loading
close
SON DAKİKALAR

Bakarken Utandığımız Maraş Resmi

Bakarken Utandığımız Maraş Resmi
Tarih: 12.02.2012 - 01:19
Kategori: Gündem

2011'in son günlerinde geride bıraktığımız olaylardan biri de Maraş katliamının 33. yıldönümü oldu.

Aslında olayların öncesinde, özellikle 1978’in ikinci yarısında Malatya, Sivas, Erzincan gibi birçok farklı kentte ateşlenen fitillerin yangını, atılan husumet tohumlarının meyvesiydi Maraş’ta yaşananlar. Alevi inancına sahip insanlara ait işaretlenen ve arkasından yıkılan evler, kurşuna dizilen insanlar, çocukları tarafından yalnız bırakıldıktan sonra öldürülen 90 yaşındaki kadınlar, çocuklar, hamile kadınlar, bin türlü, fakat aslında hepsi birbirinin aynı olan acı dolu hikâyeler… Maraş katliamı hâkimi Kerim Günay anlattı 33 yıl sonra, o günlerde yaşananları, 90 yaşındaki kadını ve 10 yaşındaki çocuğu; onu dinlerken söyleyecek söz bulamadık, sustuk yalnızca…

Ve olaylardan sorumlu olmasına rağmen delil yetersizliğinden özgür bırakılan; ufak isim değişikliği operasyonları ve yaşadıklarımızın, yaptıklarımızın hesabının doğru bir biçimde verilmemesi sayesinde bugün siyaset dünyasında kendine yer edinebilen insanlar…

Çok kolay galeyana gelen bir toplumun bireylerinin, daha büyük güçler tarafından kullanılması sonucunda arkamızda bıraktığımız acı ve utanç dolu ve hep yüzleşmekten korktuğumuz tablolarından biriydi Maraş.

GDO’lu Yem

GDO’lu mısır türlerinin hayvan yemi olarak yurtdışından ithal edilmesine izin verildi. Tarım Bakanlığı’nın “GDO’nun gıdaya geçtiğini kanıtlayan bir tane bile bilimsel veri yok” şeklindeki iddiasını, yurtdışında yapılan üniversite araştırmalarının GDO’lu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen gıdalarda GDO’lu DNA’ya rastlandığı yönündeki sonuçları çürüttü.

Peki, markete gidip bu gıdalardan satın alan insanlar aldıkları etin, sütün, yumurtanın GDO DNA’sına sahip olduğunu bilecekler mi? Hayır, çünkü bu ürünlerin üzerine “GDO’lu” ibaresi konma konusunda herhangi bir mevzuat, yasal düzenleme yok.

Neticede bir kez daha “ne yediğimizi bilmeyen”, tesadüfi, hasbelkader yaşamlar süren insanlar olma vasfımızı perçinlemiş oluyoruz.

2011’in son günlerinde Meclis’ten gece yarısı geçirilen milletvekili maaş zammıyla ilgili yeni bir tartışma ortamındaydık. Zam yasasına gelen tepkilerin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “zammın gerekçesinin anlaşılamadığını” belirterek yasayı kısmen veto etti. Yasanın ne anlama geldiğini şöyle özetleyebiliriz:

İlkokul mezunu, 25 yaşını doldurmuş, askerliğini yapmış ve sicili temiz olan herkesin milletvekili olma hakkı var; yani en düşük kamu görevine talip olmak için gereken kriterlerin aynıları. Ancak bugün devlet memuru kadınlar 58, erkekler 60 yaşından önce emeklilik hakkı kazanamazken milletvekilleri 2 yıl içinde emekli olabiliyorlar ve hiçbir devlet memurunun alamadığı bir maaşa 2 yıllık emeklerine karşılık, ömür boyu sahip oluyorlar. Kişi başı milli gelirin 65.000 dolar olduğu İsveç’te milletvekili maaşı 4.200 dolar, emeklilik yok; kişi başı milli gelirin 98.000 dolar olduğu Norveç’te milletvekili maaşı 7.500 dolar, emeklilik yaşı 65; kişi başı milli gelirin 47.000 dolar olduğu Belçika’da milletvekili maaşı 5.064 dolar, emeklilik yok; kişi başı milli gelirin 10.000 dolarlarda olduğu Türkiye’de milletvekili maaşı 5.600 dolar, emeklilikte yaş sınırı yok, 2 yılda emeklilik hakkı var.

Uludere’den Gelen Acı Haber

Şırnak Uludere’de 35 kaçakçının, sınırdan geçiş yaptıkları sırada öldürülmesi 2011’in “33 kara kurşun”u oldu Ahmed Arif’in dizelerinden doğru gelen. En küçüğü 12 en büyüğü 37 yaşındaki bu 35 insanımızın yasını hep birlikte tutmalıyız.

Bu vahim olaydaki kusurlar, olaylar daha da kontrol edilemeyen bir boyuta taşınmadan, Atlantik ötesi emperyal oyunun, Arap Baharı’ndaki tasarımın benzerinin uygulanmasına fırsat verilmeden, yaşananların perde gerisi, gerçekler, hükümet tarafından her yönüyle bir an evvel aydınlatılmaya muhtaçtır. Başka bir seçenek söz konusu değildir.

Üzülme Noel Baba

Keşan müftüsünün “Doğru dürüst biri olsa bacadan değil kapıdan girerdi” şeklindeki sözlerine alınmamıştır umarız Antalyalı Noel Baba. Zira aslında elle tutulur bir sebebi var onun evlere bacadan girmesinin. Mitolojiye göre, yardım ettiği insanları rencide etmemek, gururlarını kırmamak için bacadan hediyelerini bırakır; sonra da kimseyi rahatsız etmeden, hırsızın, arsızın yaptığı gibi çalıp çırpmadan, geldiği yerden, kimseye görünmeden, sessizce çıkıp gidermiş.

Keyifli, mutlu, gülümseyerek geçireceğiniz bir yeni yıl akşamı ve huzurlu bir 2012 dileğiyle… Yeni yılımız kutlu olsun.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları