loading
close
SON DAKİKALAR

Başarının anahtarı iş yeri çalışması

Başarının anahtarı iş yeri çalışması
Tarih: 12.02.2012 - 03:08
Kategori: Sendika

KESK ve sağlık örgütlerinin düzenledikleri grev başarı ile sonuçlandı.

KESK ve sağlık örgütlerinin düzenledikleri grev başarı ile sonuçlandı. Milyonlarca kamu emekçisinin çalıştığı kamu kurumlarında bu kadar etkili bir grev yapılabilmesi hiç kuşkusuz işyerleri temelinde yürüyen bir çalışmanın ürünüdür.
Özellikle sağlık, eğitim ve maliye iş kollarında etkili olan grev, bundan sonraki süreçte nasıl bir mücadele hattı izlenmesi gerektiğini de gösterdi.

Grevi etkili kılan iş kollarından olan sağlık iş kolunda örgütlü bulunan SES’in İstanbul Aksaray Şube Başkanı Ersoy Adıgüzel, başarılarının sırrını şöyle açıklıyor; “22 Kasım grevinden sonra hastanelerde işyeri meclisleri kurduk. Bu meclislerde öğretim üyesinden taşeron işçisine kadar tüm sağlık emekçilerinin temsilini sağladığımız gibi, hasta ve hasta yakınlarının katılımını da önemsedik. İşyeri meclislerinde grevi nasıl örgütleyeceğimizi tüm bileşenlerle çokça tartıştık. 21 Aralık Grevi’ni örgütlemek için işyerlerinde yoğun bir faaliyet yürüttük. İşyeri toplantıları yaptık. Birim birim dolaşarak bildirilerimizi dağıttık. Örgütlü örgütsüz tüm sağlık emekçilerini bu sürece katmayı hedeflediğimizden ve bu doğrultuda bir faaliyet yürütmemizden dolayı greve katılım oldukça yüksekti.”  

Greve katılımın yüksek olmasının en önemli nedenini sağlık emekçilerinin talepleri ile halkın taleplerinin ortak olması olduğunu belirten Adıgüzel, sürekli ve ısrarlı bir çalışma sürdüğünü durumlarda güçlü ve coşkulu grevlerin yapılabilindiğini söyledi.  

“Bu grevlerin bize öğrettiği en önemli şey işyerlerinden başlayan, işyerlerine dayanan ve işyerlerinde tartışılarak somutlaştırılan talepler öne çıkarıldığında emekçilerin ciddi anlamda sahiplendiği, bir o kadarda sürece dahil olduklarıdır. Sadece emekçiler açısından değil öğrenciler açısından da bu böyle. Daha önce kendilerini mücadelenin dışında tutan bir çok öğrenci, karar alma süreçlerine dahil edildiklerinde dersleri boykot edip eyleme katılabiliyor. Hani her ağzını açan birleşik bir mücadeleden söz eder ya, işte bunun en somut örneğinin Çapa ve Cerrahpaşa’da başarılmış olması birleşik mücadelenin önemini bir kez daha öne çıkarırken bir yandan da birleşik mücadelenin nasıl yürütülmesine dair yol göstericilikte yapıyor” diyen Adıgüzel, emekçilerin siyasi düşüncesine, hangi sendikaya üye olduklarına bakmadan işyerlerinde birleştirildiği koşullarda etkili grevler yapmanın önünde engel olmadığını dile getirdi.

Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak ise beklentilerini aşan bir grev yaşadıklarını, diğer konfederasyonların karar almamalarına rağmen bağlı sendikaların, üyelerinin talepleri sahiplendikleri için greve katıldıklarını dile getirdi. “Katılmalarını engellemek isteyen sendika merkezlerinden gelen uyarılara rağmen KESK’in dile getirdiği talepler tüm kamu emekçilerin sorunlarını yansıtıyordu.

Diğer sendikalar bu grevin KCK’yı desteklemek için yapıldığını iddia ederek kamu emekçilerini grevden uzak tutmaya çalıştılar. Emekçiler buna itibar etmediler ve katıldılar. Hem de KESK’in tarif ettiği gibi sevk almadan greve çıktılar” diyen Uluocak, grev hazırlıkları sürecinde yüz yüze çalışmayı esas aldıklarını, öğretmen odalarında yüzlerce işyeri toplantısı yaptıklarını kaydetti.

İşyerlerine dayanarak yürütelen çalışmanın grevde başarılı sonucun temel noktası olduğunu dile getiren Uluocak, “Taleplerimizi dile getirdik ancak hükümet bu grevimiz karşısında geri adım atmayacağa benziyor. Sahte sendika yasasını geçireceğini açıklamıştı. Yine kamu emekçilerine öngörülen yüzde 3’lük zam var. İşçiler açısından kıdem tazminatının fona devri gündemde. Bu açıdan eylemlerin devam etmesi gerekiyor. Örgütlü, örgütsüz emekçiler ve işçiler iş yasasındaki ayrımlara bakmadan bir araya gelmek ve ortak bir mücadele hattı örmek zorundayız. Ancak böyle bir mücadeleyse saldırıları püskürtebiliriz” diye konuştu.

Başarılı bir grevde etkili rolün grev komitelerinde olduğunu söyleyen BES İzmir Şube Ramis Sağlam, işyeri temsilcilerini bile grev komitelerine almadıklarını, daha yerelden ve işyerlerinde yaygın bir çalışma yürütülebilinmesi için üyelerden oluşturduklarını dile getirdi.  

Grev örgütleme sürecinde her işyerinde üçer toplantı yaptıklarını ve hükümetin saldırılarını tek tek anlattıklarını belirten Sağlam, kamunun tasfiye süreci, özellikle sağlık alanında uygulanan yıkım politikalarının, 2012 itibari ile herkesten kesilecek olan genel sağlık sigortası priminin greve katılımın yüksek olmasında etkili olduğunu dile getirdi.   BES olarak 4 yıldır talepleri olan “Eşit işe eşit ücret” konusunda son çıkan kanun hükmünde kararname ile eşitsizliğin daha da derinleşmesinin sendikalarının örgütlü olduğu işyerlerinde katılımı yüzde 95’lere kadar çıkarttığını aktaran Sağlam, “Biz işyerlerinde toplantılard yaparken sadece 21 Aralık’ı konuşmadık. Grevden sonra taleplerimiz yerine gelmez ise bir günü aşan grevlerde yapacağımızı anlattık. Bu kararlılığımız üyelerimizin öz güvenini arttırdı. AKP hükümeti saldırılarını geri çekmez ise bizde böyle etkili grevler yapmaya devam edeceğiz. Öncekigün İzmir’de bir kuruş vergi toplanmadı” diye konuştu.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları