loading
close
SON DAKİKALAR

TMMOB Başkanı Koramaz: Siyasi iktidarın TMMOB'u hedef almasının nedeni gerici politikalara karşı laikliğe sımsıkı sarılmamızdır

TMMOB Başkanı Koramaz: Siyasi iktidarın TMMOB'u hedef almasının nedeni gerici politikalara karşı laikliğe sımsıkı sarılmamızdır
Tarih: 31.07.2021 - 13:57
Kategori: Gündem

TMMOB Başkanı Emin Koramaz, "İftiralarla örgütlerimizin yıpratılmak istenmesine, ilerici ve toplumcu değerlerimizin ortadan kaldırılmak istenmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Örgütsel yapımızın, demokratik işleyişimizin, iç hukukumuzun ve kamusal varlığımızın çiğnenmesine göz yummadık, yummayac...

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 46. Genel Kurulu yapılıyor.

Genel kurulun açılış konuşmasını TMMOB Başkanı Emin Koramaz yaptı. Koramaz, "

Koramaz'ın konuşması şöyle:
"Pandemi koşulları nedeniyle Genel Kurulumuza davet edemediğimiz ama verdikleri mücadele ile hepimize umut aşılayan dostlarımıza, kardeşlerimize, yol arkadaşlarımıza selam olsun. Yedi aydan bu yana, iktidarın atadığı kayyum rektöre karşı yılmadan, yorulmadan, inatla mücadele eden, Melih Bulu’yu ait olduğu yere, tarihin çöplüğüne gönderen Boğaziçi Üniversitesi Öğrencilerine ve Akademisyenlerine selam olsun.

Kuzey Ormanlarından Murgul’a, Kaz Dağlarından İkizdere’ye, Saroz körfezinden Munzur’a, Hasankeyf’e, İkizköy’den Akkuyu’ya, Sinop’a kadar kadar ülkemizin dört bir yanında ormanına, doğasına, çevresine, tarihi kültürel mirasına sahip çıkanlara selam olsun. Şiddete, ayrımcılığa ve nefret politikalarına karşı cesaretle mücadele eden, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan, meydanları dolduran, meydanları zapteden kadınlara selam olsun!
Haklarını alabilmek için, alınterine sahip çıkabilmek için yollara düşen, yolları kapatan, bizlere yeni yollar açan onurlu, yürekli işçilere selam olsun.
Yaşadıkları onca baskı ve zulme rağmen, eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye mücadelesinden bir adım bile geri adım atmayan bu ülkenin ilericilerine, yurtseverlerine, devrimcilerine selam olsun. İyi ki varsınız, iyi ki yan yanayız.

Sadece yaşantımızı değil, kurumlarımızın işleyişini ve rejimin yapısını da değiştiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin belirli bir tarihsel dönemi tümüyle sona erdi.

Cumhuriyet rejiminin temelini oluşturan halk egemenliği anlayışının, rejimin istikrarını sağlayacak denge-fren mekanizmalarının ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ortadan kalkmasıyla gerçek anlamda otoriter bir tek adam rejimi yaratıldı.

Devletin tüm kurumları parti devleti anlayışı ile yapılandırıldı. Kamu idarecileri parti yöneticileri gibi davranır, hukuka bağlılıkla yükümlü mahkemeler parti çıkarlarına uygun karar verir, atama ve yükselmelerde liyakat yerine partiye sadakat esas alınır hale geldi.
TMMOB gibi meslek örgütlerinin, emek örgütlerinin, hatta üniversitelerin kamuya ilişkin politika üreten kurul ve kurumlarda yer alması tamamen engellendi. Kamu adına söz söyleyecek, politika önerecek kurum ve kuruluşların kamu yönetimiyle tüm bağı kesildi. Cumhurbaşkanı bir kararnameyle kurduğunu, bir sonraki kararnamesiyle ortadan kaldırıyor. Bir kararnameyle atadığını, bir sonrakiyle yerinden alıyor. Devlet ciddiyetiyle, kamu yönetimi anlayışıyla bağdaşmayacak bir yapboz düzeni içinde yaşıyoruz.

Tek Adam rejimi, kurumsallaşmış bir Olağanüstü Hal yönetimidir. Bitmeyen bir sivil darbe, bitmeyen bir karşı devrimdir. Faşizan bir yönetim biçimidir.
Halkın iradesine, hukukun üstünlüğüne, evrensel değerlere saygı duymayan bir rejiminin geleceği yoktur. Siyasi parti başkanlarını, insan hakları savunucularını, gazetecileri siyasi birer rehine gibi cezaevlerinde tutan bir rejiminin geleceği yoktur. Seçilmiş belediye başkanları yerine kayyumlara, liyakatli yöneticiler yerine sadakatli partizanlara, halkın desteği yerine sermayenin isteğine dayanan bir rejiminin geleceği yoktur. İktidarı eleştiren her türden demokratik ve meşru protesto eylemini kriminalize eden, muhalifleri polis şiddetinin ve yargının hedefi haline getiren, sosyal medya paylaşımlarını bile tutuklama gerekçesi haline getiren bir rejiminin geleceği yoktur. Kendi kültürlerine, kendi kimliklerine, kendi inançlarına, kendi yaşam tarzlarına sahip çıkan Kürtleri, Alevileri, Gayrı-Müslimleri, LGBT-İ bireyleri toplumsal yaşamdan dışlayan, hukuk önünde eşit görmeyen bir rejiminin geleceği yoktur.

Siyasi iktidarın demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku tehdit eden politikalarına, halkı yoksulluğa sürükleyen ekonomik tercihlerine, geleceğimizi elimizden alan projelerine karşı yürüttüğümüz mücadele, Birliğimizin iktidarın hedefi haline gelmesine neden oldu. Referandum sırasında yürüttüğümüz etkili kampanya nedeniyle yöneticilerimiz hakkında soruşturmalar açıldı. Sınır dışı operasyonlara karşı ülkede ve bölgede barışı savunduğumuz için ifadelerimiz alındı. Halkın çıkarını savunduğumuz açıklamalarımız nedeniyle tehditler aldık. 

2007 yılından bu yana hemen hemen her yıl TMMOB yasasının değiştirilmesi konusu iktidar partisi tarafından gündeme taşındı. Zaman zaman yasa tasarıları bile hazırlandı. Bu saldırıların amacı TMMOB’nin kamusal niteliğini ve özerk yapısını ortadan kaldırmaktır. Herkes biliyor ki, siyasi iktidarın TMMOB’yi hedef almasının nedeni: 'Tek Adam, Tek Parti' rejimine karşı verdiğimiz kararlı mücadeledir! Parlamenter demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, halk egemenliğini tereddütsüz biçimde savunmamızdır.

Gerici politikalara karşı, laikliğe ve aydınlanma değerlerine sımsıkı sarılmamızdır. Demokrasiye, özgürlüklere, insan haklarına ve eşitliğe bağlılığımızdır. Antiemperyalist, yurtsever, bağımsızlık yanlısı geleneğimizdir. Herkes biliyor ki, siyasi iktidarın TMMOB’yi hedef almasının nedeni kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkışımızdır. 'İstanbul Sözleşmesi Yaşatır' şiarımızdır. Ayrımcı, dışlayıcı, yok sayıcı politikalara karşı tavizsiz duruşumuzdur. Çok kültürlü, çok kimlikli, çok sesli toplumsal yapımıza sahip çıkışımızdır. Halkların kardeşliğini, barışı ve bir arada yaşamı savunmamızdır. Kayyumlara, KHK’lara, İhraçlara itirazımızdır.
Herkes biliyor ki, siyasi iktidarın TMMOB’yi hedef almasının nedeni hasta garantili Şehir Hastaneleri’ne, geçiş garantili köprü ve yollara, yolcu garantili havalimanlarına, şehirlerimizin yağmalanmasına, özelleştirme uygulamalarına karşı çıkışımızdır. Herkes biliyor ki, siyasi iktidarın TMMOB’yi hedef almasının nedeni, Marmara’yı ve İstanbul’u yaşanmaz hale getirecek Kanal İstanbul Projesine, yaşamı tehdit eden Nükleer Enerji Santrallerine, dereleri kurutan Hidroelektik Santrallerine eden rant projelerine itiraz etmemizdir.
Herkes biliyor ki, siyasi iktidarın TMMOB’yi hedef almasının nedeni, emeğin sömürülmesine karşı alınterini savunmamız, iş cinayetlerine karşı mücadelemiz, herkes için güvenli iş ve güvenceli çalışma talebimizdir. Bizlere nasıl saldırırlarsa saldırsınlar, savunduğumuz değerlerden geri adım atmadık, atmayacağız.

İftiralarla örgütlerimizin yıpratılmak istenmesine, ilerici ve toplumcu değerlerimizin ortadan kaldırılmak istenmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Örgütsel yapımızın, demokratik işleyişimizin, iç hukukumuzun ve kamusal varlığımızın çiğnenmesine göz yummadık, yummayacağız. Bu örgüt bizlere Harun Karadeniz’lerin, Akın Özdemir’lerin, Teoman Öztürk’lerin mirasıdır.

Bizler bugüne kadar TMMOB’yi aşkla sevdik, sevdayla koruduk ve kararlılıkla savunduk. Bundan sonra da bu duygularla sahip çıkmaya devam edeceğiz!"

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları