loading
close
SON DAKİKALAR

23 Haziran yerel seçimlerine giderken, CHP'de değişimin ana kodları ne olmalı?

Prof. Dr. Ahmet Özer
Tarih: 29.05.2019
Kaynak: Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

Ahmet Özer: Değişim algısının toplumda yaratılması sadece “değiştim” demekle olmaz, gerekleri neyse onun yapılması şart.

CHP’nin genel başkanı başta olmak üzere yönetici kadroları bir süredir yaptıkları konuşmalarda ekonomi ile birlikte “demokrasi ve değişim” kavramları ile topluma mesaj vermeye çalışıyorlar. Bu iki kavram da hem günümüz hem de gelecek için son derece iki önemli düşünceyi temsil ediyor. “Demokrasi” dışa yönelik bir mesajı içerirken, “değişim” ise hem CHP’nin içine hem topluma yönelik mesaj veriyor. Üzerinde durulan hak ve özgürlük ihlalleri, baskı ve sindirmeler, AKP iktidarlarının demokrasi karnesinin zayıfladığını sergilerken aslında temel amaç, Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye olan ihtiyacı vurgulamak içindir. O halde soru şu: Peki bu demokrasiyi kim Türkiye’ye getirecek?

Maltepe’de verdiği mesajlar sadece İstanbul için değil Türkiyenin geleceği için gerekli olan mesajlardı. İstanbul’da yeni bir başlangıç vaat ederek yola çıktığını kaydeden İmamoğlu, yeni nesil siyaset, yeni nesil belediyecilik, yeni nesil yerel demokrasi, yeni nesil toplumsal birlik ve yeni nesil yurttaşlık anlayışı ile hareket edeceğinin vaadini verdi.  Bunlar önemli ve altı doldurulması gereken mesajlar.

İmamoğlu Maltepe Mitinginde verdiği mesajlar sadece İstanbul için değil Türkiye’nin geleceği için gerekli olanın yeni nesil siyaset, yeni nesil belediyecilik, yeni nesil yerel demokrasi, yeni nesil toplumsal birlik ve yeni nesil yurttaşlık anlayışı olduğunun altını çizerek bu değişimin ana nirengi noktalarına işaret etmişti.

Peki mevcut CHP bunu yapabilir mi? Bu soruya gönül rahatlığıyla evet denmiyorsa, o halde CHP’nin antidemokratik AKP iktidarını değiştirmesi için öncelikle kendisinin değişmesi gerekir. Çünkü toplumun önemli bir kesiminde hala CHP’nin değişime direnen statükocu bir parti olduğu algısı var. İstanbul seçimi konjöktürün etkisiyle kazanılsa bile bu algı değişmeden kitleler ile CHP arasındaki buzları eritmek zor. O halde burada en sihirli kavram değişim kavramıdır.

Değişim algısının toplumda yaratılması sadece “değiştim” demekle olmaz, gerekleri neyse onun yapılması şart. Yani toplum değişime, değişimin samimiyetine inanmalı, CHP’nin değişmekte olan Türkiyenin sorunlarını değiştireceğine güven duymalıdır. Çünkü toplumun bir kesiminde, “CHP’nin bazı kadrolarının, bazı konularda değişime direndiği” algısı hâkim.

İşte genel başkanın “ne gerekiyorsa yapılacaktır” dediği en önemli gereklik, değişimin gereçekleştirilmesine olan inançtır. AKP’ın iç işleyişindeki en çarpıcı yan demokrasinin işletilememesidir. Burada soru şudur; kendisi demokrat olmayanın ülkeye demokrasi getirmesi mümkün mü? Demokratik hiçbir seçimin ve yarışın olmadığı, AB’den ve Kophenag Kriterlerinden uzaklaşan, milliyetçiliği öne alan ve Arap Ülkelerine gözkırpan söylemlerle iktidar partisi gerçek kimliğini ortaya koymakatadır.

 

            Yeni Bir Dil, Yeni Bir Anlayış, Yeni Bir Program Gerekli

Demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla inşa etmek için yeni bir dile yeni bir anlayışa ve yeni bir programa ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı hem ileri demokrasiden bahsediyor, hem de Malazgirti referans veriyor. Bu ikisi çelişiktir. O halde burada demokrasiyi ve değişimi savunan CHP’ye büyük iş düşüyor. Değişimle ilgili niyet dile getiriliyor, bu iyi bir şey, ama yetmez. Niyet yapmanın yarısıdır, burada önemli olan değişimin diğer yarısı yani yeni başlayacak olan ve yapılacak olandır.

 Bunun için CHP’nin öncelikle stratejisini gözden geçirmesi ve gerekli değişiklikleri bir an önce yapması lazım. Yaklaşık 40 yıldır mevcut strateji ile iktidar olunamıyorsa artık bir şeyleri değiştirmek, başka bir yol denemek gerekir. Dolayısıyla belirlediği hedefi gerçekleştirmek için Türkiye’nin sorunlarına gerçekçi ve inandırıcı çözümler öneren bir programa ve projelere ihtiyaç var. Diğer bir deyişle, neyi, nasıl ve ne zaman yapacağını net biçimde ortaya koymalı ve topluma anlatmalıdır. Bakın İmamoğlu kutplaşma ortamında kucaklayıcı bir yaklaşım ortaya koyunca toplum tarafından hemen nasıl benimsendi. Demek ki AKP alternatisiz değilmiş, gerçek bir alternatif ortaya koymakmış ihtiyaç duyulan.

Tabi önemli bir adım da bütün bunları uygulayacak kadrolardır. Kadro değişimi A’nın gidip B’nın gelmesi değildır. A’nın kendini değiştirmesi ve yenilemesidir aynı zamanda. Kadro düzeyindeki insanlar sadece gazete okuyup TV izlemekle fikir ve vizyon oluşturamazlar. Bu kişilerin okuması, kendini sürekli yenilemesi, dünyayı takip etmesi gerekir. Böylece toplum önüne çıktığında ne kadar dolu ve etkin insanlar olduğu anlaşılsın ve topluma güven verebilsinler. CHP’nin en önemli sorunlarından biri topluma yeterli güveni verememesidir. 

Oysa AKP’nin otokratik, baskıcı ve “kendine müslüman” siyaseti, aslında halk tarafından da görülüyor ve benimsenmiyor. Fakat kitleler buna rağmen iktidarı değiştirmek için ciddi bir atılım yapmıyorsa, nedenlerini iyi düşünmek gerekir. En önemli neden, AKP’ye alternatif olabilecek kadroları gör(e)miyor olmasıdır, ya da öyle sanıyor olmasıdır. Seçmenin önemli bir kısmı kendince “ehveni şer” davranıp AKP’yi desteklemeye devam ediyor. İşte CHP’nin en önemli hüneri bu algıyı değiştirmek olmalıdır. İmamoğlu örneği bunu göstermiştir.

Algı, Olgu Çelikisi ve Kaynakları

Mevcut CHP algısının kaynaklarını tarihsel ve güncel olmak üzere iki kısımda toplayabiliriz:

1.CHP’nin tarihsel bagajı hem değişmesini engellediği hem de halkın CHP’nin değiştiğine inanmasına engel olduğu algısı var. CHP iyisi ile kötüsü ile tarihi tarihe ve tarihçilere havale etmeli, artık geleceğe bakmalıdır. Ayrıca geçmişin negatif algısı, CHP’nin bugün yaptıklarının pozitif görülmesini engelliyor. Çünkü geçmişin yükleri toplumun zihninde bariyerler oluşturmuş. Bu zihni bariyerlerin yıkılması lazım, CHP yönetiminin değişim ile ilgli en büyük cesareti, hüneri ve başarısı burada ortaya çıkacaktır.

2. Toplumun bir kesiminde var olan; “CHP tuzu kuruların partisidir, iktidar olmak istemiyor”, “Dini öteliyor, sürekli dinle ilgili endişeleri pompalıyor”,  “Halka rağmen devletçi politikaların yanında yeralıyor” algısı... Olgu böyle olmasa da algı böyle ve ne yazık ki çoğu zaman siyasette algılar olguların yerine geçebiliyor. O yüzden hem olguda hem de algıda değişim yapmaya muhtaç. En önemli zaaflarından biri de algı yönetme ya da oluşturmada şimdiye kadar yaşadığı başarısızlıktır. Kadroları toplumda CHP’ye karşı oluşmuş negatif algıları değiştirmelidir, çünkü bunu başarmadan toplumu bir değişime inandırması zor.

3.CHP, önemli meselelerde ürkek ve ikircikli davranıyor, algısı.. Sözgelimi yöneticiler televizyonlara çıkıp “İster Kürt sorunu, ister terör sorunu deyin” diyor. Bu ikircikli yaklaşımla sözde diğer tarafı ürkütmeyeyim derken hitap ettiğin tarafı kaybediyor. Aynı şey müteddeyinler için de geçerli. Oysa CHP’nin toplumun kafasının karışık olduğu konularda daha da kafa karıştırıcı olmak yerine kendi politikasını net bir biçimde ortaya koyması lazım. CHP artık negatif politika yapmayı bırakıp, pozitif politika yapmalıdır.

4.CHP iktidarı sadece eleştiriyor ama eleştirdiği hususların yerine ne koyacağını söylemiyor, algısı.. “Sanki Erdoğan kalıcı, değişmez Cumhurbaşkanı, AKP sürekli iktidar!” havası pompalanıyor. CHP bu algıyı değiştirmeli. Bundan sonraki iktidarın halkın iktidarı olacağı, CHP’nin de destekleyeceği bir kişinin cumhurbaşkanı olabileceği bu anlamda alternatif yaratacağının umudunu yaratmak iktidar için sonun başlangıcını yaratacak unsurdur.

Bu algıların yanısıra yapması gerekenler var:

5. CHP artık iç çekişmeleri tamamen bir yana bırakmalı.  İçerdeki sorunları çözüp, artık dışa dönük iktidar yürüyüşü başlatılmalı.

6.Örgüte önem verilmeli. Bu çerçevede parti içi eğitim çalışmaları önemsenmeli, üyelik sistemi değiştirilerek ıslah edilmeli, örgüt söylemden ziyade eyleme geçmeli, bir seferberlik ruhu ile mahalle ve belde örgütlenmesine gidilmelidir.

7.CHP önemli büyük kentleri aldı. Şimdi sıra İstanbulda. İstanbul’u alan Türkiye’yi kazanır. Bunun için yerel hedefler netleştirilmeli, sorun analizleriyle halkın ihtiyaç duyduğu projeler üretilmeli, halka güven veren adaylar kadrolarıyla halkın önüne çıkıp çalışmalıdır.

İmamoğlu  İstanbul’u yönetirken, her zaman hukukun üstünlüğünü kabul edeceğini, korkudan değil, sevgiden yana olacağını, birleştirerek hizmet edeceğini, şehre özen gösteren, insana saygı duyan bir belediyecilik yapacağı söylemini sürdürmeli. “Şehrin nimetlerini asla ganimet sananlardan olmayacağız. Bizim belediyeciliğimiz aynı zamanda hesap veren, şeffaf bir belediyecilik olacak. Vatandaşın tek bir kuruşunu israf etmeden, yandaşa yoldaşa peş keş çekmeden, bir şehremin, bir emin yönetici hassasiyetiyle harcayacağız.”, vaatleri ve  tüm İstanbullulara 21. yüzyıl belediyeciliğini vaat eden sözlerini günceleyerek sürdürmelidir..

İstanbul’da yeniden akıl, mantık, bilim, sanat ve kültürün yükselmesi, nefes alan kentsel alanlar yaratılması, yeşil kuşaklar geliştirilmesi herkesin ve herkesimin özlemini duyduğu şeylerdir. Sıra bu söylemlerin kazanılarak hayat bulmasında.

Sonuç: Geçmişin Kaygısı  ve Geleceğin Algısı Değişmeli

8.Sonuç itibariyle CHP’nin iktidara yürümesi için 1) Geçmiş kaygısı; bu günkü algısı değişmeli 2) Söylemi netleşmeli 3) İç çatışması bitmeli 4) Korku kültürü yerine umut kültürü aşılamalıdır. İktidar için değişim, değişim içinse bu dört unsurdan kurtulmak ve çok çalışmak gerekiyor.

9. Aslında CHP çalışsa da görülmüyor ya da bunu gösteremiyor algısı değişmeli. “Ferarisi var ama satamıyor.” Çünkü geçmişten alınan yükler ve negatif algılar bu çalışmaların önünü kapatıyor, görülmesini engelliyor, böylece geniş yığınlar nezdinde partinin ilerlemesine ket vuruyor.

Hedef yerelden genele uzanmak olmalı

10. Yeni yönetim değişimle birlikte risk almalı. Bu risk değişimin bizatihi kendisidir zaten. Bu CHP’yi ya iktidar yapacak ya da bunlar yapılamıyorsa daha birkaç dönem bizi AKP iktidarına mecbur bırakacaktır. Sunuç itibariyle gerçekçi ve samimi değişim iktidarın yolunu açacakken, değişmekten ziyade değişiyormuş gibi yapmak ise AKP’nin iktidarını pekiştirecektir.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları