Başsavcılıktan 'Katar' kararı: 'Soruşturmaya gerek yok'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilen Borsa İstanbul’un yüzde 10’unun Katarlılara satılmasına karşı Halkın Kurtuluş Partisi’nin (HKP) suç duyurusuna ilişkin “soruşturmaya yer olmadığına” dair karar verdi. HKP karara itiraz etti.

26 Kasım 2020 tarihinde, Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al Sani’nin Türkiye’yi ziyareti sırasında Cumhurbaşkanlığı’nda Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile Katar Yatırım Otoritesi (QIA) arasında Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesinin devri anlaşması imzalanmıştı. Satışın, 200 milyon dolara gerçekleştirildiği belirtilmişti. Tepki çeken satışı Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) yargıya taşımıştı.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

HKP avukatları, başta TVF Yönetim Kurulu Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TVF Genel Müdür ve TVF Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında, “Temel Milli Yararlar Aleyhine Faaliyet” ve “Ticari Sır Niteliğindeki Bilgi ve Belgelerin Yabancılara Açıklanması” suçunu işlediklerini belirterek 01 Aralık 2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu başvurusunda, anayasa tarafından düzenlenen “bağımsız ve milli ekonomi”nin de ihlal edildiğine dikkat çekilmişti.

SAVCI: ‘HÜKÜMETİ DENETLEME YETKİ VE GÖREVİMİZ YOK’

HKP’nin suç duyurusunu işleme alan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bir yılı aşkın süre sonra yaptığı inceleme sonucu dilekçeden Recep Tayyip Erdoğan’ın adını çıkartarak, “soruşturmaya yer olmadığına” karar verdi. Kararda şikâyetin, “Hükümetinin ekonomik politikasına yönelik olduğu” savunulurken, “Cumhuriyet Başsavcılığımızın Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ekonomik politikasına ilişkin eylemlerinin yerindeliğini denetleme yetki ve görevinin bulunmadığı” belirtildi. Ayrıca, “dilekçenin genel ve soyut nitelikte bulunduğu, şikâyet edilen ilgili kamu görevlileri yönünden atılı suçların kanuni unsurlarının oluşmadığı” iddia edildi.

KARARA İTİRAZ EDİLDİ

HKP avukatları, Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz dilekçesi vererek, karara itiraz etti.  İtiraz dilekçesinde, “Suç duyurumuz Hükümetin ‘ekonomik politikasına’ yönelik değil, Ulusal Ticari Sırları içeren milli varlıklarımızın fonunun kuruluş amacına aykırı olarak satılması, kamu mallarının ve dolayısıyla kamunun zarara uğratılması suretiyle maddi yarar sağlama amacı güden şüphelilerin eylemlerine uyan suçlardan cezalandırılmaları talebini içermektedir, dolayısıyla bu aşamada söz konusu olay, ‘ekonomik politika’ kapsamından çıkmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Savcılığın SYOK kararının hukuka ve yasaya aykırı olduğu belirtilen dilekçede, “Soruşturmaya yer olmadığına” dair kararın kaldırılarak soruşturma yapılması, TVF Yöneticileri hakkında iddianame hazırlanması ve cezalandırılmaları talep edildi.

ERKAN: ‘EGEMENLİK DEVRİDİR’

Savcılığın kararını Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'a değerlendiren HKP MYK Üyesi Av. Doğan Erkan, “Borsa İstanbul’un yüzde 10’unun satışı, egemenlik yetkisinin yüzde 10’unun satışına tekabül eder” dedi. Borsa İstanbul’a ilişkin düzenlemedeki ticari sır niteliğindeki belge ve bilgilere işaret eden Erkan, Borsa İstanbul’un kıymetli maden ve taşları işletme yetkisinin de olduğunu, satışın, bu yetkinin yüzde 10’unu da satmak anlamına geldiğini kaydetti. Erkan, “Buna bir ekonomik karar diyemeyiz. Anayasaya göre bu egemenlik devridir” dedi.

Kararın, stratejik olsun ya da olmasın çeşitli kurumların satışlarında yargı yolunu kapatmaya yönelik bir karar olarak nitelendirilebileceğini aktaran Erkan, “Savcılık, ‘Siyasi iktidar ülkenin hangi değerini satarsa satsın, ben buna ceza hukuku üzerinden bakmam’ diyor. Bazı değerleri satmak yasaklanmış durumda. Bu yasağın ihlali suç olur. Savcılık bu bakış açısıyla ülkenin tamamı Katar’a satılsa buna da ekonomik karar diyecek. Savcı görevini ihmal ediyor. Bu, yandaş yargı oluşturduklarının göstergesi” ifadelerini kullandı.