loading
close
SON DAKİKALAR

Özelleştirme kararı kültürel cinayettir

Özelleştirme kararı kültürel cinayettir
Tarih: 30.04.2012 - 09:43
Kategori: Kültür & Sanat

Başbakan Recep tayyip Erdoğan’ın dün “tiyatroları özelleştiriyorum” sözleri tiyatrocuların büyük tepkisini çekti...

Erdoğan’ın açıklamalarını “sözün bittiği yer” diye nitelendiren tiyatrocular, “Kültürel bir cinayet işleniyor” dediler.
İşte tiyatrocuların Erdoğan’ın sözlerine yönelik değerlendirmeleri:

Gencay Gürün:

Hiç bir medeni ülkede böyle bir şey yok. Tüm medeni ülkeler, sadece tiyatro değil tüm sanat dallarını desteklerler. Çünkü kültürün geleceğe kalması için devletin desteği lazımdır. Fransa’da Comedy Française vardır ve bütün diğer kentlerinde şehir tiyatrosu gibi tiyatroları vardır ve hepsi devlet desteği altındadır. İngiltere’de National Theatre vardır, tüm Shekespeare oyunlarını oynayan. Hepsi devlet desteği alır.
Orkestralar da öyledir. Sanat bir zincirdir, o zinciri koparırsanız gelecek nesillere hiçbir şey kalmaz. Asırlardır gelen medeniyetten aktarılanların zinciri bir koparsa, gelecek nesillere hiçbir şey kalmaz. Böyle bir atak yalnız Türk tiyatrosunu sekteye uğratmayacak, bütün bir tarihinizi yok edersiniz. Sadece bugün oyanan oyunlar meselesi değildir o. Devlet desteksiz olmaz, mümkün değil. Bu parası olmayınca batsın demek gibi bir şey. Hangi özel tiyatro Shekespeare oynayabilir, bale koyabilir, opera yapabilir. Bunun imkanı var mı?

Aslı Öngören:

Sözün bittiği yer galiba... Birileri siz, biz yarartmaya çalışıyor. Bu ‘siz’, ‘biz’le hiçbir yere varılamaz. Bu ülkenin hükümeti sanatçılarından ‘ötekiler’ diye söz etmeye başlarsa durum gerçekten vahimdir. Bu herkesi olsa olsa üzer, sanatçılar kolay yetişmiyor. Hiçbir hükümetin değildir Türkiye’nin sanatı. Elbette, birçok yol bulur ve işini yapar. Bunun için hükümetten ricacı da olmaz. Ama dünyada aydın, ileri ve çağdaş bütün devletler sanatı ve sanatçıyı sever ve saygıyla davranır. Bu, Türkiye’yi bütün dünyadan ayıracak şeylerin başlangıcıdır. Bu neyin açık sinyalidir, bunu iyi anlamak lazım. Ben yine de Başbakanımızın yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Bu ülkenin önemli, değerli sanatçılarıyla bir araya gelirse fikrinin değişeceğini düşünüyorum. Ya da öyle umuyorum.

Başar Sabuncu:

Çok fazla bir şey söylemek mümkün değil bu konuda. Devletin desteklediği tiyatro olur, olmalıdır ama hükümetlerin tiyatrosu olmaz. Bu aynı şey olmaz. Devletin neden desteklediği tiyatrosu olmalıdır? Çünkü opera, bale, tiyatro maliyeti çok yüksek ve biletleri ne kadara satarsanız satın kendi kendini döndürmesi zor olan işlerdir. Ya da sadece dar bütçeli, küçük oyunlarla yetinmek zorunda kalır. Ama gerçekten tiyatro gibi bir tiyatro yapmak isterseniz aslında bunun devletin ön ayak olmasından başka bir yolu yoktur. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Tabii ki sınırları bu desteğin elbette tartışılabilir. Ama bu tartışma hiç bir şekilde devletin desteklediği tiyatro olmaz, devletin tiyatrosu olmaz; özelleştireceğim yargısına varmaz.

Murat Daltaban:

Çok kızmış Başbakan bize belli ki... 

Söylenecek hiçbir şey yok. Bir kere sanatı tekelimize aldığımız gibi bir söylem son derece yanlış. Böyle bir şey yok. Niye tekeline alsın tiyatrocular? Tiyatrocular özellikle tiyatro sanatı ayakta tutmaya çalışan, çok özverilidirler. Nasıl söz sahibiyiz biz? Şöyle ki; çadır tiyatrolarından çıkmadık, sokaktan gelmedik. 

Hepimiz 4 sene bunun eğitimini alıp ondan sonra da uzmanlaşıp da bu işi yapıyoruz. Kimsenin de tekelinde değil bu. İsteyen girer yetenek sınavına... Muhafazakar olsun, komünist olsun, faşist olsun girer yetenek sınavına, sınavı geçer, eğitimini görür, uzmanlığını kazanır, becerisini gösterir ve sonrasında kendi tiyatrosunu yapar. Ya da devletin tiyatrolarına girer, devlete hizmet eder. 

Devlete hizmet etmek de hükümetlerin ideolojilerine hizmet etmek anlamına gelmez. Binlerce yıldır yazılı metinler olarak elimizde olan metinleri ödenekli tiyatrolar halka tanıtır, sunar. Bu binlerce yıllık yazılı metinler, hayatla ve insanla ilgili çok net ve çok güçlü şeyler söylerler. İçinde felsefe vardır, bilgi vardır, bilim vardır. 

Bunlar çok önemli yazılı belgelerdir. Tiyatrocuların da en önemli görevleri bunları halka tanıtmak, aktarmaktır. Başbakanımız insanlar için daha güzel şeyler tasarlıyorsa tabii ki serbesttir. Biz insanlık için çok iyi şeyler yaptığımıza inanan sanatçılarız. Özveriyle sanat yapılır. Sanatı sevdiği için yapar sanatçı. Ayrıca maaşla ilgili olarak da Şehir Tiyatrosu, çok ciddi çalışan bir kurumdur. 

Oyuncuların aldığı maaş hakettiklerinin çok çok altındadır. Dünya standartlarının altındadır, çok özveriyle çalışırlar. Çok haksız bir yüklenmedir bu. Küçük görmek, halkı küçümsemek asla yapılan bir şey değildir. Şehir Tiyatrosunda bundan önce de muhafazakar oyunlar oynanmıştır.
Ben zamanında tırnak içinde muhafazakar denilen yazarların oyunlarını oynadım, cinsel temalı oyunlar oynanmıştır, maneviyat yüklü oyunlar da oynanmıştır. Son derece tanımadan, incelenmeden, öfkeyle söylenmiş cümleler. Tabii Başbakanımızdır, bildiği gibi yapacaktır...

Üstün Akmen

Devlet eliyle tiyatro olmazmış! Kim demiş? Bal gibi olur. Esas, tiyatroların özelleştirilmesinin düşüncesi bile kültürel cinayet suçu işlemek kapsamına girer. Çünkü hiçbir özel tiyatro devlet tiyatrosu çapında bir yapıma cesaret edemez, onca ile gidip halkın ayağına tiyatro götüremez. İngiltere National Theatre’ı, Fransa Comedie Française’i özelleştiriyor mu? Düşünmüyor bile! Çünkü tiyatroların özelleştirilmesi tiyatro sanatının idam fermanıdır. Devletin o kadar lüzumsuz harcaması, israfı varken tiyatroyu yük saymasını hiç kuşkum yok çok amaçlı bir düşünce olarak görüyor ve yorumluyorum. Bu hizmet, devletin boynunun borcudur.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları