Paris iklim şeysi

Atay Sözer; Çünkü yerin altı karbon dolu, ama Paris’e göre bizim ekonomimiz boş. Yani bir zeytin ağacının gölgesinde şiir yazmak yerine, artık o gölgeye maskeyle girip “Burada bir maden ruhu var” diyeceğiz.

Paris iklim şeysi dünyada tartışılıyor.

Amerika’nın bile tırsıp “Böyle şey olmaz” diye kaçtığı o şeye biz tuzumuzu alıp koşa koşa gidip katıldık her zamanki gibi.

Ne getireceği meçhul ama neler götüreceği ortada.

Fotosentez ve karbon salınımı artık denetim altında.

Yetkililer anlaşmayı öyle bir heyecanla imzaladı ki, sanırsınız Paris’te moda haftası vardı da balmumlu davetiyemiz gelmiş gibi olduk.

Hem de hiçbir maddeyi tam okumadan imzayı çaktık.

Hoş okusak da anlamak için artı bir fosfor salınımına gereksinim olur ki o da gereksiz bir israftır ve anlaşma kurallarına aykırıdır.

Karbon salınımını azaltmak için her bireyin yıllık nefes hakkı olacak.

Yani günde üç derin nefes, beş hafif iç çekiş hakkın var.

Fazlası mı?

Ek vergiye tabii! Burnundan çekersen %8 KDV, ağızdan alırsan “lüks tüketim” sınıfına giriyor.

Evde misin? Klima mı açtın? Dur bakalım…

Karbon dedektörü hemen harekete geçer.

"Ortam 28 dereceye ayarlanmış, niyet tatil gibi!" diye çatır çatır yazar cezanı.

Üstüne bir de kombi çalıştırdıysan “Fosil suçlusu” damgası yersin.

Paris İklim şeysine göre, evcil hayvanlar da karbon salıyor.

Kedi, köpek, tavuk, inek besliyorsan vazgeçeceksin, zaten önceden sokak hayvanlarını imha yasası çıkartarak hafiften alıştırmışlardı bu duruma.

O sarı öküzü verdik bir kere.

Kazlar suya giriyor diye tutuklanıp kümese kapatıldı.

Zaten bahçende sebze, çiçek, fidan falan yetiştirme şansın da yok.

Bahçede ot mu bitti? Tohum mu ektin? Vay çevre düşmanı vay!

Sen orada hıyar yetiştiriyorsun ama aslında çevre düzenini sabote ediyorsun.

Boş bıraktığın tarlada çıkan yaban oturun bile hesabını sorarlar.

Zeytinlikler mi? Yüzyıllık ağaçlar mı? Onlar ne ki! Altlarında kömür varsa, öncelik yer altındadır!

Çünkü yerin altı karbon dolu, ama Paris’e göre bizim ekonomimiz boş.

Yani bir zeytin ağacının gölgesinde şiir yazmak yerine, artık o gölgeye maskeyle girip “Burada bir maden ruhu var” diyeceğiz.

İklim şeysinin ilk 5 yılında şunlar olacak büyük ihtimal.

Her evde karbon sayaçları,

Her insanda karbon şüpheleri,

Her sokakta ceza makbuzu kesen “Karbon polisler”,

Her toplantıda “Dün kaç litre nefes aldın?” soruları…

Ama ne gam! Dünya kurtulacak, biz öksürerek şenlik yapacağız.

Ve yakında şu haberleri okumaya hazır olun:

“Kızartma yaparken çıkarılan duman yüzünden aileye 6 bin lira ceza!” “Çocuğunu çok öptü, karbondioksit salımı yaptı, uyarı aldı!” “Sabah işe giderken derin iç çekti, komşu ihbar etti…”

Sonuç? Doğa için yaşarken, doğal yaşamdan men edildik!