loading
close
SON DAKİKALAR

Parti içi Yarış (!) Bitti

Erol Kızılelma
Tarih: 02.03.2014

Erol Kızılelma; Burada tartışacağımız konu, uygulanan yöntemin ne kadar yararlı olup olmadığı konusudur.

Elbette CHP yönetimine seçtiğimiz partililerin iyi niyetinden şüphemiz yok. Onlar da en iyi adaylarla seçime girmek ve seçimlerden en iyi sonucu almak çabasındalar. Burada tartışacağımız konu, uygulanan yöntemin ne kadar yararlı olup olmadığı konusudur. Bir CHP üyesi sosyal demokrat olarak görüşlerimi dile getirmek isterim.

Daha evvel uyarılarda bulunduk, birçok kişi gibi. Uzun zamandır uygulanmayan parti içi demokrasinin uygulanmasıyla birçok sorundan kurtulacağımızı belirtmiştik. Partinin üst yönetiminde bulunanların da, adım adım parti içi demokrasiyi hayata geçirme çabasında olduğunu biliyoruz. Ama bu konuda çok sayıda ayak direyen bulunduğu da görülüyor. Partinin, soldan ve parti içi demokrasi uygulamasından uzak tutulmasında yarar sağlayacağını düşünenler var. Bu yüzden, partinin diğer partilere benzeyeceğini ve iktidara alternatif olma şansını yitireceğini umursamadan. Halbuki bu konuda deneyimliyiz. Ne tür olumsuzluklar yaşandığına ve giderek iktidar alternatifi olma şansını nasıl yitirdiğimize çokça tanık olduk. Dar grup çıkarları ve kişisel ihtiraslar nedeniyle hem partinin sosyal demokrat çizgiden uzaklaştırıldığını ve hem de partinin hiç de olumlu olmayan nitelemelere uğradığını biliyoruz.

CHP’nin yaşadığı, sancılı, çok uzun süreye yayılmış, adayları ve partiyi yıpratan bir aday belirleme sürecinden sonra, olumlu sonuç alıp alamayacağını seçim sonrası göreceğiz. Uygulanan aday belirleme yönteminin ne gibi sorunlar yarattığını, seçimlerden sonra mutlaka ele almalıyız. Burada sadece uzun tutulan sürece değineceğim. Süreç bu kadar geniş bir takvime yayılmayıp baştan niyetlendiği gibi, geçen sene Haziran-Temmuz’da başlayıp yaz sonu Ağustos-Eylül aylarında bitirilebilseydi. Hem olabilecek kırgınlıklar şimdiye kadar aşılmış, hem de adayların çalışabilmesi için daha geniş bir zaman dilimi ayrılmış olurdu. Bunu elde edemediğimiz gibi, uzun süreye yayılan aday belirleme sürecinde kimi adaylar birbirlerini yıpratmak için ellerinden geleni yaptılar. Ama elbette yıpranan daha çok parti oldu.

Burada hiç anlayamadığım ve anlamak da istemediğim konu, örgütün yetersiz bulunup, daha doğrusu bu bahane edilerek önseçimden kaçınılması. Bundan önce de, örgütün yetersizliğinden söz eden merkez yöneticilerinin hep kendilerinin hata yaptığı görüldü. Halbuki örgüte de demokratik katılım olanağı tanınabilseydi, emin olun, örgüt hem bu kadar çok vahim hatalar yapmaz, hem de hata yapsa da deneyimini arttırır, süreç içinde hatalarını telafi ederdi.

Örgüte güvenmeyip merkezden yapılan aday belirlemelerde, ne nitelikli adaylar üretildi, ne kadınların temsil sorunu çözüldü (örneğin, İstanbul’daki Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy belediye başkanlıkları değiştirildiğine ve ön seçim yapılmadığına göre aday olarak kadınlar belirlenebilirdi), ne partinin başarılı olması sağlandı. Aksine parti örgütünden kopuk, parti ile diyalog kuramayan yapılar yaratıldı. Dolayısıyla partinin denetimi engellendi. Yerel yönetimlerdeki atama kadrolar nedeniyle partinin ismi kötü ilişkilerle anılır oldu. Örgüt küstürüldü, çalışamaz hale getirildi.

Neyse, kör topal da olsa bu süreç tamamlandı. Bizlere düşen bu sürecin getirdiği olumsuzlukların biran evvel aşılarak partiye daha fazla zarar verilmesinin önüne geçmek. Bizler için, ideolojimiz ne kadar önemliyse, bu düşüncelerimizi hayata geçirecek olan parti de o kadar önemlidir. Bu nedenle partimizi titizlikle korumalıyız. Elbette, seçim sonrası yukarıda bahsettiğim konularda eleştiri ve özeleştiri mekanizması işletilmeli ve bu süreçten alınan derslerle yeni yöntemler belirlenmeli, parti içi demokrasi daha iyi işler hale getirilmelidir.

Şimdi odaklanmamız gereken partinin seçimden başarılı çıkmasıdır. Yapılan yanlışları bahane ederek, partiden istifaya kadar yol açacak şekilde tepki gösterilmesini veya partiye zarar verilmesini kabul etmek mümkün değildir. Partinin sorunları, hepimizin sorunlarıdır. Birlikte tartışarak bu sorunların üstesinden geleceğiz. Partinin hiçbir kademesine paraşütle gelinmesine, partinin soldan uzaklaştırılmasına, örgüte güvensizliğe izin vermeyeceğiz. Siyasette ahlakı ve dürüstlüğü egemen kılacağız. Halkın umudu olmasını beklediğimiz, iktidara alternatif olmasını istediğimiz bir sosyal demokrat parti olarak ülkede olduğu gibi parti içinde de eksiksiz bir demokrasiyi hayata geçireceğiz.

Erol Kızılelma

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları