loading
close
SON DAKİKALAR

3. Gezi Davası 4. duruşması başladı

3. Gezi Davası 4. duruşması başladı
Tarih: 21.02.2022 - 11:14
Kategori: Gündem

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan birleştirilmiş gezi davasının 4. duruşması 21 Şubat 2022, Pazartesi günü saat 10.00'da Çağlayan Adliyesi'nde başladı.

Gezi Davası 3. duruşmasında; Gezi-Çarşı davasının tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verilmiş ve Dava 21 Şubat'ta ertelenmişti.

Yargıtay’ın bozduğu Çarşı Davası ile İstinaf Mahkemesi'nin bozduğu Gezi Parkı Davası'nın birleştirilmesiyle yeniden başlayan davanın 4. duruşması, İstanbul'da Çağlayan Adliyesi'ndeki 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 21 Şubat 2022, Pazartesi günü saat 10.00'da görülüyor. Gezinin bileşenleri, dava öncesi Saat:9.30'da basın açıklaması yaptı.

Osman Kavala, 52 kişinin yargılandığı Gezi-Çarşı davasının tek tutuklu sanığı 4 yılı aşkın süredir cezaevinde bulunuyor.

Hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen tutukluluğunun son bulması gerektiği yönündeki kararlardan sonra tahliye edilmeyen Osman Kavala, ikinci duruşma öncesinde "savunma yapmasının artık anlamsız olduğunu" söyleyerek duruşmalara katılmayacağını açıklamıştı.

www.istanbulgercegi.com olarak davayı #GeziyiSavunuyoruz @gezisavunmasi hesabından aktarıyoruz;

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma Gezi davasında yargılananlardan Çiğdem Mater'in sorgusuyla başladı.

Çiğdem Mater: "TCK'nın 312. Maddesinden 2. Kez yargılanıyoruz. Silivri'de defalarca çeşitli hakim heyetlerinin önüne çıktık, beraat ettik. İddianamede suçlamaya uyan hiçbir dayanağa, delile rastlamadım. Film çekerek suç işlediğim yazıyor.

İddianamede adım 43 kez geçiyor. Bir kısmı kes-kopyaladan ibaret ve yanlış yazılmış. Bu kadar ciddi bir suçlamasının iddianamesinde daha özenli olunması gerektiği açık.

30'lu yaşlarımdan itibaren sinemacılık yapıyorum. Sinema sanatının günümüze ve yaşadığımız dünyaya dair söyleyecek sözü olması gerektiğini düşünüyorum. Yer aldığım çalışmalarda da buna özen gösteriyorum.

Gezi Parkı protestolarına, parkın park olarak korunmasının yanında, bir sinemacı olarak da yer aldım. İddianamede yer aldığı gibi bununla ilgili film yapmadım ama yapmış da olabilirdim. Bunun konuşulacağı yer mahkeme değil sinema salonlarıdır.

Henüz fikir aşamasındaki bir belgeselin proje toplantılarından önce tamamlanarak internete konmuş olması takdir edeceğiniz üzere olağandışıdır.

Hakkimızda düzenlenene iddianameye konu olan dinleme kararlarının altında imzası olanlar , 17-25 Aralık soruşturması kararlarında da imzası olan hakimlerdir.
Hakkımdaki suçlama, karanlık bir dönemin insanları olan hakimler tarafından alınmış kararlara, çekilmemiş bir filme dayanmaktadır."
 
çArşı davası sanıklarından Cem Yakışkan'ın avukatı Ersan Şen: "Daha önce şike davası olarak bilinen davada da benzer bir sorun yaşandı. Birleşen iki davanın birisi Yargıtay'dan bozuldu diğeri istinaf mahkemesinden.
 
Kanun yolları farklı olduğu için bu iki davanın birleştirilmesi hatalıdır ve Yargıtay’ın da bu yönde kararları var. Bu nedenle bu iki dosyanın tefrik edilmesini talep ediyoruz."
 
çArşı davasının tefrik edilmesi yönünden taleplere ilişkin mütalaasını açıklayan duruşma savcısı Edip Şahiner, "dosyada tutuklu sanık bulunması, sanıkların sorgularının tamamlanmış olması" gerekçesiyle dosyanın tefriğini talep etti.
 
Duruşma Osman Kavala müdafiilerinin beyanlarıyla devam ediyor.
 
Osman Kavala müdafi Av. Köksal Bayraktar: "En başından beri bu davaların birleştirilmemeli gerektiğini söyledik. Birleştirmenin sebebi bellidir.
 
Müvekkil Osman Kavala ve Gezi davasından yargılanan diğer sanıkların durumunu belirsizliğe sokmak amacıyla ve müvekkilin tutukluluğunu uzatmak amacıyla birleştirme söz konusu oluştur.
 
Türkiye yargısı bunu da yazacaktır. İstinaf mahkemesi, nasıl hem yerel mahkeme dosyalarının hem Yargıtay dosyalarının içeriğini biliyor da birleştirmeyi gündeme getirebiliyor? Bu nasıl bir tesadüftür? Tabii ki planlı bir tesadüftür.
 
Bu birleştirme, suni bir birleştirmedir. Bu birleştirme olayı daha büyütmek, içinden çıkılmaz bir olay haline getirmek içindir. Böyle yargılama olmaz, yargılamada açıklık, aleniyet prensibi geçerlidir.
 
çArşı davası ve Gezi davası arasında ne fail yönünden irtibat var ne de fiil yönünden. Bu nedenle birleştirme kararının ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz."
 
Duruşma #OsmanKavala müdafii avukat Deniz Tolga Aytöre'nin beyanıyla devam ediyor.
 
Müvekkil 9 Mart 2020'den beri askeri casusluk suçlaması ile tutuklu. Bu suçun oluşması için niteliği itibariyle gizli kalması gereken belgeler söz konusu olmalı. İddianamede böyle bir fiil yok. Biz neyle yargılandığımızı bilmiyoruz.
 
Hangi eylemle hangi bilgi ve belgeyi temin ettiğimizi bilmiyoruz. İddianamede #OsmanKavala’nın hangi devlet sırrını ele geçirdiği ya da buna teşebbüs ettiğine dair bilgi var mı? Hayır yok.
 
İddianamede seyahat bilgilerine yer verilmiş. Bu seyahatlerin ne olduğuna dair bilgi var mı? Yok. Henry Barkey ile görülmesinin içeriğine dair bir bilgi var mı? O da yok. 4,5 yıldır bu şekilde tutukluyuz.
 
Üstadlar birleştirme ve tefrike ilişkin beyanda bulundu. Biz buna alıştık. Çünkü davadaki bütün her şey tutukluluğu uzatmak için yapılıyor. Bu iddianame hukuki motifler taşımıyor. Bu iddianame ideoloji taşıyor. Hiçbir hukukiliği yoktur.
 
İddianamede 35. sayfada "#OsmanKavala darbeyi önceden biliyordu" deniyor. 61. sayfada 'Henry Barkey'in sağ kolu' deniyor. Gezi'de de 'Soros'un sol koluydu'.Savcı beye soruyorum: Bu iddialar neye dayanıyor? Bir deliliniz yoksa suç işliyorsunuz.
 
Sayın Başkan, heyetinizden yargılamayı korumanızı bekledik. Bu ne demek yargılama yetkisinin sizden başkasına devredilmemesi. Ancak AİHM kararlarına ve Avrupa Konseyi kararlarına rağmen yargılama yapmıyoruz.
 
Sanki yargılama yetkisinden rücu etmiş gibi, olan bitene sessiz kalındı. #OsmanKavala huzurunuza geldi. Bir tane soru sormadınız. İddia makamı da sormadı. "Kardeşim sen Henry Barkey’i tanıyor musun" diye sormadınız.
 
Yargılama burada yapılmıyor, yargılama grup toplantılarında, kürsülerde yapılıyor. Bu nedenle yargılamadan çekilmenizi talep ediyoruz.
 
Av. Köksal Bayraktar: Hep tahliye talep ettik, hep reddedildi. Ancak üzerinde ısrarla durmamıza rağmen bu red kararları kanun başlıklarını ya da satırlarını tekrarlayan kararlardı. Hiçbir zaman Yargıtay içtihadı ile öngörülen şekilde gerekçeli bir karar verilmedi. Mahkemenize karşı bir güvensizlik söz konusudur. Nerede kaldı yargının bağımsızlığı?
 
#OsmanKavala müdafii Av. İlkan Koyuncu: Savcı beyin tefrik ile ilgili mütalaasına bakıyoruz. Gerekçeler: * Tutuklu sanık bulunması: Osman Kavala yeni değil ki beş yıldır tutuklu. * Sorguların alınmış olması: Sorgular ilk celse alındı.
 
Duruşma Gezi davasında yargılanan Şerafettin Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman'ın müdafi Av. Fikret İlkiz'in beyanıyla devam ediyor.
 
Av. Fikret İlkiz: Savcı görüşüne karşı görüş bildireceğim. Ne oldu nasıl oldu da şimdi tek tek sanık isimleri sayarak tefrik talep ediyorsunuz. Aksi yöndeki tüm taleplerimize tüm dilekçelerimize rağmen daha önce böyle bir talep yokken, ne oldu da, şimdi tefrik talep ettiniz?
 
Biz buraya isteyerek gelmedik. Bırakın biz de 30. Ağır Ceza'da kendi mahkememizde beraat kararımızı tartışalım. Beş celsedir boşuna oyalanıyoruz.
 
Beyanların ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı Edip Şahiner, Gezi davası sanıklarına ilişkin esas hakkında mütalaa verilmesi için dosyanın savcılığa tevdiini, #OsmanKavala’nın tutukluluk halinin devamını talep etti.
 
Savcılık mütalaasına ilişkin #OsmanKavala müdafii Av. Köksal Bayraktar söz aldı: Dört buçuk yıldan beri tutuklu olan birinin tutukluluk halinin devamı bu kadar önyargılı, bu kadar klişe olamaz. Hukuk bu şekilde olmaz. Karşılıklı gerekçeler olması lazım.
Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları