loading
close
SON DAKİKALAR

Nurettin Demir; Arzumuz %60lık blok'un bir araya gelmesi

Nurettin Demir; Arzumuz %60lık blok'un bir araya gelmesi
Tarih: 01.07.2015 - 15:26
Kategori: Söyleşi

Prof. Dr. Dursun Kırbaş, CHP Muğla milletvekili Nurettin Demir ile 2015 genel seçimlerini değerlendiren bir röportaj yaptı...

İstanbul Gerçeği köşe yazarı Prof. Dr. Dursun Kırbaş, CHP Muğla milletvekili Nurettin Demir ile 2015 genel seçimlerini değerlendiren bir röportaj yaptı...

Prof. Dr. Dursun Kırbaş CHP Muğla milletvekili Nurettin Demir'e soruyor; 

1- 7 Haziran öncesi ile bugünü Türkiye’nin gündemi açısından değerlendirir misin?

7 Haziran öncesinde yürütme tamamen tek bir partinin elindeydi, adeta onun bir organı gibi çalışıyordu. Yasama da bir tür bakanlığa indirgendi ve dönüştürüldü. Temel yasalar torba yasalar şekline getirilerek eğitim, sağlık, çalışma başta hayatı olmak üzere devletin temel kurumları alaşağı edildi. Yargı tamamen siyasallaştırılarak, AKP’nin istekleri doğrultusunda dizayn edildi Yetmedi, en son çıkarılan “İç Güvenlik Yasası” ile faşizm resmen yürürlüğe sokuldu. 7 Haziran öncesi faşizme yönelik en belirgin uygulama örnekleri hakimlerin, savcıların, gazetecilerin, saygın komutanların haksız yere tutuklanarak, yıllarca hapiste tutulmalarıdır. Bu anlamda ülkemizde özgürlükler ve demokrasi ciddi anlamda yara aldı.

7 Haziran seçimlerinin sonuçları bu anlamda ortaya çıkan tekelleşmeyi, bu bozulmayı kırmak ve demokrasiyi yeniden yerine oturtmak için önemli bir şans sunuyor bizlere. Bu, halkımızın kararıdır, isteğidir, beklentisidir. Halkımız artık barış, kardeşlik ve özgürlükler ortamı istiyor. 7 Haziran’da halkımız Türkiye’nin normalleşmesi yönünde irade gösterdi. Faşizme ve padişahlık sistemine hayır dedi.

2- 7 Haziran seçimlerinde CHP’yi başarılı buluyor musunuz?

Ülkemizde faşizmin ve diktatörlük heveslerinin kırılmasında 7 Haziran seçimleri önemli bir rol oynamıştır. Bu sonucun alınmasında CHP’nin büyük payı vardır. Ancak rakamsal olarak baktığımızda CHP %25 oy oranı ile beklediği oyu alamamıştır. Bu olağanüstü seçim ortamında sandığa giderek oy kullanan, olası seçim hilelerine karşı sandığına sahip çıkan herkes demokrasi adına başarılıdır. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun sandığa giderek oy kullanan tüm halkımızı içtenlikle kutluyorum.

3- 7 Haziran seçimlerinde stratejik düşünerek AKP’yi tek başına iktidar yapmamak için HDP’yi destekleyen CHP’li seçmen oranı hakkında bir tahmininiz var mı?

Başta CHP’liler olmak üzere halkın bir kısmı, 2011 Genel seçimlerinde MHP’ye emanet oy vermişti. 7 Haziran seçimlerinde de AKP’ye karşı muhalefet partileri HDP’ye emanet oy verdi. Halkın emanet oy vererek karşı, totariterleşmeye karşı faşizmin önünü kesmek için demokrasi adına oyuna ve sandığına sahip çıktığını düşünüyorum. Halkımızın %85 gibi yüksek bir oranla sandığa gitmesi bunun en belirgin özelliğidir.

4- Koalisyon ortaklarınız kimler olabilir?

Üç muhalefet partisinin oluşturduğu yüzde 60’lık blok ile hükümet kurmak en büyük isteğimiz ve arzumuzdur. Ancak özellikle MHP’nin katı tutumu sebebiyle yüzde 60’lık blok ile bir koalisyon kurma ihtimali şu an için uzak bir ihtimal olarak görünüyor.

Bizim arzu ettiğimiz, seçim sürecince halka anlattığımız olmazsa olmaz ilkelerimizin ve sözlerimizin kabul edildiği her koalisyona kapımız açıktır. Önceliğimiz hukukun, adaletin ve halkın dış ve iç güvenliğinin yeniden tesis edildiği, onarıldığı, demokrasinin güçlendiği ve halkın ekonomik sorunlarının aşıldığı yaşanacak bir Türkiye’nin kurulmasıdır.

5- AKP-CHP / CHP-MHP Koalisyonlarından hangisi sorunları çözer?

Ortadoğu’da yaşanan savaş süreci, komşularımızla sorunların arttığı dış politika atmosferiyle birlikte ufukta görünen ekonomik kriz ortamında Türkiye’nin normalleştirilmesi için acilen müdahale edilmesi gerekmektedir. Muhakkak bir hükümet kurulması son derece önemlidir. CHP’nin içerisinde yer aldığı bir hükümet kuşkusuz ki, Türkiye’yi aydınlığa çıkaracaktır. Türkiye’de bu konuda umut dolu bir hava ve halkımızın bizden beklentileri var. Önemli olan Hükümetin oluşturularak güven ortamının tesis edilmesidir.

6- Koalisyona girerken hangi kırmızı çizgilerle hareket etmek gerekir ya da kırmızı çizgiler yerine ilkelerle hareket etmek daha mı doğrudur?

Türkiye’nin lehine olacak, Türkiye’yi daha da çağdaş bir ülke haline getirecek olan gereklilikler, halka verdiğimiz sözlerdir. Emeklilere iki bayram ikramiye verilmesi, asgari ücretin 1500 TL’ye çıkarılması, mazotun 1,50 TL olması, yolsuzluk dosyalarının yeniden açılması ve Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar içerisine çekilmesi olmazsa olmaz ilkelerimizin öncelikli olanlarıdır. Bu ilkelerin yerine getirilmesinin Türk demokrasisinin yeniden tesisinde çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden hayata geçirilmesi son derece önemli ve kritiktir.

7- AKP-MHP koalisyonu yeni bir milliyetçi cephe yaratarak toplumsal cepheleşmeye yol açar mı?

Bu duruma karşı özel bir karşıtlığımız yok. Önemli olan halka verdiğimiz sözlerin tutulduğu bir hükümetin kurulmasıdır.

8- Kürt sorununun çözümü açısından AKP-CHP koalisyonu daha rahat adımlar atabilir mi?

TBMM’deki temsiliyet bağlamında Kürt sorununun şimdiye kadar meclis dışında meclis dışı muhataplarla yürütülen tartışmalarının, TBMM içerisinde yasal mercilerce görüşülmesini ve çözüm yollarının bulunmasının yolunu açılacaktır. Bu kadar önemli bir sorunun halkın iradesinin yansıtıldığı TBMM’de tartışılması gerekir. Kürt sorunu açısından bu büyük bir fırsattır.

9- Kürt sorununda muhatap kim olabilir? Her şeyin şeffaf olması meclise hesap verilebilir olması CHP açısından önemli bir nokta mıdır? Ya da yeterli midir?

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz aylarda “CHP’nin Türkiye’nin Kürt Sorununa Bakışı, Çözüm Çerçevesi” isimli bir raporu kamuoyuyla paylaştık. Kürt sorununu temelde bir demokrasi sorunu olarak ele alıyor ve sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini düşünüyoruz. Kürt sorununda askeri yöntemler bir daha masaya gelmemek üzere gündemden kalkmalıdır. Bu konuda CHP için ilk olması gereken çatışmasızlık sürecinin başlatılarak, silahlı şiddetin son bulmasıdır. CHP bugüne kadar Kürt sorunu konusunda barış adına atılacak hiçbir adımı engellememek kararlılığıyla hareket etmiştir.

CHP olarak bu konuda 27 somut yasa teklifi verdik. Çözüm modeli önerimiz; TBMM’nde siyasi partilerin katılımıyla bir Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulması, TBMM’de temsil edilmeyen kesimlerin STK’ların, sendikalar ve meslek odalarının yer aldığı bir ortak akıl heyetinin kurulması ve

geçmiş yaraların sarılabilmesi için TBMM zemininde Gerçekleri Araştırma Komisyonu’nun kurulması üzerine kuruludur.

Kürt sorunun Meclis’te tartışılması kadar Ortadoğu’da oluşan kaos ve savaş ortamıyla da birlikte düşünülerek ele alınması gerekir.

10- Koalisyon protokolünde hangi ayrıntılara dikkat etmek gerekir?

Kamuoyuna da açıkladığımız gibi 14 maddelik temel ilkelerimiz var. Meclis Başkanlığı, Dönüşümlü başbakanlık sistemi, Bakanlıkların eşit bir şekilde dağıtılması, yürütmenin yasamaya müdahalesine son verilmesi, 17-25 Aralık Yolsuzluk dosyalarının Meclis’te yeniden açılması, emeklilerimiz, çiftçilerimiz ve asgari ücretle yaşayan vatandaşlarımızın koşullarının iyileştirilmesi ile güçlü bir sosyal devlet oluşturulması önceliklerimizdir. Bu ilkeleri herkes çok iyi biliyor. Bu ilkeler demokrasiyle yönetilen ülkeler için vazgeçilmezdir.

Türkiye’nin normalleşmesi konusunda partilerin anlaşması gerekir. Sosyal devletin yeniden tanımlanarak ülkemizin ve gençliğimizin geleceğini tesis edecek ortak temel hedeflerimiz konusunda birlik olmamız gerekir.

Özellikle Merkez Türkiye projesi, Türkiye’nin hem bölgemizde hem de dünyada yeniden itibar kazanmasını ve lider olma beklentisine büyük katkı koyacak bir projedir.

11- Devletin resterasyonu açısından AKP yeterli bir olgunlukta davranabilir mi? AKP’ye güvenilebilir mi?

AKP’nin 2002’den bu yana demokrasiyle, komşularıyla, Ortadoğu’yla, Avrupa’yla büyük sorunları var. Türkiye yalnızlaştırılmış ve etkisizleştirilmiştir. Dolayısıyla AKP’nin dünyayla, Avrupa’yla, Ortadoğu’ya yeniden bir güven tesis etmesi gerekir. Bu bir fırsattır.

12- Muhalefet bloku birlikte hareket edebilir mi? Ya da hangi konularda birlikte davranabilir?

CHP’nin ortaya koyduğu ve diğer partilerinde farklı söylemlerle de olsa benimsediği 14 madde konusunda muhalefet blokunun en azından TBMM’de ortak hareket edeceğini düşünüyorum. Türkiye’nin demokratikleştirilmesi bu ilkelerin hayata geçirilmesinden geçiyor.   

Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir Özgeçmiş

1953 yılında Fethiye Göcek’te doğdu. 1976 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1992 yılında Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nde başhekimlik yaptı. 1998 yılında İzmir’de ilk özel tüp bebek merkezini hizmete sundu. 2000-2004 yılları arasında Şanlıurfa Harran Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaptı. Aynı üniversitenin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim olarak çalıştı. 2009 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi kurucu dekanlığına atandı.

CHP parti örgütünde çeşitli kademelerde etkin olarak görev yapan Demir, 1995 ve 1999 seçimlerinde CHP İzmir Milletvekili adayı oldu. 2011 yılında önseçimle Muğla Milletvekili olarak parlamentoya giren Demir, TBMM’nde Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ve CHP Grup Disiplin Kurulu üyeliği; CHP’nde Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu ve Üniversitelerin ve Öğrencilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyeliği yapmaktadır.

Ulusal ve uluslararası alanda mesleki pek çok yayını bulunan Demir’in, Tutuklu Gazeteciler, Hasta Mahpuslar ve Tutuklu Milletvekili Raporları yanında Balyoz Kumpası ve Kalemi Kırılan Gazeteciler kitapları da bulunmaktadır.

Demir, Muğla’da yayın yapan Hamle Gazetesi’nin 2009 yılında ‘Onur Ödülü’nü ve 2014 yılında yine aynı gazetenin ‘Yılın Milletvekili Ödülü’nü aldı. 7. Bodrum Mandalina Festivali’nde ‘Yılın Milletvekili’ ve 2015 yılında ‘Nazım Hikmet Barış-Emek-Sevgi ve Hoşgörü’ ödüllerine layık görüldü.

21 Mart 2015 tarihinde Muğla’da yapılan önseçimde 2. sırada yer alarak CHP örgütünün büyük desteğine sahip olan Demir, 7 Haziran’da milletvekili seçimlerinde 3. sıradan milletvekili seçildi.

Röportaj - Prof. Dr. Dursun Kırbaş

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları