loading
close
SON DAKİKALAR

Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik hakim karşısında: "Size, bırakırsanız canını yakarız, demişlerdir"

Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik hakim karşısında: "Size, bırakırsanız canını yakarız, demişlerdir"
Tarih: 07.04.2021 - 15:05
Kategori: Gündem

Avukat Barkın Timtik ve Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın yeniden görülecek olan duruşması Çağlayan Adliyesi’nde İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile ÇHD üyesi Barkın Timtik hakkında Yargıtay’ın verdiği bozma kararının ardından davanın yeniden görülmesine bugün başlandı. 

Halkın Hukuk Bürosu (HHB), “Tüm taleplerimize rağmen büyük salon verilmediğinden çok sayıda meslektaşımız duruşma salonunun kapısından duruşmayı takip etmek zorunda bırakılıyor” açıklamasını yaptı. HHB ve ÇHD Ankara Şubesi, duruşmada yaşananları sosyal medya hesaplarından aktarıyor. 

İlk olarak söz alan avukat Selçuk Kozağaçlı beyanında, “Yargıtay ilamı, Bölge Adliye Mahkemesi kararları, mahkemenizin kararları, birleştirme kararları bana tebliğ edilmedi. Tutuksuz olduğum bir dosyaya beni tutuklu olarak dahil etmişsiniz. Şimdi diyorsunuz ki ne diyorsun? Bu dosyada tek bir doğru karar verildi o da İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıkken bu dosyaların mükerrer olduğu gerekçesiyle birleştirme istendi. Bu dosyalar açıkken birleştirilmeliydi. Bu yanlış karar ancak Yargıtay'dan kısmen dönebildi. Bu arada Ebru yaşamını yitirdi, Aytaç sakat bırakılmaya çalışılıyor. Arkadaşlarımız hükümlü duruma düşürüldü. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasını sizin mahkemenizdekiyle daha evvel birleştirmiş olsaydı, şu an Ebru yaşıyor olurdu. Aytaç sakat bırakılmamış olurdu” dedi.

Avukat Barkın Timtik de “Birleştirmeyi zaten kabul etmişsiniz, bu aşamadan sonra bize Yargıtay kararı hakkında ne düşündüğümüzü sormanız usule uygun hale getirmez. İşin içinden çıkmanız çok zor, bu dosyanın arasında bir avukatın canı var çünkü. Gitti giden... Artık usuli olarak bu dosyayı yoluna koyamazsınız. Herhangi bir beyanda bulunmuyorum” diye konuştu.

Barkın Timtik’in ablası, avukat Ebru Timtik bu davada adil yargılanma talebiyle girdiği ölüm orucu sonucu hayatını kaybetti, ölüm orucundaki diğer avukat Aytaç Ünsal tedavisi sürerken tutuklandı.

Selçuk Kozağaçlı sözlerine şöyle devam etti:

“Bu davanın 9. yılındayız, hiçbir aşamada tahliye talep etmedim. Bu dosyadan 7 yıldır tutuksuz yargılanıyorum. Celse arasında 2014'te adli kontrolsüz, örgüt yöneticiliği suçlamasından salıverildim.

“Vareste tutulmayı talep etmedim, ondan fazla kez yurt dışına gittim ve döndüm. Her duruşmasına katıldım. Beni yargılamadan kaçmakla itham etmek yanlış. Eğer biz senin vereceğimiz cezanın infazında kaçacağın için tutuklu tutuyoruz derseniz bu ihsas-ı reydir, suçtur.

“Bu dava ile yüzde 70 benzer olan başka bir dosyadan yargılandık, tutukluluğumuzun nedeni o dosyadır. Hüküm kuran mahkeme son sözümü sormadı. Akın Gürlek, sizin 9 yıldır incelediğiniz dosyayı 4,5 ayda mükerrer yargılama yaparak bitirdi. Kararı gıyabımda boş salona okudu. Yani size yargılama böyle yapılır dedi. Bu dosya benim için mükerrerse Oya Aslan için, Özgür Yılmaz için neden mükerrer değil?”

Avukat Kozağaçlı, tutukluluk konusunda da şu beyanda bulundu:

“Ben bu dosyanın başından beri tahliye talep etmiyordum. Sizden de talep etmeyeceğim. Başka hususları konuşmakta fayda var. 9 yıldır bu davalarda yargılanıyorum. Tutuksuz olduğum dönemlerde defalarca yurtdışına çıktım. Tekrar ülkeye geri döndüm. Bu halde mi kaçma şüphemin olduğundan bahsediyor sayın savcı?

“Savcılık katalog suç olmasını tutukluk devama yeterli gerekçe olarak gösteriyor. Oysa 9 yıldır süren bu davada katalog suç tanımı ancak karine teşkil eder. Gerekçe değil.

“Mahkemenizin kaçma ve saklanma gerekçelerini somutlaması gerekir. ‘Bu insan kaçakçılarıyla iletişime geçti, görünüşünü değiştirdi, uçak bileti aldı’ gibi somut olguların bulunması lazım. Ama burada somut olgu yok."

"Size, bırakırsanız canını yakarız, demişlerdir"

“Beni tutuklu tutmak için gerçek nedenleriniz olabilir. Birisi size demiştir ki bunları bırakırsanız canınızı yakarız. Bugüne kadar beni tahliye eden 6 yargıç da sürüldü ve tenzil-i rütbe ile indirildi. Bunlar karara yazılamayacağı için kaçma şüphesi yazıyorsunuz. Bu dosyada benim hakkımda 3 kere yakalama kararı çıktı.

"İlkinde ben yurtdışındaydım, televizyondan bineceğim uçağın sefer sayısını bildirip geldim. 4 saat boyunca IŞİD'in roket attığı bir yolu kaçak jiple geçerek havalimanına ulaştım. Normalin 3 katı bilet parası vererek ülkeye dönmeme rağmen mahkeme, “kaçma ve saklanma” şüphesi gerekçesiyle beni tutukladı.

“Üç kez kendim ifade vermeye adliyeye gelmeme rağmen tutuklandım. Bunu ahmaklık olarak değerlendirebilirsiniz ama bu hukuksuzluğu teşhir etmemiz de gerekiyordu.”

“2018'de tahliye edildikten sonra adliyeye geldim, mahkeme heyeti salonu terk etti, beni tekrar gözaltına aldırdılar. Ve yine kaçma şüphesi nedeniyle tutuklandım. Bu kararların karar olmadığını biliyordum. Ama Ebru daha bir güzel biliyordu, asla teslim olmadı.”

“Ebru'nun bize bir vasiyeti var: Adalet”

“Anayasayı ve AYM'yi tanımadığını cesaretle ifade edebilecek kadar hukukun dışına çıkmış bir kişinin bile kararlarına uymak gerekir diye mi düşünüyorum? Hayır, bu kararları tanımamak her avukatın mesleki görevidir.

“Biz niye tutuklandık diye ölüm orucu yapmayız, ama bize adil davranılmazsa, onurumuza saldırılırsa direniriz. Beni niye tutukladınız demedi Ebru. Tanıklarımı niye dinlemedin, delillerimi niye toplamadın dedi.”

“Ebrunun bize bir vasiyeti var: Adalet. O yüzden son olarak şunu demek gerekir; bize İnsan onuruna yakışmayacak şekilde davranırsanız, adil olmazsanız biz teslim olmayız.”

“Ebru yaşamaya devam edecek”

Avukat Barkın Timtik de şunları söyledi:

“Ebru'nun talepleri için mücadele eden meslektaşlarım burada, onları, yurtdışından gelen meslektaşlarımı selamlıyorum. Bugün Ebru'nun sözlerini dillendirmek istiyorum.

“Biz siyasi sebeplerle tutukluyuz, mesleğin ifasıyla bağdaşmayan herhangi bir fiilimiz yok. Bize somut bir olay hiç yönlendirilmedi. Bu sözde davalar ile sadece özgürlüğümüz çalınmadı bizden canımız alındı. Davanın esasına dair bütün sözler Ebru tarafından söylenmiştir.

“Ebru Timtik yeni bir hukukçu ve aydın kuşağının yol göstericisi olarak yaşamaya devam edecek. Ebru şöyle diyor: ‘5 Nisan'ı ölüm orucuna başlamak için seçmem sadece Avukatlar Günü olmasından değil. Stajyeri olduğum Behiç Aşçı da aynı böyle bir günde adalet için ölüm orucuna başlamıştı. Helin, türkülerini özgürce söylemek için canını verdi. Türküler susarsa halk dilsiz kalır. Ben Helin'in avukatıyım, avukatlığına devam ediyorum. Ya onun türkülerini söyleyeceğim ya da adalet için öleceğim.’”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları