loading
close
SON DAKİKALAR

''Alın bu silahı benden''

''Alın bu silahı benden''
Tarih: 29.08.2012 - 13:18
Kategori: Sağlık, Yaşam

Sık sık 'silahlı polis' şiddetinin yaşandığı Türki-ye'de "Depresyondayım, silahımı alın"diyen bir polisin uzun mücadele vermesi gerek...

Radikal'den Eniz Tayman'ın haberine göre, Polis memuru H.Ö. 15 Ağustos’ta Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulun’dan 3 aylık istirahat raporu alamayınca iddiaya göre beylik tabancasını masaya bıraktı ve “Alın silahı siz yapın” dedi. Hastanenin güvenlik görevlileri H.Ö.’yü etkisiz hale getirdi. Doktorlar, H.Ö., hakkında şikâyette bulunmadı. O da görevinin başına döndü.


H.Ö.’nün silahını uzmanların masasına koyması Türkiye’de daha sık tanık olunan ‘silahlı polis şiddetinin’ bir örneğiydi. Ancak bir de madalyonun öbür yüzü vardı. H.Ö.’nün internet ortamında paylaştığı mektuba ve eşinin anlatımlarına göre, H.Ö. ‘yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle’, kendisine ya da başkasına zarar vermemek için silahının alınmasını istemişti. Buna karşın “Silahlı görev yapabilir” raporu verilince de, duruma tepki göstermek için silahı uzmanların bulunduğu masaya bırakmıştı.

Silahı istemiyor

H.Ö.’nün eşi Neslihan Ö., eşinin 17 yıllık polis memuru olduğunu belirterek, şunları anlattı: “‘Kronik depresyon’ tanısı koydular. 2011 sonunda ‘Silahlı görev yapamaz’ raporu verildi. Ancak mayıs'daki kontrolde, doğru dürüst muayene bile etmeden ‘silahlı görev yapabilir’ diye yeni rapor verildi. Eşim silahı istemiyordu. 15 Ağustos’ta da doktorlar eşimle dalga geçer gibi konuştu. Eşim de silahını masaya koydu. Silah kendisine dönüktü. ‘Silahı alın, siz yapın görevi’ dedi. Muğla’ya geri döndük. Bir aylık istirahat raporu aldı, bu arada Manisa’dan da ‘silahlı görev yapamaz’ raporu hazırlayıp göndermişler.”


H.Ö., ise olaydan sonra polislerin takip ettiği internet forumlarına durumunu özetleyen bir mektup yazdı. “Konu rapor mevzusu değil ki zaten” diye başlayan mektubunda H.Ö. özetle şunları söylüyordu: “Silahlı görev yapmaktan yani kendimden korkuyorum. Öfke kontrolüm olmadığını, iki defa intihar girişiminde bulunduğumu, çocuklarıma zarar verebileceğimi, ilaçlarla görev başında uyuduğumu, göreve gidemediğimi, 2-3 kere disiplin kurullarına sevk edildiğimi söyledim. ‘İyileştirmeden bana silahlı görev vermeyin’ diye adeta yalvardım. Buna rağmen ‘silahlı görev yapabilir, durumu iyidir’ gibi rapor verildiğini öğrendim. Tekrar heyet odasına girerek ‘Bari istirahat raporu verin, bu silahı istemiyorum’ diyerek silahımı masaya namlusu bana dönük halde bıraktım.”

Silah doğrultmadı

Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulu Başkanı Psikiyatrist Turgut Işık ise H.Ö.’nün kendilerine silah çekmediğini belirterek, şunları söyledi: “Silah doğrultma olayı yok. Silahını bize bırakıp ayrılma var. Biz de bu nedenle herhangi bir şikâyette bulunmadık.” Işık, polis memuru H.Ö.’nün rahatsızlığı konusunda ise, “Hasta hakları nedeniyle durumu, rahatsızlığı ve verdiğimiz kararları açıklayamam” diye konuştu. Işık, H.Ö.’nün sıkıntılı olduğu, silah taşımak istemediği yolundaki beyanı olduğunu ifade etti.

Uzmanlar: Polis alırken elek sıkı tutulmalı

Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Arıcan: Polis ne okulda iyi eğitiliyor ne de okul sonrası meslek içi kurslarda. Bazı ülkelerde her beş yılda bir yapılan psikolojik testler bizde hiç uygulanmıyor. Diyelim polisin durumu testlerde iyi çıkmadı. Silahını al. Pasif göreve çek. Herkesin bunalım geçirmeye hakkı var da polisin yok mu? Üstelik mesai, maaş, özlük hakları, meslek içi sorunlarla boğuşan bir teşkilattan söz ediyoruz.
Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar: Polis seçimine dikkat etmeli. Son yıllarda bu yapılmaya başlandı. Polisliğe girişte 2012’de 66 bin kişi müracaat ediyor, yüzde 9’u psikolojik testten kalmış. Polis olamadılar. Şiddet sınırında olan insanların oranı yüzde 15 civarında. Polisliğin getirdiği koşullar dikkate alındığında bu oranın yüzde 30 civarında olduğu söyleniyor. Bu da bize eleğin daha sıkı olması gerektiğini gösteriyor.

Silah ‘sesini duyurma’ aracı

İstanbul’da 24 Ağustos’ta polis memuru B.M., İstanbul Emniyeti önünde havaya ateş etti. B.M.’nin kardeşine göre ağabeyi mobbinge maruz kalmış ve sürgüne gönderilmişti. Tuna M. ağabeyinin eylemini şöyle anlattı: “Emniyet teşkilatı içinde sesini duyuramadığı için böyle bir yola başvurdu.”

Son altı ayda polis kurşunuyla kararan hayatlar

Mehmet Duman: 14 Ağustos’ta Ağrı’da polis kurşunuyla kör olduğu belirtildi.
Emrah Barlak: 12 Ağustos’ta İzmir’de polis kurşunuyla ölürken 3 kişi yaralandı.
Nurhak Çartay: 17 Temmuz 2012’de, Diyarbakır’da polisin arkadan açtığı ateş sonucu ensesinden vurularak öldürüldü. Olay ‘dur ihtarı’ olarak kayıtlara geçti.
Çayan Bİrben: Yalova’da 28 Mayıs 2012’de bir kavgayı ayırırken polisin sıktığı biber gazından sonra baygınlık geçirdi, hastanede yaşamını yitirdi.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları