loading
close
SON DAKİKALAR

Aşk ve nevrotizma

Şebnem Nur
Tarih: 17.03.2019
Köşe: Psikolog'dan denemeler
Kaynak: Psikolog-Şebnem Nur

Şebnem Nur: O gülüşlerin arasından süzülen tatlı sözlerimiz var. Ayrılmadan hemen önce, birşeyler de yolunda değil evet, ama isteseydik toparlardık değil mi?

Hey!..

Âşık olduğum adam!..

Gitme...

Gitmesene yahu!

Bak, hâlâ gidiyor!

Gitmesini istemiyoruz, değil mi? Alıkoyasımız bile var yani, o derece! Utanmasak, yolun ortasında paçasına yapışacağız! Abartmıyorum. 

Ama aslında o kadar da sevmedik yahu! Yok, yok sevmedik! Sonuçta ayrılıktan önceki dönem de var hani. Tam da birşeylerin yolundan çıkmaya başladığını hissettiğimiz bir dönem var. Bu dönem uzun ya da kısa sürdü, ama sürdü. 

E biz de kadınız sonuçta. Dalgalı, düz, kıvırcık saçlarımız var, badem, çekik ya da renkli gözlerimiz. Şuh kahkahalar ve gülüşlerimiz...

O gülüşlerin arasından süzülen tatlı sözlerimiz var. Ayrılmadan hemen önce, birşeyler de yolunda değil evet, ama isteseydik toparlardık değil mi? 

Toparlardık elbet. Sonuçta bizlerin doğurduğu kişidir erkek. Annesini de arar hep biraz, âşık olduğu kadında. Yani biraz anaçlık, biraz da cazibe. 

Velhasıl, netice olarak; bozulmaya başladığını hissettiğimiz o ilişkiyi toparlayacak materyallere doğuştan sahibiz işte. Kızıl ol, esmer ol; mavi, yeşil, kahverengi, ela gözlü ol; balık etli, kilolu ya da zayıf... Sonuçta o adam seninle- idi! 

Ve eğer gerçekten isteseydin, seninle olmaya da devam ederdi! 

 “Hayır, devam etmezdi, ben gereken her şeyi yaptım ama gitti işte!” dediğinizi duyar gibiyim. 

Bir düşünün bakalım...

Malum, teknoloji çağındayız. Yeni takibe başladığı kişiler, başkalarının fotoğraflarını ‘like’lamalar, “çevrimiçi” olmasına rağmen sizin mesajınızı okumaması... Acı ama gerçek, artık tüm bunlar gümümüz ayrılıklarına katkı sağlıyor ne yazık ki. 

Bu sebeple de kimi zaman kendimizi tutamayıp:

    - Neden o fotoğrafı “like”ladın?

    - Yeni takibe başladığın kadını nerden tanıyorsun? 

    -  Sana mesaj çektiğinde seni üç kez çevrimiçi “yakaladım” ama mesajımı hâlâ okumadın. NEDEN OKUMADIN, NEDEN!? 

           Deyiveriyoruz...

 İlişkinin kopup kopmayacağını hesaplamadan “düz” konuşuyoruz. Üslubumuz, ayrılık isteği kokuyor. 

  ‘Hayatından çıkmamı mı istiyorsun?’ Diye sorduğumuz bir erkeğin, eğer ilişki o dönem biraz da sorunluysa, pek gönüllü olmasa da bu soruya “ evet” deme ihtimali yüksektir. 

           Erkekler bizden farklı düşünür çünkü. 

           Zaten sevseler de, çoğu sevdiğini söyleyemez. 

           Çoğu zaman, kadının ettiği sözler bir ilişkiyi bitirme noktasına getirir. Ve aslında, bitirmek de istiyoruzdur çünkü. 

           Ama işte her ne oluyorsa, bitirmek istediğimizi de anlamıyoruz aslında. Hemen pişmanlıklar... Hemen geri dönmesini istemeler...

           Gurur da var ya. Anında heryerden engelliyoruz. Ama her be hikmetse döner diye de umuyoruz. Heryerden engellediysek bize  nasıl ulaşacak? 

           Mail adresinimi biliyordu değil mi? 

           Ve stalklar başlar çoğu zaman...

           Bir şarkı sözü, bir fotoğraf...

           Bana, “geri dön” demek isteyen bir işaret mi acaba? 

           Ya da biz paylaşırız. 

           Bazen alakası olmasa da bize sayarız paylaşımlarını. Bana mesaj göndermek istiyor...

           Günler geçer ama dişe dokunur birşey olmaz. Aramız bozukken; kırgınlık, kızgınlık duyduğumuz adamı, ayrılınca içten içe özleriz, iyi mi! Özleriz ama kızgınlık da devam eder aslında. 

           Unutmaya çalışmalar, için yana yana...

           Aşk acısı...

           İntikam bile alasın gelir bazen. 

           Ayrılmadan önce, bu kadar üzülme ihtimalimizin olacağını hesaplamış mıydık? O adamdan ilk ayrılığımız değil miydi yoksa?

           Alttan alta ayrılık acısı çekme isteği, kendimize acı çektirme isteği olabilir mi? Biraz melankoliyle karışık nevrotik kişilik özelliği. 

           Bilinçaltı denen de birşey var işte. Ben demiyorum. Vakti zamanında üstad Freud bulmuş. Doğru da bir tespit. Alt bilinç yönlendirir bizi çoğu zaman. Kime âşık olacağımızı, evlilik hayatınızın olup olmayacağını, çocuk isteğimizi...

           Nevrozlar insan hayatında hep vardır. Her insan da biraz nevrotiktir. Sanatçılar, şairler, yazarlar ve müzisyenlerden bahsetmiyorum bile! 

          Bile bile yanlış ilişkiler yaşarız kimi zaman. Bir düşünün isterseniz, daha en başına gelin. Adamı tanıdığınız güne. Aklınızdan ilkin ne geçti? Kendi kendinize, onunla ilgili ne söylerken buldunuz? 

          Ta en başından, sonunun ne olacağı belli olan ilişkiler vardır anlayacağınız. Siz farketmeseniz de bilinçaltınız farketmiştir, emin olun. Ve size bir- iki tüyo da vermiştir. 

           Bireysel farkındalık mühimdir. Danışanlarıma bunu hep söylerim. 

           Son olarak; güzel aşklar yaşayalım. Bizi benimseyen adamlar çıksın karşımıza ve gitmek istediklerinde de yüreğimize bıraktıkları aşklarını da yanlarında götürsünler bir zahmet! 

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları