CHP ‘Hayır’ı anlamıyor
İmambakır Üküş; CHP ve Kılıçdaroğlu nasıl 'Hayır' kampanyasında 'esas olarak' doğru davrandıysa 16 Nisan akşamından itibarense 'esas olarak' yanlış davranıyor. Buna CHP açısından hem de Türkiye’nin geleceği açısından asla izin verilemez…
16 Nisan referandumu Türkiye için tarihi bir dönüm noktası oldu…OHAL koşullarında ve bütün eşitsizliklere rağmen AKP ve Recep Tayyip Erdoğan istediği sonucu alamadı…
Daha da önemlisi “Hayır” kampanyasının kendisi sonuçlarından bağımsız olarak Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir deneyim oldu…
Her şeye rağmen Demokrasi ve Cumhuriyet güçlerinin kazanabileceğini gösterdi…
***
16 Nisan’da “Hayır” bloğu kazandı…
Bunu seçim sonuçlarından ve rakamlardan bağımsız olarak söylüyorum…
“Hayır” kampanyası toplumun vicdanında yankı buldu…
Evet oyu verenler bile “Hayır”cıların “haklı” olduğunu biliyor…
***
Sonuçlar ve rakamlar bakımından da “Hayır” kazandı…
YSK'nin “mühürsüz" oyları geçersiz saymasından bağımsız olarak “kazandı” diyorum…
Bütün il, ilçe ve köylerde yaşanan hukuksuzluklardan ve hilelerden bağımsız olarak “kazandı” diyorum…
Başta İstanbul, Ankara İzmir ve Diyarbakır olmak üzere Türkiye’nin bütün önemli merkezleri “Hayır” dedi…
***
1994’den bu yana “iktidar bloğu” büyük kentlerde kaybetmemişti…
1994’den bu yana “iktidar bloğu” İstanbul ve Ankara’da kaybetmemişti…
OHAL koşullarına ve “milliyetçi-muhafazakar” ittifaka rağmen “iktidar bloğu” kaybetti…
Bu kayıplar eğer iyi değerlendirilirse 2019’daki yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanmanın mümkün olduğu ortada…
***
CHP ve Kılıçdaroğlu esas olarak referandum kampanyasında doğru bir çizgi izledi…
Partisiz; “Hayır”ın hedeflerini ve amaçlarını öne çıkaran bir kampanya yürüttü…
AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı bir kampanya yerine “Neden Hayır” denmesi gerektiğine yoğunlaştı…
Böylece herkesin kendi “Hayır”ını hayata geçirmesinin önü açıldı…
***
“Hayır”ın sahibi veya tek bir sahibi yoktu…
Herkes; kendi gerekçeleriyle kendi “Hayır”ını örgütledi…
“Evet” kampanyası gibi “Hayır” kampanyası “tek ses” ve “tek renk” değildi…
Farklılık ve çoğulculuk; “Hayır” kampanyasının farkı ve zenginliği oldu…
***
Hiç kimse “Hayır” kampanyasını kendine “mal” edemez…
Hiç kimse “Hayır” kampanyasının elde ettiği sonuçlardan tek başına kendine pay çıkaramaz…
“Hayır” kampanyasının sahibi herkestir…
Elde edilen sonuçlar ve başarılar herkesindir…
***
Özellikle CHP’nin bunu çok iyi kavraması ve anlaması gerekiyor…
Özellikle CHP’nin “Hayır”ı doğru okuması gerekiyor…
Özellikle CHP’nin “Hayır”ın derslerine iyi çalışması gerekiyor…
***
Peki CHP “Hayır”ı iyi anladı mı?
Peki CHP “Hayır”ı iyi kavradı mı?
Peki CHP “Hayır”ı iyi okudu mu?
Peki CHP “Hayır”ın derslerini anlıyor mu?
