loading
close
SON DAKİKALAR

SETA gazetecileri fişledi, basın meslek örgütleri tepki gösterdi: Türkiye'nin yeni 'medya andıcı'

SETA gazetecileri fişledi, basın meslek örgütleri tepki gösterdi: Türkiye'nin yeni 'medya andıcı'
Tarih: 07.07.2019 - 09:10
Kategori: Gündem

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) tarafından yayınlanan "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı raporda uluslararası medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin fişlendiği görüldü.

İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker'in hazırladığı 196 sayfalık raporda, BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika’nın Sesi gibi basın kuruluşlarının Türkiye servislerinin, “Türkiye için kritik olaylardaki tavrının ölçülmeye çalışıldığı” iddia edildi.

Gazetecilerin özgeçmişlerinin yer aldığı raporda Twitter'da yaptıkları retweetler de yer buldu!

Gazetecilerin Twitter hesaplarından retweet yaptıkları paylaşımlara da yer verilen raporda çok defa "BirGün, T24, Bianet, Evrensel, Cumhuriyet, Diken, DW Türkçe ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi hükümet karşıtı söylemleriyle ön plana çıkan mecraların haberlerine yer verdiği görülmektedir" ifadesi kullanıldı.

Raporda 'Kritik olaylardaki tavır' başlıklı bölümünde yabancı basın kuruluşlarının '15 Temmuz darbe girişimi', 'terörle mücadele', 'HDP'li vekillerin tutuklanması', 'Mega projelere verilen tepkiler' konularındaki haberleri ele alınıyor.

Örnekler

BBC Türkçe

Raporda BBC Türkçe için "BBC Türkçe’nin en çok üstünde durduğu haber temalarından biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kitlesel tasfiyelere başladığı,36 öğretmen ve dekanların görevden alındığı37 üzerinedir. FETÖ bağlantısı bulunan memurların tasfiye edilmesini ve kamu kuruluşlarının darbe destekçilerinden temizlenmesini amaçlayan uygulamaları “muhalifleri” tasfiye olarak nitelendirmesi dikkate değer bir noktadır. Haber örneklerinden de anlaşılacağı üzere BBC Türkçe Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbeyi kendi amaçları için kullandığını ifade eden ve Türkiye’nin antidemokratik bir alana çekildiği algısını besleyen paylaşımlarda bulunmuştur" denilirken, BBC Türkçe'nin HDP milletvekillerinden görüş alarak haber yapması raporda "BBC Türkçe HDP milletvekillerine güvenilir haber kaynağı muamelesi yapmıştır" ifadesiyle yer buldu.
 
DW Türkçe
 
SETA'nın raporunda DW Türkçe'deki bazı haberler de şöyle raporlaştırılmış:
 
"DW Türkçe Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne dair çok kapsamlı haberler işlemese de mega projelerin genelini kapsayacak şekilde çeşitli eleştiriler bağlamında konuyu ele almıştır. Özellikle çevre ve yeşil alanların tahrip edilmesi hususunda106 eleştiriler yöneltilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı projelerinin Türkiye’yi aynı zamanda büyük bir borç yükünün altına soktuğu da iddia edilmiştir.107
Öte yandan İstanbul Havalimanı üzerine çokça haber yapan DW Türkçe özellikle havalimanı inşaatında çalışan işçilerin eylemleri üzerinde durmuştur. “İstanbul’da Panzerler Eşliğinde Havalimanı İnşaatı”108 başlıklı haberinde inşaat alanının adeta OHAL bölgesine döndüğünü ve işçi ölümleri önemsenmeden çalışmaların sürdüğünü iddia etmiştir."
 
Raporun son kısmındaki "Kamuya öneriler" başlığının altında ise, "Her bir mecranın 'şikayet ve öneri' bölümü bulunmaktadır. Özellikle doğrudan hükümeti hedef alan haberlerde yanlış bir içerik ve tutum tespit edildiğinde ilgili mercilere itiraz ve uyarıda bulunulmalıdır" ifadeleriyle raporda adı geçen basın yayın kuruluşlarını şikayet etme tavsiyesinde bulunuldu.
 
Meslek örgütlerinden tepki
 
SETA'nın gazetecileri fişlemesine basın meslek örgütlerinden tepki geldi.
Tepkiler şöyle:
 
TGS: Bir tweet atmaya bile değmezsiniz ama meydanı boş sanmayın diye yazıyoruz: Saray’a yaranma çabanız zavallılık. Sizden korkan sizin gibi olsun.
DİSK Basın İş: Kimi zaman üniforma giydiler, kimi zaman sivil kıyafetler, Andıç hazırlamaktan, gazeteciler fişlemekten, tehdit etmekten vazgeçmediler. Bizler de gazetecilik yapmaktan, gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz. Siz 'uluslararası basının Türkiye'deki uzantıları' nı yazın, Bizler de Uluslararası Sermayenin Türkiye'deki uzantılarını yazacağız. Gerçekleri öğrenmek isteyenlere, hapisteki meslektaşlarımıza sözümüz olsun. SETA tarafından hazırlanan 'raporda' adı geçen tek bir meslektaşımızın başına gelecek olumsuzluktan, raporu hazırlayan, talimat veren ve yayına sunanlar sorumludur. 
ÇGD: Gazetecilerin, gazetecilik yapmalarına dahi tahammül edemeyen, tüm gazetecileri belli kalıpta görmeyi hedef edinen, gazetecileri toplumun bir kesimine hedef göstermekten çekinmeyen SETA'nın fişleme belgesi, tarihimizde kara lekelerden biri olarak anılacaktır. Türkiye'nin yeni 'medya andıcı' olarak gördüğümüz bu fişleme belgesini hazırlayan zihniyeti kınıyor, tüm meslektaşlarımızı basın ve kişisel özgürlüklerimize yapılan bu saldırıya karşı durmaya ve hukuki haklarını kullanmaya davet ediyoruz.
Basın Konseyi: Kendisini ‘bağımsız ve partizan olmayan’ bir düşünce kuruluşu olarak tanımlamakla birlikte, siyasal iktidara yakınlığıyla kamuoyunda bilinen SETA’nın amacını anlamakta güçlük çekiyoruz. Raporun, kamuya tümüyle açık verilerle derlendiği SETA yetkililerince savunulsa da; iktidara yakın çizgide yayın yapan kişi ve kurumların değil, muhalif olarak bilinenlerin inceleme altına alındığı; bazı kişilere ait birçok kişisel verinin sistematize edilerek kamuoyuna açıklandığı, bu kişilerin açıklamalarının tarafgir bir dille kötüleyici değerlendirmelere tabi tutulduğu görülmektedir. Durum böyle olunca, raporun bilimsel bir çalışma değil; tam da raporda suçlanılan kişilere atfedilen biçimde, bir algı çalışması olduğu görülmektedir. Bunun da ötesinde, basının çeşitli kişilerinin görüşlerinin tasnif edilmesi, bir ‘andıç’ metni niteliği taşımaktadır. Demokrasi tarihimizde bu tür “çalışmaların” ve sahiplerinin nasıl anıldığı kamuoyunun malumudur. Basına hiza vermeyi üstüne vazife aldığı anlaşılan bu rapor, ifade özgürlüğü tarihimizde kara bir sayfa açmıştır. Raporun öneri kısmında, medya mecrasının çalışanlarını denetlemesi ve haber diline siyasi kimliğini yansıtmamalarının sağlanması önerilmiştir. Yayınlarına siyasi görüşlerini karıştırmama hususunun SETA’nın kendi çalışmaları açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla yabancı medya kuruluşlarının güvenilirlik ve tarafsızlık açısından takip edilmesi ve sonuçların kamuoyu ile paylaşılması önerilmiştir. Bunu basına hiza verme gayreti olarak görüyoruz. Böyle bir gayret demokrasi iklimlerinde kabul görmez. SETA’nın basın özgürlüğüne müdahale amaçlı önlemler önermesi ve bu husustaki gayretkeş çabaları ciddiye alınmamalıdır. Basın kurumlarının özgürce faaliyet göstermelerinin önüne geçme gayretlerine Basın Konseyi olarak karşıyız. Türkiye’de özgür medya uğrunda çalışan gazetecileri ve kurumlarını ‘fişleme’ çalışmalarını reddediyoruz. Bu kuruluşun, basının üzerinden ellerini ve gözlerini çekmesinin daha doğru olacağını hatırlatıyoruz.
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları