loading
close
SON DAKİKALAR

Perinçek: Esad davet etti, Şam'a gideceğiz

Perinçek: Esad davet etti, Şam'a gideceğiz
Tarih: 15.08.2019 - 13:05
Kategori: Siyaset

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, PKK ve IŞİD'in temizlenmesi için Suriye'nin kilit rol oynadığını söyledi. Perinçek, Beşar Esad'ın daveti üzerine eylül ayında Suriye'ye gideceklerini söyledi.

Doğu Perinçek, "Bizim Erdoğan’a desteğimiz yok, bizim desteğimiz Türkiye’ye. Türkiye’yi savunuyoruz, Atatürk devriminin tamamlanması için mücadele ediyoruz" dedi.

Esad'ın daveti üzerine Şam'a gideceklerini söyleyen Perinçek, Türkiye ve Suriye arasında görüşmeler olduğunu kaydetti. 

Doğu Perinçek'in Euronews'ten Dilek Gül'e verdiği röportajda yanıtladığı bazı sorular şöyle:

Oyunuz düşük fakat Türk siyasetinde etkili bir isimsiniz? Diğer partilerden farkınız ne?

"Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ihtiyaçları nedir ona göre mevzilenmek. Hayata göre, Türk milletinin, halkın taleplerine göre mevzilenmek, o uğurda mücadele etmek. O zaman siz siyasette merkezi bir rolde ya da görevde oluyorsunuz. Diğer partilerde, onlarda ‘Hayatta en hakiki mürşit bilim’ değil. Bilime dayanan bir siyaset yapmıyorlar. Türk milletine güvenerek, ondan kuvvet alarak ve onun özlemlerine bağlanarak siyaset yapmıyorlar. O bakımdan o partilerden ayrılıyoruz."

Toplumda karşılığınız var mı?

"Sistem eskidiği zaman ve yerine yenisi gerektiği zaman Vatan Partisi gibi partiler, işte Mustafa Kemaller falan o dönemlerde tarih sahnesine kuvvetli olarak çıkıyor. İşte şimdi oraya geldik."

Erdoğan’a desteğiniz konjonktürel mi?

"Bizim Erdoğan’a desteğimiz yok, bizim desteğimiz Türkiye’ye. Türkiye’yi savunuyoruz, Atatürk devriminin tamamlanması için mücadele ediyoruz... Biz kendi programımızı destekliyoruz. Tayyip Erdoğan bizi destekliyor. Doğrudan doğruya Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir görüşmem olmadı, ama AK Parti’den çeşitli liderlerle, insanlarla görüşmelerimiz oluyor."

Tabanınıza bu çizgi birlikteliğini nasıl anlatıyorsunuz?

"Şimdi 2014’te Türkiye’ye yeni bir döneme girdi. 2014 öncesinde ne diyorduk? Tayyip Erdoğan BOP eş başkanıdır, Amerika Türkiye’nin başına Tayyip Erdoğan’ı getirdi. 2014’ten sonra başka bir Türkiye oluştu, Tayyip Erdoğan Amerika’ya direnen mevziye adım adım yerleşti. PKK’nın üzerine silahla yürüme çizgisine geldi. FETÖ’yle ölümüne bir mücadele içine girdi. Dolayısıyla 2014 sonrası Türkiye’de mevzilenmeler ciddi şekilde değişti.

Tabanımız bunu anlamakta tabi ki problemler yaşadı, hemen yeni bir durumu pat diye anlamak mümkün değil. Orada tabanımızla da bir anlamda mücadele ettik. Tabanın kuyruğuna takılan değil; kendi partimizin tabanını ve lider kadro içinde de bu yeni durumu kavratmak için çalıştık.

Şimdi ne oluyor? S-400 alıyor Türkiye, Doğu Akdeniz’de Türk donanması Amerika’ya karşı bayrak gösteriyor, Amerika Türkiye’yi tehdit ediyor. Karadeniz’deki saflaşma öyle. Türkiye’nin dostları artık NATO değil, Amerika değil; Türkiye’nin dostları Rusya, İran ve Çin."

Türkiye Şam yönetimiyle hali hazırda görüşüyor mu? Suriye’de çözümün yolu ne?

"Var. Görüşmeler olduğunu hem Tahran yönetiminden hem Suriye yönetiminden hem Türkiye hükümetinin çevrelerinden öğreniyoruz. Hatta Sayın Tayyip Erdoğan da görüşmeler olduğunu ifade etti.

Suriye kilit ülke oldu; PKK’yı temizlemek için, IŞİD’i temizlemek için. Doğu Akdeniz’de de Amerika-İsrail tehdidine karşı koymamamız için Suriye ile işbirliği yapmamız gerekiyor. Burada ayak sürüyen bir yönetim var, Tayyip Erdoğan yönetimi. Burada çok büyük hata yapıyorlar.

Biz plan hazırladık çok basit; Türkiye’nin kontrolünde olan bir takım güçler, Suriyeli güçler silah bırakacak Suriye de bunları affedecek. Biz bunu Suriye hükümetiyle konuştuk onlar evet dedi.

İran evet dedi. Rus hükümeti evet dedi, hatta kendi planı haline çevirdi. Şimdi bunun için biz önümüzdeki günlerde Sayın Beşar Esad tarafından davet edildim, büyük bir heyet halinde büyük ihtimalle eylül ayında Suriye’ye gidiyoruz...

Hükümet kanadıyla da görüşüyoruz, onların da katılmasını sağlamak istiyoruz. Şimdi isim söylemeyelim, çünkü onların burada sıkıntıları da var. Aslında biz biraz onların da istediği bir çözümü onların da biraz dışında çözmüş olacağız. Biz, Rusya-İran-Suriye’nin ve Vatan Partisi’nin ortak çözümünü ürettik. Türkiye hükümetinin böyle bir şeye hayır demesi bence pek mümkün değil."

Kürt meselesinde HDP’nin şu anki çizgisine yakındınız, bu dönüşümleri nasıl tanımlıyorsunuz?

"Dönüşüm yok. 1990’a kadar Kürtlerimizin demokratik hak ve hukukunu sağlamak esas meseleydi. Türkiye’nin eşitliği sağlama, özgürlükler getirme yayın vs. Kürtçe yapabilme gibi sorunları vardı. O zaman oraya yüklendik, başarı kazandık. Türkiye’de Kürt meselesi demokratik haklar açısından çözülmüştür. Demokratik haklar açısından çözülmeyen bir konu kalmadı. Sorun 1990’dan sonra farklı bir özellik kazandı. Amerika’nın Irak’ı işgalinden sonra Kürt sorunu oldu Amerika sorunu. Amerika’nın bölgemize dayattığı; Türkiye’yi bölmek, Irak’ı bölmek, Suriye’yi bölmek, İran’ı bölmek, ikinci bir İsrail kurmak. Amerika silahı vermezse PKK diye bir şey olmaz, Amerika her alanda desteklemese PKK iki gün yaşayamaz. 1990’da buna göre bizim partimiz vaziyet aldı..."

Abdullah Öcalan’ın çözüm için hazırım çıkışını nasıl yorumluyorsunuz, fırsat verilmeli mi?

"Öcalan, Türk devletinin elinde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın avucunda olan bir esir durumunda şu an. Kendisi diyor ki ben bir enstrümanım diyor. Enstrüman kelimesini kendisi için kullanıyor. Atilla Uğur komutanımız onu sorguladı... Atilla Uğur’un onu İmralı’da sorguları var. O sorgularda diyor ki Abdullah Öcalan, ‘beni kullanın’ diyor. ‘Ben Türk devletine teslimim’ diyor. Bu kelimeleri abartarak söylemiyorum, kendi kelimeleri.

Fırsat niye verilsin? Türk ordusu çözüyor olayı. Abdullah Öcalan çözemez ki. Bu iş silahla çözülür.

Abdullah Öcalan silah kuşanıp da Türk ordusunda PKK’ya karşı savaşırsa herhangi bir asker kadar katkısı olur, o da olmaz. TSK silahla hendeklere gömerek ve sınır ötesinde de PKK’yı uslandırarak, bastırarak olayı çözüyor. En tehlikeli şey şimdi ‘aman durun arkadaşlar, oturalım müzakerelere başlayalım, muhabbet yapalım’ falan. O bir çözüm değil, daha kanlı gelişmelere davetiye olur.

Müzakereye ihtiyaç yok. Türk devleti var, karşısında bir muhatap yok. Karşısında İsrail’in Amerika’nın üzerine sürdüğü PKK var. Türkiye’de silah dışında, hapishane dışında bir çözüm yok... Silahla çözüldükten sonra yaraları saracak çözümler de gelecektir."

Öcalan’la geçmişte görüşmeleriniz oldu, yine olsa kendisine ne söylersiniz?

"Size söylediklerimi... O bunların hepsini iyi anlar... Benimle görüşmede doğru şeyler savunmuştu. Abdullah Öcalan, İmralı’ya girdikten sonra Türkiye devletinin tarafına geçti. Dikkat ederseniz, son yolladığı o iki mektubu da PKK, Kandil’dekiler ‘bizim direncimizi kırmak için Abdullah Öcalan’ı kullanıyorlar’ diye yorumladı. Abdullah Öcalan şu an Türk devletinin elindedir. Bu iyi bir şeydir. Yaptığı şeyler de onu gösteriyor. İstanbul seçiminde Ekrem İmamoğlu’nu falan desteklemedi. PKK’dan farklı bir çizgi izliyor."

Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi tutukluların serbest bırakılması için kampanya var, ne diyorsunuz?

"Olmaz, dışarıda olan PKK’ya hizmet edenleri onların yanına koymak lazım bir süre. HDP’yi de kapatmak lazım... Bu kampanyalar aslında PKK’ya özgürlük kampanyasıdır. HDP’ye 90 milyon TL yardım yapılıyor. O 90 milyon Mehmetçiğe mermi olarak dönüyor. HDP’ye yasal bir zeminde yaşama şansı tanımamak lazım."

6 milyon Kürt alternatifsiz kalınca mı HDP’yi destekledi?

"Sistem HDP’ye yönlendirdi o kesimi. Türkiye’deki sistem PKK’yı geliştirdi, ona fırsat verdi. PKK, Turgut Özal’ların bir evladıdır. Turgut Özallar İhvan isyanlarını beslemeseydi Suriye’de, Suriye de PKK’yı desteklemeyecekti... Türkiye’nin Amerikancı hükümetlerin bir ürünüdür, acı meyvesidir PKK."

Adıyaman’a seçim kampanyasında Kürtçe türkü söylediniz. Kürtçe anadil eğitim meselesine nasıl bakıyorsunuz?

"Öyle bir talep yok. İlkokuldan üniversite sonuna kadar eğitimi kastediyoruz. Onu yapamazsınız... Kürtlerimizin de en iyi konuştuğu dil Türkçe. Artık Türkçe hepimizin ortak dili oldu. Kürtçemizle bugün Tıp eğitimi, felsefe eğitimi, hukuk eğitimi yapamazsınız... Abdullah Öcalan’la bu konuyu konuştuk. Ben dedim anadilde eğitim talebiniz var mı? ‘Ne diyorsunuz, ben rüyalarımı bile Türkçe görüyorum’ dedi. Bizim dedi resmi dilimiz, eğer hükümet olsak bile 50 yıl Türkçe olacak dedi. 50 yıl sonra ne olacak deyince, ‘o da doğru’ dedi. Gerçekçi tabi..."

YAŞ kararlarında ‘Perinçekçi askerler’ tasyife edildi söylemine ne diyorsunuz?

"Öyle bir şey olsaydı feryat ederdim burada. Orduda 30 bin FETÖ bağlantılı temizlendi. Bu rakam Genel Kurmay Başkanlığının 2018 Şubat ayında mahkemelere yolladığı rapordan... 30 bin general, subay, astsubay, askeri öğrenci ordunun içinden temizlendi. 30 bin FETÖ bağlantılı ve az sayıda da diyelim PKK ile ilişkileri olan unsur temizlenince geriye ne kalır? Atatürkçüler kalır. Türk ordusu Kemalist subayların, komutanların yönetimi altındadır bugün. Ben ordunun bütünün ve komuta kademesinin Atatürk devrimlerine bağlı olduğunu görüyorum. Partimizde üye olan Saldıray Berk gibi komutanlarımız var, amirallerimiz var, Jandarmada, Hava Kuvvetlerinde general arkadaşlarımız var. Hep birlikte bu konuları değerlendiriyoruz. Bunun sonunda hepimizin tespit ettiği şudur: Türk Silahlı Kuvvetlerindeki terfiler ve özellikle FETÖ temizlikleri isabetli olmuştur..."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları