loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 17

Atay Sözer
Tarih: 25.10.2020
Kaynak: wwww.istanbulgercegi.com

Atay Sözer; Askıda faturadan sonra askıda ekmek nedir yahu? Mesele onun üstüne çıkmakta. Örneğin yap bir “Askıda aşı” kampanyası malı götür.

132.GÜN

Kovid aşısının bulunma hikayesi Nasrettin Hoca’nın borç ödemesine benzedi; “Yola diken-ler koyacağım, koyunlar geçerken onlara takılıp yünlerini bırakacak, ben onları toplayıp iplik yapacağım, sonra pazara gidip satacağım sanada borcumu ödeyeceğim.” 
“Kovid aşısı bulunacak, denemeler yapılacak, uygun olduğu kanıtlanacak, sonra biz onu hal-kımıza yapacağız, halkımız da kurtulacak.”
Gene Hoca’nın benzer fıkrasındaki gibi “Ölme eşeğim ölme, bekle yoncalar bitsin.” diyor-lar.
“Dayanın ölmeyin aşı bulunacak…”

133.GÜN

Milletin  gazını almak için “Kovid için aşı yok, grip aşısı olun bari” dediler ama pişman oldular çünkü bu defa grip aşısı da kalmadı meydanda.
Grip aşısı olmak için 5 kriter koymuşlar Kopenhag Kriterleri misali.
Kalp hastası olacaksın, şekerin olacak, solunum yollarında sorun olacak, böbreklerin sakat olacak; kanser, AİDS, kan hastalığı vs. gibi bir sorunun olacak, yani bir gözün toprağa baka-cak.
Bu 5 kritere uygun değilsen aşı yok.
Bir arkadaşın babası dövünüp duruyormuş;
“Ulan dördü tutturduk beşinci ayakta yattık.” diye.
Kriterlere uygunsan aşı veriliyor, ama bunlara sahipsen zaten ortada “Yolcudur Abbas” du-rumu var demektir.
“Kritere uygun olan sevinmeli midir, üzülmeli midir?”
Alın size 100 puanlık bir uzman sorusu.
Bilene ödül olarak bir doz aşı verirler belki.

134.GÜN

Uzaktan eğitim, uzaktan iletişim olanakları hızla gelişiyor, internet üzerinden zoom benzeri uygulamalarla insanlar birbirleriyle toplantılar düzenliyor, sohbetler ediyor, dersler bile artık bu şekil yapılır oldu, ev ortamında inanılmaz rehavet içindeyken işinizi görüyorsunuz. Bir şey değil bu rahata alıştıktan sonra bundan nasıl vazgeçilir bilemem.
“Tamam işte ne güzel oluyormuş” diyerek bundan sonra hep aynı yöntemle devam edilme olasılığı çok yüksek.
Tabii bu sisteme alışana kadar birtakım kazalar yaşanacaktır kuşkusuz.
Öncelikle bu tür konuşmalarda siz konuşmadığınız zaman mutlaka mikrofonunuzun kapalı olması gerek. Yoksa hele hele televizyon izliyor modunda izliyorsanız vaziyet kötü. Havaya girip olumsuz yorumlar yapabilirsiniz.
“Hele bak şu kel kafalının sıfatına, suratında meymenet yok dümbüğün, geçmiş orada apır sapır konuşuyor.” dediğinizde bu sözler, kel kafalı meymenetsiz dümbük dahil bütün katı-lımcılar tarafından duyulur. Teknoloji epey gelişti artık “Zeki Müren’in de sizi görebildiği” günlere geldik.
Tabii kamera açınız da çok önemli, siz konuşurken arka planda neler göründüğüne dikkat etmelisiniz. Misal, geçen gün ders anlatırken oda kapısı açık kalmış ve tuvalet görünüyor, kayınpeder düğmelerini kapatarak çıktı, yaklaştı başını omzumdan uzatarak ekrana baktı.
“Hangi program bu şimdi?” diye sordu.
Bir başka seferinde de hanım içeri dalıp çayla keki yanıma koydu, çocuklardan dalgacı tonda “Afiyet olsun” nidaları geldi; tabii “Buyurun” diye onlara da ikram etme olanağım yoktu; teknoloji her ne kadar geliştiyse de o aşamaya gelmedik henüz. Ciddi bir karizma zedelen-mesi oldu benim için. Hanım bu arada kızlardan birinin kazağına takıldı.
“Güzelim nereden aldın o kazağı?” diye sordu, o da yanıtladı.
Sonra fiyatını zordu, söyledi; başka bir kız lafa girdi.
“O pahalıymış falanca yerdeki daha ucuzmuş.”
Bir başkası internet üzerinden sipariş vermiş o hepsinden daha ucuzmuş.
Oğlanlardan biri de girdi devreye, internet alışverişinde defolu mallar gelebiliyormuş ona dikkat etmek gerekirmiş.
Neticede bu alışveriş muhabbeti yüzünden bizim ders kaynadı.
Mümkünse kapıyı kapatıp kilitleyin, kimse girmesin.

135.GÜN

Alışkanlıklar değişiyor, yeni gelenekler oluşuyor. Artık bir arkadaşınızla karşılaştığınızda, tokalaşma, sarılma, bol sıvı yayarak öpüşme, yanakları sürtme, kafa kafaya toslaşma gibi görüntüsü hoş olmayan manzaralar olmuyor. İlle de temas mecburiyeti duyuyorlarsa ya yumruklar değdiriliyor ya da Bektaşi usulü sağ el kalbin üzerinde hafif bir baş selamı verili-yor. Ama Japonlar gibi karşılıklı öne eğilip selamlaşma da fena olmaz hani.

136.GÜN

Suudiler bizim malları boykot etmişler, bir de gıcıklık olsun, damarlarına basalım diye “Ar-tık Yunan malları satacağız” diyorlar. Çok kızıyorum, küfür edip duruyorum ama Suudilere değil, onlar doğaların gereğini yapıyorlar. Küfür adresini bulur illa ki. Tabii Suudilere za-manında hak ettikleri yanıtları veren büyük padişah 2.Mahmut’un ruhuna da rahmet okuyup duruyorum.

137.GÜN

Askıda ekmek olayını yeni bir buluş gibi ortaya attılar, mecaz özürlü tosunlar da ekmekleri ciddi ciddi astılar bir yerlere. Ama epey bir dalga da geçildi. Halbuki bir süre önce büyükşe-hir belediyelerinin başlattığı “Askıda Fatura” uygulamasını unuttu muhteremler o sayede vatandaşın epey bir faturası ödendi. Askıda faturadan sonra askıda ekmek nedir yahu? Mesele onun üstüne çıkmakta. Örneğin yap bir “Askıda aşı” kampanyası malı götür.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları