Açılan pankart nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan HKP İl Başkanı Tacettin Çolak ifade verdi

HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak, HKP İzmir İl Örgütü binasına asılan, “Soru üç: 128 Milyar Dolar ve 208 Ton Altın Nerede?” pankart nedeniyle “Cumhurbaşkanına Hakaret” iddiasıyla bugün emniyette ifade verdi

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) İzmir İl Örgütü’ne, “Soru bir: diploma nerede” ve “Soru iki: Amerika’da boynuna takılan Yahudi Cesaret Madalyası nerede?”, “Soru üç: 128 Milyar Dolar ve 208 Ton Altın Nerede?”, “Soru dört: Kolombiya’da Yakalanan 5 Ton Kokaini İzmir Limanı’nda Teslim Alacak Kimdi?” yazılı pankartlar belirli aralıklarla asılmıştı.

EMNİYETTE İFADE VERDİ

Av. Tacettin Çolak, 21 Mayıs’ta, “Soru bir: diploma nerede” ve “Soru iki: Amerika’da boynuna takılan Yahudi Cesaret Madalyası nerede?” pankartları gerekçesiyle “İma yoluyla Cumhurbaşkanına Hakaret” iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Bugün ise, “Soru üç: 128 Milyar Dolar ve 208 Ton Altın Nerede?” pankart nedeniyle “Cumhurbaşkanına Hakaret” iddiasıyla İzmir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’de ifade verdi.

“BİZİM HAKKIMIZDA SORUŞTURMA BAŞLATILMASINI KABUL ETMİYORUZ”

Konuya ilişkin Cumhuriyet Savcısının talimatı doğrultusunda “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği iddiasıyla ifade veren Çolak, “Herhangi bir kişi ya da kurum ismi belirtilemeyen pankartlardan kim ya da kimlerin incindiğini doğrusu ben de merak ediyorum. Kaldı ki, Halkın Kurtuluş Partisi tarafından, her biri bir suç duyurusu anlamına gelen bu pankartlardaki sorularla ilgili Cumhuriyet Savcılıklarına ayrı ayrı suç duyurularında bulunulmuştur. Savcılık makamının bu suç duyuruları ile ilgili soruşturma yürütülüp ilgililer hakkında kamu davası açılmasının sağlanması gerekirken, ülkenin temel değerlerini ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunduğumuz için bizim hakkımızda soruşturma başlatılmasını kabul etmiyoruz. Bu ülkenin en vatansever en halksever partisi olan HKP işçi, köylü memur tüm emekçi halkımızın işsizlik-pahalılık cehenneminde yakılmasına karşı her türlü araçla mücadele etmeye devam edecektir. Yeni sorular içeren pankartların asılması da gündeme gelecektir” dedi.

“PANKARTLARIMIZDA KÜÇÜK BİR HAKARET YOKTUR”

İfadenin ardından İzmir Emniyet Müdürlüğü önünde HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak açıklama yaptı. Çolak şu ifadelere yer verdi: Değerli Arkadaşlar, İzmir Savcılığı işi gücü bıraktı, bizim pankartların peşine düştü. Halkın Kurtuluş Partisi olarak Parti binalarımıza asmış olduğumuz, “Diploma Nerede?”, “128 Milyar Dolar ve 208 Ton Altın Nerede?”, “Yahudi Cesaret Madalyası Nerede?”, “Kolombiya’da Yakalanan 5 Ton Kokaini İzmir Limanı’nda Teslim Alacak Kimdi?” gibi pankartlarımızla ilgili “Cumhurbaşkanına hakaret”ten suç duyurusunda bulunulmuş ya da soruşturma başlatmışlar. Fakat savcının o kadar özensiz, çalakalem bir işlemi var ki ne soruşturma numarası var ne de doğru dürüst pankartların içeriğinde hangi ifadenin hakaret unsuru olduğuna dair açıklama yapılmaktadır. Açıkça burada bir kanunsuzluk söz konusudur. Bizim pankartlarımızda en küçük bir hakaret yoktur.

“SAVCI SÖYLEYECEKLERİMİZİ DİNLEME CESARETİ BULAMIYOR”

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, ülkenin milli servetlerinin nerelere harcandığını, kimlere peşkeş çekildiğini sorularını soruyoruz. Savcıların görevi asıl bu pankartlardaki her biri suç duyurusu konusu olan sorularla ilgili araştırma yapmaktır. Bu suçların failleri hakkında davalar açmak, soruşturma başlatmaktadır. Bunu yapmak yerine savcılık bizi, siyasi faaliyetimizi de engelleyecek şekilde iki de bir ifadeye çağırıyor. Varsın çağırsın. Aslında şunu biz biliyoruz, Benim mesleğim avukattır. Avukatlık kanununa göre, soruşturma usulü böyle polisten başlamaz. Savcının kendisi benim ifademi alması gerekirken, polise gönderiyor. Çünkü kendisi de bizim karşımızda söyleyeceklerimizi dinleme cesaretini bulamıyor anlaşılan. Biliyoruz biz, onlar Adalet Bakanlığı’nın maaşlı memurlarıdır. Buradaki polis memurları açısından herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. Biz ifademizi polise de veririz, Savcı’ya da veririz. Yargılama olursa, hakkımızda dava açılırsa da orda da yargılamasını da biliriz. Bundan sonrada böyle olmaya devam edeceğiz.