78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davası 4. günde sanıkların ifadeler ile devam ediyor

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı dava sürüyor.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın 4. gününde devam ediyor.
Duruşmanın 3. gününde neler oldu?
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın 3. günde duruşmasına, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katılıyor.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşma, muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun'un savunmasının alınmasıyla başladı.
DHA'da yer alan habere göre Salun savunmasında şunları şöyledi:
"Otelin cephesine bakan 10'uncu kattaydım. Gözümü açtığımda saat 03.33'tü. Odadan duman nedeniyle çıkamadım. Kapının altına havlu koydum. 1 saat 15 dakika cam kenarında bekledik. Sonrasında itfaiye gelip kurtardı. İtfaiyenin sepetli aracı geldi, arızalı denildi. Önce alt kattakileri kurtardılar, sonra yan odadakileri kurtardılar, sonra gelip bizi kurtardılar. Benim sigortam Gazelle Otel'de. Sezonluk olarak Grand Kartal Otel'e çıkarız. Benim karar alma, eleman alma gibi imza yetkim yoktur. Ön muhasebeye bakarım. Grand Kartal Otel'de elektrikçi Hüseyin Özer'di. Biz Halit Ergül ve Emir Aras'tan emir alırız. Son zamanlarda yangın tatbikatı yapıldığını hatırlamıyorum. İş güvenliği uzmanı olup, olmadığını biliyorum. Alarm sistemi vardı ama spring sistemi yoktu. Yangınla ilgili tespit edilen eksikliklerden bilgim yok. Yangın tüpleriyle ilgili bu yıl ve geçen yıl muhasebeden ödeme yapılmadı."
AA'da yer alan habere göre ise, müşteki avukatının, "Otel sahiplerinin erken kurtarıldığına dair bilginiz var mı?" sorusuna Salun, bilgisinin olmadığını, kendisinin yangından son anda kurtarıldığını söyledi.
Salun, sanık avukatının, "İl Özel İdaresinin denetiminde nelere bakıldı, yangına ilişkin bir şeye bakıldı mı?" sorusuna ilişkin, denetimde hijyene ve depolara bakıldığını, yangına ilişkin bir hususa bakılmadığını belirtti.
Mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Salun'a, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan ek savunma hakkı verdi.
Müştekilerden, sanıklar ve avukatlarına tepki: "Biz katillerden başsağlığı istemiyoruz"
Daha sonra söz verilen otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz'ın, savunmasına başsağlığı dileyerek başlaması üzerine müşteki ve avukatları tepki gösterdi, duruşmada tartışma çıktı. ANKA'da yer alan habere göre müştekiler, "Kimse bize, ne sanıklar ne de avukatları başsağlığı dilemesin, kimse bize 'üzülüyoruz’ demesin. Biz katillerden başsağlığı istemiyoruz. Bizim çocuklarımız öldü" diyerek tepki göstererek, sanık ve sanık avukatlarının olduğu tarafa yöneldiler. Bunun üzerine salondaki polisler araya set örerek aileleri sakinleştirmeye çalıştı. Sanık avukatının, "Savunmaya müdahale ediliyor" demesi üzerine salonda gerginlik tırmandı. Mahkeme Başkanı, sanık avukatına, "Salonun düzeninden ben sorumluyum avukat bey siz karışmayın" derken, aileleri de "Tamam, başsağlığı dilemeyecekler" diyerek sakinleştirmeye çalıştı. Salonda sükunet sağlanmasının ardından Yılmaz savunmasını yapmaya devam etti.
Otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz: Bana müdürlük ünvanı verilmişse de benim yaptığım iş resepsiyonda çalışmak oldu
Yılmaz, 1999'dan beri Grand Kartal Otel'de çalıştığını belirterek, "Bana müdürlük ünvanı verilmişse de benim yaptığım iş resepsiyonda çalışmak oldu. Gerçek manada otelle ilgili karar alma, harcama yapma, işleyişle ilgili tasarrufta bulunma yetki ve sorumluluğum yoktur. Burası aile otelidir. Patronlar kararları kendi alır, kendi kontrol eder, bütün alınacak malzemeleri kendi belirler." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca 16 Aralık 2024'te gerçekleştirilen denetimde sadece müşteri odalarına eşlik ettiğini anlatan Yılmaz, aynı gün yapılan itfaiye denetimini ve eksikliklerin tespit edilmesini, ayrıca raporun geri çekilmesini savcılıkta öğrendiğini savundu.
Yılmaz, maaş bordrosunda ön büro personeli yazdığını aktararak, kırık sandalyesini dahi değiştiremediğini, oteldeki eksiklikleri yaptırma yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Sorumluluğu ve kusurunun olmadığını savunan Yılmaz, tahliyesi ve beraatini talep etti.
"Yangında alarm sesi duyulmadı"
Sanık Yılmaz'ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.
Mahkeme başkanı ile müşteki ve sanık avukatların sorularını yanıtlayan Yılmaz, yangında 9'uncu kattaki 9050 numaralı odada olduğunu söyledi.
Telefon aramasıyla uyandığını dile getiren Yılmaz, "Yangında alarm sesi duyulmadı. Resepsiyonda dedektörleri kontrol eden panel vardı, en son çalışıyordu. Kısa zamanda yangın tatbikatı yapılmadı. Otelde yangın tüpü var, sprinkler (yangın söndürme sistemi) yok. Yangın kontrol panelinin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Resepsiyon görevlilerine yangın eğitimi verilmedi diye biliyorum. Yangın raporuyla ilgili bilgim yoktur." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ın yönetim kurulu toplantısına katılıp katılmadığını bilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Hacıbekiroğlu ve Aras bazen tatillerde gelirdi. Emir ve talimatları otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'tan alırdık. Merdivenden 9'uncu kattan 4'üncü kata yürüyerek indim. Elektrik o anda kesilmedi, ne zaman kesildiğini bilmiyorum. Dördüncü kata indim, mutfak bölgesine girmeye çalıştım ama duman vardı giremedim. Tekrar 5'inci kata çıkmak istedim ama dumandan çıkamadım. Üçüncü kata indim, burada 'Yangın var.' diye bağırdım, yangın ziline bastım ama alarm çalışmadı. Yangının boyutunu bilemediğim için resepsiyon görevlisine müşterileri uyandırın demedim."
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin'in "Resepsiyondaki görevli seni aradığı anda 'Misafirlere haber ver, odaları boşaltsınlar.' deseydin can kaybı yaşanır mıydı?" sorusunu Yılmaz, "O esnada onu düşünemedim. Can kaybı yaşanır mıydı yaşanmaz mıydı bilemiyorum." şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Yılmaz'a "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçlamalarına yönelik ek savunma hakkı verdi.
Duruşma, şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu'nun savunmasının alınmasıyla devam ediyor.
"Burada bulunmak bile bizim için zor"
Bolu'da Grand Kartal Otel yangınında hayatını kaybeden aşçı Esra Nazik'in babası Süleyman Nazik, duruşma salonu dışında DHA'ya konuştu. Nazik, "Zor, gerçekten zor geçti. Hâlâ da öyle. Burada bulunmak bile bizim için çok zor. Şu an aynı şeyleri yaşıyoruz. İçeride hepsi suçu birbirinin üstüne atıyorlar. Suçlar sabit, belli. Onları duyduk sonra zaten yeterince kötü oluyoruz. İşin açıkçası onları görmek bile istemiyoruz ama iyi ki de gelmişler. Şeffaf bir yargılama olduğunu düşünüyorum gördüğüm kadarıyla" dedi.
"Turizm Bakanlığı'ndaki yetkililerin asıl suçlu olduğunu düşünüyorum"
Nazik, soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini belirterek, "Gerçekten bazı suçu olup da burada olmayanlar var. Onun olduğunu düşünüyorum. Özellikle Turizm Bakanlığı'ndaki yetkililerin asıl suçlu olduğunu düşünüyorum. Oradaki yapılan, verilen ifadelerden bakıldığı zaman. Onların olmasını, genişletilmesini istiyoruz" diye konuştu.
İlk gün 9 sanık savunma yaptı
Dava için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi içerisinde yer alan spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü. Mahkeme salonu, kamera sistemlerinden altyapısına kadar son teknoloji ile donatıldı. Duruşma öncesinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, Türkiye'nin merakla beklediği davanın ilk duruşması 7 Temmuz'da başladı. Duruşmanın ilk gününde; Gazelle Otel Resort Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir, uygunluk değerlendirme şirketi olan FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi'nin çalışanı tutuksuz sanık Aleyna B., aynı şirketin yetkilisi tutuksuz sanık Ali A., teknik personeller tutuksuz sanık Bayram Ü., tutuklu Tahsin Pekcan, tutuklu Hüseyin Özer ile Bolu İl Özer İdaresi Genel Sekreteri tutuklu Sırrı Köstereli, Genel Sekreter Yardımcısı tutuklu Bünyamin Bal ve İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü tutuklu Yeliz Erdoğan, savunma yaptı.
2'nci gün 8 sanık savunma yaptı
Duruşmanın 2'nci günü olan 8 Temmuz'da tutuklu sanık Seben İlçe Özel İdare Müdürü Mehmet Özel, Grand Kartal Otel muhasebe çalışanı tutuklu sanık Cemal Özer, Gazelle Otel Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir, otelin gaz sistemini kontrol edip bakımını yapan tutuksuz sanık Doğan A., gaz tesisatı teknik servisi sorumlusu tutuklu sanık Muharrem Şen, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı tutuklu sanık Ece Kayacan, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı tutuksuz sanık Kübra D., Grand Kartal A.Ş.'nin Genel Müdürü tutuklu sanık Emir Aras, savunma yaptı.
ANKA'dan Esra Tokat'ın haberine göre, Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin davanın üçüncü gününde savunma yapan tutuklu sanıklardan otelin yönetim kurulu üyesi ve otelin sahibi Halit Ergül'ün kızı Elif Aras, "Nihai kararları babam alır. Biz bir talimat vermeyiz. Yönetimle ilgili hiçbir karar almayız, imza yetkimiz yoktur. Ben ne kadar hisse sahibi olduğumu bile bilmiyordum, burada öğrendim" dedi.
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce üçüncü gününde devam ediyor. Adliyenin yetersiz olması nedeniyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda yapılıyor.
Duruşma, Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün kızı ve otelin ortaklarından Ceyda Hacıbekiroğlu’na taraf avukatlarının sorular sormasıyla devam etti.
“Benim imzama benziyor ama benim değil”
Müşteki avukatının "Hiç yönetim kurulu toplantısına katıldınız mı?” sorusuna ilişkin tutuklu sanık Hacıbekiroğlu, “Hayır hiç katılmadım. Avukatımın vekaleti var” yanıtını verdi. Bunun üzerine yönetim kurulu toplantısına ilişkin bir belgede bulunan imzası sorulan Hacıbekiroğlu, “Benim imzama benziyor ama benim değil bu. Babamdan maaş gibi değil, harçlık alıyordum 70 bin-90 bin TL arası. Babam bana ‘bu imzalanacak’ der ve imzalarım verdiği belgeleri. Karar defterinin ne demek olduğunu bile bilmiyorum" dedi. Söz konusu yanıta salondan tepki geldi.
Müşteki avukatı, sanık Hacıbekiroğlu’na, “Mağdur musunuz yangından dolayı?” diye sordu, Hacıbekiroğlu da “Evet mağdurum” diye yanıt verdi. Avukatın “O halde neden mağdur olarak yangının sorumluları hakkında şikayetçi olmadınız?” diye sorması üzerine Hacıbekirlioğlu “Ben de duygusal ve fiziksel olarak mağdurum. Böyle bir şey yapabileceğimi herhangi bir avukat bana söylemedi. Ayrıca yangından kurtulan ama şikayetçi olmayanlar da var” yanıtını verdi.
Yangında, oğlu ve torunlarıyla birlikte 8 yakınını kaybeden müşteki ve müşteki avukatı Yüksel Gültekin’in, “Huzurda bulunan babanız Halit Ergül, ‘Aylık gelirim 100 bin TL’ dedi. Size 70 bin ile 90 bin TL arasını nasıl gönderiyor? Huzur hakkı da almadım diyorsunuz o halde babanız bunu cebinden gönderiyor ya da yolsuzluk yapıyor” demesine karşılık sanık Hacıbekiroğlu, “Babam nasıl gönderiyor bunu bilmiyorum” diye konuştu.
Yönetim kurulu üyesi “huzur yakkı yatmıyor” derken otelin muhasebe müdürü "yatıyor" dedi
Tutuklu sanıklardan otelin muhasebe müdürü Kadir Özdemir’e, “Huzur hakkı ödeniyor mu?" diye sorulması üzerine Özdemir, “Şirket yöneticilerine huzur hakkı ödeniyor. Bunlar Halit Bey, Emine, Ceyda ve Elif Hanım” yanıtını verdi. Özdemir’in, sanık Ceyda Hacıbekirlioğlu’nun “Huzur hakkı yatmıyor” savunmasını çürütmesi üzerine salondan alkış geldi.
Ceyda Hacıbekirlioğlu'nun sorgusunun tamamlanmasının ardından tutuklu sanıklardan otelin yönetim kurulu üyesi ve otelin sahibi Halit Ergül'ün kızı Elif Aras'ın savunması alındı. Savunmasına, "Fiziksel bir yara almadan kurtuldum ama bu yara almadığım anlamına gelmiyor" diyerek başlayan sanık Aras, "Burada bu kadar beddua almamın nedeni sosyal medyadaki rivayetler olabilir. Bunlar neden çıkartıldı bilmiyorum. Acılı ailelerin acısını daha da katlıyor bunlar" dedi.
"Ben de o gün ayağım takılıp düşseydim ya da daha fazla duman solusaydım ben de ölmüş olabilirdim"
Aras, olay gününü şöyle anlattı:
"Ben otelde o gün 7'nci katta kalıyordum. Saat 03.30 civarında koridordan gelen sesler nedeniyle uyandım. Eşimi uyandırdım, o koridora baktı ve 'yangın var çabuk uyanın' dedi. O panik anında odada ileri geri yürüyordum. O günün sabahında ilaçları düzenlerken pandemideki maskeleri görmüştüm onları aldım kızıma taktım ve hiç düşünmeden koridora çıktık. Eşim de 'yangın var' diye bağırıyordu galiba. Merdivenlerden indik. 5'inci ya da 6'nci katta bir çocuk gördüm onu da kaptım, ona da maske taktım. Etraftaki herkese bağırdım bu çocuğun ismi bu, annesi bu diye. Sonrasında annem ve kardeşim geldi aklıma. Bütün gece oradaki insanlar ne yapabiliyorsa sahada onu yaptık. İtfaiye araçları artınca sivilleri alana yaklaştırmadılar. Bütün geceyi öyle geçirdik. Çok çaresiz bir andı. O geceyi orada geçiremeyen kimsenin anlayamayacağı bir andı. Sabah olduğunda Gazelle Otel'e götürdüler bizi. Sonrasında İstanbul'a gittik, çocuklarımı ve 'keşke ölseydik' diye konuşan annemi toparlamaya çalışarak geçti tutuklandığım süreye kadar. Ben de o gün ayağım takılıp düşseydim ya da daha fazla duman solusaydım ben de ölmüş olabilirdim, burada olmayabilirdim."
"Nihai kararları babam alır"
Şirketin bir aile şirketi olduğunu ifade eden ve yangına ilişkin alınması gereken önlemlere dair sorulan soruların tamamına, "Bilmiyorum" yanıtını veren sanık Elif Aras, savunmasına şöyle devam etti:
"Nihai kararları babam alır. Biz bir talimat vermeyiz. Yönetimle ilgili hiçbir karar almayız, imza yetkimiz yoktur. Ben ne kadar hisse sahibi olduğumu bile bilmiyordum, burada öğrendim. Toplanılması gerekilen zamanlarda imza atmamız gereken şeylere imza atacağımız zaman toplantıya katılırız sadece. Gerisi dışında da avukatıma vekalet vermiştim. Biz tatile geliriz. Eşim Emir Aras, yetki alanı içindeki şeylerle sadece o ilgilenir; satış, rezervasyon gibi şeylerle. Onun dışındaki şeyleri babama sormadan karar alamaz. Eşim kağıt üstünde otelin genel müdürü olarak görünüyor."
Cumhuriyet Savcısı'nın, "Eşinizin otelin genel müdürü olduğunu beyan ettiniz. Sizin de yönetim kurulu üyesi olduğunuz otelde yapılan eğitimler, alınması gereken önlemler konusunda bir bilginiz olmadığını mı söylüyorsunuz?" sorusuna sanık Elif Aras, "Yönetim kurulu üyesi olarak yapılması gereken şeyleri yapmıyorum. Sadece tatil zamanı gelip gidiyorum otele" cevabını verdi.
Duruşmaya 15 dakikalık ara verildi. Ara sırasında müştekiler, otelin yönetim kurulu üyesi sanıklarına "Demek şans eseri kurtuldunuz" diyerek tepki gösterdi.
Duruşmaya alınmayan gazeteci Osman Çaklı: “Gazeteciliği engellemeyi normalleştirmeye çalışıyorlar”
Öte yandan devam eden duruşmada bugün gazeteci Osman Çaklı’nın, önce Mahkeme Başkanı’nın talimatı ile duruşma salonuna alınmayacağı bildirildi. Yapılan görüşmelerin ardından ise talimatın Mahkeme Başkanı tarafından değil, Başsavcılık tarafından verildiği ve bundan sonra devam eden duruşmalara herhangi bir gerekçe gösterilmeden Çaklı'nın alınmayacağı öne sürüldü.
Gazeteci Çaklı, "Dosyada gizlilik kararı yok ancak müvekkili olmayanlar içeri alınmıyor. Bu durum başlı başına hukuksuzken, sabah duruşmayı izlemek için kolluk kontrol noktasında kimliğimi verdiğim polis amiri, benimle görüşmek istediğini söyledi. Daha sonra talimat aldıklarını, duruşma boyunca içeri alınmayacağımı belirtti. Gerekçe sormama rağmen cevap alamadım. Bu durum kamusal görev olan gazeteciliğin keyfi biçimde engellendiğini gösteren son örnek oldu. Gazeteciliği engellemeyi normalleştirmeye çalışıyorlar” dedi.
"Yangın eğitimi verilmedi"
Grand Kartal Otel duruşmasında otel aşçısı tutuksuz sanık Enver Ö.'nün savunması alındı. Enver Ö., şunları söyledi:
"Mutfakta sıcak yemekleri yapan aşçıyım. Yangın, uyku saatimde meydana geldi. Yattığım odadan çıktım. Otelden çıktığımda yangın büyümüştü. 4’üncü katta kalıyordum. Saat 03.35 civarında bir ses duydum. Personel çıkışından çıktık, o sırada yangın çok büyüktü. Misafirlerden 4 kişiyi yangından kurtardık. Emine Hanım’ı ve Halit Bey’i tanırım, kızlarını hiç görmedim. Yangının çıktığı Grill Plate cihazını kimin, saat kaçta açtığını bilmiyorum. Ben iç mutfakta ustayım. Grill Plate her sabah kullanıldığı için her gün temizlenir. Mutfakta bir adet yangın tüpü var. Alarm sistemini hiç duymadım, ayrıca yangın eğitimi de verilmedi."
‘Gözümüzün önünde yangın tüpü varmış görmemişiz’
Grand Kartal Otel’in aşçı yardımcısı tutuklu sanık Faysal Yaver’in ifadesi alındı. Yaver savunmasında şunları söyledi:
“Bir aydır kahvaltı aşçı yardımcısı olarak çalışıyordum. Kahvaltı için hazırlık yapıyorduk. Yangın çıktı, bir anda panik oldu. Reşat Usta’yı arayıp haber verin, dedim. Ben 2’nci katta yatıyordum. İkinci kata indim, orada çalışma arkadaşları kalıyordu. ‘Yangın var’ diye bağırmaya başladım. Garaj bölgesine indim, demir kapı kapalıydı. Nasıl açılır, kapanır bilemem. Tekrar içeriye girmeye çalıştım ama giremedim. Garaj kapısını açmaya çalıştık ama açamadık. Sonra kapı açıldı ve dışarı çıktık. Yaklaşık 10 dakika orada bekledik.
Arkadaşların yol göstermesiyle müşteri giriş kapısına gittik. Çoğu müşteri inmişti, resepsiyon kapısını kapatmışlardı. İnsanlara yardımcı olmaya çalıştım. Grill plate ızgarasının önünde tezgâh var, onların fişi arka tarafta. Grill plate cihazının şalteri de arka taraftadır. Bu cihazı temizlik ekibi temizler. Grill plate cihazını ben açmadım, zaten açmak için şov alanına girmem gerekir. Gözümüzün önünde yangın tüpü varmış ama biz görememişiz.”
Yaver’in savunmasının ardından saat 23.00’de duruşmaya ara verildi. Duruşma 10 Temmuz 2025 Perşembe günü sabah 09.00’da yeniden görülmeye başladı.
İstenen cezalar
Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78'er kez "Olası kastla öldürme" suçu ile "Olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları