Beylikdüzü Gazetecileri ağırladı

Beylikdüzü Belediyesi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde usta gazetecileri bir araya getirdi.

Beylikdüzü Belediyesi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde usta gazetecileri bir araya getirdi. Tuluhan Tekelioğlu moderatörlüğünde, Zafer Arapkirli, Pelin Batu, Uluç Özcü ve Cengiz Özkarabekir’in konuşmacı olarak katıldığı söyleşide, “Türkiye’de gazetecilik hangi koşullarda yapılmaya çalışılıyor veya yapılamıyor?” sorusu masaya yatırıldı, gazetecilik objektifinden Türkiye fotoğrafı çekildi. Tekelioğlu’nun hazırladığı Persona Non Grata (İstenmeyen Kişi) Belgeseli, büyük bir ilgiyle izlendi.

Bağımsızlık ve özgürlük yolunda, vatandaşların haber alma özgürlüğü için birçok olumsuz koşulla karşı karşıya kalan ve yolundan dönmeyen usta gazeteciler Tuluhan Tekelioğlu, Zafer Arapkirli, Pelin Batu, Uluç Özcü ve Cengiz Özkarabekir Türkiye’de gazeteci olmayı, mesleğin gidişatını ve değerlerini Beylikdüzü’nde konuştu. Beylikdüzü Belediyesi’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlediği söyleşide, “Türkiye’de gazetecilik hangi koşullarda yapılmaya çalışılıyor veya yapılamıyor?” sorusu başlığında cevaplar verildi, görüşler tartışıldı ve çözüm yolları konuşuldu.

“Gazetecilik Kalben Yapılır”

On dokuz usta gazetecinin yaşadıkları süreçleri anlatan ve büyük beğeni toplayan Persona Non Grata (İstenmeyen Kişi) belgeselini çekme amacını anlatan ve gazeteciliğin kalple yapılan bir meslek olduğundan bahseden Tekelioğlu, “Biz bu belgeselde şu an yaklaşık 5 bin işsiz kalan gazetecinin yani aileleriyle birlikte ortalama 20 bin kişinin mağduriyetini göstermek istedik. Gazetecilik bir hayat biçimidir. Zengin olunacak bir meslek değildir. Herkes bunu içten, gönülden ve kalben yapar, kamuoyu sorumluluğu olan bir meslektir. Biz sizin haber alma özgürlüğünüz için bazen hayatımızı tehlikeye atıyoruz, tutuklanıyoruz” dedi.

38 Yıllık Tecrübelerini Paylaştı

Söyleşide, suikastler sonucu hayatını kaybeden Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi daha birçok gazeteci de anıldı. 38 yıldır gazetecilik yapan ve birçok farklı sürecin içinde bulunarak tecrübeler edindiğini dile getiren Arapkirli ise, “Gazeteci demek, can korkusuyla bedel ödeyerek iş yapmak, başkalarının gördüğü ya da görmediği şeylere objektifi daha yakından tutmak, adeta bir el feneri olmak demek. Canı pahasına gerçekleri göstermeye, duyurmaya çalışan gazeteci meslektaşlarımıza buradan koca bir selam gönderiyorum” diye konuştu.