loading
close
SON DAKİKALAR

125. Sessiz Çığlık Beşiktaş'ta toplandı

125. Sessiz Çığlık Beşiktaş'ta toplandı
Tarih: 23.02.2015 - 11:58
Kategori: Gündem

125. Sessiz çığlık Beşiktaş'ta Kanına Şiddete son dendi ve Eski Deniz Kurmay Albay Bora Serdar bir açıklama okudu...

125. Sessiz çığlık Beşiktaş'ta Kanına Şiddete son dendi ve Eski Deniz Kurmay Albay Bora Serdar bir açıklama okudu...

Kadınımızın erkeğe değil, özgür ve güven içerisinde insanca yaşamanın tek teminatı olan adaletli hukuk sistemine emanet edildiğini görmek dileğiyle sözlerime başlamak istiyorum.
Yargısız infasın acımasızca sürdüğü Silivri mahkemesi sürecinde yüreğini ortaya koyarak hazırladığı bilirkişi raporu ile Balyoz Davası’nın tartışmalı 11, 16 ve 17 No’lu CD’leri için “2003’te yazılması imkansız” diyen bilim adamı Prof.Dr.Ahmet Coşkun Sönmez bir kalp krizi sonucu aramızdan ayrılmıştır. Kendisine allahtan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Hukuk devleti kavramıyla asla bağdaşmayan, utanç dolu bir yargılama sonucu, siyaseten verilen, vicdanın yerini iftira ve ihanete bıraktığına hep birlikte şahit olduğumuz Balyoz kararı ile mahkum edilen acaba sadece biz sanıklar mıydık?
Biz sanıklar bu soruya, Balyoz kumpasının ilmek ilmek örülmeye başlandığı daha ilk günden itibaren yanıt veriyor, yazıyor, duruşma tutanaklarında kayda geçiriyorduk.
Ancak, “askeri vesayet yalanı” ve “ileri demokrasi masalı” sayesinde yaratılan algı bulutu ile ne acıdır ki tüm gerçekler örtülüyor, yaratılan baskı ve korku ile toplum suskunlaştırılıyor ve daha sonradan itiraf etmek zorunda kalacakları “kumpas”ı gizliyorlardı.
O günlerde, söylemleri ile bu algıyı yaratanlar, bunların borazanlığını ve kalemşörlüğünü yapanlar, bir grup sözde aydınlar ve suskun kalarak tarafını ortaya koyanlar yaşadığımız tüm ahlaksızlıkların ve insalık dışı uygulamaların başaktörlüğüne soyunmaktan kendilerini alamıyorlardı.
İşte bu algının kalemşörlerinden, Mümtaz'er Türköne isimli bir şahsiyet utanmadan ve sıkılmadan, “Türkiye'nin son 50 yılını esir almış bu kadar güçlü bir vesayet düzeni nasıl sona erebilir? Bu sorunun cevabını artık somut bir şekilde veriyoruz. Balyoz davasının görülmesiyle. Balyoz davası, askerî vesayet düzeninin ve vesayet tekniklerinin ipliğini pazara çıkartıyor. Balyoz davası, baştan sona demokrasi dersi olarak takip edilmeli.” diyerek aymazlığın sınırlarını sorlamıyor muydu?
Siyasi kimliği herkes tarafından bilinen Numan Kurtulmuş, "Balyoz davasında uluslararası konjoktür müsait olduğunda her an ihtilal yapacak olan insanların olduğunu gördük. Dışarısı müsaade etse 27 Nisan 2007'de bu milletin tepesine balyoz inecekti.” söylemini ile karanlık güçlerin sözcülüğünü üstlenmiyor muydu?
Dönemin Başbakanı Balyoz davasıyla ilgili "Şimdi CD’leri dinliyorum, şok oluyorum, ki YAŞ toplantılarında beraber olduğumuz bir arkadaş. Ben bunu CD’den, sesinden dinlemesem, inanın inanmayacağım” ifadeleri ile sözde darbe davasının savunuculuğuna soyunarak, hukuku siyasete bağımlı kılmanın gayreti içerisine girmiyor muydu?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Yargıtayın kararı ile ilgili “Yargıtayın kararına mesnet teşkil eden gerekçelerin hukuksal açıdan çok yeterli ve doyurucu olduğunu görüyorum.” diyerek Silivri mahkemesinde yaşanan tüm haksızlıkları aklama gayreti içerisinde, hukuksuzluk değirmenine kendi eliyle su taşımıyor muydu?
Bu sorulara en anlamlı yanıt, mahkum edilenin sadece biz sanıklar olmadığını da ortaya koyan, görsel ve yazılı basında “Balyoz çöktü” değerlendirmelerine vesile olan, bilimsel verilere dayalı 132 sayfalık bilirkişi raporu ile verilmiştir.
Balyoz sevicilerini tam bir suskunluğa sürükleyen, adeta nefeslerini kesen bu rapor, aslında mahkum edilmek istenenin, hak arama özgürlükleri, adil yargılanma hakkı, yargı bağımsızlığı, esasen Türkiye Cumhuriyetinin değerleri olduğu gerçeğini ortaya koymuştur.
Bu raporla birlikte ipliği pazara çıkartılan askeri vesayet ve ileri demokrasi yalanına gelince. İşte asıl çöken bu algı olmuş, yandaş basında çıkan tüm söylemler boşa çıkmıştır. Bu saatten sonra dilenen özürler ise vicdanlarını aklayamayacaktır.
Evet, bu süreçte bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitiren hukuk, adaletsizliğin mimarı olarak kullanılmıştır. “Adaletsiz hukuk, gözü dönmüş tetikçiye benzer. Ya satılıktır, ya da kiralık.” Ne yazık ki bu duruma düşürülen hukuk, kumpasın kalkanı görevini üstlenmiş ancak, masumiyetimizin ve siz vatanseverlerle birlikte gösterdiğimiz onurlu direnişimizin karşında yenik düşmüştür.
AKP Diyarbakır Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt’un adeta itiraf mahiyetinde olan “AKP, askeri vesayeti bitirmek için cemaat ve ABD ile işbirliği yaptı” açıklaması, sözkonusu bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirdiğinde çok daha anlamlı bir hale gelmiş, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tasfiyesine yönelik kurulan kumpasın çapı, aktörleri ve satın alınan tetikçileri içeriden de ifşa edilmiştir. Bizim de başından beri söylediğimiz gerçek, bundan başka bir şey değildir.
Bu zamana kadar olmayan hukuka saygı duymayı içine sindirerek suskun kalmayı tercih eden Genelkurmay Başkanlığının, kumpas ürünü 11 ve 17 nolu CD’ler ile 5 nolu hard diskin sahteliğine yönelik mahkemeye sunulan bilimsel raporu dikkate alarak, en azından verdiğimiz şehitler ve ciddi sağlık problemleri ile yaşamak zorunda bırakılan silah arkadaşlarımız adına, TSK’da yaşanan tasfiye sürecine yönelik kurumsal yaklaşımını kamuoyu ile paylaşma ve öncelikli olarak
5 nolu hard diski Donanma Komutanlığına yerleştiren hainleri en kısa sürede ortaya çıkarma zamanı artık gelmemiş midir? Yoksa, fırtınalı denizde rotasından çıkmış cayrosu bozuk bir gemi gibi yollarına devam edip sanki hiçbir şey olmamışcasına suskun kalmayı sürdürecekler midir?
Kumpasın şemsiyesi altında geleceklerini güvenceye aldıklarını ve gerçek adaletten kaçabileceklerini zanneden, insanlıktan nasibini almamış, iftira ve ihanet zincirinin halkalarını oluşturan vatan hainlerinin tek tek tespit edilerek adalet önünde hesap vermesi bundan sonraki tek hedefimizdir. Ne zaman derseniz, üç vakte kadar Silivriye düşeceklerdir.
Özgür kalın.
Bora SERDAR
(E) Deniz Kurmay Albay

Vişne Haber Ajansı - Dilfiraz Değerli

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları