Ali Babacan: Paranın satın alamayacağı insanlar ülkeyi yönetmelidir

Ali Babacan, DEVA Partisi'ni kurduğumuz ilk günden bu yana parlamenter sistem diyoruz. “Kimse karanlıkta iş yapamasın diye ilk günden beri ‘Parlamenter sistem’ diyoruz.”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sahte diploma skandalına ilişkin istifa çağrısına yineledi. Soruşturmanın selameti açısından istifanın şart olduğunu kaydeden Babacan, “Dava devam ediyor ama işlerini yapmaya devam ediyorlar” tepkisini gösterdi.
Bir Tv kanalında katıldığı programında gündemi değerlendiren Babacan, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kurulan yeni komisyon, yüksek enflasyon ve muhalefetin aday stratejisine ilişkin şu mesajları verdi:
“Bu skandalın yüzde biri başka ülkede olsa, bakandan tutun en aşağıya kadar hepsi istifa eder”
“Bakın bu skandalın onda biri değil yüzde biri bir başka ülkede olsa ilgili bakandan tutun aşağıya doğru sorumluluk silsilesinde kim varsa hepsinin istifa etmesi gerekir. Ve soruşturmanın selameti açısından da bu insanların istifa etmesi lazım. Mesela niye bazı durumlarda tutuklu yargılanma niye var? Diyorlar ki ‘Efendim biz tutuklamazsak yargı sürecinde bunlar suç işlemeye devam eder delir karartır’ falan filan... Bakın başka konular söz konusu olduğu zaman tutuklu yargılamayı bu gerekçelerle savunanlar, pek çok önemli meselede dava devam ediyor ama bunlar da işini yapmaya devam ediyor. Görevlerinde devam ediyorlar.”
“Vatandaşın mahremine dokundular”
Sosyal güvenlik verileri, adres kayıtları, e-imza gibi bilgilerin çalındığını kaydeden Babacan, vatandaşın mahrem bilgilerinin korunamadığının altını çizerek, “Soruşturmanın selameti açısından en azından bunlar görevden el çektirilmeli. İlgili alakalı kim varsa bir daha devletin bilgisayarlarına ömür boyu dokundurtulmamalı. Çünkü bu konu çok ciddidir. Eğer siz bir şekilde mahreme dokunduysanız o mahreme dokunana bir daha izin verilmemeli bu konularda” diye konuştu.
“Kimse karanlıkta iş yapamasın diye ilk günden beri ‘Parlamenter sistem’ diyoruz”
“Şu andaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani başkanlık sistemi sistem olarak her türlü arızaya açık, her türlü yanlışa açık bir sistem. Kontrolün olmadığı, dengenin olmadığı bir sistem. Ve bunu suistimal eden her zaman olur. Bunu kötüye kullanan her zaman olur. Dolayısıyla biz DEVA Partisi'ni kurduğumuz ilk günden bu yana parlamenter sistem diyoruz. Dememizin de asıl sebebi bu. Parlamenter sistem olsun, denge ve kontrol olsun, hiç kimse karanlıkta iş yapmasın, ülke şeffaf yönetilsin ve mutlaka herkes hesap verme sorumluluğunu hissetsin.”
“1200 odalı Külliyenin tek odasından ‘Her şeye ben karar veririm’ dediğinizde altta hırsızlıklar, yolsuzluklar olur farkına varmazsınız”
“Ben Ankara'dan, merkezden, 1200 odalı Külliyenin tek bir odasından ‘Her şeye ben karar veririm’ dediğinizde, sistemi kendiniz tıkamış olursunuz. Altta da bir sürü yanlışlıklar olur, hırsızlıklar olur, yolsuzluklar olur. Farkına bile varmazsınız. Bir de şu andaki sistemin en önemli eksiklerinden bir tanesi de bu demokrasilerin olmazsa olmazı denge kontrol mekanizmalarıdır. Denge kontrol ne demek? Demokrasilerde bir erkler vardır. Yürütme erki vardır. Yasama erki vardır ve yargı erki vardır. Bu erkler arası bir denge olması gerekir. Yani erklerden birisi çok baskın çıktığında diğer erkleri yok eder. Şu anda olduğu gibi… Bütün yetkili Cumhurbaşkanı… Yargıyı da bastırıyor, Meclisi de bastırıyor. Denge bu demek. Peki kontrol ne demek? İşi yapanın ayrı, kontrol edenin ayrı olması demek. Şu andaki sistemde denge yok ve kontrol mekanizmaları da yok. Yapanın yanında kontrol eden, denetleyen olmadığı için denetleme sistemi de çalışmıyor.”
“Tek haneli enflasyon mu? Hazır yapılmışı var”
Babacan, ‘Mehmet Şimşek yönetimi enflasyonu düşürmede başarılı mı?’ sorusuna “Bunun yapılmışı var diyelim. Yani 34 yıllık çok yüksek enflasyon döneminden sonra, 2003 ve 2004, iki yılda uyguladığımız programla, Türkiye'de enflasyon tek haneye indi ve 10 yıl boyunca tek haneye sürdü. Faiz de tek haneye indi, o da 10 yıl boyunca tek haneye gitti. Yani yapılmışı var, başarılmışı var. Yapılabilir yani. Yapılabilir. Tabii o Türkiye'nin başarılı olduğu, ekonomide başarılı olduğu dönemlerde ne vardı? Türkiye sadece doğru bir ekonomi politikası uygulamıyordu. Aynı zamanda Avrupa Birliği sürecinde demokratikleşme adımları atıyordu Türkiye. Hukukta, adalette ilerliyorduk. Yargı reformları yapıyorduk. Birinci yargı paketi, ikinci yargı reformu diye reformlar yapıyorduk. Dolayısıyla sadece ekonomide değil, hukukta ve adalette eş zamanlı bir reform süreci yaşadığı için Türkiye o zaman çok başarılı oldu” yanıtını verdi.
“Aç bırakarak enflasyonu düşüremezsiniz”
1 Temmuz’da ara zammın pas geçildiğine dikkat çeken Babacan, “Enflasyonun tek haneli olduğu birkaç yıl, biz %25-30 gibi asgari ücretli artışlar yaptık. Ve bazıları dedi ki, ya bakın, aman dediler enflasyonu patlatırsınız, zaten tek haneye indi, bu tek haneyi tutmak önemli. Biz dedik ya bir şey olmaz dedik, bir şey olmaz. Çünkü orada aslında bir vatandaş olmanın, bu ülkede yaşamış olmanın hakkını sadece teslim ediyorsunuz. Yani insanları aç bırakarak, ben insanları aç bırakayım, enflasyon düşsün. Bu insani bir yönetim değil, böyle bir şey yok yani” dedi.
“Dünyanın en büyük ekonomileri uyguluyorsa Türkiye de uygulamak zorundadır”
Enflasyonun düşmesinin tasarrufa bağlı olduğunu belirten Babacan, 28 Avrupa ülkesinin uyguladığı Kamu İhale Yasası’nın hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, ”Ben bugün bu ülkenin Cumhurbaşkanı olsam, o siyasi iradeyi koyduğum anda Meclis bunu bir ayda çıkarır. En geç 3 ay sonra da bu Kamu İhale Yasası uygulamaya başlar. Nasıl 28 ülke uyguluyorsa… Dünyanın en büyük ekonomilerinden İngiltere'si, Almanya'sı, Fransa'sı, İtalya'sı bu yasayı uyguluyorsa Türkiye niye uygulamıyor? Neden korkuyor? Neden çekiniyor? Sayın Şimşek bunu bilmiyor mu? Biliyor. Yapabilir mi? Yapamaz. Çünkü oralara elini uzatmaya çalıştığında biri gelir eline vurur.”
“Deprem konutlarının rantı bölüşülüyor; iktidarın yaptığı 200 bin deprem konutu parasına 600 bin konut yapardım”
“Siz bugün 1 liraya mal olacak deprem konutunu 2 liraya, 3 liraya mal ediyorsunuz. Aradaki fark bölüşülüyor. Deprem konutlarıyla ilgili bir tane ihale görüyor musunuz? Yani yarışma görüyor musunuz? Mesela ben 4 bin tane deprem konutu yapmak istiyorum devlet olarak. Ve ben bunu 10 firma arasında yarışma yapacağım. Kim ucuza yaparsa ben ona vereceğim. Deniyor mu? Denmiyor. ‘4 bin konutu arkadaş al sen yap. Diğer 3 bini alsan yap.’ Bu kadar. Çok pahalıya mal oluyor. İnşaat maliyetleri ortada. Bu deprem konutlarının kaça üretildiği ortada. Bakın geçen ne yaptılar? 200 bininci konutun teslim töreni yaptılar değil mi? Ben iddialı konuşuyorum. Ben bu ülkenin cumhurbaşkanı olsaydım o dönemde aynı parayla 600 bin tane konut yapmıştım. Bu mümkündü yani. Ne yapacaksınız? Yarışma yapacaksınız. Öyle bir kişiye vermeyeceksiniz. Kim ucuza yaparsa ben ona vereceğim. Girin bakalım yarışmaya. Avrupa Birliği'nin kamu ihale yasası zaten bunu söylüyor.”
“Bütün servetin yüzde 70’i nüfusun yüzde 10’unda”
“Türkiye servet dağılımında Avrupa'daki en kötü ülke... Yani servet dağılımının en bozuk olduğu ülke Türkiye… OECD içerisinde servet dağılımının en bozuk olduğu ülke… Şimdi bütün servetin yüzde 40’ı nüfusun yüzde 1’inde. Bütün servetin yüzde 70’i nüfusun sadece yüzde 10’unda. Toplu şuraya 10 kişi çağıralım Türkiye'den. Bunların içerisinden 10 kişiyi alıyoruz. En zengin 10 kişi. Bütün servetin yüzde 70’ine sahip ve bu gittikçe de bozuluyor, düzelmiyor.”
“Para ile siyaset iç içe; buna dur diyeceğiz, paranın satın alamayacağı insanlar ülkeyi yönetmelidir”
“Servetin elinde topladığı kitle ile siyasetin ilişkisi de iç içe... Dolayısıyla parası olan insanlar gidiyorlar siyaseti etkiliyorlar. Siyasette devlet ve belediye yönetme gücünü parası olana daha fazla para kazandırmakta kullanıyor. Asıl bu servet dağılımının bozulmasının en önemli sebebi parayla siyasetin buluşması. Parası olan siyaseti etki altına alıyor. Siyasete öyle kararlar aldırıyor ki parası olan parasına daha fazla para katıyor. Ve bu gittikçe bozuluyor. Buna birilerinin çıkıp dur demesi gerekiyor. Paranın satın alamayacağı insanların ülkeleri yönetmesi gerekiyor. Dost doğru dürüst ehil insanların ülkeleri yönetmesi gerekiyor. Bu olmadan mümkün değil. Diyeceksiniz bunları parayla almak mümkün değil. Bunlar dürüst doğru insanlar. Bu ülke için çalışan insanlar. Öyle kadrolarla ülkenin yönetilmesi gerekiyor.”
“Partileri komisyona katılmaya teşvik ettik; eğer yanlışlar varsa yanlış diyeceğimiz yer Meclistir”
Babacan, “Terörsüz Türkiye” kapsamında ilk toplantısını gerçekleştiren komisyona ilişkin “İlk günden bu yana, 1 Ekim'den bu yana ne diyorduk? ‘Bu konuların Meclis çatısı altında da görüşülmesi gerekir’ diyorduk. ‘Meclisin bu konuları artık çalışmaya başlaması gerekir’ diyorduk. Yani Meclisin ön planda olması gerekir diyorduk. Biz DEVA Partisi olarak bunu savunuyorduk. ‘Mecliste bu konu çalışılsın, meclise gelsin, Mecliste herkes beraber baksın’ derken, komisyon kurulduğunda ben yokum dememiz kendi açımızdan tutarlı olmazdı. Ve katkı veren, tereddütle bulunup da sonradan komisyona üye vermeye karar veren de çok sayıda siyasi parti var. Onların da bir kısmıyla biz görüştük. Yani tereddüt ettikten sonra üye veren siyasi partilerle. Bunların genel başkanları son 2-3 hafta içerisinde ayrı ayrı geldiler, beni ziyaret ettiler. Görüştük hepsiyle. Biz onları hep teşvik ettik. ‘Ya orada olmak önemli’ dedik, ‘Orada temsil edilmek önemli’ dedik. Yani eğer yanlışlar varsa bu yanlış kardeşim diyeceğimiz yer orası” değerlendirmesinde bulundu.
“Sadece Kürtler için değil bütün vatandaşlarımız için ‘Eşit vatandaşlık’ diyoruz”
“Biz sadece Kürt vatandaşlarımız için değil bütün vatandaşlarımız için özgürlük ve eşit vatandaşlık diyoruz. Ve bunu da sadece lafta bırakmıyoruz. Bunu nasıl gerçekleştireceğimize bakın tam 354 maddelik yapılacaklar listesiyle ilan etmiş durumdayız. Bir başka siyasi partide bakın bunu çok iddialı söylüyorum. Buna benzer bir çalışma varsa gelsinler masaya konuşalım.”
“Türkiye kadim sorunlarını çözmeden yarınlara emin adımlarla yürüyemez”
“Türkiye artık bu kadim sorunlarını çözmeden yarınlara doğru, emin adımlarla yürüyemez. Bu kadim sorunlar çözümleri kesinlikle. Peki bunlar çözüldü yeterli mi? Gene yeterli olmayacak. Yargıyla ilgili sorunlarımız var değil mi? Genel anlamda hukuk ve adalete ilgili sorunlarımız var. Çok problem var ama bütün problemlerin tamamını masaya koyup da bir anda çözümünü şu andaki iktidar yapamıyor. Belki farklı farklı alanlarda adımlar var. O adımlara da biz destek veriyoruz. Ama iktidardaki zihniyet tam bir demokrat zihniyet olmadığı için, kendini kurallarla ve hukukla bağlı görmek istemediği için, Anayasa’yı bağlayıcı bir hukuk metni olarak tanımadığı için yine de her ne kadar bu işlere biz destek veriyorsak da büyük tabloya baktığımızda maalesef Türkiye'nin genel anlamda ufkunu açacak, Türkiye'ye layık olduğu noktaya getirecek bir vizyonu şu anda iktidarda görmüyoruz, göremiyoruz.”
“Suriye’de tüm gruplar milli varlığına ve vatanına çıkmalıdır, İsrail ve ABD’ye sırtlarını dayamayı düşünmemelidir”
İsrail’in Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olmadığını belirten Babacan, “Suriye'de yaşayan herkesin ama herkesin Araplar olsun, Kürtler olsun, Türkler olsun, Hristiyanlar olsun, Sünniler olsun, Aleviler olsun herkesin, milli birliğine sahip çıkması ve kendi vatanına sahip çıkmaları lazım. Hiç kimsenin geçici çıkarlar uğruna sırtını İsrail'e veya Amerika'ya dayamaması lazım. ‘Yani bugün geçici bir çıkar benim grubumun bu işte çıkarı var. Biraz İsrail'den destek alayım, biraz Amerika'ya destek alayım.’ Avuçlarına bir alırlar ondan sonra kurtulamazlar yani. Dolayısıyla Suriye'de yaşayan herkesin ve her grubun şu anda Suriye'nin birliği için, Suriye'nin güvenliği için ve istikrarı için çalışması lazım. Dış unsurlara kimsenin sırtını dayamaması lazım” ifadelerini kullandı.
“Muhalefet ayrı hatlardan toplam oyu maksimize etmelidir”
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun muhalefete yönelik yaptığı ortak aday çağrısını da değerlendiren Babacan, “Siyasette diyalog esas. Anlaşırsınız anlaşamazsınız. Ama diyalog şart. Fakat eğer Türkiye'de bir iktidar değişikliği olsun istiyorsak hep beraber olalım mı? Yoksa ayrı ayrı hatlardan toplam oyu maksimize edilelim mi? Biz önümüzdeki seçimlerde bunun daha doğru olacağına inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları