loading
close
SON DAKİKALAR

Mavi Marmara raporu basına sızdı

Mavi Marmara raporu basına sızdı
Tarih: 12.02.2012 - 15:33
Kategori: Dünya

Davutoğlu raporun basına sızmasının 'üzüntü verici' olduğunu söyledi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM'nin Mavi Marmara saldırısı ile ilgili raporunun resmen açıklanmadan basında yayımlanmasının üzüntü verici olduğunu söyleyerek, yarın bu konuda kapsamlı bir açıklama yapacaklarını bildirdi.

Davutoğlu, Paristeki Libya konferansının ardından düzenlediği basın toplantısında, Palmer Raporu ile ilgili New York Times'ta çıkan makalenin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

"Bir kere bir üzüntümü ifade edeyim. Bu çok sık rastlanan bir olgu olmaya başladı. Resim konularda yapılan müzakereler, ortaya konan raporlar daha resmen yetkililer tarafından açıklanmadan bazı yayın organlarında yayımlanmaya başlandı. Bu bir müddettir olan ve malesef bütün ilgili taraflarda da bir yönlendirme izlenimi doğuran bir tutum."

Bu raporla ilgili haberin onlar Libya toplantısında iken geldiğini belirten Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'la da bu konuyu konuştuğunu bildirdi.

Davutoğlu, onların da şaşkınlık içinde olduğunu söylerek, "Daha Genel Sekretere sunulmamış bir raporun bazı basın organlarında yer alması ciddiyetten uzak bir durum" dedi.

"YARIN KAPSAMLI BİR AÇIKLAMA YAPACAĞIZ"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mavi Marmara saldırısı ile ilgili Palmer Raporu hakkında yarın öğleden önce kapsamlı bir açıklama yapacaklarını söyledi.

Davutoğlu, Paris'teki Libya konferansının ardından düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili soruyu,

"Türkiye-İsrail ilişkileri bağlamında artık gelişmeler çerçevesinde konuyu ele aldığımızda kapsamlı bir açıklama yapma ihtiyacı söz konusu. İnşallah yarın ülkemize döndüğümüzde muhtemelen öğleden önce saat 11.00'da bu konuda kapsamlı bir açıklama yapacağız ve orada bundan sonraki adımlarla ilgili çok net tutumumuzu ifade edeceğiz" şeklinde yanıtladı.

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin tutumunun zaten belli olduğunu da söyleyerek, 31 Mayıs 2010'da Türk vatandaşlarının katledilmesi ile ilgili o andan itibaren bugüne kadar Türkiye'nin tutumunun net ve açık olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, "Kim ne söylerse söylesin, hangi basın organında ne yazılırsa yazılsın, bu bizi etkilemez. Türkiye kendi vatandaşlarının hukukunu koruyacak kudrete sahip bir devlettir" dedi.

Raporun basına yansıyan içeriğinin Türkiye'yi rahatsız edip etmediğinin sorulmasına karşılık Davutoğlu, "Bu raporun İsrail'i rahatsız eden çok yönleri de var ama bunları yarın değerlendiririz" dedi.

Daha önce bir BM raporu daha yayımlandığını, orada da net olarak ablukanın yasal olmadığına ilişkin net görüşlerin ifade edildiğini hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Dolayısıyla bizim tutumumuz raporun şöyle ya da böyle çıkmış olması ile ilgili değil. Bizim İsrail'den beklediğimiz somut adımlar vardı. İsrail de bu somut adımları bu raporla irtibatlandırmıştı. Bugün de bu rapor maalesef sızdırıldı. Yani eğer sızmamış olsaydı muhtemelen yarın açıklanacaktı. Bu da çok önemli değil. Ama biz zaten tutumumuzu daha geçen seneden itibaren netleştirmiştik. Bu taraflarca da biliniyordu.

Dolayısıyla rapor şöyle değil böyle çıkmış olsaydı da veya başka türlü olmuş olsaydı da değişmeyecek. İsrail özür dilemedikçe, tazminat ödemedikçe, abluka da dahil beklediğimiz adımları atmadıkça bizim tutumumuz netti zaten. Dolasıyla yarın yapacağımız açıklama raporun içeriğinden daha çok, raporun yayınlanmasına kadar İsrail'in beklediğimiz adımları atmamış olması ile ilgilidir. Ama raporla ilgili tutumuzu da ayrıca yarın açıklayacağım. Ama raporun bir de resmen yayınlanması var, o ayrı bir şey tabii."

BASINA SIZAN BM'NİN MAVİ MARMARA RAPORU

BM Soruşturma Komisyonunun Mavi Marmara raporunda, İsrail ordusunun 2010 yılı Mayıs ayı sonunda açık denizde Mavi Marmara gemisine yaptığı ve 9 Türk'ün hayatını kaybettiği saldırının "aşırı" olduğu belirtildi.

New York Times gazetesi, henüz resmen yayımlanmayan rapordan aldığı iddia edilen bazı bilgileri dün yayımladı.

Gazetinin haberine göre, raporda, İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukanın ise uluslararası hukuk açısından yasal olduğu ifade edilmekte.

Başkanlığını Yeni Zelanda'nın eski başbakanı Geoffrey Palmer'ın yaptığı soruşturma komisyonunun soruşturmasında, "İsrail'in, abluka bölgesine uzak bir mesafede önceden uyarmadan böyle bir güçle gemilerin kontrolünü alma kararının aşırı ve mantıksızca" olduğu belirtildi.

Raporda, Türkiye ve İsrail'in, "ilişkilerini Ortadoğu'daki istikrarın lehine düzelterek", tam diplomatik ilişkilerini yeniden ele almaları gerektiği kaydedildi.

105 sayfalık raporda, "Mavi Marmara"ya çıkan İsrail komandolarının, "bir grup yolcunun organize ve şiddetli direnişiyle" karşı karşıya kaldığı, bu nedenle kendilerini korumak için güç kullanma ihtiyacı içine girdikleri iddiasınında yer aldığı ifade edildi.

Öte yandan İsrail komandolarının kullandığı güç "aşırı ve mantıksız" olarak nitelendirilen raporda, yolcuların hayatlarını kaybetmesinin kabul edilemez olduğu ve İsrail ordusunun daha sonra yolculara kötü muamele ettiği belirtildi.

Raporda, olayı soruşturan komisyonun, belge talep etme veya tanığın bulunmasını zorunlu kılma yetkisinin olmadığı, sadece Türkiye ve İsrail'in sağladığı bilgiye dayandığı, bu nedenle çıkarımlarının, ne hakikat ne de hukuk açısından kati kabul edilemeyeceğine dikkat çekildi.

TAZMİNAT ÖDEMESİ TAVSİYE EDİLİYOR

İsrail'in, olayla ilgili olarak "üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması" ve tazminat ödemesi gerektiği tavsiyesinde bulunulurken, İsrail'in Gazze ablukasına büyük ölçüde sempatik bir bakış açısıyla yaklaşıldığı görüldü.

Başlangıcındaki paragraflarda, "İsrail'in Gazze'deki militan örgütlerden güvenliğine yönelik gerçek bir tehditle yüz yüze" olduğu, "Donanma ablukasının, Gazze'ye deniz yoluyla silah girişini engellemek için meşru bir güvenlik önlemi olarak uygulandığı ve bu uygulamanın, uluslararası hukukun gereklilikleriyle örtüştüğü" ifadelerine yer verildi.

Raporda, "Mavi Marmara"nın, "donanma ablukasını aşma girişimiyle sorumsuzca hareket ettiği", Mavi Marmara'nın organizatörleri, özellikle İHH'nin amaçları, gerçek niteliği ve güdüsü hakkında ciddi soru işaretlerinin var olduğu" iddiasının da bulunduğu kaydedildi.

Raporda ayrıca Türkiye hükümetinin, "Mavi Marmara"nın organizatörlerini İsrail güçleriyle karşı karşıya gelmekten kaçınmaya ikna etmeye çalıştığı, ancak "daha fazlasının yapılabileceği" belirtildi.

Genel Sekreter Ban Ki-mun, başkanlığını Yeni Zelanda'nın eski başbakanı Geoffrey Palmer'ın, başkan yardımcılığını Kolombiya'nın eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe'nin yaptığı, İsrail'den Joseph Ciechanove ve Türkiye'den emekli büyükelçi Özdem Sanberk'in yer aldığı Soruşturma Komisyonu'nu 2 Ağustos 2010 tarihinde kurmuştu.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları