loading
close
SON DAKİKALAR

Sedat Ergin: 24 Haziran analizi (1) Erdoğan’ın 'mesajı aldık' dediği tablo neyi gösteriyor?

Sedat Ergin: 24 Haziran analizi (1) Erdoğan’ın 'mesajı aldık' dediği tablo neyi gösteriyor?
Tarih: 26.06.2018 - 10:31
Kategori: Medya

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, "AK Parti’nin Türkiye’nin birinci partisi, başat siyasi aktörü olduğu gerçeğini değiştirmese de, partinin seçmen desteğinde - 1 Kasım 2015 seçimi istisna- zaman zaman bir durağanlaşma, zaman zaman bir düşüş yönelişinin altını çiziyor" diye yazdı....

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, bugünkü köşesinde "Seçmen sayısındaki artışı hesaba kattığımızda, AK Parti açısından 2011’e kıyasla göz ardı edilemeyecek bir zemin kaybının ortaya çıktığını teslim etmeliyiz. 2011’de 52 milyon 806 bin kayıtlı seçmene karşılık dünkü seçimde 59 milyon 370 bin kayıtlı seçmen vardı. Bunun 3 milyon 47 binlik bölümü 2014’ten sonra sayılmaya başlanan yurtdışı seçmenlerden kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.

Sedat Ergin'in Hürriyet'te bugün (26.06.2018) yayınlanan "24 Haziran analizi (1) Erdoğan’ın ‘mesajı aldık’ dediği tablo neyi gösteriyor?" başlıklı yazısı şöyle:

"Bir an için bu seçime giderken AK Parti ile MHP arasında bir ittifak yapılmadığını varsayalım. Böyle bir senaryoda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilme şansı ne olurdu?

Sandıktan çıkan sonuçlar bu sorunun yanıtının pek cesaretlendirici olmayacağını söylüyor.

Buradaki sıkıntıyı aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına aldığı ‘cumhur ittifakı’ takviyeli oy (26 milyon 324 bin) ile partisi AKP’nin milletvekili seçimi sandığında aldığı oy (21 milyon 333 bin) arasındaki farktan da okuyabiliyoruz.

Kuşkusuz, başka partilerden sınırlı destekler gelmiş olsa bile, Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığına taşıyan belirleyici nitelikteki blok destek önemli ölçüde MHP’den kaynaklanmıştır.

*

Erdoğan’ın aldığı oyun gerisindeki MHP faktörünün sağlamasını başka veriler üzerinden de yapabiliyoruz. Basit aritmetikle baktığımızda, AK Parti’nin milletvekili seçimi sandığında aldığı 21 milyon 333 bin oya MHP’nin 5 milyon 466 bin oyunu eklediğimizde 26 milyon 897 bin gibi bir toplama ulaşıyoruz. Bu rakam Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimi sandığında aldığı 26 milyon 324 bin dolayındaki oyun 600 bin kadar üstündedir.

AK Parti liderinin önceki günkü oyunu, 14 Ağustos 2014 tarihinde ilk kez cumhurbaşkanı seçildiğinde aldığı oyla karşılaştırmak da ilginç bir sonuç veriyor. Yazıdaki ikinci grafikte görüleceği gibi, Erdoğan 2014 yılındaki seçimde yüzde 51.79 oranıyla 21 milyon dolayında oy almıştır. Bu miktar, AK Parti’nin önceki gün milletvekili seçiminde aldığı yaklaşık 21.3 milyon oyun biraz altındadır.

İlginçtir ki, Erdoğan önceki günkü seçimde –bu kez MHP desteğiyle birlikte- oran olarak 2014’teki yüzde 51.79’un ancak biraz üstüne, yüzde 52.6’ya çıkabilmiştir.

Ayrıca, bu rakamları değerlendirirken kayıtlı seçmen sayısı faktörünü de hesaba katmamız gerekiyor. 2014 seçiminde yurtdışı dahil kayıtlı seçmen sayısı 55 milyon 692 bindi. Dünkü seçimde kayıtlı seçmen sayısı 59 milyon 370 bine çıkmıştı. Demek ki, iki seçim arasındaki dönemde seçmen sayısı 3 milyon 678 bin artmıştır. Bu veriler, seçmen sayısındaki artış dikkate alındığında, Erdoğan’a yönelen AK Parti oylarının miktar olarak 2014’ten 2018’e büyük ölçüde sabit kaldığını gösteriyor.

*

Milletvekili seçimlerini yıllara göre incelediğimizde ve AK Parti’nin önceki günkü performansını bu grafik üzerinden baktığımızda şunu görüyoruz: AK Parti’nin önceki gün aldığı 21.3 milyon dolayındaki oy, 7 Haziran 2015 seçimindeki oyunun (18 milyon 867 bin) üstünde, buna karşılık 1 Kasım 2015 seçimindeki oyunun (23 milyon 681 bin) altındadır.

Aslında AK Parti’nin önceki gün aldığı oy miktar olarak en çok bundan yedi yıl önceki 12 Haziran 2011 seçimindeki sonuca yakındır. AK Parti, tarihinin en yüksek oranına çıktığı bu seçimde tam 21 milyon 399 bin oy almıştı. Tam 7 yıl sonra geldiği noktada 21 milyon 333 bin milyon oyla bu düzeye ancak yaklaşabilmiştir.


Ancak burada da seçmen sayısındaki artışı hesaba kattığımızda, AK Parti açısından 2011’e kıyasla göz ardı edilemeyecek bir zemin kaybının ortaya çıktığını teslim etmeliyiz. 2011’de 52 milyon 806 bin kayıtlı seçmene karşılık dünkü seçimde 59 milyon 370 bin kayıtlı seçmen vardı. Bunun 3 milyon 47 binlik bölümü 2014’ten sonra sayılmaya başlanan yurtdışı seçmenlerden kaynaklanıyor.

*

Bütün bu objektif veriler, AK Parti’nin Türkiye’nin birinci partisi, başat siyasi aktörü olduğu gerçeğini değiştirmese de, partinin seçmen desteğinde - 1 Kasım 2015 seçimi istisna- zaman zaman bir durağanlaşma, zaman zaman bir düşüş yönelişinin altını çiziyor.

Bu arada, spesifik olarak önce günkü oy düşüşün arka planına şöyle bakabiliriz: Olağanüstü bir konjonktürde yapılan 1 Kasım 2015 seçiminde MHP’den AK Parti’ye yönelmiş olan seçmenlerin belli bir bölümünün partilerine geri dönmüş olması herhalde faktörlerden biridir. Bir bölüm seçmenin İYİ Parti’ye kaymış olması ikinci bir faktör olarak düşünülebilir. Ek olarak, ilk kez oy kullanan 1 milyon kadar genç seçmenden AK Parti’nin hedeflediği ölçüde oy çekememesi akla gelen bir başka ihtimaldir.

Sonuçta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün gece yarısı Ankara’da yaptığı balkon konuşmasında sarf ettiği “Milletimizin sandıkta partimize verdiği mesajı da aldık. Önümüzdeki dönem, milletimizin karşısına tüm bu eksikliklerimizi tamamlayarak çıkacağımızdan emin olunuz” şeklindeki sözlerinin gerisinde muhtemelen bu yazıda işaret ettiğimiz tablo yatıyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları