten yaralama’ iddiasıyla 17,5 ay hapse çarptırdı. Bugüne dek hiçbir duruşmaya katılmamış Gişi’nin “duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurarak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda vicdani kanaat oluştuğundan” hükmün açıklanmasını geriye bırakılarak, ceza verilmedi. Beş yıllık denetimli serbestlik getirildi.



Yalın kararı, “Adam hiç bir mahkemeye katılmadığı halde hakim iyi niyetini kullandı. Olumlu davranışlarından dolayı indirime gitti. Demek katılsa cezalandırılan biz olurduk” de yorumluyor. Avukatı Can Atalay da “Yalım’ın suçluluğuna ilişkin tek kanıt olarak Birgün gazetesinin gösterilmesi ve gazetenin dört yıl adli emanette kalması, aslında fazla birşey söylemeyi gerektirmiyor” dedi.



Ayağı kırılan Yalın, Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne kaldırılırken, “Beni polis vurdu” diyordu. Üç gün üç vardiya halinde ikişer polis yanında bekletildi. Yalın’a göre polisler, “Ermeni p.. misin”, “Ne işin var Hrant’ın yanında” diyordu. İhtiyaçlarını gidermesine izin verilmedi ve ailesiyle görüştürülmedi. Daha sonra Yalın için gözaltı kararı olmadığı, polislerin yasa dışı yaptırım uyguladığı ortaya çıktı. Yalın, taburcu edildikten sonra, nereden geldiği belli olmayan ‘bomba ihbarı’ ile Üsküdar’daki evi basıldı. Hiçbir şey bulunamadı. Polisler beraat etti.



Birbirini tanımayan 14 genç ve Yalın hakkında İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve mala zarar verme’ iddiasıyla dava açıldı. Yalın’ın yanındaki, üzerinde Dink’in resminin olduğu Birgün gazetesi kanıt sayıldı. Duruşmaya giderken de kaza sonucunda ayağını kıran Yalın’ın suçsuzluğu 4 yıl sonra ortaya çıkarken, beş gence ‘polise mukavemet’ten 5’er ay hapis cezası verildi.


Hiçbir duruşmaya gelmediği halde...


Öte yandan, Yalın’ı vuran polis Muhammet Gişi hakkında İstanbul 18. Asliye Ceza’da ‘kasten yaralama’dan dava açıldı. Kameraman Göktan Bedük, 7 Kasım 2008’de verdiği ifadesinde Gişi için, “Silahı çekerek taşın geldiği tarafa, göstericilere göğüs hizasında bir el ateş etti” dedi. Fakat Gişi bulunamadı. Bir ara cezaevine girip çıktığı, Suruç’a atandığı ortaya çıktı. İfadesi 2 yıl 10 ay sonra alınabildi. Gişi, 1 Kasım 2010’da Suruç Asliye Ceza’daki ifadesinde, “Araçtan inip havaya uyarı ateşi açmak istediğim esnada göstericilerden atılan taşlardan dolayı istem dışı hareket ettim. İstemeyerek eğildim. Silahım ateş aldı. Silahın ateş alması, taştan dolayı kaza sonucu olmuştur” dedi.


Son duruşma önceki gün görüldü. Hakim Mustafa Karayıldız, Gişi’yi ‘kasten yaralama’ iddiasıyla 17,5 ay hapse çarptırdı. Bugüne dek hiçbir duruşmaya katılmamış Gişi’nin “duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurarak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda vicdani kanaat oluştuğundan” hükmün açıklanmasını geriye bırakılarak, ceza verilmedi. Beş yıllık denetimli serbestlik getirildi.



Yalın kararı, “Adam hiç bir mahkemeye katılmadığı halde hakim iyi niyetini kullandı. Olumlu davranışlarından dolayı indirime gitti. Demek katılsa cezalandırılan biz olurduk” de yorumluyor. Avukatı Can Atalay da “Yalım’ın suçluluğuna ilişkin tek kanıt olarak Birgün gazetesinin gösterilmesi ve gazetenin dört yıl adli emanette kalması, aslında fazla birşey söylemeyi gerektirmiyor” dedi.


Radikal/İsmail Saymaz

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları