loading
close
SON DAKİKALAR

Corona Günlerinde Aile Huzuru

Şebnem Nur
Tarih: 12.04.2020
Köşe: Psikolog'dan denemeler
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Şebnem Nur; Pandemiden korunmanın bir numaralı yolunun evde kalmak olduğu söylendi. Tüm dünya, bu uyarıyı dikkate alıyor. Kimimiz kendi evlerimizde çalışıyoruz artık, kimimiz ücretli, kimimiz ücretsiz izne çıkarıldı. Kimimiz de ne yazık ki işinden oldu.

Her sabah gene aynı saatte uyanıyoruz...

Sadece kahvaltıya takım elbisesiyle oturmuyor artık.

Ama çocuklar okul üniformalarıyla.

Kahvaltı bitince de evden yolcu edilmiyorlar artık.

Çocuklar ‘online’ eğitimlerinin başına,

Bey de ona ayırdığımız odada, evinden iş yapmaya.

Böyle yaşadığımız neredeyse bir ayı geçti.

Bir- iki market alışverişi, dışarıda görülmesi gereken işler hariç, hep evdeyiz.

‘Ailecek...’

Huzurumuz hâlâ var ama, kaçar diye de korkuyoruz doğrusu...

       Bugüne kadar, ‘büyüklerimiz’ dahi böyle bir olaya rastlamamışlardı. Aynı gök kubbede milyarlarca farklı hayat yaşanıyordu. Artık neredeyse herkesin ortak bir kaderi var.

       Pandemiden korunmanın bir numaralı yolunun evde kalmak olduğu söylendi. Tüm dünya, bu uyarıyı dikkate alıyor. Kimimiz kendi evlerimizde çalışıyoruz artık, kimimiz ücretli, kimimiz ücretsiz izne çıkarıldı. Kimimiz de ne yazık ki işinden oldu.

       Özellikle, evlilik hayatı için bu sürecin sıkıntılı olabileceği belirtiliyor. Genel kanı, maddi refah ile manevi huzurun birbiriyle bağlantılı olduğu yönündedir. İşte tam da bu yüzden, bu süre zarfında geliri kesintiye uğrayanlar için, sıkıntı ne yazık ki çok daha büyük olacaktır.

       Bununla birlikte, evde çalışan ve günde 1- 2 saatliğine dışarıda kafa dağıtmaya da ‘artık’ çıkamayanlar için de aynı gergin ortamlardan bahsedilebilir.

       Aile içi şiddetin ve huzursuzluğun artmasının muhtemel olduğu bu dönemde, eşlere ve çocuklara birbirinden farklı görevler düşmektedir:

       ▫️Öncelikle, içinde bulunduğunuz mevcut durumu ve peşi sıra getirdiği sorunları kabul edin. Çünkü bir sorunu kabul etmek, onu çözmek yahut onunla başa çıkmak için alternatifler ve çözümler bulabilmemize de yardımcı olur.

       ▫️Mevcut sorunun getirdiği, bilhassa evde kalış süremizle ilgili ‘belirsizliği’ de kabul edin.

       ▫️İleriye yönelik; hep böyle mi olacak, hep böyle mi gidecek, hiç mi dışarı çıkamayacağız, hastalık bize de mi bulaşacak gibi olumsuz düşüncelerden sıyrılın. Sık sık aklınıza gelmekte olan bu gibi ‘otomatik’ düşüncelerle de baş edin.

       ▫️Öncesinde de uyumlu ve birbirinize karşı olumlu yaklaşımlar gösteren bir çiftseniz, bu süre zarfında da bu uyumu muhafaza etmeye çalışın.

       ▫️Çocukların bu zamanda biraz daha disiplin ve otoriteye ihtiyaç duyduklarını unutmayın.

       ▫️Basit olay ve sebeplerle birbirinizi suçlamayın. “Beni sinir ediyorSUN!” değil; “Sinir oluyorUM.” deyin. Aslında artık hiçbir şeye sinir olmayın.

       ▫️Bu sürecin; evliliğiniz/ ilişkiniz için bir sınama evresi olduğunu düşünmeyin.

       ▫️Evinizin büyüklüğüne göre alternatif mekanlar oluşturun. Kafe köşesi, sinema köşesi, restoran köşesi gibi. Bu mekanları farklı renklerle ışıklandırıp dekore edin, posterler, fotoğraflar asın, her mekana özgü bir aromatik kokudan yararlanın.

       ▫️Evin içindeki eşyaların, mobilyaların, yatak odanızın konumunu değiştirin.

       ▫️Farklı günlere farklı uğraşılar edinin. Ailece katılabileceğiniz hobiler geliştirin.

       ▫️Herhangi bir tartışmada somurtup oturmayın. Küslüğü ve kırgınlığı sürdürmeyin. Kırıcı konuşmayın.

       ▫️Çocukların disipline edilmesinde iş bölümüne gidin. Çocuğa, bir konuda iki farklı talimat vermeyin. Söz geçirme yarışına da girmeyin. Ders çalışmasıyla biriniz, yeme düzeniyle diğeriniz ilgilenebilir. Yahut çocuk sayısına göre de düzenlenebilir.

       ▫️Geleneksel kabullere yatkınlığınız sebebiyle evinizde gündüzün erkek görmek istemeyebilirsiniz. Bu durum da başlı başına bir tavır almanıza neden olabilir. Ama, içinde bulunulan durumun alışılmadık bir hâl olduğunu hatırlamanız ve evde kalmakta olan eşinize, farklı uğraşılar bulabilmeniz de işe yarayacaktır.

       Geceliklerimizi dahi üstümüzden çıkarmadan ve her günü pazar tadında; televizyon, bulmaca, mutfak, banyo, yatak döngüsünde geçirir ve birbirimize olan tahammülümüzü de günden güne yitirirsek; elbette bu sürecin sonunda bizi çok da güzel sonlar BEKLEMİYOR olacaktır.

       Aşk, saygı, uyum ve sevgi, bir evliliği/ ilişkiyi ayakta tutan unsurlardır. Ödenemeyen faturalar, boşalmış buzdolabı/ kiler, azalan nakit para...Destekleyici bir eş, bunların meydana gelmiş olmasını, evliliğine bir sorun olarak yansıtmayacaktır.

       Aşk gerçekse; fakirlik kapıdan girince, o pencereden uçmaz zaten.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları