loading
close
SON DAKİKALAR

YSK gerekçeli kararını açıkladı: Oy çalma yok!

YSK gerekçeli kararını açıkladı: Oy çalma yok!
Tarih: 22.05.2019 - 20:36
Kategori: Gündem

31 Mart seçimini 6 Mayıs'ta aldığı kararla iptal eden YSK, 250 sayfadan oluşan gerekçeli kararını açıkladı.

YSK, 6 Mayıs'ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal etmiş, kısa gerekçe olarak da sandık kurullarında memur olmayan üyeler bulunmasını göstermişti. 11 üyenin 7'si seçimin iptali yönünde oy kullanırken 4 üye karşı yönde oy kullanmıştı.

Seçimin iptalinin üzerinden 17 gün geçtikten sonra açıklanan kararda, iktidarın iddia ettiği gibi oy çalınması ile ilgili bir gerekçe bulunmuyor.

Gerekçeli kararda sandık kurullarında memur olmayan üyelerin görev alması ve sayım döküm cetvellerinde imza bulunmaması gerekçe gösteriliyor. 

YSK'NIN GEREKÇELİ KARARININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Gerekçeli karardan bazı bölümler şöyle:

Kamu görevlisi olmayan sandık başkanları

"754 sandıkta kanuni zorunluluğa karşın sandık başkanı olarak görevlendirilenlerin bir kısmının emekli memur, bir kısmının özel hastane çalışanı, bir kısmının emekli öğretmen, bir kısmının özel eğitim kurumları öğretmeni, bir kısmının mali müşavir, bir kısmının şirket/sektör çalışanı, bir kısmının muhasebeci, bir kısmının kargo şirketi çalışanı, bir kısmının özel banka çalışanı, bir kısmının avukat ve hukuk bürosu çalışanı, bir kısmının sürücü kursu çalışanı, bir kısmının mühendis, bir kısmının çalışmadığı ve bir kısmının ise bireysel başvuru üzerine görevlendirildiği ve mesleklerinin belirtilmediği tespit edilmiştir.

Kısıtlı seçmenler

Seçmen olamayacağı açıkça hüküm altına alınan kısıtlı bulunan kişilerin oy kullandığı, seçmen olamayacağı açıkça hüküm altına alınan kamu hizmetinden yasaklı bulunan kişilerin oy kullandığı, seçmen listesine kayıtlı olmakla birlikte nüfus kayıtlarında ölü olan seçmenlerin yerine oy kullanıldığı, bazı seçmenlerin hem cezaevi seçmen listesinde, hem de asıl ikametgâhına ait yerleşim yerinin bulunduğu seçim çevresindeki seçmen listelerinde kayıtlı olduğu, bazı seçmenlerin, Türkiye’nin herhangi bir yerinde hükümlü olarak cezaevinde
bulunmasına rağmen İstanbul’da seçmen olarak gözüktüğü, bazı seçmenlerin ise, Türk Medeni Kanununun 22. maddesine aykırı olarak yerleşim yeri adreslerinin cezaevi olarak gösterildiği belirlendi.

İlçe seçim kurullarınca yapılan incelemeler sonucunda 377 adet kısıtlının oy kullandığı, 6 sandıkta ölü olan kişilerin yerine oy kullanıldığı, 41 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 58 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 224 adet zihinsel engeli nedeniyle kısıtlı olan kişinin oy kullandığı tespit edilmiştir. Bu şekilde oy kullanma hakkı olmamasına karşın oy kullandığı tespit edilen kişi sayısının 706 olduğu görülmüştür.

Maddi hatalar

Seçmen listesinde yapılan bütün maddi hatalar ve/veya kasti yanlışlıklar ve kanuna aykırılıklar sebebiyle gerçek durumu tespit edilemeyen şüpheli oy sayısının 300.000’den fazla olduğu,  bu sayının Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi adayları arasındaki fark olan 13.742 (Oy farkının yaklaşık 20 katı)'den fazla olduğu belirlendi.

Sayım döküm cetvelleri

18 adet sandıkta sayım döküm cetvelinin hiç bulunmadığı, 90 adet sandıkta ise sayım döküm cetvellerinde sandık kurulu imzalarının bulunmadığı görülmüştür. Sayım döküm cetveli olmayan veya imzasız olmakla esasen yok hükmünde olan 108 adet sandıktaki oy kullanan seçmen sayısı 30.281 dir. Seçim sonucunun belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan sayım döküm cetvellerinin 108 sandıkta düzenlenmemiş olması, bu sandıklardaki seçim sonucunun güvenilirliğini ciddi biçimde zedelemektedir. Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirilmiştir

Tüm bu nedenlerle sonuca etkili sayıdaki sandıkta, sandık kurulu başkanlarının kanun hükümlerine aykırı olarak görevlendirilmesi ve kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesinin mümkün bulunmaması hususu ile bir bütün olarak değerlendirilen yukarıda izah edilen diğer kanuna aykırılık ve usulsüzlükler, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldıran ve seçim sonucuna müessir olay ve haller kapsamında görülmüş, bu nedenle seçimin iptali ve yenilenmesine karar verilmesi gerekmiştir."

Muhalefet şerhi:

YSK'nın 4 üyesi iptal kararına muhalefet şerhi yazdı. YSK Başkanı Sadi Güven, sandık kurullarının kamu görevlisi olmayan kişilerden oluşmamasının iptal gerekçesi olamayacağını belirterek Mustafakemalpaşa'da aynı gerekçeyle yapılan itirazı hatırlattı.

Muhalefet şerhleri şöyle:

YSK Başkanı Sadi Güven'in şerhi:

"Yüksek Seçim Kurulumuz Adalet ve Kalkınma Partisince kısa karara gerekçe yapılan hal dışında gösterilen olay ve halleri seçimin neticesine müessir olarak kabul etmemiş olup bu kabul Yüksek Seçim Kurulunun istikrar kazanmış içtihatlarına da uygundur.

Sandık kurullarının Kanuna aykırı oluşturulması nedeniyle seçimin iptali kararına ise katılmak mümkün olmamıştır.

Yaptırılan inceleme neticesinde; bazı sandıkların sayım döküm cetvellerinin mühürsüz, bazılarının mühürlü, bazılarının da bir sahifesinin mühürlü, bir sahifesinin mühürsüz olduğu görülmüştür. 101 sayım döküm cetvelinin dolu ancak imzasız olduğu anlaşılmıştır. 214 adet sayım döküm cetvelinin boş olduğu ileri sürülmüş ise de 22 sandığa ait sayım döküm cetvelinin boş olduğu, 4 ayrı türde oy kullanılan aynı sandıkların 19’unda ilçe belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçimine ait sayım döküm cetvelinin bulunduğu, tamamının sandık sonuç tutanaklarının olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi Temsilcisinin bu sandıklarda görev yaptığı anlaşılmıştır.

Bazı sayım döküm cetvelinde döküm neticesinin rakamla yazılmadığı, bazılarında kurul üyelerinin bazılarının imzasının eksik olduğu ve 40 sandıkta sayım döküm cetveli, sandık sonuç tutanağa aktarılırken hata yapıldığı görülmüştür. İmzasız 101 sayım döküm cetvelinin tamamında başkan ve memur üye ile birlikte Ak Parti ve üç sandık hariç CHP tüm sandıklara üye vermiş olup hatta Adalet ve Kalkınma Partisi 145, Cumhuriyet Halk Partisi 120 olmak üzere bazı sandıklarda 1’den fazla üye ile temsil edilmişlerdir.

Ayrıca imzasız sayım döküm cetvelleri ile sandık sonuç tutanakları uyumlu olup seçim iptal nedeni olabilecek bir uyumsuzluk görülmemiştir.

Sayım döküm cetveli olmayan 22 sandıkta görev yapan sandık kurulu üyeleri aynı sandıklarda diğer seçim türüne ait 19 sandığın sayım döküm cetvellerini ve 22 sandığın sandık sonuç tutanağını doldurduğuna ve tutanak defterine bir itiraz yapılmadığına göre siyasi partilerin müşahitlerinin ve oy verme yerinde hazır bulunanların huzurunda oy sayım ve döküm işleminin yapılmış olması karşısında sayım ve dökümün sandık başında denetlendiğinin ve buna göre sandık sonuç tutanağının tanzim edildiğinin kabulü gerekmekle bu eksiklikler tüm Kurulca iptal nedeni olarak görülmemiştir.

Maddi hatalarla ve kaydırmalarla ilgili usulsüzlükler giderilerek, SEÇSİS’e işlendiğinden iptal nedeni kabul edilmemiştir. Sandık sonuç tutanağındaki geçersiz oyların geçersizlik nedenlerinin yazılı olmayışı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine yönelik 39 İlçede geçersiz oylar yeniden sayıldığından iptal nedeni olarak görülmemiştir.

Maddi hatalarla ve kaydırmalarla ilgili usulsüzlükler giderilerek, SEÇSİS’e işlendiğinden iptal nedeni kabul edilmemiştir. Sandık sonuç tutanağındaki geçersiz oyların geçersizlik nedenlerinin yazılı olmayışı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine yönelik 39 İlçede geçersiz oylar yeniden sayıldığından iptal nedeni olarak görülmemiştir.

İlçe seçim kurulu başkanı bu şekilde gelen listelerden ad çekme işlemlerini 298 sayılı Kanunun 23/8 fıkrası uyarınca ilçe seçim kurulu huzurunda yapmak zorundadır. İlçe seçim kurullarının tümünde Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisinin üyesi görev yapmaktadır. Yasa koyucu sandık kurulu başkanlarının usulsüz atanmalarını tam kanunsuzluk nedenine dayalı mutlak iptal sebebi saymamıştır. Yüksek Seçim Kurulu da kararlarında tam kanunsuzluk nedeniyle iptal sebebi saymamıştır. 298 sayılı Kanunun 119. maddesinde “sandık kurullarının teşkiline dair, ilçe seçim kurulu veya başkanı tarafından yapılan işlemlerin düzeltilmesi için, bu işlemlerin neticesinden itibaren en geç iki gün içinde şikayet yoluyla düzeltilmesi istenebilir.

Şikayetin reddine dair olan kararlara karşı bildirilmesinden veya tebliğinden itibaren iki gün içinde il seçim kuruluna itiraz olunur. İl seçim kurulları, iki gün içinde kesin karar verirler. Bu şikayetin yapılmamış olması sandık kurulunun teşekkülüne karşı itiraza engel değildir. Ancak, bu itirazın teşekkülünden itibaren iki gün içinde il seçim kuruluna yapılması şarttır. İl seçim kurulunun vereceği karar kesindir.” hükmü getirilmiştir.

212 adet sandık kurulu başkanının yasaya aykırı şekilde görevlendirildiğinde şüphe yoktur. Sandık kurullarının yasada öngörülen şekilde atanmaması halinde yapılacak işlem Yüksek Seçim Kurulunun 13/12/2018 tarihli 2018/1105 sayılı kararıyla kabul edilen seçim takvimine göre 02 Mart 2019 tarihinde sandık kurullarının teşkiline dair ilçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazın il seçim kurulunca kesin olarak karara bağlamasının son günü şeklinde düzenleme ile belirlenmiştir.

Yüksek Seçim Kurulu Mustafakemalpaşa İlçesinde sandık kurulu başkanının “belediyede çalışan müdür ve müdür yardımcılarından oluştuğu bu durumun tam kanunsuzluk hali olduğu ve bu sandıklarda seçim iptali söz konusu olduğu halde seçim sonuçlarının değişeceğini belirterek seçimin iptali ile yenilenmesi” iddiası üzerine sandık kurulu başkanının çalıştığı kurumun niteliği ile ilgili değerlendirmeye girmeden sandık kurullarının teşkiline ilişkin itirazın Yüksek Seçim Kurulunun 2018/1105 sayılı seçim takvimine göre 02 Mart 2019 tarihinde kesin olarak karara bağlanması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar vermiştir.

31 Mart 2019 günü İstanbul’da yapılan seçimde; 2018 yılında değişen 298 sayılı Yasanın 22. maddesine aykırı sandık kurulu başkan ve üyesinin görevlendirildiği şüphesizdir. 2004 ve 2009 yılında Yüksek Seçim Kurulu tarafından verilen kararlar emsal olmaz denilebilir ise de kararlar verildiği tarihte yürürlükte bulunan yasadaki sandık kurulu başkan ve üyelerinin belirlenme usulüne aykırılık haline ilişkin olmakla 298 sayılı Kanunun değişik 22. maddesine aykırılıktan farklı değildir. Sandık kurullarının usulsüz oluşması tam kanunsuzluk halini oluşturmaz. Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için tek başına bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez.

298 sayılı Kanunun 21 ve 23. maddeleri gereği 5 kişisi siyasi parti temsilcisi olup 7 kişiden oluşan sandık kurulunda siyasi partili üyelerle birlikte görev yapan usulsüz atanmış sandık kurulu başkanının 31 Mart 2019 günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin maddi hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının yeniden sayılması karşısında tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin seçimin iptalini gerektirir tespit olmadığından sayın çoğunluğun seçimin iptali ile yenilenmesine ilişkin kararına katılınamamıştır."

Yunus Akın'ın şerhi:

"Olağanüstü itiraz dilekçesinin eki belgeler arasında kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanları hakkında; oy verme günü kanunun verdiği yetkilere dayanarak yaptıkları işlemler, aldıkları tedbirler ve kanunun koyduğu yasaklara aykırı davranışları nedeniyle sözlü ya da yazılı bir başvuruda bulunulduğuna veya 112. madde uyarınca seçim kurullarına itiraz edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi, itiraz dilekçesinde de sandık numarası ve isim belirtilmek suretiyle somut bir olayın mahiyetinden bahsedilmemiştir. Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanlarının oy verme günü yaptıkları işlemlerde ve aldıkları tedbirlerde 298 sayılı Kanuna ve Yüksek Seçim Kurulunca hazırlanan Genelgelere aykırı davrandıkları, şüpheli tutum ve davranış sergilediklerine ilişkin delil ve gerekçe gösterilmediğinden, kesinleşmiş sandık kurulu oluşumuna dayalı olarak yapılan itirazın reddi gerekmektedir.

Sandık kurullarının usulsüz oluşması tam kanunsuzluk halini oluşturmaz. Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için tek başına bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez. 298 sayılı Kanunun 21 ve 23. maddeleri gereği 5 kişisi siyasi parti temsilcisi olup 7 kişiden oluşan sandık kurulunda siyasi partili üyelerle birlikte görev yapan usulsüz atanmış sandık kurulu başkanının 31 Mart 2019 günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin maddi hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının yeniden sayılması karşısında tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin seçimin iptalini gerektirir tespit olmadığından sayın çoğunluğun seçimin iptali ile yenilenmesine ilişkin kararına katılınamamıştır."

Cengiz Topaktaş'ın şerhi:

"(...)  Kararda görüldüğü üzere, Yüksek Kurulumuz sandık kurullarınca mühürlenmeyen oy pusulalarının ve zarfların geçersiz olduğu kanunun açık hükmüne ve bu konudaki genelgesindeki düzenlemeye rağmen, daha seçim sonuçları ortaya çıkmadan, önüne bu konu ilgili somut bir dosya gelmeden, asıl olanın seçmen iradesi ve oy kullanma hakkı olduğunu ve hakkın özünün korunması gerektiğini belirterek mühürsüz oy pusulalarının ve mühürsüz zarfların geçerli sayılması gerektiğini söylemiş, şimdi ise sonuçlar birden fazla aşamadan geçerek ortaya çıktıktan sonra, üstelikte kanuna uygun olmayan şekilde oluşturulan sandık kurullarının yaptığı işlemlerin yok sayılması gerektiğine dair kanuni bir düzenleme de bulunmamasına rağmen, oy sayım ve döküm işlemlerini yok sayarak, seçimin iptali ve yenilenmesi kararı ile seçmenlerin iradesini yok saymıştır. Seçmenlerin sandık kurulunun oluşumuna itiraz etmeleri ve sandık kurulunun nasıl oluşturulduğunu bilmeleri mümkün değildir. Seçmenler Anayasa gereğince kendilerine tanınan seçme hakkını kullanarak oy vermişlerdir. Sandık kurulunun oluşumunda bir hata varsa bunun sorumluluğu seçmenlere yüklenemez. Nitekim yukarıda bahsi geçen 16/04/2017 tarihli kararla ilgili verilen dilekçede de; sandık kurulundakilerin mühür vurmamalarının seçmenin kusuru olmadan gerçekleştiği, seçmenin iradesinin tam bir şekilde sandığa yansıması için söz konusu oy pusulalarının ve zarfların geçerli olması gerektiği doğrultusundadır.

Çoğunluk görüşü olarak, sayım döküm cetvelleri ve tutanaklardaki usulsüzlüklerin de bir iptal sebebi olduğu belirtilerek gerekçeli karar oluşturulmuş ise de; yapılan müzakereler sırasında bu durum bir iptal sebebi olarak belirlenmemiş olup, bu nedenle de kısa karara seçimin iptal sebebi olarak sadece sandık kurullarının kurulmasındaki usulsüzlükler derç edilmiştir. İptal sebebi olarak belirlenmediği kısa karardan da anlaşılan bir konuda, karşı oy gerekçesi yazmaya gerek görülmemiştir."

Kürşat Hamurcu'nun şerhi: 

Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı sandıklarda, sandık başı işlemlerine, itiraz edenin temsilcisi olan siyasi partili üye dahil hiçbir kimsenin itirazı vuku bulmamıştır. Sandık kurulunca tutulan tutanaklar, hiçbir itirazî kayıt ileri sürülmeksizin birlikte imza altına alınmıştır. Bu sandıklarda kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanının, seçmenin oyunu yönlendirdiği, değiştirdiği veya etkilediği yönünde aynı sandık kurulunda görevli olan beş siyasi partili sandık kurulu üyesinin herhangi bir şikayeti veya itirazı olmamıştır.

Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı sandıklarda, oy kullanan seçmenin oyunun, hangi neden ve gerekçeyle geçersiz sayılması gerektiğine ilişkin itiraz eden tarafından hiçbir somut kanıt ve belge sunulmamıştır. Seçim hukukuna egemen olan serbest, genel oy, eşit, tek dereceli, gizli oy, açık sayım ve döküm ilkelerinin hangisinin kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı tarafından ihlal edildiği, hiçbir şekilde ortaya konulmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, seçimin sonucuna ne şekilde etki ettiği hususunda somut hiç bir kanıt ve belge sunulmaksızın sadece sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı sandıklarda kullanılan oyların tamamının geçersiz sayılarak 31 Mart 2019 Pazar günü İstanbul
ilinde yapılan Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimin iptali ve yenilenmesine karar veren çoğunluk görüşüne katılmıyorum."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları