loading
close
SON DAKİKALAR

Ali Koç'tan Aziz Yıldırım'a yanıt: Beni, Fenerbahçe'yi değil siz, hiç kimse tehdit edemez, bunu kafanızın bir köşesine yazın

Ali Koç'tan Aziz Yıldırım'a yanıt: Beni, Fenerbahçe'yi değil siz, hiç kimse tehdit edemez, bunu kafanızın bir köşesine yazın
Tarih: 26.06.2021 - 13:00
Kategori: Spor

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, eski başkan Aziz Yıldırım'ın eleştirilerine cevap verdi.

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Olağan Seçimli Genel Kurulu'nda dün yaptığı konuşmada eski Başkan Aziz Yıldırım'ın açıklamalarına yanıt verdi.

Ali Koç, "Ben artık kırgın değilim, kızgınım" dedi.

Koç, Aziz Yıldırım'a "Siz olmazsanız Fenerbahçe neredeyse olmayacak gibi gösteriyorsunuz. Ama kulübe artık zarar veriyorsunuz. 3 sene evvel buradaki seçim sonuçlarını hazmetmeniz lazım. Dün göstermiş olduğunuz hazımsızlık beni küçültmek, aşağılamak için yaptıklarınız önce sizi ama siz umurumda değilsiniz artık Fenerbahçe Spor Kulübü’nü küçültüyor. Artık haddinizi aştınız" ifadelerini kullandı.

Ali Koç'un açıklamaları şöyle:
"İki tane konuyla karşı karşıyayım. Bir taraf diyor ki ‘gereken dersi, gereken cevabı vermezseniz hakkımızı helal etmeyiz’. Bir taraf diyor ki ‘o seviyeye kendinizi indirmeyin, oyuna gelmeyin, aklını yitirmiş bir yaklaşım sergileyen insanlara cevap vermek için Fenerbahçe’yi küçük düşürmeyin’. Hala ikilemdeyim, o yüzden içimden geldiği gibi konuşsam daha iyi olur diye öyle bir karar verdim. Çünkü ben artık kırgın değilim, kızgınım! Ve Aziz Yıldırım hala benimle uğraşmanın, beni kızdırmanın nelere mal olacağını görememiş bir durumda.

Sayın Aziz Yıldırım ve etrafından ayrılmayan, her daim yanında olan ‘benim ekibim’ dediği şürekası nasıl onu 3 sene evvel burada ‘farkla kazanacaksınız’ diye kandırdıysa bence şu anda kandırıyorlar, yanlış yönlendiriyorlar. Çok isterdim buraya gelme nezaketini hatta cesaretini göstermesini.. Otopark konusu: buradan kartlar alındığı bizim de aldığımız gibi sizin de aldığınız gibi kartlar buradan alınacağı için Fenerium’a tahsis ettik, istiyorsanız da Abdullah Bey yürüyemiyormuş, ‘istiyorsanız da tribünde size yer ayıralım’ dedik. Bu 1907 Tribünü olur, protokol tribünü olur, sizlerin oturduğu tribün olur, illa ki Maraton olması gerekmiyor. Ve Abdullah Beyin yürüyemeyeceğini ifade ederek nezaketsizlik  diyerek gelmediler. Şart mı Abdullah Bey ile gelmeniz? Geri kalanınız gelin, Abdullah Bey gelmesin. Abdullah Bey ile her türlü lokantaya, sıra gecesine gidebiliyorsunuz; buraya gelince mi olay oldu? Hatta sizin beraber ne işiniz var? Birbirinize bu kadar hakaret ettikten sonra, saygısızlık, küfürler en kutsalına, ne işiniz var? Hep saygı gösterdim. Bilhassa rakip olup ben kazanıp başkan olduktan sonra da ama her daim saygı gösterdim. Niye ben bu saygıyı gösterdim? 2015’ten sonra çok ciddi görüş ayrılıklara, tartışmalara rağmen… Çünkü Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başkanı olduğu için.

Ben bir forma alan kişiyi omuzumda taşırım, buraya 20 yıl başkanlık yapmış kişiye saygıdan başka hiçbir şey gösterilmez. Ama artık benim için bu yaklaşım geride kalmıştır. Benim için artık sadece Aziz Yıldırım’sınız. Çünkü siz sizi yani kendinizi Fenerbahçe’nin sahibi görüyorsunuz, hepimizin üstünde görüyorsunuz! Hatta Fenerbahçe’den daha büyük görüyorsunuz! Yani siz olmazsanız Fenerbahçe neredeyse olmayacak gibi gösteriyorsunuz. Ama kulübe artık zarar veriyorsunuz. 3 sene evvel buradaki seçim sonuçlarını hazmetmeniz lazım. Dün göstermiş olduğunuz hazımsızlık beni küçültmek, aşağılamak için yaptıklarınız önce sizi ama siz umurumda değilsiniz artık Fenerbahçe Spor Kulübü’nü küçültüyor. Artık haddinizi aştınız. 20 yıllık başkanlık yaptığınız camiada seçim sonuçları istediğiniz gibi gerçekleşmeyince kongre üyelerine saygısızlık yaptınız, şuradan çekip gittiniz. Ama belki size göre saygısızlık değil çünkü siz hepimizin üstündesiniz. Dolayısıyla kızgınım! Çünkü biz rakiplerle mücadele ederken ne yazık ki sizlerle de mücadele etmek durumundayız. 3 sene susmuşunuz, biz sizi tahrik etmişiz, gerçek değil.

Gerçekleri söylemediğinizi 3 sene evvel de burada ifade ettim. Dün son derece kendini bilmez açıklamalar, tutarsız, küstah, dengesiz, intikam hisleriyle bezenmiş, tehditkâr, rakiplerimizin sosyal medyada şölen yapacak tarzda mesajlar, çirkin üslup, yakışıksız içerik, eksik ve yanlış bilgiler, kibir, parmak sallamalar unutmuştuk biz bunları. Keşke tekrar hatırlamasaydık. Sayın Aziz Yıldırım, müsaade edin intikamınızı benim başkanlık dönemim bitince alın. Çünkü bana, içinize, benim içime Aziz Yıldırım ve arkadaşları kaçmış ya, aynı cümleyi bir aynaya bakarak bir daha kurun! Bana olan husumetiniz kulübümüze zarar vermektedir. Bunun bilincinde olun. Koskoca efsane başkanımız, Fenerbahçe’yi SPK’ya tehdit ediyor. ‘Çağırım nerede SPK’ diyor. Nerede biliyor musunuz SPK. Abdullah Kiğılı bahsetti ya ‘Fenerium şu kadar değerde’ diye. Biliyor musunuz ki biz gelir gelmez SPK’nın açtığı soruşturma muhatap kaldık, Fenerium’un değerini şişirdiniz diye.. Bu bahsettiği değerler yok o değerler. Ama bu insanlar, insanların gözünün içine bakıp gerçekleri o kadar saptırabiliyorlar ki… Bir kulaktan giriyor bir kulaktan çıkıyor ne yazık ki. Zaten daha dönemimizin ilk başlarında ekim ayıydı yanılmıyorsam, ortak tanıdığımız birine ‘intikamımı almadan ölmeyeceğim’ dediniz. Şakayla karışık da demiş olabilirsiniz ama 2 buçuk sene sonra görüyorum ki pek de şaka değil. FETÖ’cülükle suçlamadım diyorsunuz. Dün birkaç tane dernekle görüştük, onlar anlattılar. Yaptığınız özel toplantılarda benim bir proje olduğumu, bir FETÖ projesi olduğumu anlattığınızı.. Yazıklar olsun size. Şimdi bunun şahitleri de var. Şunu bilin, ben sizinle havada, karada, suda her yerde mücadele ederim. Ama kulübümüze zarar veriyorsunuz. Keşke bize akil insanlık yapsaydınız, keşke elimizden tutsaydınız, keşke zaman zaman size danışabilseydik, keşke 3 Temmuz Davası’nda omuz omuza verip hepimiz yekvücut ve tek ses üstüne gidebilseydik. Ama sizin şahsi duygularınız, düşünceleriniz, ihtiraslarınız bu kulübün çıkarlarının önüne geçmiş.

Siz, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Nasıl bu kulübün başarısızlığını istersiniz, sırf başındaki insanı sevmediğiniz için? Sivas maçından sonra sevindiniz mi, üzüldünüz mü? Dünkü konuşmayı yapan kişinin sevinmesi mümkün olamaz, Sivas maçından sonra. Biz şampiyonluğu yakalayabilseydik inanın devamı gelecekti, her şey unutulacaktı. Ve açtığımız bugünkü yepyeni sayfaya çok daha emin adımlarla, üstüne basa basa, sıçraya sıçraya gidecektik. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Birleştirici olacakken camiada kazan kaynasın, bölünmeler olsun diye herhalde bir fitili ateşliyorsunuz. Görünen o ki önümüzdeki sezon her kötü sonuçtan sonra taraftarımızı kışkırtacaksınız. İşinize geldiğinde taraftar iyi, işinize geldiğinde taraftarın kombinelerini iptal et. Aynı Ali Koç gibi.. İşine geldiğinde iyi, yönetime al, günü kurtaracakken benden sonraki adayım, başkanlık adayım de; işine geldiğinde tukaka, FETÖ’cü, kaçtı. Zaten bu kadar aklından git gel yaşayan kişilerin dengeli hareket etmeleri mümkün değildir.

TFF. Mesut Özil için 1 kuruş ödememişiz. Evet, ödemedik. Bonservisi yok. Geçen sezonki maaşını da hepsini Arsenal’de aldığı maaşla devam etti. Olmayan bir şeyi biz nasıl TFF’ye raporlayalım? Yok, İrfan da 7’ye değil de 11’e almışız. Her şeyi biliyormuş, belgeleri. Açıklasın belgeleriyle, açıklasın! Siz değil miydiniz ‘Fenerbahçe’yi mahkeme kapılarında süründürmeyin’ diye insanları şikayet eden? Siz değil miydiniz otel salonlarında, orada burada ‘şikayet etmeyin gelin genel kurulda eleştirinizi yapın’ diye değil miydiniz? Yok, ben ve Burhan Karaçam gelmişiz hesap sormuşuz etmişiz kulüpte. Siz dün demediniz mi ‘5 tane adam yollayacağım, tutanak tutacağım, mahkemeye vereceğim’. Bu nasıl bir gelgittir? Bilmiyorum, büyük konuşmamak lazım, belki benim de yaşım ilerleyince ben de aynı şeyleri yaşayacağım. Şimdi beni mahkemeye vermezseniz, tam argo bir kelime kullanacağım adam değilsiniz! 150 Milyon Euro, 150 Milyon lira zaten bir şey anlatırken Liralar, Euro’lar, Dolar’lar, trilyon, milyar, milyon hepsi birbirine karışıyor, çorba oluyor ama size şunu söylüyorum, biz yüz yüze geleceğiz Sayın Aziz Yıldırım! Siz benimle gelmezseniz ben sizinle geleceğim, kaçmak yok.

Lütfen camiamızı hedefini de hepimizin tahmin ettiği bir kavga içine çekmeyin. Camiayı mevcut yönetime karşı kışkırtmayın. Efsane başkan olarak kalmak istiyorsanız o zaman sizin gibi insanlardan bekleneni yapın.

Şimdi, ailemi çok seviyorsunuz, sevindim. Ağabeyim Mustafa’yı çok severdiniz. Babam Rahmi Koç’u çok seviyorsunuz. Dün de repertuvarda Vehbi Bey’e değindiniz. Ben hariç hepsini çok seviyorsunuz. Allah razı olsun. Herhalde onların size yaptıklarının yanında benim yaptıklarım anlaşılan mukayese edilemez. Ama size iki şey söyleyeceğim, konuyu Rahmi Koç’tan açmışken. Rahmi Koç’un bir lafı vardır; ‘Yaydan çıkan ok, geçen zaman, kaçan fırsat, ağızdan çıkan söz bir daha geri gelmez.’ Siz dün o sözleri ettiniz ve bunun da hesabını vereceksiniz. Beni, Fenerbahçe Spor Kulübü’nü değil siz, hiç kimse tehdit edemez. Bunu da kafanızın bir köşesine yazınız. Size dün demişlerdir, ‘Başkan be, süper konuştun –biliyorum burada hep yaşardık- yumruğunu masaya koydun, taşı gediğine oturttun vs.’ İnanmayın, hiç inanmayın yoksa kandırılmaya devam edersiniz.

İkinci konu, sizden bir ricam var. Fenerbahçe Spor Kulübü’yle ilgili bir şey konuşurken ve beni de dahil edecekseniz, ricam ailemin adını ağzınıza almayın. Rica ediyorum. Rica yetmezse de size şiddetle tavsiye ediyorum. Sakın bir daha yapmayın.

Kulübü sattırmam gibi garip garip söylemler içindesiniz. Olmayan bir gündemi çıkartıyorsunuz, pişiriyorsunuz, etrafında spekülasyon yapıyorsunuz sonra da kurtarıcı rolüne giriyorsunuz. Ne kulübü satan var ne de kulübü istesek de biri satacak, satılabilecek mevzuatı var. Ne olduğunu siz de gayet iyi biliyorsunuz. Biri bu kulübü satışa çıkarsa 3 Temmuz’da olduğu gibi bu taraftar dimdik ayakta durur ve müsaade etmez. Zerre kadar şüphem yok.

Müthiş bir mali tablo bıraktığınızı ifade ediyorsunuz. Yani gerçekten az kalsın kendimizi biz ona borçlu hissedecektik, alacaklı olacaktı. Size bir şey söyleyeyim, biraz sonra yapacağım teklifi kabul ederseniz… Kulübün hangi yöneticinize kasa kolaylığı yaptığını orada konuşacağız. Bir şirketten 8.6 milyon dolar kredi alıp 100 gün içinde 9.6 milyon dolar, yani dolar bazında %40 faizli niye verdiğinizi anlatacaksınız. Ama şunu anlatacaksınız. ‘Söz konusu paraysa kimse size laf edemez’ dediniz. Bu konuyu anlatacaksınız. Bu kulüp nasıl da yönetici kasa kolaylığı sağlar, kulüp yöneticiye değil. Dolayısıyla konuşacaklarımız var. Öyle kolay değil.

Beni seyirciyle yollayacaksınız öyle mi? Seyirci bu kulübün sahibidir. Bizler yolcu, taraftar hancıdır. Taraftar resmi temsilcilerdir. Sizlersiniz kulübün gerçek sahipleri. Olabilir. Zaten ben istenmediğimi hissettiğim an giderim, merak etmeyin. Ancak şunu da bilin ki o taraftar sizi bugün buraya getirmedi. Konuştunuz, baktınız, ondan sonra da bir otopark mazeretiyle, ‘Gelmiyoruz’ dediniz. Fenerbahçe ne zaman sizin tekelinize girdi? Fenerbahçe sizin değil kimsenin boyunduruğunda, emrinde, tekelinde değildir, olmayacaktır. İnşallah bir daha hiç. Bu camia kendi içinden kendi evlatlarını çıkartıp yönetimlerde başkanlık seviyesinde hizmet ettirecek kapasiteye, insan kaynağına sahiptir. Bu camianın evlatları pek çok şeye sahiptir. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü’ne yöneticilik, başkanlık yapmaya değil hayatın her kesiminde, her kurumda bu camia ne evlatlar yetiştirmiştir. 114 yıllık kulüp sizin tekelinizde olacak. Yok sahaya dönmüşsünüz, her maçı seyredecekmişsiniz, gözünüz bizde olacakmış. Hadi. Biraz sonra yapacağım teklifimi. Ama çok üzülüyorum, Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan değerleri ne çabuk unutmuşsunuz. Kim düşünebilirdi Sayın Aziz Yıldırım’dan sonraki başkanların veya ondan sonraki dönemde, ‘Aziz Yıldırım ve arkadaşları gibi dostunuz varsa düşmana ihtiyacınız yok.’ cümlesini kullanacağını. Kim düşünebilirdi?

Başkanımızın dün değindiği bazı konularda haklılık, doğruluk payı da var. Pek çok eleştirisi yanlış bilgi, belgeler de var ama doğruluk payı da var. Ama siz bu üslupla, bu tarzla, bu yaklaşımla kimsenin sizi dinlemesini bekleyemezsiniz. Ama hala beni tanımamışsınız. Hala benimle uğraşıyorsunuz. Tanışacağız. Daha fazla tanışacağız.

Şunu da söylemek istiyorum; gayrimenkuller, gelirler, giderler, kulübü sattırma konusu, basketbol, bir sürü itham, parmak gösterme, her şey var. Evet biz iyi bir 3 sene geçirmedik Sayın Aziz Yıldırım. Ama kimse bizim samimiyetimizden, iyi niyetimizden, çabamızdan şüphe edemez. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımızdan, fedakarlıklardan kimse şüphe edemez. En kötü günleri gördük, iyi günler yakında. Zaten biz o günleri gördüğümüzde cılız olan sesiniz hepten kesilmiş olacak. Allah’ın izniyle sizlere hak ettiğiniz şampiyonlukları Allah bize kısmet kıldığı zaman biz başka kulvarda olacağız –biz derken hepimiz- sizler başka kulvarda olacaksınız. Çünkü hiçbir Fenerbahçe başkanı Fenerbahçe’nin kötü gitmesini, başarısızlığını istemez, tahammül edemez, onun için dua etmez, olduğu zaman da keyif almaz. Allah bana bugünleri göstermesin.

Yıllar önce, 2013-14, yeni yönetimden ayrılmışım. Başka bir camianın ileri gelen, üst seviye, yıllarca hizmet etmiş bir iş adamı bana dedi ki, ‘Ayrılınca nasıl? Senden sonrakiler başarılı olmasın istiyorsun değil mi?’ dedi. ‘Hayır. Biz ç içe çalışıyoruz, ben hala katkı sağlıyorum.’ dedim. ‘Yok, öyle olmaz. Yönetici refleksidir. Sizden sonrakiler başarılı olmasın istersiniz.’ dedi. ‘Yok ağabey. Herhalde sizin camiada olur, bizim camiada olmaz.’ dedim. Meğerse bizim camiada dibine kadar oluyormuş.

Kaçmışım öyle mi? Acaba sizin tabirinizle kaçtıktan sonra nasıl katkıda bulunmuşum bu kulübe; voleyboluna, kadın basketboluna, okuluna… Bir açın, bakın, sorun. Bir de sizin yanınızda oturanlar ne yapmış. Onları da konuşacağız.

Evet, bizim sportif başarısızlığımızın mazereti finansal sorunlar olamaz. Şimdi harcama limiti var, Financial, Fair Play var, kuralmış başını gidiyor. Zaten aldığınız tablo çok kötü. Aldığınızda UEFA Avrupa’nın en kötü finansal durumundaki kulübü diye rapor yayınlamış. Ama bunun üstüne de bizim hatalarımız, talihsizlikler, şanssızlıklar bu noktaya geldik. Şunu da size açık ve net bir şekilde söyleyebilirim; biz iyi yoldayız. Fenerbahçe iyi yolda. Futbolda şampiyon olamadık diye lütfen karaları bağlamayın, karamsarlığınızı arttırmayın. Şu gelseydi bu sene bakın ne oluyordu ama seneye gelecek. Ondan sonra neler olacak hep beraber göreceğiz.

Transferleri nasıl yaptın? Para yoktu, 52 transfer yaptın vs… Biz yaptığımız her transferi denk bütçeye göre yaptık. Sattığımız kadar aldık. Sizler bu işi bu kadar iyi biliyorsanız bizden önceki 6 yılda niye transfer zararı 100 milyon Euro? Tekrar ediyorum, 3 yıllık dönemde 52 oyuncu alındı, 52 oyuncu gitti. Eksi 1 kuruş yok. Sattığımız kadar aldık. Zaten mecburuz onu yapmaya. Peki sizin dönemde niye 6 yılda 100 milyon Euro’luk transfer zararı var? Onu da yeri gelmişken söyleme ihtiyacı duyuyorum.

Bazı gayrimenkullerimiz var. Gayrimenkullerimizin şu an nakde çevrilecek kısımları çok sınırlı. Pek çok gayrimenkul alınmış, borçla. O borçlar faizleriyle beraber yavaş yavaş gayrimenkullerin değerine yaklaşmış vaziyette. Hepsi ipotekli vs. Ben bunları sizin gözlerinizin içine bakarak konuşmak, tartışmak istiyorum.

Basketbol öneriniz... Bu düşünülmüş, kurgulanmış, iyi senaryo, kötü senaryo analizleri yapılmış bir fikir mi yoksa çat kapı orada aklınıza geldi de söylediğiniz bir şey mi bilemiyorum. Ama dinlemek isteriz. ‘Basketbolu bize verin, 35 milyon Euro bütçemiz var, para bol.’ diyorsunuz. Öncelikle şunu söylemek istiyorum, kulübü içinde olmadan da destek sağlayabilirsiniz. Fener Ol’a 1 kuruş para vermediniz. Olabilir, ‘yeni yönetim, sevmiyoruz onları’ diyebilirsiniz. Üniversite. 7 tane mektup yolladınız bize, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük mirası, hayalinizi yok ediyorsunuz diye. 1 Türk Lirası üniversite için bağışta bulunmadınız. Şimdi burada mangalda kül bırakmıyorsunuz. Rakamları geniş geniş söylüyorsunuz. Vefa Bey bilir, bir tek kendi hibede bulundu. Onları da konuşacağız. Fenerbahçe’ye katkı sağlamak için kulübün içinde olmanız gerekmiyor. Dolayısıyla basketbol teklifinizi değerlendirmek istiyoruz ama emin olmak istiyoruz. Belki hakikaten hepimiz için de enteresan bir orta yol bulabiliriz. Ama bizi ikna etmeniz lazım bu meblağları sağlayabileceğinize dair. Bir sezon mu, iki sezon mu? Ne şekilde garantileyeceksiniz, bir teminat mektubu mu vereceksiniz? Bekliyoruz. Herhalde hakkımızdır diye düşünüyorum.

Dedim ya burada 3 sene evvel, ‘150 milyon Euro’ dediniz, sonra çıktınız ‘150 milyon TL’ dediniz, sonra da en yakın çalışanlarından biri Fenerbahçe TV’ye gidip ‘Aman Euro kısmını gösterme, TL kısmını göster’ diye org’a TV’ye talimat verdi. Bugün hangisi? Euro mu, TL mi? Dün Euro dediniz. Hepsi kayıtta.

Benim teklifim nedir? Hani bizde maçlarda ayağa kalkmayan şöyle şöyle olsun diyoruz ya. Beni mahkemeye vermezseniz öyle olun. Çünkü zaten onların kendilerinin bile ismini duymak istemediği eski bir futbolcularından medet umuyorsunuz ya beni küçük düşürmek için. Beni mahkemeye vermeyen öyle olsun.

Koskoca Aziz Yıldırım böyle bir adamdan medet umar mı? Sen benim ailemi tanıyorum diyorsun. Öyle bir anlatıyorsun ki neredeyse sünnetimde de vardın. Ondan sonra ‘yok bunun iddialarını ispatla’ öyle mi?

Çok üzülüyorum, koskoca Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ben, bizden önceki dönemin başkanı Sayın Aziz Yıldırım sizleri böyle konuşmalarla meşgul ettiğimiz için. Utanıyorum, üzülüyorum. Ama dedim ya cevap versem bir türlü, cevap vermesem bir türlü. Daha global anlatıyorum bugün. Saygıda da kusur etmeden. Ama vermesek siz dersiniz ki, ‘Bak kabul ettiler, cevap dahi veremediler, bak ne yaptık adamlara.’ O yüzden sorumluluğum icabı cevap vermem lazım. Bunun en güzel yanı şu, daha evvel de bu teklifi yapmıştım, şimdi ısrar ediyorum. Bu teklifi kabul etmezseniz de buraya maça falan da gelmeyin.

Televizyona çıkacağız. Dün söylemeyi unuttuğunuz, bavulunuzda başkaları da varsa onları da çıkarın. Hepsini, tek tek, televizyona çıkacağız… Ve istiyorsanız yanınızdaki arkadaşlarınızı da getirin. Hani sizi çok seven medya mensupları var ya. Hani Fenerbahçe’de işler kötü gidince sallayan ya da sizi öne çıkaran. Onlar da gelsin. Onları da getirin. Ama bir şartım var, Fenerbahçe TV’de olacak. Çünkü bu çok reyting alacak bir programdır, siz de zaten Fenerbahçe’nin ta kendisisiniz. Dolayısıyla başka bir kanala ciddi reyting yapacak programı heba etmeyelim. Kendi kanalımızda yapalım. Israr ediyorsanız benim tek şartım bu. O olmaz, başka kanal osun derseniz ben kabul ederim. Ama tercihim Fenerbahçe TV’de bunu yapmak. Tercihim. İstediğinizi de getirin, istediğiniz gazeteciyi de yanınıza alın, onları da çıkarın.

Şimdi ben burada ısrarcıyım. Bütün Kongre üyelerimize söylüyorum, bunun takipçisi olun. Bu tartışmalar Vefa Bey’in dediği gibi artık barışmak lazım, bu tartışmalar bitsin. Ama bitmesi için kim doğruyu söylüyor, kim yalan söylüyor sizlerin bilmesi lazım. ne yazık ki 3 sene evvel ‘Yalan söylüyorsunuz.’ dedim, bu sefer de ne yazık ki, ‘Hala 3 senede değişmemişsiniz.’ demek durumundayım.

Bizler bunu aşarız. Sakın size yansımasın. Daha fazla birlikteliğimize, beraberliğimize zarar gelmesin. Önümüzdeki sezon şampiyon olacaksak en büyük gücümüz olan taraftarlarımızın da omuz omuza, kol kola, aynı hedefe odaklanmış olmaları gerekmektedir. Sizden rica ediyorum. Ben bu isi temmuz ayında bu işi yapmak istiyorum, uzatmayalım. Temmuz ayına bu işi yapıp bitirelim, sonra bir daha bu konulara girmeyelim. Belki siz Aziz Yıldırım olarak bir nebze vicdanınız harekete geçer, bir nebze mahcubiyet, pişmanlık duyarsınız, siz de bizim yanımıza gelirsiniz, bize omuz verirsiniz ve bu mücadeleleri hep beraber yaparız."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları