loading
close
SON DAKİKALAR

Öcalan'ın Kitabında İnanılmaz İfadeler!

Öcalan'ın Kitabında İnanılmaz İfadeler!
Tarih: 03.04.2012 - 20:50
Kategori: Gündem

KCK iddianamesinde Öcalan'ın kitabı da geçiyor. Öcalan, kendisini mitolojik ve cinsiyetsiz bir yarı tanrı sıfatı vermeye çalışmış...

Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik hazırlanan ilk iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy birliği ile kabul edildi. İddianamede KCK’nın şeması da yer aldı.

Kck Şeması

Şemada 'PKK/KCK Öderliği’ başlığı altında Abdullah Öcalan’ın adı yer aldı. Öcalan’ın ardından ‘Yürütme’ başlığı altında ise Murat Karayılan ismi bulunuyor. Karayılan’dan sonra ise Sabri Ok geliyor.
Kck Türkiye Meclisi Sorumlusu Sabri Ok

KCK Türkiye Meclisi sorumlusunun halen Avrupa’da olan Sabri Ok olduğu, Sabri Ok’a bağlı olarak KCK Yürütme Kurulunun Nihat Oğraş, Kutbettin Yazbaşı ve Ali Durç’tan oluştuğu, bu yürütmeye bağlı olarak KCK İstanbul İl Yürütme sorumlusunun ise Mümtas Aydeniz olduğu kaydedildi. Aydeniz’e bağlı olarak faaliyet yürüten KCK İstanbul yapılanmasının Adalet Komisyonu, Sosyal Alan, Siyasal Alan, İdeolojik Alan, DÖKH ve Mali Alan şeklinde örgütlendiği vurgulanan iddianamede, bu örgütlenmenin Türkiye genelindeki tüm illerde aynı şeklide var olduğu, yine örgüt yöneticilerinin Beyanına göre örneğin Hakkari’de KCK yapılanmasının tamamlandığı, hatta bu yapılanma nedeniyle Adli makamlara kimsenin gitmediği, uyuşmazlıkların örgütün KCK sistemi içerisindeki sözde yargılama makamlarınca yapılarak çözümlendiğine dikkat çekildi.

"Zorla Vergi Topluyorlar"

Şüphelilerin toplantılarda özellikle 2011 yılı içerisindeki terör eylemlerinin ana gayesinin, toplumda kaos ve kargaşa oluşturmak suretiyle devleti aciz duruma düşürmek ve oluşturulması hayal edilen Kürdistan isimli özerk yapılanma konusunda masaya oturmaya zorlamak olduğunu açıkça beyan ettikleri de iddianamede yer aldı. İddianamede şu ifadeler yer aldı:

"Terör örgütünün gerek şehir merkezlerindeki giderlerini karşılamak ve gerekse dağ kadrosundaki militanlarına lojistik destek sağlamak amacıyla KCK Sözleşmesine (Anayasası) dayalı olarak vatandaşlarımızın bir kısmını KCK vatandaşı olarak vasıflandırdığı ve bunlardan bu vatandaşlığın gereği olarak vergi aldığı, bu faaliyetin kamuoyuna Barış ve Demokrasi Partisinin kumbara, zarf ve sair adlarla aldığı bağış faaliyeti olarak yansıtıldığı, ancak işin özünün PKK/KCK terör örgütü adına zorla vergi toplama faaliyeti olduğu anlaşılmıştır."
Gizli Tanıktan "Gizli Toplantı" Ve "Kumbara" İddiası

Özel Yetkili 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 2400 sayfalık KCK iddianamesinde ’Gizli Tanık Haydar’ın ilginç ifadeleri yer alıyor. Gizli tanık Haydar, "Kent Meclislerinin görevi doğu kökenli vatandaşlara karşı PKK propagandası, örgütleme ve kumbara çalışması yapmaktı" dedi.

"Karayılan Yürütmenin Başkanı"

PKK terör örgütü içerisinde DYG İlçe sorumlusu olarak ve BDP teşkilatının çeşitli kademelerinde faaliyet yürüttüğünü belirten gizli tanığın, "KCK, PKK terör örgütünün şehir yapılanmasıdır. Bu oluşturulan KCK’ya bağlı olarak TM (Türkiye Meclisi) 300 üyeden oluşur. Bu oluşan yapının 30 kişilik yürütme konseyinde bulunan üyeler Murat Karayılan (Yürütmenin Başkanı), Duran Kalkan (Yürütmenin üyesi), Cemil Bayık (Yürütmenin üyesi), Nurettin Sofi - (Suriyelidir, Yürütmede üyesi), Bahoz Erdal / (Yürütme üyesi, PKK Terör örgütüne yeni katılımların askeri eğitiminden sorumludur), Zübeyir Aydar (Yasamanın başında), Remzi Kartal (Yürütme üyesidir, Avrupa’dan sorumludur), Kendal Kod (Yürütme üyesidir, Fransa’dan sorumludur), Bozan Tekin, Mustafa Karasu (Yürütme üyesidir, Türkiye Basın-Yayından sorumludur)" ifadeleri iddianamede yer alıyor.
Her Ay Beyoğlu’nda Toplantı

KCK/TM’nin İstanbul’daki görevlerini yasadışı PKK terör örgütünün örgütsel faaliyetlerini organize etmek, eylemler ve yapmış oldukları faaliyetler ile ilgili toplantılar yapmak, kent meclislerini oluşturmak, Demokratik Yurtsever Gençlik (DYG) ile toplantılar yaparak DYG yapısını oluşturmak ve ülkenin siyasi gündemine göre yapılacak eylemlerin şeklini belirlemek ve PKK örgütünün kırsal alanına eleman aktarımını organize etmek olarak sıralayan gizli tanığın, "KCK’nın İstanbul’da faaliyet yürüten mensupları İstanbul ilinde her ay Beyoğlu’nda bulunan İl BDP binasında yaptıkları faaliyetler ve yapacakları faaliyetler hakkında durum değerlendirmesi hakkında toplantı yaparlar. Yukarıda ismini saydığım İstanbul’da faaliyet yürüten şahıslar bu toplantılara PKK’nın aldığı karar doğrultusunda katılmak zorundadırlar" açıklamasına yer verildi.

Avrupa’nın Başkentlerinde Çok Gizli Toplantılar

Gizli Tanık Haydar ifadesinde, KCK/TM üyelerinin her 3-4 ayda bir Avrupa’da Fransa-Paris, Belçika-Brüksel, Almanya-Berlin kentlerinde gizli toplantılara katıldığını belirterek, "Bu toplantılar çok gizlidir. KCK 30 kişilik Yürütme Konseyinde bulunan bir konsey üyesi başkanlık yapar, genellikle Mustafa Karasu veya Duran Kalkan bu toplantılara başkanlık yapar. Toplantılardan çıkacak kararlar PKK terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüten örgüt mensuplarına iletilir. KCK içerisinde görev değişikliği olan yada yeni atanan üyelere sözlü olarak bu durum bildirilir, ilişkiler üst düzeyde gizlilik içerisinde yürütülür" ifadesine yer verdi.

"Benzin Bulamayınca Molotof Eylemini Gerçekleştiremedi, Görevden Uzaklaştırıldı"

İfadesinde talimatları yerine getirmeyen üyelerin bu yapı içerisinden atıldığını iddia eden gizli tanık, "İsmini hatırlamadığım Esenler DYG sorumlusu molotoflu korsan gösteri eylemi yapmak için İl DYG sorumlusundan talimat almıştı. Ancak benzin bulamadığından dolayı bu molotoflu korsan gösteri eylemini gerçekleştiremedi. Bu nedenle DYG İlçe sorumluluğundan uzaklaştırıldı" iddiasında bulundu. PKK terör örgütünün 30 kişilik yürütme konseyinde alınan kararların İstanbul KCK/TM sorumlusu Ali Durç’a iletildiğini Ali Durç’un da Kent Meclisindeki sorumlu düzeyde faaliyet yürüten şahıslara İl BDP’de ay da bir yapılan toplantılarda aktardığını öne süren gizli tanık, yapılan faaliyetlerin talimatını PKK terör örgütünün kırsal alanının verdiğini belirtti.

"Kumbara Çalışması"

Kent Meclislerinin görevinin İstanbul’da doğu kökenli vatandaşlara karşı PKK propagandası, örgütleme ve kumbara çalışması yapmak olduğunu iddia eden Gizli tanık Haydar’ın, "Her ayın 28’i ile takip eden ayın 4’ü arası belirledikleri doğu kökenli ailelerin evlerine giderek aidat kutusu denen kumbarayı bırakarak o gece ailenin örgütlenmesi ile ilgili propaganda çalışması yapılır, bırakılan aidat kutularından bağış adı altında gelir elde edilirdi. Elde edilen gelirin yüzde 40’ı ilçe BDP’ye, yüzde 10’u il BDP’ye geri kalan yüzde 50’si ise PKK kongra-gel terör örgütünün kırsal alanına giderdi. İlçe BDP’nin kirası fazla olduğu için toplanan aidattan yüzde 40 pay alırdı" anlatımlarına da iddianamede yer verildi.

Kck İddianamesinde Tanıkların İddiaları

Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik hazırlanan ilk iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy birliği ile kabul edildi. İddianamede biri gizli tanık olmak üzere bazı tanıkların ifadeleri yer aldı.

Gizli Tanık Haydar

İddianamede tek gizli tanık olan ‘Haydar’ toplantılardan çıkacak kararların PKK/ KONGRA-GEL terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüten örgüt mensuplarına iletildiğini anlattı. Haydar, "Talimatları yerine getirmeyen üyeler bu yapı içerisinden atılır. İsmini hatırlamadığım Esenler DYG sorumlusu molotoflu korsan gösteri eylemi yapmak için il DYG sorumlusundan talimat almıştı. Ancak benzin bulamadığından dolayı bu molotoflu korsan gösteri eylemini gerçekleştiremedi Bu nedenle DYG ilçe sorumluluğundan uzaklaştırıldı" dedi.

Tehdit İle Eyleme Katılım Sağlıyorlar

İddianamede ifadesine yer verilen bir diğer tanık E.Y ise molotoflu eylemlere katılmak için zorlandığını katılamadığı zaman ise ailesine zarar vermekle tehdit edildiğini belirtti. Ailesine zarar gelmesin diye bir kez molotoflu bir eyleme katıldığını belirten E.Y, molotof atmadan olay yerinden kaçtığını ancak ertesi gün kendisini tekrar bulduklarını ve hesap sorduklarını belirtti.

Eylemlere Katılmayınca Kardeşlerini Kaçırdılar

Tanık E.Y’nin ifadesinde anlattığı bir olay ise oldukça dikkat çekici, iddianamedeki ifadeye göre E.Y örgütün istediği eylemlere katılmayı reddediyor. Olaylardan uzaklaşmak için Mardin’e gittiğini ve döndüğünde kız kardeşlerinin on gündür kayıp olduğunu öğrendiğini belirten E.Y., "Rıza Çetinkaya isimli şahsa kız kardeşlerimi sordum. Kendisi de bana kardeşlerin PKK terör örgütünün kırsal alanına gönderdim, artık onları merak etme dedi, ben de kendisine ’ya yerlerini söylersin ya da ben Emniyete giderek bilgi vereceğimi’ söyledim, bunun üzerine kendisi de bana Ümraniye de bir gecekondu evinde olduklarını söyledi" dedi.

Sanık Ek İfadesinde İtiraflarda Bulunmuş

KCK davasının tutuksuz sanıklarından Delil Botan Kahraman, savcılara verdiği ek ifadesinde Siyaset Akademisi’nde anlatılanların terör örgütünün amaçları doğrultusunda olduğunu itiraf etti.

İddianamede yer alan ifadeye göre sanık Kahraman, BDP’nin Siyaset Akademisi’nde anlatılanların terör örgütünün ideolojisini benimsetme ve örgüte eleman kazandırma amacına yönelik olduğunu itiraf etmiş. Sanık, ders veren bazı kişilerin terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ve Murat Karayılan’dan gelen notları da okuduğunu söyledi. Akademiye bir süre devam ettiğini belirten sanık, orada Kürtlerin şu andaki taleplerinin öncelikle demokratik özerklik olduğunun anlatıldığını belirtti. Sanık, bunun elde edilmesinden sonra İran, Irak, Suriye ve Türkiye’deki Kürt nüfusu da içine alacak şekilde meydana getirilen coğrafyada oluşturulacak Kürdistan isimli devletin Demokradik Konfederalizm yöntemiyle yönetileceğinin anlatıldığını kaydetti.

Öcalanın Avukatına Göre Kck: İllegal Bir Yapı, Pkk’yı İçinde Barındırıyor

Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik hazırlanan ilk iddianamede Abdullah Öcalan’ın avukatı İ.D.’nin KCK hakkındaki detaylı ifadesi yer aldı. İfadesinde KCK’nın illegal bir yapı olduğunu ve PKK’yı da içerisinde barındırdığını söyleyen İ.D, KCK’nın Türkiye Meclisi’ndeki isimleri ve görevlerini açıkladı. Avukat şüpheli ifadesinde, KCK’nın içerisinde oluşturulan Maliye birimi ile PKK terör örgütüne mali kaynak sağlamak amacı Kürt kökenli vatandaşlardan zorla para toplandığını belirtti.

Savcı Sordu, Avukat Şüpheli Yanıtladı

Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik hazırlanan ilk iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy birliği ile kabul edildi. İddianamede Abdullah Öcalan’ın avukatı İ. D.’nin KCK hakkındaki detaylı ifadesi yer aldı.

"Kck İllegal Bir Yapı. Pkk’yı İçinde Barındırıyor"

KCK hakkında detaylı bilgiler veren İ.D, savcı’nın "PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün KCK/TM yapılanması ve Türkiye illerinde faaliyetleri hakkında neler biliyorsun?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"KCK (Koma Ciwaken Kürdistan) Kürdistan Halklar Topluluğu olarak bilinen yapı PKK’yı da içerisine alan üst çatı yapının ismi diyebiliriz. KCK illegal bir yapılanma olup, içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensupları hiyerarşik bir yapı içerisinde gizlilik kurallarına riayet ederek faaliyetlerini sürdürürler. Türkiye’de KCK’lı olarak bilinen örgüt mensupları Türkiye Meclisi yapılanması içerisinde yer alırlar. Türkiye Meclisi içersinde faaliyet yürüten örgüt mensupları Kandil’deki 7 kişiden oluşan Türkiye masasına bağlıdırlar. Türkiye masası ise Sabri Ok ve Murat Karayılan’a bağlı olarak faaliyetlerini sürdürür."

Kck’nın Türkiye Meclisi’ndeki İsimleri

Türkiye Meclisi içerisinde faaliyet yürüten tanıdığı şahısları da anlatan şüpheli İ.D, bu isimleri şöyle anlattı:

"Nihat OĞRAŞ: Türkiye KCK/TM sözcüsüdür. Kırsal alanda yaklaşık altı ay kadar eğitim aldıktan sonra bu göreve getirildi.

Ali DURÇ: Türkiye KCK/TM sözcüsüdür. İstanbul’da yapılan KCK operasyonlarından sonra Kuzey Irak’a gittiğini duydum.

Celalettin DELİBAŞ: İstanbul KCK/TM sözcüsü idi, yapılan bir operasyonda yakalanarak Cezaevine girdi.

Kudbettin YAZBAŞI: Türkiye KCK/TM sözcüsüdür.

İ.D, "PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün siyasi yapılanması olan KCK sözleşmesi kim tarafından ne şekilde yazılmıştır? Bu konuda bildiklerin nelerdir? sorusuna ise "KCK sözleşmesi bir anayasa niteliği taşır, Abdullah Öcalan’ın savunmalarından özgürlüğün sosyolojisi kitabından yararlanılarak Duran Kalkan’ın başında olduğu bir komisyon tarafından yazılarak örgüt içerisinde kabul edildi. Duran Kalkan tüzük yönetmelik ile ilgili yapılan çalışmaların başında yer alan şahıstır. Duran Kalkan Halk Savunma Komitesinin başında kırsal alanda faaliyet yürütmektedir. Ayrıca Kürdistan’da Zorun Rolü isimli ideolojik kitabın yazarıdır" yanıtını verdi.

Kck’nın Nasıl Vergilendirme Yaptığını Anlattı

2006’dan sonra KCK’nın içerisinde oluşturulan Maliye birimi ile PKK terör örgütüne mali kaynak sağlamak amacı ile Kuzey Irak, Türkiye ve Avrupa da vergilendirme adı altında Kürt kökenli kişilerden zorla para toplama yapılmaya başlandığını vurgulayan İ.D, vergilendirmenin detaylarını şu şekilde anlattı:

"KUZEY IRAK: KCK yapılanması Kürt iş adamlarından Erbil, Bahok, Süleymaniye gibi şehirlerde Türkiye’den giderek ihale alan Kürt iş adamlarından vergilendirme adı altında KCK MALİYE ibareli vergilendirme makbuzu ile para toplanmasıdır.

AVRUPA: KCK yapılanması Avrupa’da işçi olarak ve işyeri işleten Kürt kökenli vatandaşlardan zorla veya bağış adı altında para toplanmasıdır. Benim bildiğim kadarı ile vergilendirme konusunda Avrupa’dan sorumlu olan kişinin Nedim Seven isimli şahıs olduğunu biliyorum ancak şu an devam edip etmediğini bilmiyorum.

TÜRKİYE: Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli iş adamlarından, Doğu ve Güney doğuda alınan büyük ihalelerden HPG mührü ile "Kürdistan da iş yapıyorsunuz para kazanıyorsunuz, bu nedenle verginizi Türkiye Cumhuriyeti’ne verdiğiniz gibi bize de verginizi vermek zorundasınız" diyerek zorla iş adamlarından alınan paralardır. Ben Türkiye’de vergilendirmeden sorumlu şahısların Atilla Koca, Çetin Baltaş, Mehmet Ermiş (Murat Nil kod) , Hüseyin Cengiz ve Abdullah Bozkoyun olduğunu biliyorum bu şahıslar ayrıca KCK/TM içerisinde faaliyet yürütür.

BDP’Lİ BELEDİYELER: BDP’nin seçimlerde kazanmış olduğu Belediyelerde açılan ihalelerden, ihaleleri kazanan şirketlerden yüzde 10 oranında KCK YEREL YÖNETİMLER BİRİMİ MALİYE adına vergilendirme adına alınan paralar."

Aralarında İ.D’nin de yer aldığı şüpheliler hakkındaki soruşturma Özel Yetkili Savcılık tarafından ayrıca yürütülüyor.

Öcalan’ın Kitabı, Kck İddianamesinde

KCK İddianamesinde, Abdullah Öcalan’ın kitabında Urfa’dan çıkışını, "Hz. İbrahim’in İbrani kabilesinden çıkışına", yakalanması sürecini de "Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesine" benzetmesi trajikomik olarak nitelendirildi

KCK iddianamesinde Abdullah Öcalan tarafından kaleme alınan Demokratik Uygarlık Manifestosu adlı kitapta, Öcalan’ın kendisini ’maskeli ve maskesiz tanrılar ile örtük ve çıplak krallar içerisinde Kürt toplumunun her şeyini düşünen, planlayan, onlar için acı çeken ve onlara özgürlük yolunu açan, kapitalist uygarlıkların vahşiliği karşısında Ortadoğu’daki Kürt halklarının haklarını ve geleceklerini korumaya çalışan bir önder, olarak tanımladığı da anlatıldı.

"Öcalan Kendisini Hz. İsa’ya Benzeterek Kutsamaya Çalışmaktadır"

Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen tarafından hazırlanan iddianamede şu ilginç ifadelere yer verildi:

"Hatta Öcalan, ’Urfa’dan çıkışını Hz. İbrahim’in İbrani kabilesinden çıkışına, yakalanması sürecini de Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesine’ benzeterek kendisini kutsamakta ve kendisine mitolojik ve cinsiyetsiz bir yarı tanrı sıfatı vermeye bile çalışmaktadır. Dolayısıyla sözleşmede önderlik olarak cisimleştirilmeye çalışılan Öcalan’a hem fiziki hem de ruhani bir kimlik kazandırılmakta, Kürt halklarının tek ve evrensel temsilcisi olarak lanse edilmekte, Öcalan üzerinden Kürt toplumu belirli bir refleks düzeyinde tutulmaya çalışılmaktadır."

"Öcalan Kendi Geçmişiyle Çelişiyor"

Terör örgütü lideri Öcalan’ın kendine yönelik bu kutsamalarının kendi geçmişi ve düşünce dünyasıyla çeliştiği ifade edilen iddianamede, "Nitekim PKK terör örgütünün oluşturulma ve kuruluş aşamalarında yardım ve desteğini gördüğü ve halen de himayelerini görmeye devam ettiği gerek iç ve gerekse dış odaklı derin güçlerin hissedilen varlığı PKK/KCK terör örgütü liderinin Kürt halkının kurtuluşu için kendini feda etmiş bir kurtarıcı olduğu söylemini yalanlamakta, aslında bölücü odakların ülkeyi sonu gelmez bir kardeş kavgasına sokmak için sahneledikleri tiyatrodaki oyunculardan biri olduğunu göstermektedir" anlatımlarına yer verildi.

"Traji Komik Benzetme"

Terör örgütü lideri Öcalan’ın kendisini Hz. ibrahim’e benzetmesinin ’trajikomik’ olduğu belirtilen iddanamede bunun gerekçesi ise, "Çünkü iddianamenin değişik yerlerinde belirtildiği üzere kendisi Kürt halkının geri kalışından ve diğer mağduriyetlerinden din faktörünü mesul tutmaktadır. Böylesi birinin kendini halk nezdinde kutsal kabul edilen kavramlarla özdeşleştirmeye çalışması ise sadece istismardır" ifadeleriyle gerekçelendirildi.

Kck İddianamesi : Pkk Eşittir Kck’dır

KCK’nın 2400 sayfalık iddianamesinde, Terör örgütü PKK/KCK’nın 2011 Haziran ayı başından itibaren topyekün savunma olarak adlandırdığı bir süreci başlattığı ve hem şiddet eylemlerinde, hem kitlesel eylemlerinde hem de siyasallaşma faaliyetlerinde zirveye ulaşmayı hedeflediği iddia edildi. İddianamede "KCK denilen yapılanma PKK’nın da içerisinde yer aldığı holdingin adıdır" denildi.

KCK’nın Hedefi

Son dönemde Demokratik Özerklik Stratejisi’nin, KCK/Türkiye Meclisi’nin başlıca faaliyet alanını oluşturduğu anlatılan iddianamede, "KCK yapılanmasıyla birlikte örgüt, Türkiye, Irak, Suriye ve İran yer aldığı dört ülke toprakları üzerinde inşa etmeyi hedeflediği birleşik bağımsız kürdistan talebinden vazgeçmemiştir ve ülkemiz toprakları üzerindeki faaliyetlerini de kck/tm yapılanması üzerinden yürütmeye çalışmaktadır" ifadelerine yer verildi.

"Pkk Eşittir Kck’dır"

PKK terör örgütünün uluslararası camiada terör örgütleri listesine alınmasından sonra hareket alanı ve gündem oluşturma kapasitesinin azaldığı ve siyasi anlamda bir hamle yapması imk?nsız hale geldiği belirtilen iddianame, şu ifadelerle devam etti:

"Kaldı ki ülkemiz içerisinde de gerçekleştirdiği kanlı terör eylemleri nedeniyle toplumda muhatap bulmakta zorlanır hale gelmiştir. PKK’nın bu atmosferde kuruluşundan beri hedeflediği etnik unsura dayalı birleşik bağımsız kürdistan isimli devleti kurabilmesi ve bu amaçla toplum tabanına inebilmesi için başka adlarla kurulmuş, ama aslında terör örgütünün parçası olan sivil örgüt görünümlü yapılanmalara ihtiyacı olmuştur. PKK işte kendi adıyla yapamadığı bu işi KCK’yla uygulamaya koymuştur. Nitekim bu hususta kısmen başarılı olduğu da kamuoyunda KCK’ya yönelik olarak oluşan kafa karışıklığından anlaşılmaktadır. Oysa yukarıda verilen toplantı ses kaydı dökümlerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, PKK eşittir KCK’dır. KCK denilen yapılanma PKK’nın da içerisinde yer aldığı holdingin adıdır"

"Karayılan’ın Demokratik Siyasi Bir Hareketin Başı Olduğunu İddia Etmek Akıl Ve Mantığı Çöpe Atmakla Eşdeğerdir"

Hedefin aynı ancak yöntemin biraz farklı ve daha da tehlikeli olduğu iddia edilen iddianamede, şöyle denildi:

"Bugün PKK’nın bu adla yerleşim birimlerinde örneğin İstanbul’da herhangi bir faaliyette bulunması söz konusu değildir. Ama aynı işler KCK adı altında rahatlıkla yapılabilmektedir. Demokratik Toplum Kongresi’de özerkliğe ve Kürt devletine gidişin önemli bir kilometre taşıdır. Sivil görünümlü bu organizasyonlarla, kamuoyu oluşturulmaya özellikle halk tabanına inilmeye ve Uluslararası desteğe kavuşmaya çalışılmaktadır. Yoksa KCK’nın da DTK’nın da söyledikleri PKK’nın söylemlerinin barışçıl bir bohçaya sarılmak suretiyle üzeri örtülmüş bölücü taleplerinden başkası değildir. Bu husus her türlü izahtan varestedir. Çünkü KCK’nın başı kanlı terör örgütünün bugün itibariyle bir numarası olan Murat Karayılan’dır. Murat Karayılan’ın demokratik siyasi bir hareketin başı olduğunu iddia etmek ise her halde akıl ve mantığı çöpe atmakla eşdeğerdir. Gerek KCK ve gerekse DTK, ülkemizdeki terör olaylarıyla hiçbir ilgisi bulunmayan bir kısım dış ülkelerin dahi ’terör örgütü’ listesine aldıkları PKK için bu tanımlamayı yapmamışlardır. Dolayısıyla bu yapıların terörden bağımsız bir faaliyet olduklarının izahı mümkün değildir."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları