loading
close
SON DAKİKALAR

İnsana dair düşünceler -1

Prof. Dr. Ahmet Özer
Tarih: 03.10.2020
Kaynak: wwww.istanbulgercegi.com

Prof. Dr. Ahmet Özer; Varlık kategorisini ele alalım: Evrende ya da biraz daha sınırlamayla dünyada reel olarak varlığa ilişkin dört katman vardır. Buna dört çeşit varlık türü de demek mümkündür. Bunlar, cansızlar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar(dır).

A.VARLIK (ONTOLOJİK) AÇIDAN

İnsana dair düşündüğümde, aklıma varlığa dair (ontolojik) birkaç kategori gelir. Varlık kategorisi, canlılar kategorisi ve hayvan(lar) kategorisi bunlardan sadece üçüdür.

Varlık kategorisini ele alalım: Evrende ya da biraz daha sınırlamayla dünyada reel olarak varlığa ilişkin dört katman vardır. Buna dört çeşit varlık türü de demek mümkündür. Bunlar, cansızlar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar(dır). Bu kategorileri dört katlı bir apartman gibi düşünmenizi istiyorum: Birinci katta cansız varlıklar, ikinci katta bitkiler, üçüncü katta hayvanlar, dördüncü katta insanlar yer alır. (Eğer dindar biri iseniz buna beşinci kat olarak melekleri ve en son katta ise tanrı(lar) katmanlarını da ekleyebilirsiniz.)

Şimdi bir bakalım. Apartmanın en altında cansız varlıklar yer alıyordu değil mi? Nedir bunlar, ya da nelerden oluşur, bir bakalım. Taş, toprak, madenler, su, hava, ateş gibi canlı olmayan tüm varlıklar bu kategoride yer alırlar. Bunların üstünde, yanı apartmanın ikinci katında bitkiler yer alıyordu. Bu katta yer alan varlıklarda (yani bitkilerde) can var, (canlıdırlar), ama ruh yoktur. Bitkilerin üstünde, yani apartmanın üçüncü katında ise hayvanlar yer alıyor. Hayvanlarda ise ruh var ama düşünme yeteneği gelişmemiş. Dördüncü katta ise düşünme yeteneği de olan insanlar oturuyor.

Şimdi insana biraz daha yakından bakalım: İnsan denen varlıkta bahsi geçen dört kategorinin tüm özellikleri mevcut. Hayvan üç katın özelliklerine, canlılar iki katın, cansızlar ise ilk katın özelliklerine sahip. Diğer bir deyişle her katta oturan kendinden önceki katları kapsar. Örneğin bitkiler cansız varlığı da içerir, hayvanlar bitkilerin sahip olduklarına da sahiptir, insan ise her dördünün de sahip olduğu özellikleri de içeriyor.

Argümanımızı biraz somutlaştıralım: İnsanda cansız olan varlık kategorisi var, tırnak gibi, nasır gibi. Bitkiler alemin sahip olduğu canlı türü de var; bedende yer alan kıllar sayılabilir buna örnek olarak. Hayvanın sahip olduğu bütün özellikler insanda da var. İnsanda var olan bütün fizyolojik özellikler ve organlar hayvanda var olanlarla aşağı yukarı aynıdır. İnsanda olup hayvanda olmayan şey ise gelişmiş düşünme yeteneğidir. Diğer bir deyişle hayvanlardaki can ve ruhun yanı sıra artı olarak sadece insanda olduğunu varsaydığımız düşünme yetisi var. Bu varlığa ve insanın içindeki varlığa dair kabaca yapabileceğimiz bir tanımlamadır.

Canlılar kategorisi açısından baktığımızda ise onları ihtiyaçlarına göre tanımlayabiliriz. Canlılar dediğimizde apartmanın birinci katını atıyoruz geri kalanları kastediyoruz. Yani bitkiler, hayvanlar ve insanları. Canlıların üç tür ihtiyacı vardır: Birincisi, doğal ve zorunlu ihtiyaçlardır. İkincisi, doğal ama zorunlu olmayan ihtiyaçlardır. Üçüncüsü de ne doğal ne de zorunlu olmayan ihtiyacalardır.

Doğal ve zorunlu ihtiyaçlar hem bitkiler hem hayvanlar hem de insanlar için gerekli. İsmi üstünde zorunlu; bu ihtiyaçlar yerine getirilmediği zaman canlı ölür. Yeme, içme, barınma ve bürünme bu türden ihtiyaçlardır. Eğer bitkiyi sulamazsanız, hayvanlar beslenmezse, insanlar yiyip içip barınıp, bürünmezlerse ölürler. O nedenle bu tür ihtiyaçlar hem doğaldır hem de yaşam(ak) için zorunludur.

Doğal ama zorunlu olmayan ihtiyaçlara gelince. Örneğin cinsellik (üreme) bu türden bir ihtiyaçtır. Yerine getirilmediğinde canlı ölmez, yaşamını devam ettirir. O nedenle bu ihtiyaçlar doğaldır, ama yaşam(ak) için zorunlu değildir. (Ama anti parantez belirtmeliyim ki, eğer zorunlu olmadığı için yerine getirilmezse canlı tek tek ölmez ama tür bir müddet sonra üreme olmadığı zaman yok olur. Tek tek canlı değil canlının mensup olduğu tür yok olur. Örneğin hayvanlar çiftleşmez, ya da insanlar birleşmezse ölmezler, ama üremedikleri için türleri yok olmakla karşı karşıya kalabilir.) Bu iki ihtiyaç (doğal ve zorunlu ihtiyaçlar ile doğal ama zorunlu olmayan ihtiyaçlar) bakımından insan hayvanla örtüşür. Yani işin yüzde atmış altısı ile insanlar hayvanlarla aynı ihtiyaçlara sahiptir. O zaman bundan yola çıkarak insanın üçe ikisinin hayvan olduğu, hayvanlarla aynı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Üçüncü ihtiyaca dikkat ederseniz ne zorunlu ne de doğal olan ihtiyaçlardır. Yani yaşamımızı idame ettirmek için doğal da değiller, zorunlu da. İşte bizi insan yapan, daha doğrusu insanı hayvandan ayıran bu ihtiyaçlar(ımız)dır. Bu da kültürdür, sanattır, edebiyattır, felsefedir, dindir, ahlaktır vb... Yani sonradan yarattığımız her şey bu kategoride yer alır.  Bunlar doğal değil, yanı doğarken bizimle gelmezler, doğada da verili olarak bulunmazlar; bunlar zorunlu da değil yanı yapmadığımız zaman ölmeyiz. Ama bizi insan eden unsurlar bunlardır. Yapmadığımız zaman, üretmediğimiz zaman insan olmaktan uzaklaşır, hayvanlara yaklaşırız, onlarla aynı derekeye düşeriz.

Şimdi gelelim ilk başta söylediğimiz üçüncü kategoriye. (Metnin ikinci cümlesinde sayılanlar) Üçüncü kategori hayvanlar kategorisi idi. Bu da sadece apartmanın üçüncü ve dördüncü katını kapsıyor. Diğer bir deyişle insan ve hayvanı. Bu kategoride yer alanlarda cansız varlık özelliği olduğu gibi canlı varlık özellikleri de var; ruh ve beyin de var. Lakin bu iki türü (hayvanla insanı) birbirinden ayıran en önemli özellik beynin düşünme derecesidir demiştik. Akıl demiyoruz, çünkü beynin bir fonksiyonu olarak akıl (az da olsa) hayvanda da var, ama hayvan insan gibi yoğun düşünemez.

Nitekim Nietzsche insanı hayvanla insan arasında gerilmiş bir ip olarak tanımlar ve aralarında nitelik farkı olmadığını, aralarında nicelik fark olduğunu ileri sürer. Yani insan da bir hayvandır (ki 2500 yıl önce Aristoteles insanın sosyal/siyasal bir hayvan olduğunu söylemişti) ama düşünme biçimi hayvana göre daha gelişmiştir. Daha doğrusu Nietzsche’ye göre eğer insan düşünme denilen yetiyi geliştirmezse hayvan kadar bile olamaz, hayvanın arkasında yer alır; iki nedenle, hem böyle bir yetisi olduğu halde geliştirmediği için hem de insan hayvanlar aleminde fizyolojik bakımdan hayvan(lar) kadar güçlü olamadığı için.

Sonuç olarak beyin sahibi ya da kısmen beynin türevi akıl sahibi olmak insan olmak için yeterli değil, bunun için fazlası gerekir. Hele hele mal mülk, mevki makam bu ayırımı hiç sağlamaz. Bütün bunlarla berber insan türünün nevi şahsına münhasır birtakım özellikleri var. Sadece onda olan özellikler. Bunlar nelerdir? (Devam edecek)

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları