Tarih:
05.07.2012 - 21:31
Kategori:
Gündem
Tahliyelerini istediler
Ergenekon, Balyoz, Odatv ve KCK davalarında tahliye istemleri başladı...
3. Yargı Paketi'nin TBMM'den geçip yasalaşmasının ardından kritik davalarda tahliye talepleri gelmeye başladı. Ergenekon, Balyoz, Odatv ve KCK davalarında akşam saatlerinde birçok tahliye talebinde bulunuldu.Tahliyelerini talep edenler arasında, CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, emekli Orgeneral İlker Başbuğ, gazeteci Tuncay Özkan, gazeteci Soner Yalçın, gazeteci Barış Terkoğlu, gazeteci Barış Pehlivan da bulunuyor.
Bugün görülen Ergenekon davasında tahliyelerini isteyen isimler ise şöyle: Fatih Hilmioğlu, Mehmet Perinçek, Deniz Yıldırım, Hulusi Gülbahar, Bora Ballı, Erhan Timuroğlu, İbrahim Özcan Hasan Ataman Yıldırım, Ziya İlker Göktaş, Sedat Özüer, Cemal Gökçeoğlu, Alaattin Sevim.
CHP: Yarın tahliye bekliyoruz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, yaptığı yazılı açıklamada, tutuklu milletvekilleri sorununun sadece CHP’nin değil ülkenin ve milli iradenin sorunu olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve hükümet kanadının bu konuda yaptıkları açıklamaları olumlu bulduklarını ifade eden Toprak, “Toplumsal ve siyasal bir konsensüs sağlanmıştır. Şimdi yargının buna katkı yapmasını bekliyoruz. Yargının dosya üzerinden inceleme yapmasını ve o çerçevede milletvekillerimizin tahliyesi yönünde bir karar vermesini bekliyor ve diliyoruz” ifadelerini kullandı. Toprak, açıklamasında “Tutuklu milletvekillerinin tahliyesinden sonra, milletvekillerimizin yasama görevlerini yerine getirmeleri için TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Bu sürece diğer siyasi partilerin de katkı yapacağına inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, yaptığı yazılı açıklamada, tutuklu milletvekilleri sorununun sadece CHP’nin değil ülkenin ve milli iradenin sorunu olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve hükümet kanadının bu konuda yaptıkları açıklamaları olumlu bulduklarını ifade eden Toprak, “Toplumsal ve siyasal bir konsensüs sağlanmıştır. Şimdi yargının buna katkı yapmasını bekliyoruz. Yargının dosya üzerinden inceleme yapmasını ve o çerçevede milletvekillerimizin tahliyesi yönünde bir karar vermesini bekliyor ve diliyoruz” ifadelerini kullandı. Toprak, açıklamasında “Tutuklu milletvekillerinin tahliyesinden sonra, milletvekillerimizin yasama görevlerini yerine getirmeleri için TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Bu sürece diğer siyasi partilerin de katkı yapacağına inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.
"3. Yargı Paketi'ni inceleyin"
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitiğişindeki duruşma salonunda görülen davanın 199. duruşmasında, 3. yargı paketindeki değişiklikler gündemi oluştururken tahliye beklentisi yarattı.
Mahkeme başkanı Hüsnü Çalmuk, akşam 17.30 sıralarında tanık Semih Genç’in ifade işleminin tamamlandıktan sonra “3. Yargı Paketi” adıyla anılan 6352 sayılı “Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezaların ertelenmesi hakkındaki kanun” kapsamında taleplerinin alınacağını açıkladı. Sanıklar, söz alarak yasa kapsamında “Uygun bir adli kontrol tedbiri uygulanarak” tahliyelerini talep etti. Mustafa Balbay sözlerine “Öncelikle TBMM’de kabul edilen yasanın gerekçelerinin okunmasını, 120 sayfa olan 3. Yargı Paketinin okunmasını talep ediyorum” diye başladı.
Yargı paketinde, en çok tutukluluk sürelerini tartışıldığına dikkat çeken Balbay “Bizi, heyetinizi hepimizi toplayıp ıssız bir adaya koydu. Siz, bize mahkum edildiniz” diye konuştu.
CMK 250. madde ile kurulan Özel Yetkili Mahkemelerin uygulamalarının 3. Yargı Paketi öncesinde en çok tartışılan konu olduğunu belirten Balbay, yasal değişikliğın hazırlanma sürecinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un “Özel yetkili mahkemelerin uygulamalarına” dikkat çektiklerini anlattı.
Balbay şöyle devam etti: “Bu değerlendirmeleri biz yapsaydık a. Salondan çıkarırdınız, b. Suç duyurusunda bulunurdunuz, c. Uyarırsınız d. Dinledikten sonra ‘adil yargılama yapıldığı konusunda açıklama yapardınız.”
Hukukun bir kaynağının da kamuoyu olduğunun altını çizen Balbay, “Kamuoyu sizi de dikkatle takip etmekte, yargılamaktadır. Yasa, sadece milletvekillerini değil, herkes için geçerlidir” dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açıklamalarına dikkat çeken Balbay, “Cemil Çiçek’in değerlendirmelerinin dikkatinizde olacağını düşünüyorum” dedi.
Davada 19 iddianamenin birleştirilerek davada 7 bin sayfalık iddianame toplandığını eklerin de 5 milyon sayfaya ulaştığını anlatan Balbay, “Bizi kaç asır daha yargılamayı düşünüyorsunuz” diye konuştu.
Başkan Hüsnü Çalmuk, Balbay’ın bu sözleri üzerine “Çok hızlı” dedi.
Balbay’ın “Uğrunda ölürüm diyorsunuz” şeklindeki sitemi üzerine Başkan Çalmuk “65 yaşına kadar vaktimiz var” dedi.
41 aydır tutuklu olduğunu ifade eden Balbay, “Aleyhine hiçbir delil ve şahit bulunamadı. Ne kadar daha tutuklu kalacağım. Yasanın gerekçelerinin okunmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı ise tahliye talebini şöyle dile getirdi: “Türk halkının tutuklu olduğunu bile bile yüz binlerce oy vererek kendisini Meclis’te temsil etmekle görevlendirdiği milletvekillerinin halen tutuklu olarak yargılanması milli iradenin yok sayılması anlamına gelen bir demokrasi ayıbıdır. Ülkemizin uluslararası platformlarda da ciddi şekilde itibar kaylbetmesine sebebiyet veren bu demokrasi ayıbına son verilmesi için Türk milleti adına karar vermekle yükümlü mahkemelerin, yeni yasa değişikliğini de göz önünde bulundurarak 3 yıl 3 aydan beri tutuklu olan Mehmet Haberal'ın tahliyesine karar vermesini talep ediyoruz.”
Avukat İlkay Sezer ise emekli Orgeneraller Başbuğ ve Tolon’un tahliyesini istediği konuşmasında “Öncelikle tahliyelerini talep ediyorum. Kabul edilmediği takdirde sosyal statü ve durumlarına uygun adli kontrol sistemi uygulanarak tahliyelerine talep ediyorum” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne molotof kokteyli atmaktan sanık Bedirhan Şinal ise “İlhan Selçuk’u öldürsem bu kadar ceza istenmezdi. Keşke adam öldürseydim” diye konuştu.
Ergenekon davasında 68’i tutuklu 273 kişi yargılanıyor.
Sabahki gelişmeler
Mahkeme heyeti başkanı Hüsnü Çalmuk, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’i Başkant Üniversitesi’nden taburcu edildikten sonra gizlice muayene eden, eski AKP milletvekili Dr. Mücahit Pehlivan, Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker ve Gazeteci Can Dündar’ın tanık olarak dinlenmesine karar verildiğini açıkladı. Tutuklu sanık emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin “Yönetim size yetki vermiş, salın bizi” diye mahkeme heyetine seslendi.
Duruşmaya 11.00’de ara verildikten sonra Başkan Hüsnü Çalmuk, kürsüye elinde Resmi Gazete’nin dünkü sayısının internet çıktılarıyla gelerek “Sabah bana 3. yargı paketiyle ilgili talepte bulunmak istediğinizi bildirmiştiniz. 5 dakika süre vereceğim” dedi.
Başkan Çalmuk, sanık ve avukatlarına tanık Semih Genç’in ifade işlemlerinin tamamlanmasından sonra 3. Yargı Paketi’ne ilişkin sözlü taleplerinin dinleneceğini, bugün ise taleplerin (6 temmuz Cuma) yazılı alınacağını söyledi.
Başkan Hüsnü Çalmuk, tanık Semih Genç’in talebi doğrultusunda gizli tanık odasından sesi değiştirilmeden görüntüsü bozularak ifade vereceğini söyledi.
Sedat Peker ile ilgili iddialar
Tanık Semih Genç, 1988 ve 1989 yıllarında yasadışı DHKP-C örgütünün İç Anadolu sorumlusu olarak Ankara’da yaşadığını anlattı. Genç, 1998-2002 yıllarında Romanya’da yaşadığını ve o dönem DHKP-C'nin üst düzey sorumlularından olduğunu ifade etti. 1999 yılında Sedat Peker’in Türkiye’de arandığını anlatan Semih Genç şu iddialarda bulundu: “Örgüt o dönemde Romanya’da bulunan Sedat Peker’i takip etmemizi istedi. Tanıdığım bir işadamı da bana Sedat Peker’in ANAP Milletvekili Ülkü Güney ve bazı milletvekilleri ile görüştüklerini ve Mesut Yılmaz problemiyle ilgili konuştuklarını söyledi. Sedat Peker’in Türkiye’ye geri dönmesi konusunda ikna edildiğini öğrendim. Bana bu bilgileri de Peker ve milletvekilleri ile yemek yiyen işadamı söyledi. Sedat Peker Türkiye'ye döndüğünde de onların işlerini halledecekmiş. Daha sonra Sedat Peker Türkiye'ye döndü. Kısa bir süre sonra da tahliye oldu.”
Fehriye Erdal, otobüsle Romanya’ya kaçırıldı
Tanık Semih Genç, Özdemir Sabancı’nın öldürülmesi olayına ilişkin “Tam bize göre bir eylemdi. Fehriye Erdal bir otobüsün altındaki bir bölümde Romanya'ya geldi. Biz de Romanya'da beraber oturup konuştuk” dedi.
“Sedat Peker’in derin devletle irtibatı var” diyen Genç, “Derin devlet deyince aklınıza Veli Küçük gelirdi. Sedat Peker'in Veli Küçük ile tanışıklığı vardı” diye konuştu.
Duruşma taleplerin alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitiğişindeki duruşma salonunda görülen davanın 199. duruşmasında, 3. yargı paketindeki değişiklikler gündemi oluştururken tahliye beklentisi yarattı.
Mahkeme başkanı Hüsnü Çalmuk, akşam 17.30 sıralarında tanık Semih Genç’in ifade işleminin tamamlandıktan sonra “3. Yargı Paketi” adıyla anılan 6352 sayılı “Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezaların ertelenmesi hakkındaki kanun” kapsamında taleplerinin alınacağını açıkladı. Sanıklar, söz alarak yasa kapsamında “Uygun bir adli kontrol tedbiri uygulanarak” tahliyelerini talep etti. Mustafa Balbay sözlerine “Öncelikle TBMM’de kabul edilen yasanın gerekçelerinin okunmasını, 120 sayfa olan 3. Yargı Paketinin okunmasını talep ediyorum” diye başladı.
Yargı paketinde, en çok tutukluluk sürelerini tartışıldığına dikkat çeken Balbay “Bizi, heyetinizi hepimizi toplayıp ıssız bir adaya koydu. Siz, bize mahkum edildiniz” diye konuştu.
CMK 250. madde ile kurulan Özel Yetkili Mahkemelerin uygulamalarının 3. Yargı Paketi öncesinde en çok tartışılan konu olduğunu belirten Balbay, yasal değişikliğın hazırlanma sürecinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un “Özel yetkili mahkemelerin uygulamalarına” dikkat çektiklerini anlattı.
Balbay şöyle devam etti: “Bu değerlendirmeleri biz yapsaydık a. Salondan çıkarırdınız, b. Suç duyurusunda bulunurdunuz, c. Uyarırsınız d. Dinledikten sonra ‘adil yargılama yapıldığı konusunda açıklama yapardınız.”
Hukukun bir kaynağının da kamuoyu olduğunun altını çizen Balbay, “Kamuoyu sizi de dikkatle takip etmekte, yargılamaktadır. Yasa, sadece milletvekillerini değil, herkes için geçerlidir” dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açıklamalarına dikkat çeken Balbay, “Cemil Çiçek’in değerlendirmelerinin dikkatinizde olacağını düşünüyorum” dedi.
Davada 19 iddianamenin birleştirilerek davada 7 bin sayfalık iddianame toplandığını eklerin de 5 milyon sayfaya ulaştığını anlatan Balbay, “Bizi kaç asır daha yargılamayı düşünüyorsunuz” diye konuştu.
Başkan Hüsnü Çalmuk, Balbay’ın bu sözleri üzerine “Çok hızlı” dedi.
Balbay’ın “Uğrunda ölürüm diyorsunuz” şeklindeki sitemi üzerine Başkan Çalmuk “65 yaşına kadar vaktimiz var” dedi.
41 aydır tutuklu olduğunu ifade eden Balbay, “Aleyhine hiçbir delil ve şahit bulunamadı. Ne kadar daha tutuklu kalacağım. Yasanın gerekçelerinin okunmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı ise tahliye talebini şöyle dile getirdi: “Türk halkının tutuklu olduğunu bile bile yüz binlerce oy vererek kendisini Meclis’te temsil etmekle görevlendirdiği milletvekillerinin halen tutuklu olarak yargılanması milli iradenin yok sayılması anlamına gelen bir demokrasi ayıbıdır. Ülkemizin uluslararası platformlarda da ciddi şekilde itibar kaylbetmesine sebebiyet veren bu demokrasi ayıbına son verilmesi için Türk milleti adına karar vermekle yükümlü mahkemelerin, yeni yasa değişikliğini de göz önünde bulundurarak 3 yıl 3 aydan beri tutuklu olan Mehmet Haberal'ın tahliyesine karar vermesini talep ediyoruz.”
Avukat İlkay Sezer ise emekli Orgeneraller Başbuğ ve Tolon’un tahliyesini istediği konuşmasında “Öncelikle tahliyelerini talep ediyorum. Kabul edilmediği takdirde sosyal statü ve durumlarına uygun adli kontrol sistemi uygulanarak tahliyelerine talep ediyorum” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne molotof kokteyli atmaktan sanık Bedirhan Şinal ise “İlhan Selçuk’u öldürsem bu kadar ceza istenmezdi. Keşke adam öldürseydim” diye konuştu.
Ergenekon davasında 68’i tutuklu 273 kişi yargılanıyor.
Sabahki gelişmeler
Mahkeme heyeti başkanı Hüsnü Çalmuk, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’i Başkant Üniversitesi’nden taburcu edildikten sonra gizlice muayene eden, eski AKP milletvekili Dr. Mücahit Pehlivan, Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker ve Gazeteci Can Dündar’ın tanık olarak dinlenmesine karar verildiğini açıkladı. Tutuklu sanık emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin “Yönetim size yetki vermiş, salın bizi” diye mahkeme heyetine seslendi.
Duruşmaya 11.00’de ara verildikten sonra Başkan Hüsnü Çalmuk, kürsüye elinde Resmi Gazete’nin dünkü sayısının internet çıktılarıyla gelerek “Sabah bana 3. yargı paketiyle ilgili talepte bulunmak istediğinizi bildirmiştiniz. 5 dakika süre vereceğim” dedi.
Başkan Çalmuk, sanık ve avukatlarına tanık Semih Genç’in ifade işlemlerinin tamamlanmasından sonra 3. Yargı Paketi’ne ilişkin sözlü taleplerinin dinleneceğini, bugün ise taleplerin (6 temmuz Cuma) yazılı alınacağını söyledi.
Başkan Hüsnü Çalmuk, tanık Semih Genç’in talebi doğrultusunda gizli tanık odasından sesi değiştirilmeden görüntüsü bozularak ifade vereceğini söyledi.
Sedat Peker ile ilgili iddialar
Tanık Semih Genç, 1988 ve 1989 yıllarında yasadışı DHKP-C örgütünün İç Anadolu sorumlusu olarak Ankara’da yaşadığını anlattı. Genç, 1998-2002 yıllarında Romanya’da yaşadığını ve o dönem DHKP-C'nin üst düzey sorumlularından olduğunu ifade etti. 1999 yılında Sedat Peker’in Türkiye’de arandığını anlatan Semih Genç şu iddialarda bulundu: “Örgüt o dönemde Romanya’da bulunan Sedat Peker’i takip etmemizi istedi. Tanıdığım bir işadamı da bana Sedat Peker’in ANAP Milletvekili Ülkü Güney ve bazı milletvekilleri ile görüştüklerini ve Mesut Yılmaz problemiyle ilgili konuştuklarını söyledi. Sedat Peker’in Türkiye’ye geri dönmesi konusunda ikna edildiğini öğrendim. Bana bu bilgileri de Peker ve milletvekilleri ile yemek yiyen işadamı söyledi. Sedat Peker Türkiye'ye döndüğünde de onların işlerini halledecekmiş. Daha sonra Sedat Peker Türkiye'ye döndü. Kısa bir süre sonra da tahliye oldu.”
Fehriye Erdal, otobüsle Romanya’ya kaçırıldı
Tanık Semih Genç, Özdemir Sabancı’nın öldürülmesi olayına ilişkin “Tam bize göre bir eylemdi. Fehriye Erdal bir otobüsün altındaki bir bölümde Romanya'ya geldi. Biz de Romanya'da beraber oturup konuştuk” dedi.
“Sedat Peker’in derin devletle irtibatı var” diyen Genç, “Derin devlet deyince aklınıza Veli Küçük gelirdi. Sedat Peker'in Veli Küçük ile tanışıklığı vardı” diye konuştu.
Duruşma taleplerin alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