***
Bu sorulara ne yazık ki “Evet” demek mümkün değil…
CHP ve Kılıçdaroğlu nasıl “Hayır” kampanyasında “esas olarak” doğru davrandıysa 16 Nisan akşamından itibarense “esas olarak” yanlış davranıyor…
Daha da önemlisi CHP’nin yanlış tavırları giderek “Hayır” kampanyasının ve “Hayır”ın başarısının üstünü gölgeliyor…
Buna CHP açısından hem de Türkiye’nin geleceği açısından asla izin verilemez…
***
OHAL’e ve bütün eşitsiz koşullara rağmen başarılı bir kampanya yürütüldü…
16 Nisan akşamı sandıkların açıldığı; sayımın başladığı “andan” itibaren baskıların, hilelerin ve manipülasyonların yapılacağı çok açıktı…
Özellikle seçim sonuçlarının Anadolu Ajansı (AA) üzerinden medyaya “tek yönlü” servis edileceği biliniyordu…
Anadolu Ajansı'nın (AA) moral bozmak ve sandıklarda boşalmaların olmasını sağlamak için “Evet” oranını en yüksekten göstererek yayına başlayacağı çok açıktı…
***
Peki bu hile ve manipülasyonlara karşı ne önlemler alındı?
Peki sandıklar açıldığı andan itibaren CHP genel merkezi ne yaptı?
Sandık hilelerine ve yönlendirmelere karşı net ve somut hangi açıklamalar yapılabildi?
Daha önemlisi halka umut ve güven veren ne yapıldı?
***
CHP ve Kılıçdaroğlu ilk sandıklar açıldığı andan itibaren CHP genel merkezinde medyanın karşısında olmalıydı…
CHP ve Kılıçdaroğlu ilk sandıklar açıldığı andan itibaren “Hayır”ın kazandığını an be an ilan edebilmeliydi…
CHP ve Kılıçdaroğlu Başbakan ve Cumhurbaşkanı ekranların karşısına çıkmadan önce ekranların karşına çıkabilmeliydi…
CHP ve Kılıçdaroğlu Başbakan ve Cumhurbaşkanı “balkon” konuşmaları yapmadan CHP genel merkezinde halkın karşısına çıkıp “Hayır kazandı” diyebilmeliydi…
***
Ancak 16 Nisan akşamından itibaren yanlışlar birbirini takip etti…
CHP’de bir “kriz yönetimi” olmadığı ortaya çıktı…
Kılıçdaroğlu konuşmadan CHP genel merkezinde konuşma “cesaretini” kimse gösteremedi…
CHP genel merkezi 16 Nisan akşamından itibaren süreci kötü yönetti…
***
Daha da kötüsü bu “kötü yönetim” krizi diğer günlerde devam etti…
CHP yönetimi birbirini yalanlayan açıklamaları arka arkaya yaptı…
CHP basın sözcüsünün MYK adına söylediğini CHP grup başkanvekili “düzeltme” yoluna gitti…
CHP’nin itiraz sürecinde ne yapacağını, hiçbir yetkisi ve sorumluluğu olmayan YSK görevlisi hem de MYK ve genel başkan yetkisini kullanarak açıkladı…
***
Halk hala sokaklarda “Hayır biz kazandık” diye YSK’nın milli iradeye darbesini protesto ediyor…
Bütün dünya 16 Nisan’da oluşan sonuçların “meşru” olup olmadığını tartışıyor…
AGİT yapılan oylamadaki usulsüzlüklerin ve hilelerin sonuçlara gölge düşürdüğünü söylüyor…
Peki CHP’nin ne yapacağını kim biliyor?
***
16 Nisan aksamından itibaren yapılan yanlışlar “Hayır”ın elde ettiği başarıyı gölgeliyor…
16 Nisan akşamından hem de YSK’nın tavrında ve ilan ettiği sonuçlarda, sonuçlardan bağımsız olarak kutlama yapacağımıza başta CHP örgütleri olmak üzere halkta karamsarlık yaratıyorlar…
Hayır; 16 Nisan’da biz kazandık…
Kimsenin bunu gölgelemesine izin verilemez…
***
Yanlış tartışmalarla hiç kimse elde ettiğimiz başarıyı gölgeleyemez…
Sonuçlardan bağımsız olarak “Hayır” kazanmıştır…
Kazandığımız başarıyı öne çıkarmak yerine küçük hesaplarla hiç kimse bu başarıyı gölgeleyemez…
Hele küçük parti içi iktidar oyunlarına yol açmak için kimsenin “Hayır”ın başarısını gölgelemeye hakkı yoktur…
***
HAYIR kampanyasının başarısının en önemli sonuçlarından birisi de AKP ve MHP’de yarattığı çatlaktır…
AKP ve MHP bu sonuçlarla kendi içinde büyük savrulmalar yaşayacaktır…
HAYIR kampanyasının elde ettiği başarıyı gölgeleyen tartışmalar aynı zamanda AKP ve MHP’de yaşanan çatlağın da üstünü örtüyor…
Halbuki esas olarak AKP ve MHP’de ortaya çıkan bu çatlağın derinleştirilmesi gerekiyor...
***
CHP, Hayır kampanyasında başladığı yolda devam etmelidir…
CHP, kampanyasının diline ve üslubuna sahip çıkarak aynı dili ve üslubu güçlendirerek yoluna devam etmelidir…
CHP, bütün eşitsizliklere ve OHAL’e rağmen elde ettiği başarıyı öne çıkarmalı ve onu gölgeleyecek tutum ve davranışlardan uzak durmalıdır…
CHP, Hayır’ın renkliliğinin ve özgünlüğünün bilinciyle hareket etmeli; bu renkliliğinin ve çoğulculuğunun korunmasına özen gösterilmelidir…
***
CHP, topluma sirayet eden yılgınlığı ve umutsuzluğu kıracak öncü ve cesaretlendirici bir “tavır” ortaya koymalıdır…
CHP, Evet diyenlerin vicdanında da yapılan baskılara ve hilelere karşı tepki oluşturacak bir “dil” ve “söylemle” ortaya çıkmalıdır…
CHP, milli iradeye YSK eliyle yapılan darbeyi topluma anlatırken “Evet” diyen halkı rahatsız edecek bir “dil” ve “söylem”den uzak durmalıdır…
CHP, YSK sonuçlarını yok sayarken toplumda “Evet” diyenleri kazanacak bir “dil” ve “söylem” geliştirmelidir…
***
YSK’nın milli iradeye darbesine karşı haklı ve meşru bütün yollar denenmelidir…
Ancak bunu yaparken “Evet” diyenlere karşı ayrıştırıcı ve nefret içeren söylemlerden uzak durulmalıdır…
“Evet” diyen bölgelere ve insanlara karşı kötü bir “dil” kullanmak yerine onlara nasıl ulaşacağımız üzerine kafa yorulmalıdır…
Başladığımız ve başardığımız yolda çoğalarak devam etmenin yollarını aramalıyız…
***
CHP bütün Türkiye’de hem teşekkür, hem yeniden birlik hem de YSK’nın darbesine karşı “biz kazandık” mitingleri düzenlemelidir…
Özellikle “Hayır”ın birinci olduğu ve “Hayır”ın yüksek çıktığı tüm bölgelerde bu yapılmalıdır…
CHP ve bütün “Hayır” diyenler sanki kampanya devam ediyor gibi yola devam etmelidir…
Hem de başarmanın ve kazanmanın getirdiği moral ve coşkuyla…
***
Hayır, biz kazandık…
Hayır, biz başardık…
Ne YSK’nın ne başkasının bunu gölgelemesine izin verilmemelidir…
16 Nisan’da elde edilen başarı 2019’un yolunu aydınlatıyor; bunun bilincinde ve sorumluluğunda olmak zorundayız…
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
