loading
close
SON DAKİKALAR

Necdet Pamir'in Kitabı 'Enerjinin İktidarı' kitapçılarda

Necdet Pamir'in Kitabı 'Enerjinin İktidarı' kitapçılarda
Tarih: 25.01.2016 - 22:08
Kategori: Kültür & Sanat

Türkiye'de Enerji ve kaynakları denince aklımıza ilk gelen isim Necdet Pamir; Enerjinin İktidarı Kitabında Enerji Kaynaklarını Elinde Tutan, Dünyayı Elinde Tutar diyor...

Türkiye'de Enerji ve kaynakları denince aklımıza ilk gelen isim Necdet Pamir; Enerjinin İktidarı Kitabında Enerji Kaynaklarını Elinde Tutan, Dünyayı Elinde Tutar diyor...

Necdet Pamir kitabını ve kendini yazdığı bu cümlelerle anlatıyor;

"Elinizdeki kitap, çok uzun süredir yazmayı tasarladığım bir kitap… 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Petrol Mühendisliği Bölümü’nü bitirdiğim günden beri, petrol ve doğal gazın teknik boyutlarının yanı sıra, politik/stratejik boyutlarıyla da ilgilendim. Bu ilgimin başlangıç tarihi, ulusal kuruluşumuz TPAO’da göreve başladığım ve onunla eş zamanlı olarak, TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nda görev aldığım yıl olan, 1980 yılıdır. Dile kolay; 35 yıl olmuş… Hala da meraklı bir bir çocuk heyecanıyla ve büyük bir hevesle, öğrenme sürecimi devam ettiriyorum. 

TMMOB Petrol Mühendisleri Odası’nda; Genel Sekreterlik, 2. Başkanlık ve Genel Başkanlık yaptım. Bu görevlerimde, üstlendiğim sorumluluk nedeniyle, okullarda öğrenme olanağı bulamadığım birçok yeni olguyla tanıştım ve bunları eğitim birikimime eklemeye çalıştım. 10 yıldan fazla süreyle, TMMOB Yönetim Kurulu’üyeliği görevinde bulundum. En onur duyduğum görevlerim arasında yer alan bu görev sürecinde; diğer meslek odalarıyla, sendikalarla, meslek dernekleriyle hep iç içe çalıştım. Bu nedenle de petrol ve doğal gazın yanı sıra, enerjinin diğer alt sektörleriyle de hep iç içe oldum. TMMOB’nin ve üyelerinin engin birikiminden yararlandım; ulusal çıkar ve kamu yararını kıskançlıkla gözeten felsefesinden derinden etkilendim. Çalışmalarımın en önemli kaynaklarından birisi TMMOB’dir. Bu nedenle, TMMOB’ye ve bu çatı altında görev yapan tüm meslektaşlarıma teşekkür borçluyum.
Enerji sektöründe yaşanan ve ülkemizin enerji güvenliğinin yanı sıra, ekonomik güvenliğini ve giderek genel güvenliğini tehdit eden sorunları gözlemledikçe, bu sorunların çözümlenmesine yönelik çalışmalara yoğunlaştım. Meslek Odaları’nda başlayan çalışmalarımı, Türkiye’nin ilk ve en önemli düşünce kuruluşu olarak kabul ettiğim Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ndeki (ASAM) faaliyetlerle pekiştirdim. 2000 - 2007 yılları arasında, Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Koordinatör olarak bu kuruluşa aktardığım bilgi ve birikimim kadarını ve belki de fazlasını, ASAM'daki çalışma arkadaşlarım da benim dağarcığıma kattılar. Her birine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bir diğer okul, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptığım Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi oldu. Bu kuruluşun yurt içindeki faaliyetlerinin zenginleşmesine ve gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında tanıtılmasında, karınca kararınca katkımız oldu. Çalışmalara kattıklarımdan çok daha fazlasını, “Türkiye’nin Enerji Görünümü” raporlarını birlikte hazırladığımız diğer Yönetim Kurulu Üyesi ve komisyon üyesi arkadaşlarımdan “geri aldım”. Sağ olsunlar…

Enerji sektöründe yaşanan sorunların çözümüne yönelik görüşlerimi, yazılı ve görsel medyanın katkısıyla, koşullar elverdiğince kamuoyun a aktarmaya çalıştım; çalışıyorum. Bir Kırgız atasözünü hep aklımda tutarak (Zamanında söylenmeyen söz yetimdir), ulusal çıkar ve kamu yararı doğrultusunda söylenmesi gerektiğine inandığım sözleri, dilim döndüğünce ve zamanında söylemeye özen gösterdim. Yazılı ve görsel medyada, bugünlerde olduğu gibi, kimi zaman tahammül sınırlarını aşan baskılara karşın, bana güvenen ve görüşlerime sık sık başvuran tüm medya mensuplarına çok teşekkür ederim. Onların güveni olmasa, düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşamazdım. Ben de onların güvenini sarsmamaya, yorumlarımda nesnel olmaya ve bilimselliğin ışığından uzak kalmamaya azami çaba harcadım/harcıyorum.

Hemen hepinizin zaman zaman ya da çoğu zaman uğradığınız haksızlıklara, doğal olarak ben de defalarca maruz kaldım. Kendi çıkarlarını ülkemizin çıkarlarının ve toplum yararının çok üzerinde gören muktedirlere her dönemde karşı çıktım, onlara boyun eğmemeye çalıştım. Bu nedenle de gerektiğinde bedel ödedim ve ödemeye de devam ediyorum. Ancak onların yaptığı gibi “belden aşağı vurmayı”, hiçbir zaman bir yöntem olarak benimsemedim. En öfkeli anlarımda bile, Hasan Hüseyin’in “Acıyı Bal Eyledik” şiirinin son dizelerini aklımdan çıkarmadım: “… Kör olasın demiyorum/kör olma da/gör beni.” Bu nedenle de kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen o irili ufaklı “zalimlere” de teşekkür ediyorum. Çeliğime su verdikleri için! 

Ve hepsinden önemlisi; gençlerimize, Gezi Direnişini yaratan gençlerimize ve özgürlük uğrunda onurlu bir savaşım verirken yitirdiğimiz tüm gençlerimize, yürekten teşekkür ediyorum. Bu kitabı, en çok ve özellikle onlar için (“Çocuklar, çiçekleri umudumuzun”; A. Kadir) yazdım. Toplumların gelişimlerinde en önemli ve vazgeçilmez girdilerden biri olan ve uğrunda milyonlarca insanın katledildiği “enerji” konusunda, mütevazı bir “farkındalık yaratmayı” umarak bu kitabı kaleme aldım. Umudumun boşa çıkmayacağını, öğrencilerimden biliyorum.
Dersler, konferanslar, paneller, gazete yazıları, televizyon programları derken, kitabın yazımı hep aksadı, yayınlanması ertelendi. Bu alanda baş döndürücü bir hızla yaşanan gelişmeler, kitabın güncelliğini yitirmesine neden olduğundan, okurla buluşmak hep “bir başka bahara kaldı”. Kitabın yazılması konusunda, bana sürekli baskı yapan dostum Nedret Ersanal olmasaydı, bu “(son)baharda” da bitmemiş olacaktı kitap… Ve bir de genç stajyerimiz ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu Doğukan Uyan’ın moral ve teknik desteği, her türlü övgünün ötesindedir. İyi ki onu tanıdım.

Umarım, elinizdeki kitabı, zaman zaman göz atacak kadar yararlı ve sıcak bulursunuz.
Kitapta, “Enerji nedir? Günlük yaşamımızdaki önemi nedir? Ülkelerin gelişimlerinde, hatta var olmalarındaki rolü nedir? Enerji güvenliği ne demektir? ABD, AB, Rusya'nın enerji politikalarının temel unsurları nelerdir? Enerji kaynakları bakımından zengin olan ülkelere yönelik işgallerin, sivil katliamlarının ardında büyük güçlerin ne gibi ihtirasları, kirli planları var? Türkiye'nin bir enerji politikası var mı? Enerji alanındaki sorunlarımız çözümsüz mü? Dışa bağımlılığımız kader mi? Ne yapmalı?” gibi sorulara yanıt aradım. Bir de “Çevremizdeki ülkelerde çok zengin petrol rezervleri var da bizde nasıl olmaz? Petrol denizi üzerinde yüzüyoruz; ama yabancılar engelliyor. Petrol bulunuyor ama üzerini cıva ya da çimento ile kapatıyorlar.” gibi yorumlara, bir nebze olsun açıklık getirmeye çalıştım.

Eğer bir nebze farkındalık yaratabildiysem ve karalığa karşı bir mum yakabildiysem, ne mutlu bana...
Hepinize sevgiler; iyi okumalar..."

Necdet Pamir

Vişne Haber Ajansı - Dilfiraz Değerli

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları