Babacan'dan Erdoğan'a Sedat Peker sorusu: Niye sessiz?

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Abdullah Gül'ün ortak adaylığı sürecine ilişkin kendisine yöneltilen 'ihanet' eleştirilerine “Asıl ihanet nedir? İlkelere ve değerlere uymamaktır. Siyasete girerken ortaya koyduğumuz ilkeler vardı: Ehliyet, liyakat, adalet, hakkaniyet" şeklinde yanıt verdi....

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Haber Global yayınına katılan Babacan, AKP'den ayrılma sürecini şöyle anlattı:

Abdullah Gül'ün ortak adaylığı sürecine ilişkin 'ihanet' eleştirilerine Erdoğan'ın Fazilet Partisi'ndeki 'yenilikçiler' kanadının lideri olduğunu hatırlatarak cevap veren Babacan, “AK Parti'nin kuruluş hazırlığı sayın Erdoğan Fazilet Partisi'nin içindeyken yapıldı. Asıl ihanet nedir? İlkelere ve değerlere uymamaktır. Siyasete girerken ortaya koyduğumuz ilkeler vardı: Ehliyet, liyakat, adalet, hakkaniyet” ifadelerini kullandı.

Babacan'ın açıklamaları şöyle: 
"-Üç yalan var. Bir, kronoloji. Sayın Gül’le ilgili süreçte daha Erdoğan aday değildi. İki, ’CHP’nin adayı’ diyorlar. Model; bağımsız, tarafsız aday olup diğer partilerin desteklemesiydi. Üç, ’Gizli’ diyorlar. Görüşmeye gizli gidecek insan tarifeli THY uçağıyla gider mi?

-AK Parti’den ayrılacağımı ve yeni bir parti kuracağımı söylemek için Sayın Erdoğan’ı ziyaret ettiğimde bana ısrarcı oldu. Benimle ilgili sorunlar varsa niçin ‘Gitme, kal’ diye ısrarcı oldu? Bu etik değil diyorlar. Bakın siyasi etik, siyasi ahlak yasasını çalışmak için yıllarca çaba gösteren benim. Taslağını ben hazırladım. Üç yıl uğraştım. Bakanlık döneminden kenara koyduğum dosyalar sadece o dosyalardır. Peki Sayın Erdoğan niye bunu reddetti?
Asıl ihanet nedir? İlkelere ve değerlere uymamaktır. Siyasete girerken ortaya koyduğumuz ilkeler vardı: Ehliyet, liyakat, adalet, hakkaniyet. Dinimizin kutsallarını günlük siyasete alet etmemek lazım. Mescid-i Aksa hepimizin kutsalı. Türkiye’deki tek dindar genel başkan o mu? Siyasi rekabeti dinimizin kutsallarına bulaştırmasın. Sonra bir başka genel başkan benzer bir şey yaptığında küplere biniyor.

-Z kuşağı adına konuşmamız çok doğru değil. Bakıyorum, bazı siyasi değerlendirmelerde yeni keşfedilmiş canlı türü gibi davranılıyor. Biz zaten gençlerle beraber çalışıyoruz, bütün politikalarda beraber karar veriyoruz.

-(Sedat Peker'in videoları) Netflix dizilerinden daha yoğun izlenen bir dizi serisi var, 6’ncısı çıktı. Sayın Erdoğan niye sessiz? Ne diyor? 'Biz çetelerle, mafyayla mücadele ederiz' diyor. Et o zaman.

Burada yapılması gereken savcılığın re'sen devreye girmesidir. Susurluk olayında dönemin bakanı 5 gün sonra bırakmak zorunda kaldı. Bunların hepsi iddiadır. Gerçek olup olmadığının tespiti savcılıkların görevidir. Harekete geçmeleri gerekir. Yargı bağımsız değil. Yargı, hükümetin ağır etkisi altında. Yargı, hükümet bunun neresinde, diye bakıyor.

-Bir savcı pandemi genelgelerinin hukuksuz olduğunu söyledi hemen savcı hakkında soruşturma başlatıldı. Mecliste bir soruşturma komisyonu kurulması gerekir. 

Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) da harekete geçmesi gerekiyor. Direkt cumhurbaşkanına bağlı. Cumhurbaşkanı niye talimat vermiyor? Susurluk'ta devreye giden DDK niye devreye girmiyor?

Sayın Erdoğan'ın suskunluğu, tutuk olması, sadece 'çeteler, mafyalar...' falan deyip geçmesi kabul edilebilir bir şey değil."