loading
close
SON DAKİKALAR

Anladım ki bu ülke sadece AKP'nin polisine aitmiş

Anladım ki bu ülke sadece AKP'nin polisine aitmiş
Tarih: 06.12.2012 - 16:52
Kategori: Sağlık, Yaşam

Çağdaş Gemik'in babası Haşim Gemik, oğlunu öldüren polisin tahliye edilmesi konusunda "AKP kanun çıkarıyor, polis vuruyor, yargı aklıyor...

Antalya’da, Çağdaş Gemik adlı genci 27 Ekim 2008’de ateş ederek öldüren polis memuru, 10 yıl hapis cezasına çarptırılıp tahliye edildi. O dört yıllık yargılama sürecinde mahkeme, polisin “Mıcırlı zeminde ayağım kaydı” savunmasını, “Polisin cezadan kurtulmak için klasik savunması” diyerek, ağır bir ceza verme yönündeki iki ayrı kararı Yargıtay’tan döndü.

Bu arada Gemik’in babası Haşim tartaklandı, polisi darp etmekten tazminat istemiyle sanık durumuna düştü. Ailenin iki avukatından birine valilik dava açtı, diğerini polisler protesto etti. Türkiye, ‘Sıfır Tolerans’ niteliğinden bir davadan daha sınıfta kaldı. Baba Haşim Gemik, “AKP kanun çıkarıyor, polis vuruyor, yargı aklıyor. Anladım ki bu ülke sadece AKP’nin polisine aitmiş. Yargının olmadığını bir kez daha anladım. İnancım kalmadı, bir kere daha öldüm” diyor.

Çağdaş Gemik, 27 Ekim 2008’de, annesinden ödünç aldığı motosikletle, Yeşildere Mahallesi’ndeki teyzesini ziyarete gitti. Arkasına oturttuğu arkadaşı Halil Keşifçi ile birlikte saat 15.00‘te mahallenin sokaklarında turluyorlardı. Önleyici Hizmetler Şube Amirliği’nde görev yapan 13 yıllık polis Mehmet Ergin ve Ahmet Üstün de aynı mahallede çalışıyordu. Tim 1176. Sokak’a girince karşı yönden gelen, Gemik’in kullandığı motosikletle karşılaştı. Başında kask bulunan Gemik iki polisin yanından geçti. Ehliyet ve ruhsatının olmadığından durmadı. Gemik, kaçamayacağını anlayınca 1773. Sokak’ta durdu. Polisler inip beş metre uzaklıktaki Gemik’e doğru yürüdü. Gemik’in arkadaşı Halil Keşifçi de polislerin yanına gitti. Gemik, motoru yeniden çalıştırıp gaz pedalına bastı. Polis Mehmet Ergin “Dur!” diye bağırdı. Ardından silahını çıkardı.

Gemik’in motosikletinin plakası belli olduğu, arkadaşı geldiği ve polise direniş göstermedikleri halde Ergin, iki el ateş etti. İfadesinde, “Yerin mıcırlı ve zeminin bozuk olmasından dolayı dengem bozuldu, düşme tehlikesi yaşadım ve iradem dışında silahım patladı” diye konuştu. Bu anlatım hiçbir tanık tarafından kabul görmedi. Arkadaşı Ahmet Üstün bile, “Mehmet dur diye bağırarak bir el havaya ateş etti ancak durmayınca bir el yere doğru ateş etti, şahıs motorla beraber yere düştü” dedi. Gemik’in arkadaşı Halil Keşifçi’ye göre, polis Ergin’in dizini kırıp nişan alarak ateş ettiğini söyledi.


Emniyet bile savunamadı

Çağdaş başına isabet eden kurşunla can verirken, polis Ergin cezaevine gönderildi. Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Ağustos 2009’da biten dava sonunda polis Ergin’i TCK’nın 81/1. maddesine göre ‘kasten adam öldürme’ iddiasıyla 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. ‘Mıcırlı savunma’ için mahkeme, “Bu da sanığın kendisini cezai sorumluluktan kurtarmaya yönelik olan, genelde görevlilerin klasik bir biçimde savundukları ‘ayağım kaydı yere düştüm’ şeklindeki savunması olarak değerlendirilmiştir” denildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kararı beklemeden meslekten attığı Ergin’le ilgili ders niteliğinde bir cezaya hükmedilecekti ki, sahneye Yargıtay çıktı. 1. Ceza Dairesi, “hayati bölgeler hedef alınarak ateş edildiğini gösteren yeterli kanıt bulunmadığı” gerekçesiyle kararı bozdu ve TCK’nın ‘ağırlaştırılmış kasten yaralama’ suçunu düzenleyen 87/4. maddesi gereğince 12 yıldan 16 yıl arasında hapis verilmesi gerektiğini savunarak, 30 Kasım 2010’da kararı bozdu. 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Nisan 2011’deki duruşmada, kararında direndi.

Dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitti. Kurul, 5 Haziran 2012’de, Ergin’in “öldürme kastı ile hareket etmediği, ağırlaştırılmış yaralama suçu” kapsamına girdiği sonucuna vardı. 3. Ağır Ceza Mahkemesi de dün davayı üçüncü kez karara bağladı. Mahkeme, TCK’nın 87/4. maddesine göre, ‘ağırlaştırılmış yaralama’ suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırdı ve Ergin’i tahliye etti.

Dört yıllık yargılama boyunca, aile ve avukatlar defalarca itilip kakıldı. 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 Haziran 2009’da görülen ilk duruşmada polisi protesto eden 30 kişiye biber gazı ve coplarla müdahale edildi. Protestocular gözaltına alınırken, baba Haşim’in başına telsizle vuruldu. Gemik’in yakınları ile görevli polisler arasındaki arbedede kolu ezilen polis Ahmet Güldül’e 4 bin 577 lira tazminat ödeyen Bakanlık, parayı aileden almak için dava açtı. Ailenin avukatı Munip Ermiş’e, “valiliğin polisi aklamaya çalıştığı hususunda açıklamalar yaparak, valilik aleyhine kamuoyu oluşturmak” savıyla soruşturma açıldı. Avukat Nilgün Gürbüz de hizmet içi eğitim semineri için gittiği Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde polisler tarafından protesto edildi.


‘Yargıya inancım bitti'

Baba Haşim Gemik, böyle bir kararı beklemediklerini belirterek, şunları söyledi:

“AKP kanun çıkarıyor, polis vuruyor, yargı aklıyor. Öyle bir adaletsizlik var ki aile olarak, bir sefer daha bunu yaşadık. Bu ülkenin yargının olmadığını bir kere daha anladık. Çok rezil ve komik bir karar çıktı. Yargı nasıl bu kadar duyarsız ve çürümüş olabilir ki. Artık devletin hukukuna güvenim kalmadı. Türkiye’de yargıçların olduğuna bir baba olarak inanmıyorum. Kim için var? AKP’nin polisi için, AKP için var. Bu ülkenin vatandaşı için yok. Benim inancım kaldı, bir kere daha öldüm.”

Radikal/İsmanil Saymaz

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları